Belgelerle Şêx Said Hareketi, Bolşevikler ve Kemalistlerin suç ortaklığı(4)
Komitelerin etkisi ve dış güçlerin hareket üzerine etkisiHalep-Beyrut: Hilafetin yıkılmasından sonra, halifenin ailesinden tanınan bir kaç kişiye Fransa Suriye’ye yerleşme iznini verdi.. Bunlar Alpu ve Beyrut’u yerleşme alanı olarak seçtiler. Fazla zaman aradan geçmeden Şeyh ul islam Haci Sabri ve Damat Ferid döneminde Meşhur mahkeme başkanı Nemrud Mustafa Paşa’da onlara katıldılar.. Halife’nin ailesinden prenslerden Selim ve Abdullah Rahim; Abdulmecid’in oĝlu prens Ömer Faruk ve amcası oĝlu Bahadin, Abdulhamid’in oĝlu Burhanedin.. Bunların hepsi halifenin komitesindeydiler.. Bunlar Kürdistan’da kendilerine destek bulmaya karar verdiler. Çünkü, genel olarak Kürdler Hilafet ve Salsanatı kabul ediyorlardı. Bundan dolayi Alpu komitesi bazı göçzede Kürdleri yanına çekerek aralık 1924 yılında Alpu’da „Kürd kongresini“ yaptı.. Bu kongede baĝımsız Kürdistan devletini kurma kararını verdiler. O dönem Beyrut’ta bulunan prens Selim Alpu(Halep) çaĝrıldı ve orada „Kürd Emiri“ olmaya razı oldu.. Selim’in Türkiye’deki şirketini satarak, parasını ayaklanmayi hazırlamak için Alpu komitesine vermesi gerkiyordu. Fakat daha sonra Prens Selim ve Nemrud Mustafa Paşa arasında çelişki baş gösterdi. Nemrud Mustafa Paşa, Selimin Kürd Emiri olamayacaĝını, çünkü Kürd olmadıĝını deklere ediyordu. Daha sonra meşhur Newres Selim’in safına katılıyor. Alpu komitesi üzerine basında daha fazla yazılmıyor.. Deniliyor ki ayaklanma Alpu komitesi katılımıyla örgütlenmiştir. Örnek olarak bu komite her taraftan mollaları(bunlarda gericilikleriyle meşhurdular) çaĝırıyor ve isyan bölgesinde Şeyh Said’e yardım etmek için Türkiye’ye gönderiyordu. Ayaklanmaya Alpu komitesinin katılımının doĝru olduĝunu söylemek gerekir. Çünkü, Şeyh Saidi Kürdistan Padişahlıĝına aday gösterenler bu prenslerin içindeydiler ve orada yaşıyan Selim ve Burhanedin gibi.. Diĝer taraftan, Ankara için sorun yaratmak Fransa’nında çıkarınaydı ve kendisini Kürdlerin dostu olarak göstererek sonradan daha fazla şeyler elde etmek istiyordu.. Açıktır ki Fransa basınında gericiler ayrı tutulursa, „Guina“ gibi Türkiye ilişkin dostluĝunu ifade ediyor, Suriye topraklarında Türk askerlerinin geliş ve gidişlerine yol veriyordu. Aynı zamanda Suriye basını Antakya ve Iskenderun nüfus sayımına ilişkin yazılar ve Türklerin nüfusun %38‘inden az olduĝunu yazıyordu. Bundan dolayi bu bölgelere otonomi verilmesi veya Türk dilinin resmi dil olarak ilan edilmesi bölge halkının çıkarlarına terstir diyorlardı.. Ayrıca Antakya, Halep ve Iskenderuna uzun geziler yaparak bu bölgelerin Suriye’ye baĝlanması gerektiĝini ilan ediyorlardı.. Erzurum Komitesi belli bir dönem öncesi kuruldu.. 1923 ve 1924 yılları arasında Yusuf Ziya önderliĝinden kurulan örgüt sol ulusalcı düşünceye sahipti. Fakat aktivitelerinde başarılı olmadı.. Çünkü ekim 1924 yılında Ankara tarafından darmadaĝan edildi. Komitede rol alan kişiler hakkındaki bilgiler „Kişilerin Rolu“ bölümünde verilecektir. Kuşkusuz Komitee, otonomi ve Kuzey Kürdistanı kurtarmak için genel bir Kürd hareketini örgütlemek istiyordu Fakat, komitenin üyelerinin tutuklanmasından dolayi işleri engellendi.. Ingilizlerin bir uzantısı olan Kostantinopol Komitesi, şehrin işgal edilmesiyle birlikte Ingilizlerin gözetimi ve yol göstericiliĝi altında açık bir şekilde işlerine başladı.. Ismi „Komela Pêşxistina Kurdan“ olan bu komite, Kürdlerin en meşhur ve en eski ailelerinden Babanlar ve Bedirxaniler tarafından kurulmuştu.. Bu Cemiyet Türkleri kızdıracak şiyarı kendisine bayrak etmemişti. Kürd bölgesinde Feyzi Zülfü ve Rasim gibi Türk derebeyler örgütü tahrip ve parçalamak amacıyla Cemiyete katıldılar. Belli ölçülerde amaçlarına ulaşabildiler.. Örneĝin: ikiside Bedirxanilerden olan Ali ve Mustafa Zihni Paşa baĝımsız Kürdistan şiyarından vazgeçtiler. Sonuçta Türkiye yanlıları Cemiyeti terk edip başka bir oluşuma gittiler.. Fakat, daha fazla gitmeden o oluşumda daĝıldı. Ayrılıkçı Komitenin önemli yöneticileri şunlardı: Qenbur Izet, kardeşi Suleyman, Seyid Abdulqadir, daha önceleri savaş bakanı olan Hamdi Paşa, Dr. Şükrü Muhamed, Dr. Abdullah Cevdet ve Xelil Rahmi bunların en meşhurlarındandılar...Britanya Konsolosluĝu bu komitenin oluşumunda açık ve önemli bir rol oynamıştı.. Komitenin Ingilizler olan ilişkiler büyük oranda Suleyman üzerine yürüyordu.. Ingilizler kendisine kardeşi Qambur Izeti(o dönem üst düzeyde bir yönetici deĝildi) içişler bakanı yapabilecekleri, eĝer Baĝımsız Kürdistan propagandasını yapar ve ingilizleri desteklerse diyorlar.. Qenbur Izet ise bu öneriyi kabul ediyor ve hazır olduĝunu bildiriyor. Ingilizler, o dönem Büyük Vezir olan Tefik Paşa’yı mecbur ederek Qenbur Izeti içişler bakanlıĝına getirdiler.. Aynı zamanda Bedirxanların büyük kardeşi Emini Adelet Bakanı yapmak istediler.. Fakat, Emin Bedirxan’ın kafasında Kürdistan Cumhurbaşkanı hayali olduĝundan bu görevi kabul etmemeyi en iyi yol olarak biliyordu..Cemiyet o dönem Kostantinopol’da „Serbesti“ gazetesini çıkaran, ünlü ve bilge Kürd gazetecisi Mevlanazade Rifat tarafından destekleniyordu. Bu cemiyet taraftarı vasıtasıyla Kürd aydınları arasında propagandasını yapıyor, Sevres Antlaşması esnasında otonomi istemlerini sunmak ve „Baĝımsız Kürdistan“ haritasını konferansa sunmak amacıyla temsilcilerini oraya gönderdi. Burada sözü edilmesi gereken bir hususta Cemiyetin düşünceleri bazı Türk ileri gelenleri ve bunlardan Büyük Vezir Tevfik Paşa tarafından destekleniyordu.. Tevfik Paşa’nın desteĝi, Sevres Antlaşması uygulanacak büyük Ermenistan’a baĝlanacak olan topraklar müslüman olan Kürdlere kalacaĝından kaynaklanıyordu.. Cemiyet’in üyeleri aktif adımlar atıyorlardı.. Açıktır ki hemen barıştan sonra Ingilizler Kürd bölgelerindeki Cemiyet üyelerine mektuplar gönderiyor, Bedirxanilerden Celadet ve Kamuran ile birlikte Türkiye karşı propaganda yapmak ve görüşmelerde bulunmak amacıyla bir binbaşılarını alana gönderdiler. Onbeş gün içinde bu kışkırtıcılar Kürd bölgesine ve Malatya’ya geldiler. Bunlar Malatya’ya geldiĝi zaman kendiside Bedirxanilerden olan Malatya Valisi Xelil Rahmi de oradaydı.. Eskiden bu Bedirxaniler aile Kürdistan’ın tümünü hükümdarlıkları altında bulunduruyorlardı. „Şir“(Musul bölgesinde) kongresinde bazı Kürd otonomistleri kendisini Kürdistan Emiri yapma konusunda söz vermişlerdi. Yukarıda sözünü ettiĝimiz temsilciler alana geldikten sonra Xelil Rahmi isyan çaĝrısını yaptı ve daĝıtıĝı manifestoda halktan isyan etme çaĝrısında bulundu.. Xelil Rahmi’nin elinde çok geniş silah, mermi ve savaş araç ve gereçleri vardı. Fakat, zamansız yapılan bir çaĝrıya Kürdler fazla önem vermediler. Çünkü, Kürdler Ermenilere karşı savaştaydılar.. Kürdlerin dinsel duyguları, ulusal dar düşüncelerden daha güçlüydü. Sonuçta Xelil Rahmi Ingilizlerin denetimindeki Musul’a kaçtı. Iki Kürd ile Malatya’ya gelen ingiliz binbaşısının haberini Türkler hemen aldılar, çok zor bir şekilde kaçıp kurtulabildiler. Bu Kostantinpol Cemiyetinin Cemiyetinin desteklediĝi Xelil Rahmi’nin başlattıĝı ayaklanmanın resmidir. Daha sonra Xelil Rahmi Türkiye’ye dönmek için uĝraştı.. Fakat, ingilizlerle olan ilişkilerinden dolayi Türkiye yöneticileri tarafından tutuklandı.Daha sonra Türkiye devleti onun isminide kara listeye koydu ve 150 kişi ile birlikte 1924 yılında Türkiye’nin dışına çıkarıldı.. Cemiyetin üyeleri Lozan Konferansı sırasında daĝıtıldılar.. Emir Ali Bedirxan, Mısır’a göç etti. Mevlanazade Rıfat Lonra’ya gitti ve oradan Irak’a.. Diĝerleri ise hepsi Musul ve Irak’a gittiler. Cemiyet daĝıldı. Fakat, Ingilizlerin istemi üzerine Cemiyet Türkiye’nin dışında faaliyetlerine devam etti: Baĝdat ve Musul Komiteleri.... Beklenildiĝi gibi nasyonalist Kürdler Ingilizlerin yönetimi altındaki Musul’da toplandılar.. Ingilizler amaçlarına varmak için, Türkiye sınırında Kürd arasında çok meşhur olan Şeyh Mahmud başkanlıĝında Güney Kürdistan Otonom yapısını oluşturdular. Şeyh Mahmud iktidarını ilan ederek Ingilizlere Kürdistan’ın Kürdlere ait olduĝunu bildirdi. Ingilizlerin ülkesine gelmesine izin vermedi. Onlarda orduyu üzerine gönderdiler, Suleymaniye’nin güneyinde Derbendibaziyan da cesurca esir düştü. Şeyh Mahmud’u önce Hindistan’a ve daha sonra Ingiltere’ye götürdüler.. Fakat, Şeyh Mahmud Kerkük, Suleymaniye ve Amêdiya bölgelerinde o kadar meşhur idi ki, bu bölgelerin halkı Şeyh Mahmud’un uzaklaştırılmasından sonra barış yapmak istemiyordu... Sert isyanlarla ingilizlere cevap verdiler.. Ingilizler uyguladıkları tüm zorluklara raĝmen, halk mücadelesine devam etti. Halk Ingilizler için içinde çıkılmaz bir durum yaratmıştı... Ve özellikle de Musul’da... Ingilizler ortamı yatıştırmak amacıyla Şeyh Mahmud’u Musul’a geri getirdiler ve hatta kendisine Suleymaniye’de yaşaması için izin verdiler. Şeyh Mahmud bir daha Kürdleri isyana kaldırdı ve ingilizleri Suleymaniye’de çıkardı.. O dönem Lozan antlaşması imzalanmıştı.. Şeyh Mahmud kendi isteĝi ve arzusuyla mücadeleyi durdu ve Musul sorunun çözülmesini bekledi.. Ingilizlerin artık Şeyh Mahmud’a olan güvenleri kalmamıştı. Şeyh Mahmud’tan daha az ünlü olmayan Seyid Taha’yi onun yerine atadılar. Bu Seyid Taha, tüm Kürdistan’da hem Türkiye’de ve hemde Musul’da büyük bir saygınlıĝı olan Şeyh Ebeydullah Şemzinanlı’nın torunudur. Ingilizler ona Irak Kürdlerini sakinleştirmeyi ve aynı zamanda Türkiye Kürdistan’ında kışkırtıcılık yapmaya ve ayrılıkçı çabalar içine girmesi için izin verdiler. Aĝustos ve Eylül 1924 tarihinde baş gösteren ve Nesturi ayaklanaması olarak ismi çıkan ayaklanma Seyid Taha’nın üstüne kalmıştır. Türkiye sınırinda otonom Kürdistan’ın kurulmasıyla beraber, Ingilizler çok aktif bir şekilde Musul ve Baĝdat’ta bir çok komite oluşturmaya başladılar. Baĝdat’ta binbaşı Salih Zeki başkanlıĝínda , Türkiye ordusunda emekli binbaşı Emin Zeki, Ingiliz yönetiminde bazı subaylarla „Kürd Subaylar Cemiyeti“ni kurdular.. Derneĝin hemen kurulmasından sonra Milliyetler Cemiyetinden Baĝımsız ve Birleşik Kürdistanı kurma talebinden bulundular. Daha fazla zaman aradan geçmeden Ingilizler Musul’a Kasımzade Aĝa Asef başkanlıĝında ve mahkeme hakimi Ahmed’inde içinde yer aldıĝı „ Baĝımsızlıkçılar Komitesini“ kurdular. Asef‘in babası da Baĝdat’ta memur olan ayrılıkçılardan biridir. Asef Kasim Aĝa Beyin dedesi Zerdi diye ünlüdür. Asef, Basra’da Said Talib’in yanında okumuştur. Asef, 1909 yılında Musul vilayetine baĝlı Zaxo’nun kaymakamıydı Asef, Izet Helo Paşanın kardeşi, üst kademede yer alan Kürdlerden ve o zaman Musul Valisi olan Mustafa Yumni tarafından destekleniyordu.. O yıllarda hayvan vergisini toplarken karıştıĝı yolsuzluk suçundan dolayi işinden edildi. Artık Asef’in tavrı gittikçe sertleşmeye başladı ve ismi 1918-19 yıllında Musul’u ele geçirmek istiyen ünlü Kürdlerin arasında geçmeye başlandı... Ingilizlerin Kürd sorununa el atması bu son ayaklanmada çok gizli ve kapalıydı. Son dönemlerde Suriye’de bir Ingiliz yetkilisi yaptıĝı açıklamada dünya savaşı sırasında Kürdler Ermenilerin öldürülmesine ve talan edilmesine katılmamışlar dedi. Herkesçe biliniyor ki bu doĝru deĝildir. Ingiliz yönetimi Irak ve Musul’da Kürdleri denetim altına almak için elindeki tüm imkânları kullanıyaor.. Hatta Faysal Şeyhlere hediye adı altında çok büyük bir para ayırmıştır. Gazetelerin bildirdiklerine göre Newres ve Nemrud Mustafa Paşa ayaklanmaya katılmışlar.. Newres, Türk ordusundan emekliĝe ayrılan üst düzeydeki bir yüzbaşıdır. Son dönemlere kadar Hicaz’da Huseyin’de ordunun üst kademesinde çalışmıştı.. Ondan daha aktif başka katılımlarda beklenebilinir. Çünkü söz konusu olan şahıs Alpu Komitesinin üyesiydi.. Nemrud Mustafa Paşa ise Damat Ferid Paşa döneminde Divani Harp Mahkemesinin başkanıydı. Lozan Konferansından sonra Ingilizler onu Irak’a getirdiler ve Musul Meselesinde onlara büyük bir hizmet yaptı. Nemrud Mustafa’nın doĝrudan ayaklanmaya katılması çok zordur. Alpu Komitesine ve Irak’tada yalnızca ayaklanmaya maddi yardım yapmıştır.Eĝer ayaklanmanın yalnızca Alpu komitesi ve Irak komitesi tarafından örgütlendiĝini söylesek bu doĝru olmaz. Kuşkusuz yabancıların parmaĝı bu işin içinde var. Yabancılara ait elbiseler, paralar, altınlar, silahlar ve daha başka şeyler ortaya çıkıyor.. Bu konularda Türk kaynaklarının verdiĝi veriler tartışmasızdır. Diĝer taraftan açıktır ki, Şeyh Said ayaklanma öncesi oĝullarından birini Alpu’ya gönderiyor.. Kuşkusuz amacı para ve nasihat elde etmekti..Yabancıların ayaklanmadaki rolu, yardımları ve düşünce ortaklıkları açıktır. Ayaklanmanın daha fazla uzun sürmesi, sonuçları komşu emperyalistler için daha önemli ve daha fazla yarar getirir. Özellikle bu ayaklanma daha fazla Ingilizlere hizmet etmektedir. Çünkü, aktüel ayaklanmanın gelişme gösterdiĝi zaman dilimi içinde Milliyetler Cemiyeti komisyonu orada işe başladı. Hepsi Türkiye taraftarlarıdır. Türkiye diplomatları her zaman bunu tekrarlamışlardır. Bunun birlikte ayaklanmanın sonuçları ingilizlerin gönlüne göre olmadı.. Ingilizler ayaklanmayi örgütlerken amaçladıklarına kavuşmadılar..Musul’da 5000 Asuri’nin baĝlı bulunduĝu bazı Kürd ünlü ve önde gelen kimseler var.. Hakari vilayetinden çıkarılan bu Asuriler geri dönme çabası içindeler. Kuşkusuz Ingilizler, Sirt, Mardin ve Bitlis’e saldırdıkları zaman onlara daha fazla önem verebilirlerdi.. Diĝer yandan gazetelerin bildirdiĝine göre sınırdaki Kürd aşiretleri Faysal’a temsilcilerini göndererek Türkiye’deki ayaklanmacıları destekleme ve sorunlarını çözme talebinden bulunmuşlardır. Fakat, hiç bir şey yapılmadı.. Musul’da Ingilizlere baĝlı aşiretlerin istemlerinin cevabı negatifti. Asuri önderlerinden papaz Mansur ve Gregor yaptıkları propagandalarda Asuriler silahlı adamlarını Kürdlerin yardımına gönderecekler.. Ingilizler, bu adımların atılmasının zemini yoktur diyorlar. Fakat bu Ingilizlerin ayaklanmacılara yardımını zayıflatmaz.. Bazı yayın organlarında görülüyor ki bu alanda başlıca rolu Irak Diyanet Işleri Bakanı Haydarizade Ibrahim görüyor. O, sık sık Musul’a ve Türkiye sınırındaki bölgelere kuşkulu geliş ve gidişler yapıyor. Sonrada Irak Meclis oturumunda da ortaya çıktıĝı gibi, Ingilizler şimdi ayaklanmanın yayıldıĝı Çolemerg bölgesinde 1919 yılında büyük miktarda silah bıraktı.. Bunun dışında Ingiliz basını açık bir şekilde ayaklanmayi destekliyor ve bu ayaklanma sebebiyle „kemalist rejiminin“ düşürülmesini bekliyordu. Fransız basının bildirdıĝi gibi Ingililizler Türk askerlerinin Suriye’den geçirilmesinden rahatsız.. Her ne kadar Ingilizler kendilerini yalanlıyorlarsa da, Ingilizler Türklerin yaptıkları bu işlerle askerlerini Musul sınırına yıĝmak ve o bölgelerdeki halkı bastırmak amacında olduĝunu düşünüyorlardı.Belirtmekten yarar var. Ingilizler bu ayaklanmayi bizlerin çıkardıĝına ve örgütlediklerine dair çabalar içine girdiler.. Bu amaçla bazı ingiliz gazeteleri ve onların yandaşı olan Amerikan gazeteleri bazı makale ev yorumlar yayınlayarak bu ayaklanmanın Doĝuda Ulusal Kurtuluş Hareketlerin önünü kesmek için Bolşevikler tarafından örgütlendiĝini yazmaya başladılar. Fakat bu tür basının ve yazıların hiç bir etkisi olmadı.. Çünkü, bu yazılar içeriksiz ve temelsizdiler, Türkiye devlet yetkilileri tarafından reddedildi.. „Hakimiyeti Milli“ gazetesinin makalesi... Türkiye’ye karşı dostluĝu ortaya koyan makaleler Sovyet basınında önemli bir yere sahiptir. Türkiye ile birlikte ayaklanmaya karşı olan devletler içinde Bulgaristan, Almanya, Italya resmi gazetelerinin özel bir rolleri vardı.. Yunanistan basını Türkiye’ye karşıydı.Son dönemlerde Suriye basınında yayınlandıĝı kadarıyla kendisini doĝrudan komuta ettiĝi Asuri silahli birimleri Sincar bölgesindeki Asurilerin Patriyarki Hakari vilayetindeki Asuri bölgelerini Türklerden kurtarmak için sınıra gönderilmiş. Bu haberlere göre ayaklanan Asurilerin Kürdlere dostluk üzerine yemin ettikleri, Türklere karşı Kürdlerin yardım etmeye hazır olduklarını vurguluyor. Asuri silahli güçlerinin sayısı 5000 kişiye varıyor..Devam edecek.. Çeviri: Aris Arda [email protected]