Kürdistan'da sömürgecilik sistemi barbarlik düzeyinde sürmektedir. Bu kosullarda Kürdistan halkinin görevi sömürgeci sisteme karsi Kürt millet haklarını dayatmaktır. Onu Kürdistan`da söküp atmaktir.
Kürdistan halkinin gercek kurtulusu Kürt millet hakları elde etmesine bağlıdır.
Kürdistan sorunu dil-diş sorunu değildir.
Türkiye'nin demokratikleşme sorunu değildir.
Türk devlet sınırları içi bir sorun değildir.
Millet, ülke ve iktidar sorunudur.
Bağımsızlık sorunudur.
Bunun dışındaki çözüm biçimleri sorunu çözmekten uzaktır.
Sorun Kürt millet haklarının dayatılması ve uğrunda mücadele edilmesi sorunudur.
Bu süreçte sömürgeci sistemin geri adım attıp kimi Kürt istemlerini kabullenmesi mücadelenin kazanımlarıdır.
Şu an yayınına başlıyan trt-6 böylesi bir kazanımdır.
Devletin Kürtçüsü her kazanıma karşı olduğu gibi bu kazanımada karşı olduğunuda ilan etti. Aslında beklenen bir gelişmeydi. Kimi çevreler buna bir anlam veremesede olup-bitten ihanet örgütünün gerçek yüzünü bir kez daha açıkça göstermesidir.
Sömürgeci sistem tarafindan örgütlenen, desteklenen ve Kürdistan halkina dayatilan ihanet örgütü Kürdistan halkini bölerek, karsilikli siperlestirerek, catistirarak 30 sene gibi uzun bir zaman sürecinde KUKM`nin dinamiklerini tüketerek şu an “Türkiye uluslaşması“ içinde eritmenin çabasını vermektedir.
PKK`nin varolus nedeni buydu. Görevi Kürt milletinin dinamiklerini tasviye etmek, teslim almak ve Türklestirmekti.
Kimse tarihi yanlış algılamasın.
Birden fazla PKK yoktur. Bir PKK vardır ve o da A. Öcalan'ın PKK'sidir.
Sömürgeci sistem kendi „Kürtcü“sü A. Öcalan PKK'si eliyle Kürdistan hakina kirli bir savas dayatti. Bu savasla KUKM`nin ulusal-sosyal dimamikleri önemli ölcüde tasviye edildi.
Geriye kalanlarida kirli savasin aktörleri tarafindan „baris politikasi“ adi altinda “demokratik Türkiye“ girdabında tüketilmeye calisilmaktadir.
Burada herkesin sordugu bir soru vardir;
“Kürtler niye savasti, niye baris istiyor?“
Bu sorulara dogru cevap, kirli savasin kirli aktörlerinden beklenemez.
Bu sorularin dogru cevabi A.Öcalan ve cetesinin varolus nedeninde aramak lazim.
A.Öcalan ve cetesinin varolus nedenini dogru kavrayanlarin bu sorulara dogru cevaplari vardir.
Bu degilde A.Öcalan ve cetesine „ulusal“, „milli“ ve „devrimci“ misyonlar bicen cevrelerin bu sorulara dogru cevap vermesi beklenemez.
Ki bu cevreler bilerek veya bilmeyerek kontra A.Öcalan ve cetesinin yedegine düstüler.
Halk karsisinda suclu duruma düstüler.
Kürt sorunu degil, Kürdistan sorunu...