Skip to main content
Submitted by Rêvebir_D on 1 February 2014

Lice'de Kürtler yine birbirini taşlamış, nedeni ise, Mart'ta yapılacak seçimlerde belediye başkanlığına kimin oturacağı çekişmesi.

Kavganın taraflarından biri Hüda-Par, diğeri ise, YDG-H imiş. Hüda-Par´lıların basına yansıyan ifadelerine göre, BDP´liler kavgayı başlatan taraf değilmişler. Kendilerine YDG-H diyen birkaç gençmiş....

Geçenlerde bir tane sivri akıllı gençle sivri bir sohbet ettik ayaküstü:

"Hüda-Par etkin olursa hepimizi keserler" dedi.

Bir ara da bir Hüda-Parlı orta yaşlı sivriden duymuştum;

"Onlar komünist"

Şimdi bir tarafın sivri genci, bir tarafın da sivri orta yaşlısı bir araya gelirse işte sömürge yasası da böyle tıkır tıkır işler.

Nedir o yasa?

O yasa, "Haydi Kürtler sandık başına, ama gitmeden önce de birbirinizden birkaçını tırpanlayın öyle gidin!" yasasıdır.

Yani çatıştırarak kanını emdikten sonra seni koltuğa yaslatan yasadır. Öyle bir yaslatır ki, bir daha da kopamazsın o koltuktan, yıllardır yaşandığı gibi.

Sonra da yapışıp kaldıkları koltukta ´özgürlük´ diye ´din´ diye bağırsınlar bakalım kaç kişi bu sivrilerin sesini duyacak?

Oysa her iki sivrinin de derdi ortak;

Kimliğin yok, dilin yasak, kültürünü yaşamıyorsun, sana ait bir futbol takımın bile yok, seni başkası yönetiyor ey gariban, tek kelime ile sen bir kölesin, neye dayanarak birbirinizi taşlayıp sonra da sömürge sandığına oy atıyorsunuz?

´Özgürlüğe´ giden yolda bu mu sizin kurtuluş tespitiniz, koltuk kavgası mı?

Dindarlığı sandıkta mı yücelteceksiniz?

Siz bu hikâyeyi çok yanlış okumuşsunuz, o zaman.

Ha "bu değil" diyorsanız, e nedir kardeşim o zaman bu ateş, bu hengâme, bu heyecan?

Sakin olun biraz, çevrenize bakın bakalım sömürü sandığında kimlik özgürlüğünü, demokrasiyi, insan haklarını, adaleti, din özgürlüğünü bulmuş bir halk, bir sınıf, bir katman olmuş mu şimdiye dek?

Özgürlüğün yolu sandıktan ve koltuktan geçiyorsa, amenna…

Ama öyle değil, hikâyeyi doğru okumak lazım…

Hikâye şu;

O kavgasını verdiğiniz sandık; evet bazen geçici bir refah da getirir, geçici bir rahatlık da yaratır, hatta göstermelik bazı haklara da önayak olur, ama günü geldiğinde hükümet ile bir cemaati karşı karşıya getirebilen, bütün plan ve programları bir anda altüst edebilen bir araçtır da aynı zamanda.

O sandık bazen derin devlet üreten, bazen paralel hükümet yaratan, bazen de iktidardakini idama götüren bir ´demokrasi´ oyunudur da.

Ama o sandık hiçbir zaman nihai özgürlük, kesin adalet, bitmez tükenmez refah ve nihai zafer aracı olmamıştır, olması da mümkün değildir.

Evet, yine de sandığa gidin, oyunuzu da verin, ülkedeki işleyiş böyledir; koltuğa da oturun, ´sefanız olsun´ deriz, ama kanınızı sömürtmeye değecek bir şey olmadığını da görürseniz fena olmaz.

Hangi inançtan olursa olsun, hangi kesimden olursa olsun, derdi ortak olanların özgürlük kavgası koltuk kavgasına dönüşürse çok ayıp olur!

Tek kelime ile ayıp!

01.02.2014

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.