Geçmişten Kaçmak Mümkün mü?
Mehmet Müfit
Bir çok insan, geçmişin bir biçimde onu yaşiyanlarla birlikte var olduğunu ve yaşadiğini bilmemezlikten gelirler. Bazilari ondan kaçmak için, bazilari önemsemedikleri için, bazilari da sadece onun önemini kavrayamadiklarindan dolayi geçmişi «kurcalamaktan» çekinirler.
Geçmişe ilişkin duruş, etikle ilgili duruştur ve esasinda her şeyden önce moral değerler olayidir. O bakima, «geçmişten» kaçanlar moral değerleri de hiçe sayanlardir.
Geçmişle hesaplaşma olayi kötülüğün kökenlerine inme olayidir.
İki görüş var; birincisi, geçmişin rahat birakilmasini, unutulmaya terkedilmesinin daha doğru olacağini savunanlar. İkincisi, ilerlemek için, geçmişin olumsuzluklarindan kurtulmak için, onunla «dayanişma» içinde olmak için, onunla hesaplaşmanin daha doğru olduğunu savunanlar.
Geçmişten kaçanlarin saklamak istedikleri şeyler olduğundan dolayi, ona dokunmazlar, onu irdeleyenlere şiddetle karşi çikarlar, hatta yasaklamayi denerler.
Oysaki, biliyoruz ki, geçmiş acimasizdir, kendisini inkar edenlerden günü geldimi hesap sorar. Geçmiş hiç bir zaman ölmez, hesabi görülmediğinden dolayi canli olarak insanlarin sadece vijdanlarinda değil, bilinçlerinde ve günlük yaşamlarinda yaşamaya devem eder.
Haince katledilen Ferit Uzun arkadaşimizin hadiseside böyledir; hesap sorulup alinmadiği müddetçe her zaman gündeme gelerek vijdanlari ve bilinçleri rahatsiz edecektir.
Ferit Uzun’un anisi her zaman yaşayacaktir. Onu katledenler ise her zaman nefretle anilarak lanetleneceklerdir. 20.11.2013
Mehmet Müfit