Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi on 11 October 2013

Taşnak Partisi ve Ermeni dostlarımız Alişêr’i Şêx Ubeydullah Nehrî’yi , Ebdulrezak Bedîrxan’ı ve Cîhangîr Axa Êzîdî’yi Nasıl değerlendiriyordu?

Aso Zagrosi

Şimdi bazı arkadaşlar ve Kürd siteleri Hovsep Hayrani’nin bu yazısını yayınlıyorlar. Bu onların hakkı. Fakat, benim daha önce bir dizi makale de gündeme getirdiğim Kürd-Ermeni ilişkileri ve kırılma noktalarının anlaşılmasına yardımcı olmuyor.
Ben o makaleler dizisiyle alışagelen tarih anlayışına çomak soktum, Ermenilerin Kürdlere ve Kürdistan’a ilişkin yaklaşımlarını irdelemeye çalıştım.

Ermeni çevrelerinin Rusya ve bazı batılı devletlere dayanarak Kürdleri Kürdistan’da çıkarmak istediklerini Ermeni kaynaklarına dayandırdım.

HovsepHayrani’nin yazdıkları ancak benim makalelerim bir bütünlük içinde okunduğu zaman bir anlam ifade edebilir.

Yıllardan beri Ermenilerin Alevi ve Êzîdî Kürdlerle dost ve esas olarak “Şafi Kürdlerle” sorunları olduğu çirokını belgelerle çürütüm.

Karabağdan Rewan’dan Bitlis’e kadar Rus ordusu tarafından işgal edilen tüm bölgelerde Kürdlerin kovulması gerektiğini o dönem Van’ın başında bulunan Aram söylüyor.( Aram Ermenilerin ulusal kahramanlarındandır) Bu konuda yazılan bazı mektupları da yayınladım.
Yine Rus Ordusunun Dersimli Kürdlerle giriştiği ilişkilere ateş püskürten Ermenilerdir. Örneğin “Aram’ın bumektubunu da 1919 yılında Paris’te “Le Livre rouge”adlı eserinde yayınlayan Gr. Tchalkhouchian hızını almayarak sözü Dersim Kürdlerinegetiriyor,Aram’ın ne kadar haklı Ruslarında ne kadar haksız olduğunu şöyle açıklıyor:

“Rus Generallerin dar görüşlülüğü yüzünden Ermeni topluluğu içinde Kürdlerde kaldı. Bu Kürdlere “dostlarımız” gözüyle bakıldı ve kendilerine Rus silahları verildi.
Erzincan’ın alınmasından sonra Hınıs, Harput, Kiği, Mamahatun ve Egin arasındaki dağlıkbölgeyi kontrol eden Dersim Kızılbaş Kürdleri Rus Komutanlığından silah ve muhimat aldılar. Sonradan aldıkları silahlarla birlikler oluşturdular ve verdiğimiz silahlarla silahlandılar. Akabinden silahlarını bize çevirdiler.Başlarında da Alişer Bey vardı. Alişer Bey Rusların hizmetine alındı ve kendisine Dersim Bölgesi Komutanlığının yardımcılığı verildi. Onun örneğinden hareketle bölgenin bir şefini görevlendirdik. Ekim 1917 tarihinde General Baratoff’un insiyatifiyle Ruslarla Kürdler arasındaki karşılık ilişkileri düzenlemek amacıyla Osviakantse’de bir antlaşmaya varıldı. Bu antlaşma sonradan Kürdlerin bize karşı saldırıya geçmelerini engellemedi”(age sayfa 65-66)(yazdığım yazı serilerine bakınız)

Ben bu politikaları “Kürdistanı Kürdsüzleştirme politikaları” olarak değerlendirdim..

Gündeme getirdiğim belgelerin ezici çoğunluğu Kuzey Kürdleri için yeniydi. Var olan eski tarih anlayışını yerle bir edecek belgelerdi. Fakat, ne yazık ki Newroz.Com gibi Türkiye’de yasaklı bir sitede yazılarımı yayınladığım için gereken okuyucu kitlesine ulaşamadım.
Recep Maraşlı arkadaşın başında bulunduğu Gelawej sitesi Hovsep Hayrani’nin yazısını yayınlarken benim bu konuda yazdıklarımı da okuyucularına sunabilirdi. Böylelikle okuyucu objektif bir değerlendirmeye gidebilirdi.

Fakat, ne yazık ki Kürd çevrelerinde adil, tarafsız ve vicdanlı diyebileceğim bir gelenek yok.
Daha önce Gelawej’de dahil olmak üzere bir dizi Kürd sitesi Evin Çiçek’in “MirBedirxan 120.000 Êzîdî Kürdünü Öldürdü” adı altında bir yazısını yayınladılar. Ben belgelere dayanarak Pêşxabur ve Musul çevresinde Êzîdî Kürdlere yapılan söz konusu katliamın Mir Bedirxan ile ilişkisi olmadığını, Paşayê Kore, Mîrê Kore dediğimiz Soran Miri tarafından yapıldığını yazdım. (Hatta daha sonra Keladani Piskoposun o konuda yazdıklarını yayınladım)Evin Çiçek’in çevirisini yaptığı kaynaktan 120 bin değil, 1200(bin ikiyüz) kişiden sözettiğini yazdım. Başka kaynaklara dayanarak o katliamda 1200 kişiden çok daha fazla insanımızın öldürüldüğünü de yazdım.
Fakat ne yazıkki, Gelawej hala o yazıyı sitesinde koruyor ve bir dizi anti Kürd çevrelerinin bu yalan ve yanlış bilgileri kullanmasına yardımcı oluyor.

Şimdi Kürd-Ermeni ilişkileri açısında birbaşka yeni belge sunmak istiyorum.
Taşnak Partisi’nin yayını olan Droschak 1916 yılında Cenevre’de Van Direnişi üzerine Fransızca bir kitapçık yayınladı.

Taşnak Partisi, Enver, Cemal ve Talat Paşa’nın başında bulunduğu İttihat ve Terakki hükümetine çağrı yaparak “biz değil Kürdler size ihanet etti” diye yazmaya başladı..

Kimdir bu ihanetçi Kürdler?

Sözü Taşnak Yöneticilerine bırakalım:

„Birincisi, savaşın başlangıcında düşmanın önünde firar ederek Hükümete(burada sözü edilen İttihat ve Terakki hükümetidir. Aso) ihanet eden insan katili/öldüren Kürdlerdir. Bu Beyazid’in düşüşünde resmi olarak ispat edildi. Daha sonra yeni firarlar oldu. Kürd şefleri açık bir şekilde harekete katıldılar: Abdulrezak, Mustafa Bey, Hüseyin, Sadem Bey, Osman ve Necib Beyler, Yezidi Şefi Cihangir Ağa’yı burada not edelim. Abagha’da Kürd Bayrağını dalgalandırdıklarını unutmadık. Bu bayrak „Bağımsız Kürdistan“ sözü/sloganı içeriyordu.“(sayfa 26)

İşte burada insanın „insaf“ demesi geliyor. Abdulrezak Bedirxan tüm 1. Dünya savaşı boyunca Rus Ordusunun saflarında İttihat ve Terakki yönetimine karşı savaştı.. Savaş sonrası İttihat ve Terakki tarafından öldürüldü.(Leyla Bedirxan’ın babasıdır. Benim Leyla Bedirxan ve Abdulrezak Bedirxan Üzerine yazdığım yazılara bakabilirsiniz )

Beyazid’in düşüşünden sonra Osmanlı Ordusunu terk eden Şêx Ubeydullah Nehrîdîr.( bu konudakî yazdığım yazılara bakabilirsiniz)

Osman, Hüseyin ve Necip Beyler Osmanlı devletine karşı başkaldıran Bedirxan ailesinden gelen Kürd yurtseverleridir.

Cihangir Axa Êzîdî Birinci Dünya Savaşı boyunca ağırlığı olan Kürd liderlerinden ve Ermenilere de bir hayli yardımcı olmuş Kürd ulusal kahramanlarından biridir.

Taşnakçılar tarafından İttihat ve Terakki yönetimine yağ çekmek amacıyla hepsi ihanetçi ilan edildi..

"Bağımsız Kürdistan'ı" ilanetmek Türklere ihanetmiş!!!

Ezberleri bozmak ve sağlıklı bir tartışma umuduyla.......

Aso Zagrosi

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.