Türkiye’ye Geri Dönen Xoybûn Üyeleri Üzerine Notlar(2)
Sayın Yaşar Kaya 20/03/2001 tarihinde Özgür Politik’a da Fehmi Bilal (Liceli Fehmi) ilişkin yazdığı bir makalede ; Milli “Emniyet (bu günkü MİT)'in 1931 yıllarında Ankara'da yayınladığı bir broşürde “ yararlanarak Xoybûn’un Rewandiz sürecine dair bazı bilgiler verdikten sonra,( sözkonusu bilgilerin ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir) Xoybûn kuruluş sürecine geliyor ve şöyle yazıyor:
“Beyrut'ta yapılan kongrede de Liceli Fehmi Efendi vardır. Biz Xoybun'da Kürtler ve Ermeniler arasında cemiyet başkanının kim olacağı konusunda ki itilafi buraya aktarmak niyetinde değiliz. Beyrut kongresinde yapılan seçmde Kürtler adına Celadet Ali Bedirhan, Şahinzade Mustafa, Abdülkerim Şallül ve Memduh Selim Bey üyeliğe seçildiler. Fevkalede murahhas aza ünvanını taşımak üzere Umum Reis olarakta Papazyan intihap edildi. Kürtler buna itiraz ettiler, Ermeniler'e verilen hakimiyet gözlerini açtı, Abdulkerim atıldı. Reis bir Kürt olmalı ve Tercihan Ali Rıza olmalı. Papazyan alevlenmeye başlayan kıvılcımı bastırmak istedi. "Cemiyette reislik yoktur. Benimkisi idari bir ünvandır" dediyse de ikna edemedi. Ali Rıza'nın amcası Şeyh Mehdi ayağa kalkarak elindeki haritayı masanın üstüne fırlattı ve dediki; "Buraya kadar oynanan oyunun mahiyeti artık anlaşılmıştır. Şu şekle bakınız iki Ermenistan ve ortada iki yumruk arasında kalmış bir Kürdistan... Bunu hangi akıl kabul eder? Sonra kurulan cemiyet, bir Kürt cemiyeti olduğu halde reis Ermeni oluyor. Kürtler gizli bir planla ortadan kaldırılmak isteniyor. Ben Ali Rıza ve taraflarımız adına şimdiye kadar verilen kararların hiçbirini kabul etmiyorum.".............
“Kürd Ulusal Ligası-XOYBÛN” hem kongresinde ve hem de kurulduğu andan beri bir Kürd partisi olarak düşünüldü ve oluşturuldu. Xoybûn’un Ermeni Taşnak Partisi ile geniş ve sıkı bir ilişkisi vardı. Bu ilişki, yapılan ikili antlaşma ve ek protokollerle somutlaştırıldı. Bu iki parti Türklere karşı ortak mücadele kararı alıyorlar. Xoybûn’un oluşumu sürecinde de Taşnak Partisi’nin ona bir dizi alanda yardımı oldu. Mücadele süreci içindede Taşnak partisi Xoybûn için bir dizi uluslararası ilişkilerin yolunu aştı. O dönemler Kürdlere karşı yapılan katiamların tek bir uluslararası kurumun yani II.İnternasyonal tarafından 1930 yılında Zürih’te yapılan kongre de mahküm edilmesi Taşnak Partisinin ilişkilerinden kaynaklanıyordu. Vahan Papazian’ın Xoybûna 20000 dollar vermesi yada Fransız Ermenilerinin Xoybûn için silah toplama girişimleri sözkonusudur.(Jordi Tejel, Gorgas, age, sayfa 13)
Biraz Xoybûn’un literatürünü inceleyen yada Xoybûn’un oluşum sürecini takip eden biri Xoybûn’un bir Kürd partisi olarak doğduğunu ve siyasal faaliyetlerine son verdiği güne kadar da bir Kürd partisi olarak kaldığını görecektir.
Xoybûn’u bir Ermeni oluşumu olarak gösterenler Türklerdir. Türkler “Ermeni olayını” gündeme getirerek Kürdlerin dinsel duygularına hitap ederek Xoybûn’u ve onun önderliğinden gelişen Ağrı Direnişini kırmak istiyordu.
Birinci Dünya Savaşından sonra Kürdlerin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine karşı Kemalistler sürekli olarak “Büyük Ermenistan” tehlikesini gündeme getirdi ve canlı tutular.
Kazım karabekir Kürd meselesini gündem getirenlere “Düşmanlarımız büyük Ermenistan yapmaya çalışıyor. Buralarda ise en ziyade Kürd kardeşlerimiz oturmaktadır. Maksatları Kürdleri bizden ayırdıktan sonra Ermenistan yapmaktır. Kürdleri mavhedeceklerdir. Bunun için Türk ve Kürt kardeşler bu felakete meydan vermeyiniz” diyor.(Kazım Karabekir, Kürt Meselesi, Emre Yayınları, İstabul, 1994, sayfa 10)
Bugün Türkiye’de Neo-Liberallerin kendileri için fikirbabası olarak kabulettikleri Hüseyin Avni Ulaş Musul Meselesinde Türk Meclisi’nde şöyle diyordu: “Musul’u bugün sana vermeyen niçin yarın versin? Gayesi orada bir Kürt hükümeti teşkil edip, senin memleketini parçalayıp neticede bir Ermenistan teşkil etmek değilmidir? Kürdistan size söylüyorum-Kürdistan hükümeti yapamaz. Kürdün lisanı yoktur. Yazısı yoktur. Kürdün harfi yoktur. Yarın oralara Ermeniler hakim olacaktır. Ermenilerin harsı hakim olacaktır. Yarın oralarda Ermeniler hakim olacaktır.( Muamer Çelik, Hüseyin Avni Ulaş, Erzurum Kitaplığı, 1996, sayfa 121)
Sadece Türk ırkçıları Kuzey Kürdistan’daki hareketi değil, Güney Kürdistan’da Şeyh Mahmud önderliğinde gelişen Kürdistan hükümetini dahi sonuçta Ermenilerin eline düşeceğini propaganda ediyorlardı. Sanki, Suleymaniye’de, Musul’da ve Kerkük’te Ermeni vardı?
Türkler sürekli olarak Kürd hareketini İngilizlere, Fransızlara, Ruslara ve Ermenilere endekslmeye çalıştılar ve müslüman Kürdlerin dini duygularını kullanmaya çalıştılar.
Xoybûn meselesinde de Türkler aynı yaklaşımları sürdürdüler.
Xoybûn’u “bir Ermeni oluşumu” olarak lanse ettiler.
Sayın Yaşar Kaya yazısının devamında
“Ermeniler ve Bedirhaniler, Ali Rıza taraftarlarının cemiyetten çıkarılmalarını istediler.
Liceli Fehmi, idare heyetine Kürtler'den kimsenin seçilmediğini ileri sürerek bu işte çok alçakça bir maksadın gizlendiğini haykırdı. Bu grup Hoybun'dan ayrılarak muhalif bir cemiyet kurdular. Bir beyanname ile maksatlarını ve oynanan oyunların mahiyetini anlattılar. Bu muhalif cemiyeti kuranlar ise şunlardır: Abulkerim Şallul, Şex Mehdi, Ali Rıza, Liceli Fehmi, Fakih Abdullah Erbak (emekli) Şeyhülislam Haydarizade İbrahim ve oğlu Davut.
Ve diyebiliriz ki, her müzakerede bulunan Liceli Fehmi Efendi, Ali Rıza taraftarları ile birlikte Xoybundan tasviye edilirler. Mustafa Kemal'in cumhuriyetin onüçüncü yıldönümü dolayısı ile çıkarığı af kanunu ile yurda dönenlerden birisidir. “diyor.
Sayın Kaya’dan verdiğim alıntıda o kadar yanlışlıklar ve temelsiz iddialar varki, hepsinin ayakları havada kalıyor ve ispat etmeleri gerekir.
a) Ermeniler ve Bedirxanilerin Şeyh Alirıza ve taraftarlarını Xoybûn’dan çıkarma konusunda hiç bir belge yok.
b) Xoybûn’dan Yaşar Kaya’nın söylemiyle “tasviye” edilenlerin bir yeni oluşuma gittikleri konusunda hiç bir belge yok.
c) Xoybûn’un idaresinin Kürdler dışında yani Ermenilerden oluştuğuna dair hiç bir belge yok. Tam tersi Xoybûn’un Kongresinde merkezi yapılanmaya seçilen şahsiyetlerin hepsi Kürttü...
Sayın Kaya yine sözkonusu Türk kaynağına dayanarak
“Milli Emniyet (bu günkü MİT)'in 1931 yıllarında Ankara'da yayınladığı bir broşürde şunlar var:
......................
Kapitan Mod-Fold, bu toplantıda ingiliz isteklerini dikte ettirir ama bu maddeler içinde en önemlisi bir cemiyetin kurulması gerektiğidir. İkinci toplantı 1927'de Mart'ta tekrar Seyit Taha'nın evinde yapılır. Bu toplantıda Şex Sait'in oğlu Şex Ali Rıza, firari subaylaran İhsan Nuri, Rasim, Hınıslı Mehmet Emin, Seyit Taha'nın kardeşi Seyit Seyit Muslahattin, Şemdinan mıntıkasından Herki aşireti reisinin oğlu, Balik aşireti reisi Mehmet Ağa Mumkuri aşireti reisi, namına katibi. Bu toplantıda da bazı kararlar alındı.
Kurulacak cemiyetin üstün de duruldu. Xoybun adı üzerinde mutabakata varıldı. İlk toplantı Irak'ta oldu. Toplantıda şunlar vardı: Ermeniler'den Leon Paşa, Urfalı Emir Ziyan, Bağdat'ta Londra Oteli'ni çalıştıran Sultanyan ve Muşlu Aris. Kürtler'den: Şex Sait'in oğlu Ali Rıza, Doktor Mehmet Şükrü ve Sekban firari zabitlerden Hurşit, İhsan Nuri, Hınıslı Mehmet Emin (Brüsk, Broski) Liceli Fehmi Efendi, Süleymaniyeli topcu yüzbaşısı Abdül-Abdülkerim Şallul.”diyor.
Şu noktanın altını çizmek istiyorum. İngiltere’nin Xoybûn’un oluşumunda hiç bir rolu yok. Xoybûn ismide Rewandiz’da değil, Beyrut Kongresinde tespit ediliyor. Rewandiz’da Kürdler arasında bir dizi toplantı ve görüşmeler oluyor. Fakat, bu görüşmeler İngilizlerin istemiyle değildir. İngiltere Xoybûn’a karşıydı. Bu konuyu merak eden arkadaşlar benim “İhsan Nuri’nin Anısına” kaleme aldığım 14.bölümlük yazı serisine bakabilirler. Xoybûn’un Güney Kürdistan’da İllegal bir örgütlenmesi var. İngilizler Xoybûn’a üye olan bir ajanın aracılığıyla örgüt hakkında bilgi sahibi olmaya çalışıyorlar. Bedirxanların Irak’a ve hatta İngiltere’ye girmelerini dahi yasaklıyorlar(yazı serisine bakınız)
Yaşar Kaya makalesinde kullandığı Türk kaynağı Xoybûn olayını karalamak amacıyla kaleme alınmıştır. Xoybûn’u bir Ermeni ve İngiliz ajanlarının oluşturduğu bir yapılanma olarak gösteriyor. Bu tip iddialar doğru değil..
Ayrıca sayın Kaya’nın Türk kaynağına dayandırdığı Rewandiz toplantıları olmamıştır. En azından İngiltere, Ermeni ve o genişlikte Kürdlerin katıldığı bir toplantı yok. Zaten 1927 tarihinde İhsan Nuri dahil bir dizi Kürd kadrosu o alanda yok.
Bundan dolayı Türklerin uydurduğu Kürd düşmanı, sahte bilgilere dayalı söylemleri Kürdlere empoze etmek doğru değil. Zaten Kürd tarihi hakkında bir dizi çarpıtma var. Birde kendi elimizle bu tip çarpıtmaları gerçekmiş gibi Kürdlere empoze etmeyelim.
Devam edecek..