Skip to main content

Kürd Milletinin Baş Düşmanı Türk Egemenlik Sistemidir!

Kürd milletinin baş düşmanı Türk egemenlik sistemidir. Bu sadece Kürdistan'nın Kuzeyi ile sınırlı değildir. Dört parçada olduğu gibi tüm dünyada böyledir. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürd milleti lehindeki her gelişme Türklerin engeliyle karşılaştığı bilinmiyen bir olay değildir.Kimse yanılmasın. Türk askerinin derdi “terör örgütü” dedikleri kendi kontra örgütlülüğü değildir. Bunu defalarca kendileri dile getirdiler. Birinci öncelikleri Kürdistan'ın Güneyindeki Kürd millet kazanımlarını ortadan kaldırmaktır. Türk Kara Kuvvetler Komutanı İlker Başbuğ'un Diyarbakır'da, “Terörün arkasındaki destek” sözleri Türk egemenlik sistem sahiplerin Kürdistan'nın Güneyindeki gelişmelere ilişkin yaklaşımlarının özetidir. Yok “sıcak takip”mış(!), yok “sınır ötesi operasyon”muş(!) bunlar işin bahanesi. Hedef Kürdistan'ın Güneyinin işgalidir. Dünyanın bu koşullarında Türkler bunu gerçekleştirebilirler mi? Hayır! Buna güçleri yetmesede bu politıkayı daima sıcak tutacaklardır. Bunun bir çok nedeni sayılabilir. Son gelişmelerle imajı yıpranan askere iman tazeleme girişimidir. Askerin ülke yönetimi üzerindeki tartışmasız egemenliğini sürdürebilmenin psikolojik alt yapısına yönelik çabanın sonucudur. Hedef Kürdistan'ın Güneyi gösterip dikkatleri oranın üzerinde yoğunlaştırırken, aslında Kuzey ve Güneyi birbirinden yalıtmak için hız verdiği tampon bölge oluşturmayı bir an önce gerçekleştirmektır. Ermeni soykırım tasarısının ABD Temsilciler Meclisi gündemine alınmaması konusunda ABD yönetimi üzerinde baskı oluşturmaktır vs.Türk'ün Kürd milletine karşı tutumu “inkar ve imha” olduğu tartışılmaz. Adamların Kürdlerin varlığı ile problemleri vardır. Düşündükleri Kürdleri nasıl imha edebilirim meselesidir. Türk'ün dünden bugüne değişmiyen politıkası budur. Elinden gelenide esirgememiştir. Bunu tek başına yaptı. Ülkemizin diğer parçaları üzerinde hakimiyetini sürdüren diğer sömürgeci devletlerle birlikte yaptı. Dahası iki kutuplu dünya koşullarında dünya süper güçlerden aldığı destekle yaptı. Bu politıka bugünde değişmiş değildir, ama değişen dünya konjoktörüdür. Buna rağmen “Çiko Paşalar” görlüyor. Hedef Kürdistan Güneyindeki devletleşme gösteriliyor. Kendi varlıklarını Kürd'ün yokluğu üzerine kuran Türkler, Kürdlerin lehindeki her olumlu gelişmeye tahamül etmiyor. “Kabullenilemez” sesleri yükseliyor. Savaş nedeni ilan ediliyor. Savaşı göze alamadıklarından işi söz düelosuna bindiriyorlar. Bir senedir, hükümet ve asker arasında bu konudaki atışmalarını dinledik durduk. Sonuç olarak iş mecliste çıkacak tezkereye bağlandı. Uzun süreden beri asker ve hükümet arasında kim daha çok vatanseverdir yarışması sürmektedir. Vatanseverliğin kıstasıda Türklerin değişmiyen Kürdlere düşmanlığın duzajı kıstas alınmaktadır. Türk cenahta kim daha çok Kürd düşmanlığı yaparsa en büyük vatansever o oluyor. Son bir senedir vatanseverliğin kıstası Kürdistan'nın Güneyini işgal etmesi ölçü alınmaktadır. Asker ile hükümet arasındaki kim daha vatansever yarışması bu konuya endeklendi.Asker gireceğiz, ama izin yok; hükümet hayır efendim, girmek istiyorlarsa bu konuda daha evel izin verilmiştir denildi. Asker bunu yeterli görmedi. Sonuç olarak işi mecliste tezkere çıkarmaya kadar sıçrattı. Hükümet olur, al sana tezkere hazırlığında. Türk hükümeti çıkaracağı tezkere ile askere Kürdistan'ın güneyini işgal yetkisi verecektir. Sanki babalarının arka bahçesiymiş gibi bir hava yaratılmaya çalışılmaktadır. Öyle olmadığını kendileri bilsede içinden geçeni dışa vurulması açısında önemlidir. Şimdi tezkere çıktı diyelim. Peki ne olacak? Asker Kürdistan'nın Güneyine girebilir mi? Nah girer. Bunu göze alsaydı, şimdiye kadar çoktan girerdi. Engel ne hükümettir, ne meclistir, ne de tezkeredir. Türk askerin hükümet ve meclisi takmadığını bilmiyen mi var. Engel dünya konjoktörüdür. Kürdistan'nın Güneyini işgal yetkisini askere havale etme girişimlerine ABD ve AB ülkeleri tarafından sert tepkiyle karşılandı ve Türkler uyarıldı.Irak hükümet sözcüsü Dr. Ali Debbağ basın toplantısında “Irak, Türkiye'nin hangi bahane ile olursa olsun bir karış toprağından dahi içeri girmesine, Irak topraklarına müdahale etmesine müsaade etmiyecektir” açıklanmasında bulundu. Kürdlerin tutumu zaten biliniyor. Türkleri güllerle karşılamayacaklarını, girecek olanın ellerini, ayaklarını keseceklerini daha evel defalarca yetkili ağızlarca açıklandı. Türkler, bu denilenleri kaale almadığı söylenemez. Fakat elindeki militer güçle haklarından geleceğini hesaplıyorlar. Engel olarak ABD ve diğer dünya güçlerin olmaz demelerini görüyorlar. Onların olmazları bugünde sürüyor. Buna rağman asker Güneyi işgale kalkar mı? Hayır!Bunu istemediklerinden değil, göze alamadıklarındandır. ABD'nin fiili olarak karşı durmıyacağını bilseler bir saniye bile durmıyacakları kesindir. Asker aylar önce hazırlıklarını bittirdiklerini defalarca açıkladılar. Bugüne kadar beklemelerinin sebebi tezkere olmadığını herkes biliyor. O sadece işin bahanesi. Birinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa tarafından Ortadoğu'ya bir statüko verildi. Bu nedenle 90 yılla varan bu sürede bölge kan deryasına dönüştürüldü. Soykırımlara, katliamlara varan insanlık dışı olaylar yaşandı. İki kutuplu dünya zemininde bu statüko başta Kürd milleti olmak özere bölge hakları için zulüm sistemi görevini gördü. Ama buna karşın dünya süper güçlerin çıkarına uygundu. Sovyet sistemin dağılmasıyla bu statüko ABD ve müttefiklerin hedefi oldu. Statükonun korunması ve tasviye edilmesi ikilemi zemininde savaş başladı. Bu savaş bölge statükocu sömürgeci ülkeler ile başta Kürdler olmak üzere ABD ve İsrail gibi ülkeler arasındaki bir savaştır.Bu savaşın esas düşman güçleri Kürdler ve Türklerdir. Kim ne derse desin Kürd milletinin baş düşmanı Türk egemenlik sistemidir. Kürd milletinin asırlardır temel milli ve insani haklarına kavuşamamasının tek nedeni olmasada en büyük engeli olduğu tartışma götürmez. Kimse hayal kurmasın bu ceberut sistemim değişeceği yok. Çünkü varlığı Kürd milletinin inkarı ve yok edilmesi üzerine kurulmuştur. Dünyanın neresinde Kürd milleti lehindeki her olumlu gelişme bu sistemi karşısında bulacaktır. Sonuç olarak Kürd milleti ile Türk egemenlik sistemi arasında tarihi bir hesaplaşma kaçınılmaz olacaktır. Biz buna Kürd-Türk savaşı diyoruz. Bu savaş bugün olmasa yarın olacaktır. Kimi çevrelerin katliam telalığı yapmasına karşın bu savaş o kadarda kötü bir şeyde değildir. Kürd milletinin Türklerden kurtulmasının başka bir yoluda yoktur. Var diyenler ikiyüzlüdür.15 Ekim 2007

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.