Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 17 October 2008

Bundan dört-beş gün önce „Feleknas Uca kime oynuyor?“ başlıklı kısa bir makale yazdım ve yazdiklarım yanlış anlasılmış görüntüsü vermiş.
Bu, belki benim ifadelendirmeden kaynaklı veya Hek'ın yazıyı hızla okuyarak öyle algılanması sonucu olabilir.
Sonra Kenan Fani abım bunu düzeltti. Buradan koca bir teşekür.
Yalnız şunu bilmenizde bir sakınca yok. İlk okulu bile bittirmediğimi bilmenizi isterim. Bu nedenle ifadelendirmelerde yanlış anlaşılmalara yol açmış olabilir.
Yanlış anlaşılan konu benim;
'Êzîdî'leri Kürdlerden ayrı bir halk olduğu'na hükmedilmesidir.
Böyle bir şey yok.
Kürd Sünnisi, Alevisi, Kakaisi, Hiristiyanı, Yahudisi, Areisti ne kadar Kürd ise Êzîdîsi de; o kadar Kürd'ür.
Ne eksik, ne fazla.
Sevgili HeK'in, bu kanıya nasıl vardığını bilmiyorum
Eğer daha önce yazdığım yazıları okumuşsa Kürd-Kürdistan çıkarını her şeyden önce tutuğumu bilmesi gerekir.
Ben Êzîdî olmaktan önce Kürd'üm. Êzîdîlikte aileden geçen bir kimlik.
Hek şunu bilmeliki, -eğer yanılmıyorsan düzeltilir- kendisi Sünni veya Berwarto'un Alevi bir aileden gelmelerine rağmen üyesi oldukları ailenin inançiyla ne kadar ilişkileri varsa, benimde Êzîdîlikle o kadar alakam vardır.
Ha şunu söylemişimdir.
Êzîdîlerin Kürdlerin omurgasını oluşturduğunu dile getirmişimdir.
Vaoluşlarından beri ayinleri dili, kültürleri,rüyaları Kürdçedir.
Êzîdîler Kürd'ün, hemde Kürd'ün en sert damarı.
Bu ara da, Êzîdîlerin Kürd olmadığını iddia eden kimi Êzîdîlerde vardır.
Son dönemlerde Ermenistan devletinin izlediği politıka sonucu önlerine atılan kemiğe sarılıp Kürdlüklerini inkar eden bazı çevreler vardır. Fakat Ermenistan'daki Êzîdî toplumunda muhatap alınıp itibar görmiyorlar.
Güney Kürdistan'da ha keza Emin ve Ferhan Çiço kardeşlerin öncülük ettikleri bir kesim daha vardır. Bunlar kendilerini Arap ollarak görüyorlar.
Bu çevrenin milyonlarca dolar radikal Arap islamistlerden ve Kürd düşmanı devletlerden aldıklarıda bilinmektedir.
İddialara göre son Şenkal katliamında parmakları olduğu söyleniliyor.
Bir ara aldıkları paralarla ve dağıtıkları kırıntılarla birçok Êzîdî'yi kazandılar. Fakat sonraları bu adamların maskesi düştü. Kürd düşmanı ve Arap uşakları oldukları anlaşılınca etraflarında kimse kalmamıştır.
Fakat işin tuhaf tarafı bu çaş kardeşler PKK tarafından el üstünde tutulmalarıdır. Roj tv ekranlarını bu ihanetçilere açıp, saatlerce konuşma hakkını vermeleridir.
İhanetçi Çiço kardeşleri Kuzey Kürdistan kamuoyu nezdinde teşhir eden yanlızca biz Newroz Com çevresiyiz. Bunda katkı payım vardır. Eğer Êzîdîleri Kürdlerden ayrı bir halk olarak görseydim, bunu yapmazdım.
Hakikat bu mu? Budur sevgili HeK.
Bir önceki yazımdaki genel olarak eleştirilerim Feleknas Uca ve onu kullanan tetikçi hareketeydi.
Amacım Êzîdîliği savunmak değildir. Kürdlerden ayrı görmek değildir. Hele hele başka inaçlara saldırı aracı etmek hiç değildir. Herkesin inancı kendine diye bir felsefeye sahibim. Ama bu demek değilki hepsine eşit mesafedeyim. Her şeyden önce tanrıtanımazım.
Benim dikkat çekmeye çalıştığım tehlike Êzîdîler üzerinde korkunç bir oyunun oynandığıdır. Bunu tüm Kürd düimanları yapıyor. Ermenistan, Türkiye ve Arap ülkelerinin büyük kısmının devlet politıkasıdır. Amaçları inançlarını öne çıkararak Êzîdîleri milli duruşlardan uzak tutmaktır.
PKK bunun taşeronluğunu yapan odaklardan biridir. Atatük'ü Êzîdîlere sevdirme çabaları görmemezlikten gelinmemelidir. Kendilerini Arap sayan Çiço kardeşleri yönlendirmeleridir.
Bakınız!
Şengal katliamından kısa bir süre önce A. Öcalan avukatları aracılığıyla bir demeç vermişti.
„Êzîdîlerin büyük bir katliamla karşı karşıya olduklarını ve Êzîdîler üzerinde büyük oyunlar oynanacağını“ duyurmuştu(!!!?)
Gerçi ben inanmıyorum, ama bu zat dört duvar arasındadır.
Bu bilgiyi nerden veya kimlerden edinmişti?
Gerçi böylesi bir soru bile saçma, ama ben yinede sormuş oldum
Arkasında binin üzerinde insan katledildi.
Ben öyle eminim ki, bu işte PKK kullanıldı.
Katliamdan bir kaç ay önce Suriye, Irak, İran,TC istihbarat elemanları, Emin Çiço ve PKK sorumlusu ihanetçi bir Êzîdî'nin evinde bir araya gelerek toplantı yaptılar. Katliam senaryosunu ve planını hazırlayıp savunmasız Kürd Êzîdîlerini katlettiler.
Bu Kürdkıran çete parmakları olan bu katliamı fırsat bilip Feleknas Uca'yı hemen Güneye gönderdiler. Arkasından katliama uğrayanların ailelerine yardım adı altında bir bağış kampanyası açtılar. İddialara göre 1 milyon Euro topladılar. Fakat bunun sadece 100 binini kendileri ve Çiço kardeşlere yakın ailelere dağıtılar. Feleknas Uca'da bu işte maşa olarak kullanıldı.
Ordaki Êzîdîller tarafından realiteye uygun bir rapor hazırlamıştı. Feleknas Uca'nın başında olduğu heyete teslim edilmişti. Fakat rapor o haliyle değil, PKK'nin düşüncesine uygun hale getirildikten sonra kamuoyuna yansıtıldı.
Benim karşı çıktığım budur.
Bide şuna dikkatinizi çekmek istiyorum.
Tetikçibaşı son gönderiği Genelkurmay çözümlemelerinde yine Êzîdîlere yönelik tehlikeden bahsediyor ve tedbir olarak yerlerinden alınıp, iç taraflara gönderilmeyi tasviye ediyor. Her Kürd yurtseveri bu düşüncenin ne amaçla dile gtirildiğini yorumlamalıdır.
Bakınız! Êzîdîler o korkunç coğrafyada kaldıkları için bunca katliamlara rağmen kendilerini korudular. Şengal'ın Kürd kimliğinide. Oradan alınıp başka taraflara taşınması kuzuyu kurda yem olarak sunmanın ötesinde, Şengalı Kürdlerden arındırmak, orayı Araplaştırmak, Suriye üzerinde Türkiye-Irak kapısının açılışının yolunu açmaktır. Güney Kürdistan'ı dünyadan izole etmektir.
Yazı uzun olduğu için kesmek zorundayım.
Ama şunuda demekten kendimi alamıyorum.
Yazan bir çok arkadakşın Êzîdîliği bilmedikleri ortadadır. Bu gayet doğaldır. Fakat doğal olmayan bilmedikleri bir inanç hakkında gerçekdışı iddialarda bulunmalarıdır.
Bunlardan biri Kenan Fani abım, diğeri Hemdo arkadaştır.
Êzîdîligi Şex Adi ile başlatmayın, özdeşleştirmeyin. Dahası Şex Adi'yi Arap ilan etmeyin. Bunlar doğru şeyler değildir. Bunun belgesi yok. Ama Şex Adi döneminde yaşamış sayısız insan onun Hakkarili bir Kürd olduğunu yazmıştır. Oradan Lübnan'a, sonradanda Kürdistan'a geldiği bilinmektedir. Şimdi bu adam belli bir müddet Lübnan'da yaşadı diye Arap mı oldu? Velevki bir ara dönemin baskısı sonucu islamiyeti kabul etse bile. Yahudi Selvi'nin durumuda ortada.
Dahası var. Peki hiç düşündünüz mü?
Bir Arap'ın Kürdçe öğrenip, Kürdçe yazması ve Kürdçe ile ibadet etmesi ne kadar mantıklı?
Êzîdîlîk Şex Adi'den birkaç asırdan önce vardır. Şex Adi'nin Şengale gelişi 1000 yıldan fazla değildir. Bu konuya ilişkin bilgin dahilinde birşeyler yazarım.
...
Birkaç noktada kek Mehemedê Paloyê.
Kek Paloyê tartışmalardan rahatıiz olmamalıyız.
Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değildir.
Bizde başkasının her düşüncesine katılmak zorunda değiliz.
Bazı konularda rahatsızda olsak biz yolumuza davam etmeliyiz.
Dinimizi tartışmak istiyorlar. Bence tartışsınlar.
Bizde düşüncemizi ortaya koymaya çalışacağız.
Bir noktada buluşacağız.
O da; Kürd-Kürdistan zeminidir.
Bizi birbirimize yakınlaştıracak olan ne senin, ne benim, ne de bir başkasının dinidir. Bu kadar farklılığımaza rağmen bizi buluşturacak olan bir zemin var.
O da; Kürd-Kürdistan yurtseverliğidir.
Eee o zaman birbirmize karşı tolaranslı olmalıyız.
Ben sizi değerlendirirken aldığım ölçü dini inancınız değildi. Kürd-Kürdistan'a yaklaşımınızdır. Yurtseverliğinizdende zere kadar şüphem yoktur.
Kek Paloyê bu bir iltifat değil içimden geçtiği gibi söyliyorum.
Sizde bana veya bir başkasına öyle bakın.
O halde sizin gibi değerli bir yurtsever tartışmalardan dolayi kızıp, nereye.
Valla bildiğin daha iyi bir yer varsa benide davet et.
Yoksa birbirimizin kafasınıda kırsak burdayız.
Bı slavên birati u Kurdewari....

17 Ekim 2008

نەناسراو (not verified)

Fri, 10/17/2008 - 05:01

Sevgili Diyar, Ben senin değil sen benim ağabeyimsin. Hem de kalbi.. Azınlık inancına mensup olanlara çoğunluk ve de hakim inanç mensuplarınca yöneltilen eleştirilerin ne kadar incinmeye yol açtığını hakim milletlerin mensuplarına karşı yıllardır tepki vermemin şahsında bir kürt olarak bilmek durumundayım. Çok az insan farslarla, türklerle, araplarla benim kadar kavga etmiştir ve eder. Ben kürtlerle kavga ederim hem de her gün. İşim gereği İsveçte her gün bir yığın kürtle karşılaşırım. Ben milletime tutkunum başka tutkunluğum olmadı. Onun için nereli olduğunu sorarım. Öğrenmek istediğim hangi şehirli olduğudur. şehrine ve bölgesine istinaden lehçesini öğrenmeye ona kendi anlayacağı lehçede hitap etmeyi arzuladığımdan sorarım. Muhakkak içlerinden biri Iraklı yada İranlı olduğunu söyler. Daha doğru deyimle Irak yada İran kürdü olduğunu söyler. Bazen de benim aksanıma bakarak ben sormadan birileri bana sen türkiye kürdümüsün der. İşte bu kavga sebebidir. Karşımdaki benimle karşılaştığına pişman olur. Kürtlerle bu dalaşmalar hep tatlı sonuçlanmıştır. Kürdistan kürdü olduğumuz, ülkemiz olduğu, hiç kimsenin kürdü olmadığımız ve olmayacağımız her zaman kabul görmüştür. Benim güzel insanlarımın saygı duyulacak yanı budur. Beni hep bağışlamışlardır. Araplar yada türkler yada farslar sorduğunda durum daha farklı olmuştur. Onlara aşağılayıcı cevaplar vermişimdir ve vermeye devam edeceğim. Tehdit ettiğim de olmuştur. Şikayet konusu oldu. Polise ifade vermek zorunda kaldım. Olay işyerinde olduğu için ayrıca işverenden uyarı aldım. Adamlar sorar, hangi millettensin? Kürdüm. Nerenin kürdüsün? Cebaxçor'un. Cebaxçor nerede? Kürdistan'da. Hangi Kürdistan'da? Cevabım kaç tane Kürdistan var şeklinde olur. Onu demek istememiştik, yani nerenin kürdüsün? Dedim ya Kürdistan'ın kürdüyüm. İyi de yani Irak'ınmı yada Türkiye'nin Kürdistanımı? Hayır kürtlerin Kürdistanındanım. Soru faslı buraya ulaştığında karşımdaki ileri gitmeyi sınarsa artık kavga nedeni oluşmuş demektir. Hayatım boyunca Kürdistan'ın kürdü olageldim. Hal böyleyken bütün bunlara maruz kalmak diğer bir yanıyla incinmektir. İncindiğim, üzüldüğüm, kendimi inkar edilmiş hatta aşağılanmış saydığım için tepki veririm. Yoksa fanatik değilimdir. Hakkımın gasp edildiğini, varlığımın inkar edildiğini, insanlığımın küçümsendiğini, tecavüze uğradığımı düşünürüm. Kürtlüğüm aşırı hassasiyetimdir, namusum gibi titizlenirim. Kürtük bilincine sahip her kürt böyledir. Bu konuda yalnız yada aşırı örnek değilim. Kimseden daha fazla kürt olduğumu da düşünmem ve söylemem. Kürtlerin diğer dünya milletleri önündeki konumundan ve hassasiyetlerinden hareketle kürtler içindeki azınlıkların konumunu ve hassasiyetlerini anlayabildiğimi sanıyorum. Dini ve etnik hassasiyetler bir noktada benzer çağrışımlar yapıyor. Bütün bunları sizleri anlamakta olduğumun anlaşılması için yazıyorum. Bilimde açık olmak gerekir. Tabulara karşı gerçekçi ve cesur yaklaşmak gerekir. Kuşkusuz bunu inançları bastırılmış kesimin insanlarından kendi yaklaşımımın olumlanması adına istemiyorum. Egemen inancın selameti adına da beklentim yok. Milletimizin dini bağnazlığı aşıp günün gereklerine göre şekillenmesi gerekiyor. Bu bağlamda bütün dünyada genel kabul gören uygar normları izlememiz hata bu şekillenmeyi kendimizden başlatmamız gerektiği açıktır. İncinmeye neden oluyorsa ben azınlık inancına sahip olanların hatırı için söylediklerimi geri alır ve bağışlanmam ricasını takdirlerinize sunarım. İnançlara saygılı olma kuralını her zaman izledim. Dini ve etnik azınlıkların mensuplarının inançlarına ve aidiyetlerine yönelik eleştiriler çoğu kez onların hassasiyetlerini olumsuz etkileyebilir. Bu tür eleştirilerin aynı halka mensup kardeşlerden gelmesi ihtiyaç duyulan güveni zedeleyebilir. Bu nedenle azınlıkların haklarına ve hassasiyetlerine saygılı olmakta geri kalmaktansa ileri gitmek çok daha evladır. Güven yaratabilmenin, birlikte mücadele edebilmenin haklara ve hassasiyetlere saygı temelinde mümkün olabileceğini hatırımda tutuyorum. Bütün bunların hepsinden daha önemli olanı her insanın doğuştan birlikte getirdiği inanç hürriyetidir. Bir toplumu özgürleştirme uğraşı içindeyiz. Özgürlüklerin başlıcaları arasında olan inanç özgürlüğünü görmezlikten gelerek özgürlük kavgası verebileceğimizi söyleyemeyiz. Bu tutum eşyanın tabiatına ayıkırı olur. Özgürlüklerin her türlüsünü kabulü sindirememiş, kendi için olmasa bile başkaları için hak ve özgürlük teşkil eden kavramlara saygıyı ve bu uğurda mücadeleyi sindiremeyenler toplumlarının özgürleşmesine hizmet etmiş olmazlar. Dahası toplumlarının özgürleşme şansını ortadan kaldırmış olurlar. Kalender ve nezaketli serzenişlerin her zaman olduğu gibi hürmetimi mucip oldu. Sevgi ve selamlar.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.