Feleknas Uca'yı tanımıyanınız yoktur.
Kuzey Kürdistan'ın Êzîdi Kürdlerinden.
Ülkemizde sömürgeci baskının çekilmez hale gelince bir çok Kürd aile gibi Uca aileside Avrupa'ya göç etmek zorunda kaldı.
Buraya kadar her şey normal.
Sonra politıkaya atıldı.
AP'na milletvekili olarak seçildi.
Seçildiği zaman başta Êzîdîler olmak üzere tüm Kürd halkı sevince boğuldu!
Sevinmemizin nedeni, Êzîdi Kürdlerinin bir ferdi olduğu gerçeğinden:
Belki bir gün bu hanım derdimizi, sorunlarımızı ve isteklerimizi AP kürsüsünde gündeme getirir beklentisiydi.
Êzîdîleri Avrupa kamuoyunda tanıtır ve dertlerine dermen olur inancındaydık ve umutlanmıştık.
Buraya kadar da normal.
Fakat anormalik bundan sonra başlıyor.
Feleknas hakkında beslediğimiz düşüncelerimiz uzun sürmedi. Kursağımızda kaldı.
Feleknas Hanım AP'ne seçildikten sonra Êzîdîlere zarar vermeye başladı.
Sağ elini göserip, sol vurmaya başladı.
PKK ile heraket edıp, Êzîdîlere karşı büyük oyunlar oynadı.
Bunula kalmayıp Êzîdîlerîn kaderiyle oynamaya başladı.
Bizler, Feleknas'ın yardımından vaz geçtık yeter ki, bizlere zarar vermesin.
Felenas için neden bu şekilde düşündüğümü merak edenler olabilir.
O halde kimsyi merakta bırakmıyayım.
Konuya geliyorum.
Feleknas'ın PKK ile heraket etmesi bizi ilgilendirmez, onun sorunudur.
Fakat bizleri ilgilendiren; onun biz Êzîdîlere karşı olumsuz tutumudur.
Hepsi bu.
Bu tutumuda bizleri rahatsız ediyor/edecektır.
Feleknas Uca, bundan üç sene önce PKK'li Faqîr Ali ve İsmail Deniz gibi birkaç Êzîdî ile Türkiye'ye gidip;
“Türkiye'de Êzîdîler'in herhangi bir sorunlarının olmadığını, hiç bir zorlukla karşılaşmadıklarını“ bir raporla hem Türk ve hem Alman devletine sundular.
Bu süreçten sonra rapor gerekçe gösterilerek Almanya'da arka arkaya Êzîdîlerin retti (terki) gelmeye başladı.
Buna rağmen PKK içindeki Êzîdîler'den ses çıkmadı.
Çünkü can ve mal güvenlikleri tehlikeye girerdi.
Diğer Êzidilerden'de ses çıkmadı. Onlarda aynı kaygıyı paylaştılar.
Sadece Mala Êzîdîya li Oldanburg, bu rapora karşı tepkilerini dile getirdiler.
Resmi Alman makamları nezdinde girişimde bulundular.
Alman devletinin tutumlarından vaz geçmeleri için çok çaba gösterdiler.
Mala Êzîdîya lı Oldenburg Êzîdîler için saygı duyulacak çalışmalar yaptı. Bir çok ilke imza attı.
Sayısız zorluklarla kaşılaşmasına rağmen dürüstlüğünden ve kararlılığından hiç kimseye taviz vermeden yoluna devam etti.
Bundan sonra da bildiği doğru yoldan dönmeyeceğinden şüphe duymuyorum..
Tüm namuslu Êzîdîler bu derneğe güç vermeli ve üye olmalıdır.
Yanısıra Êzîdîler Feleknas hanımı iyi tanımalı.
Onun Kürdler ve Êzîdîler için çalışmadığı İmralı konseptinin bir piyonu olarak kullanıldığını her yerde dile getirelim.

11 Ekim 2008