Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi on 9 April 2011

Dr. Nuri Talabani Güney Kürdistan’daki son gelişmeleri değerlendiriyor

Değerli Newroz.Com Okuyucuları,

Ülkemizin Güney parçasında ciddi olaylar yaşanmaktadır. İktidar partileri, muhalefet partileri ve Göstericilerin temsilcileri arasındaki polemikler ve sert deklerasyonlar var olan sorunların çözümünü daha da zorlaştırmaktır. KDP ve YNK politbürolarının dün yayınladıkları ortak bildiri, Goran, Yekgirtu ve Komel’in bir kaç gün öncesi açıklamaları ve Göstericilerin sık sık yaptıkları açıklamalar buna örnek olarak gösterilebilinir. Güney’de yaşanan gelişmeleri daha yakından öğrenmek, sorunları kavramak ve çözüm yollarına kafa yormak için Güneyli Kürd aydınlarının analizleri ve önerileri çok önemlidir. Bunun için değerli Kürd hukukçusu, siyaset adamı ve aydınlarından Dr. Nuri Talabaniyle Ruber’in yaptığı bir mülakatı çevirerek sizlere sunuyorum. Bu çeviriyi çok hızlı ve serbest yapmaya çalıştım. Çeviriyi tekrar gözden geçirme zaman ve imkanım olmadı. Bundan dolayı bazı hata ve yanlışlar olabilir. Bundan dolayı kusuruma bakmayınız…

Aso Zagrosi

Ruber: Öyle görünüyor ki halkın siyasal sistemi reforme etme, değişim, yolsuzlukları ortadan kaldırma ve ekonomik eşitlik gibi talepleri Kürdistan siyasal taraflarının aralarındaki ilişkileri zora sokuyor. Çünkü, kitleler iki cepheye bölündü. Siz bir hukukçu olarak ve geçen dönem Kürdistan Parlamentosu üyesi olarak bu sorunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre bu bölünme istemlerine zarar veriyormu?

Dr. Nuri Talabani: Belli bir dönemden beri başka siyasi taraflar ve şahsiyetlerde siyasal, hukuksal ve ekonomik reformları talep ediyorlar. Özellikle seçimler esnasında seçim sonrası için çeşitli projeler çalışma programı olarak yayınlanmıştı. Daha önce de özellikle 1994 yılında başlayan iç savaştan sonra samimi bazı şahsiyetler şavaşın önünü kesmek, savaşa çözüm bulmak ve savaş nedenlerine dair parti liderlerine, yetkili ve iktidar güçlerine beyannameler gönderdiler. Fakat ne yazık ki, hâlâ ülkemiz o savaşın yarattığı tahriplerin çözülmeyişinin acısını çekiyor. İnanıyorum eğer zamanında o sorunlar çözülmüş olunsaydı bugün bu sorunlarla karşı karşıya kalmayacaktık ve Kürd meselesi uluslararası arenada daha ileri mevzilere varacaktı.
Örnek olarak benim de hazırlanmasına katılma şerefine nail olduğum bir açıklamaya dikkat çekmek istiyorum.
Britanya'da ikamet eden 157 aydın ve samimi Kürd şahsiyeti 1994 Ocak ayında Kürdistan Parlamento başkanlığına, Kürdistan hükümet başkanlığına ve Kürdistan siyasi partilerinin liderlerine bir beyanname sundular. Bu beyanname de Kürdistan Bölgesinde siyasi coğrafya temelinde siyasal partilerin nufüslarının paylaştırması meselesinde bir sınır konulmasını, yasaların eğemenliği sağlanması, özellikle şehirlerde silahlı yapılara bir sınır konulması, Peşmerge güçlerinin düzenli bir ordu temelinden birleştirilmesi, rejimin uşak ve işbirlikçilerine karşı temizleme ve acele bir şekilde Kürdistan Bölgesi için bir Anayasa'nın oluşturulmasından söz edilmişti. Buna benzer talepler Kürdistan siyasal parti liderlerine sunulmuştu. Fakat ne yazık ki bu taleplere kulak asmadılar.
Kürdistan Parlamentosunun ikinci döneminde Parlamento salonunda bir çok defa bazı parlamenterler yasaların hakimiyeti talebinden bulundular. Bu parlamenterler, Peşmerge, Maliye, içişler bakanlıklarının, asayiş ve istihbarat güçlerinin acele bir şekilde kanuna göre ve pratikte birleştirilmesini talep ettiler. Kürdistan Bölgesinde var olan devlet kurumlarının kurumlaştırılmasını ve partilerin hükümetin içişlerine müdahale etmelerini engellenmesini gündeme getirdiler. Yolsuzlukların ortadan kaldırılması, kamu hizmetlerinin güçlendirilmesini ve özellikle gençler arasında işsizlik sorunun çözülmesi gibi taleplerde vardı. Ayrıca bu talepler içinde kendini ifade etme özgürlüğü, yürüyüş ve gösteri hakları gibi taleplerde vardı. Bu taleplere ilişkin bir çeşit ortak bir görüş oluştuğunu söyleyebilirim. Çünkü bu istemler Kürdistan halkının meşru istemleridir. Eğer sorun varsa, bu sorunların çözüm mekanizması ve sorunların çözüm biçimine ilişkindir. Yoksa içeriğe yönelik değildir.

Ruber: Parti liderleri sorunların çözümü için görüşme masaları hariç her şeyi düşünüyorlar. Bu tavır ne ölçüde siyasi yaşama zarar verebilir?

Dr. Nuri Talabani: Tüm sorunlar, uluslararası büyük sorunlarda dahil hepsi görüşmeler yoluyla ve karşılıklı oturarak çözüme kavuşturulmuşlar. Çünkü başka bir yol yok. Karşılıklı oturma ve görüşmeler zaruriden daha fazla gereklidir. Bundan dolayı tüm siyasi taraflar ve göstericilerin temsilcileri sorunların çözümü için görüşme masasının çevresinde toplanmalılar. Bazı talepler için zaman gerekiyor. Önemli olan sorunların çözümü için iyi niyete sahip olmktır. Bu ise görüşmeler sonucu ortaya çıkar. Bir araya gelmek ve halkın istemlerine kulak vermek tüm sorunların çözme biçimi konusunda anlaşmayi beraberinden getirir. Kürdistan'dan koparılan bölgeler meselesi de buna dahildir. İlgili olan tüm tarafların katılımıyla bir yüksek komisyonun gözetimi altında bunlar yapılacaktır. Fakat hiç bir taraf ve hiç kimse dıştalanmamalıdır. Basın savaşının durdurulması gerekir. Ne yazık ki doksanlı yılların ortalarını andıran bir ortama gidiyor. Basın savaşının durdurulması oturumların başarısı için şarttır.

Ruber: Aktüel durumun sorunlarından biri her şey siyasileştirilmiş. Parlamento ve hükümetin feshedilmesini istiyen görüşlerde partilere ait. Acaba bu particilik olayına dönüş Kürdistan'daki siyasi ve toplumsal yaşamı nasıl etkiler?

Dr. Nuri Talabani: Bir ülkede siyasal partilerin varlığı ve yaşamı demokrasinin en önde gelen şartıdır. Fakat, 1991 büyük ayaklanmasından sonra Kürdistan'ın en büyük sorunlarından biri tüm alanlarda dar particiliğin uygulanmasıdır. Bir kaç gündür o büyük Raperinin yıldönümü vesilesiyle kutlamalar yapılıyor. Yine Kürd sokaklarında particiliğin belirtileri yaşanıyor. Kürdistan Bayrağı yerine parti bayraklarını sokaklarda tarşıyorlar. O büyük Raperin yalnızca partilerin değil, tüm Kürdistan halkının raperiniydi. Kürdistan halkı partilerin hükümet ve devlet kurumlarından uzaklaştırılmasını talep ettikleri bir ortamda, dar particilik anlayışı ile parti şiar ve amblemleriyle sokaklara dökülüyorlar. Kürdistan halkının taleplerini dar parti sınırlarına hapsedilmemesi gerekir. Çünkü, bu istemler Kürdistan halkının ezici çoğunluğunun istemleridir.

Ruber: Eski bağımsız bir milletvekili olarak sizce bu parlamento halkın taleplerini yerine getirme konusunda, siyasi çekişmelerden dolayı işlevsizmi kalıyor? Eğer böyle ise bu parlamentonun devam etmesinin ne etkisi olur? Yok eğer tersini düşünüyorsanız sokaklar nasıl sakinleştirilir?
Dr. Nuri Talabani: 3. dönem parlamentosunun işlerinde gevşeklik var. Kimse bunu inkar edemez. Diğer dönemlerden farklı olarak bu sefer aktif bir muhalefet var. 3. dönem parlamentosu şimdiye kadar üzerine düşen görevleri iyi bir şekilde yerine getirmedi. Bunun bir çok nedeni var. Bunlardan en önemlisi 1992 yılında kabul edilen Parlamento'nun iç tüzüğünün hâlâ devam edilmesidir. Tüzük Parlamento başkanlığına çok büyük yetkiler vermiş. Parlamentonun ikinci döneminde bu tüzüğün güncelleştirilmesi yönünde talepler oldu. Bu amaçla anayasa komisyonu diğer komisyonlarla birlikte bir proje hazırladı ve parlamentoda ilk okuması da oldu. Fakat, Parlamento başkanlığı bu projeyi irdelemek ve onaylamak için parlamentonun çalışma programının içine koymadı. 3. dönem parlamentosunun en önemli görevlerin biri sözkonusu projeyi onaylamak yada yeni bir proje hazırlamaktı. Fakat öyle görünüyor ki parlamentonun iç tüzüğünün onaylanmaması ve ertelenmesi yine 2.dönem parlamento başkanlığının nedenleridir. 3. Dönem Parlamento Başkanlığı'da aynı nedenlerden dolayı parlamentonun iç tüzüğünün onaylanmasında acele etmedi.
İkinci dönem Irak Parlamentosunun ilk görevi Parlamentonun iç tüzüğünün onaylanmasıydı. İç tüzük için kanun projesini hazırlamak için bir parlamenter komisyonu oluşturuldu. Bu proje 2006 yılının başlarında onaylandı.
Benim inancım şu ki eğer Parlamento başkanlığının yetkilerini sınırlamayı içiren Kürdistan Parlamentosu için yeni ve modern bir iç tüzük hazırlansa ve onaylanmsa, Kürdistan Parlamentosu üzerine düşen görevlerini yerine getirmek için daha aktifleşir.

Ruber: Aktüel olarak Kürd sokakları rahatsız ve kızgınlar. Hükümet var olan eksikleri itiraf ediyor, fakat göstericilerin taleplerini gerçekleştirmek için şeffaf adımlar atmıyor. Acaba hükümet bu talepleri gerçekleştirmek için gevşek davranmıyormu? Acaba bu durum itilafı onaylamıyormu yada tersini? Sizin bu konuda farklı düşünceniz mi var?

Dr. Nuri Talabani: Hükümet ve hükümeti kuran siyasi taraflarda Kürdistan halkının taleplerinin büyük bir çoğunluğunun haklı talepler olduğunu ve acele bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul ediyorlar. Daha önceki sorunuza verdiğim cevapta bu taleplerin tespiti ve pratiğe aktarma biçimi konusuna vurgu yapmıştım. İlk adım tüm ilgili siyasi taraflar ve göstericilerin temsilcileri dahil bir araya gelmeliler ve konuşmalılar.
Bir hukukçu olarak hükümetin hemen bazı kanuni girişimleri hemen başlatması gerektiğini düşünüyorum.
Bu son dönemlerde işlenen bazı suçlara ilişkin olarak hemen soruşturmanın başlatılması gerekir. Yargı erkinin daha önce suçların işlendiği alanda inceleme yapması gerekiyordu. Olay mahalinde incelemelerde bulunmak yargı mekanizmasının ilk baştan gelen görevidir. Eğer bir yerlerde bir suç işlemişse oranın mahkemesi olay yerinde inceme yapması gerekir, Hükümet yada parlamentonun kuracağı özel bir komisyon değil.. Eğer yetkili mahkemenin kararı bir tarafın işine gelmiyorsa, daha bir üst mahkemeye baş vurabilir. Bu süreç temiz mahkemesine kadar gider.....
En iyisi diğer başka taleplerin pratiğe aktarılması için acele etmek lazım. Örneğin şimdi Kürdistan ve Irak bazında vilayet meclisleri, kaza ve nahiye seçimlerinden söz ediliyor. 2009 yılında Vilayet Meclisleri için çıkarılan yasanın 3. ve 4. sayılı kanunlarında bazı eksiklikler var. Bu maddelerin seçimlerden önce acele bir şekilde güncelleştirilmesi gerekiyor.
17 Şubat tarihinde Selahadin üniversitine bağlı "Senteri Serinç bo Rapirsi û Lêkolînewe" bu yasaya ilişkin bir seminer örgütledi. Bu seminere ben de dahil bir grup anayasa hocası ve uzman şahsiyetler katılmıştı. Bu toplantıda bazı yararlı öneriler yapıldı, seçimlerden önce 2009 yılında çıkan 3. ve 4.sayılı yasaların güncelleştirilmesi gündeme getirildi.
Kürdistan halkının siyasi, ekonomik ve toplumsal talepleri tespit edilen bir zaman diliminde ilgili olan tüm tarafların içinde yer aldığı Yüksek Komisyonun gözetiminde kapalı kapılar arkasında değil, şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Ruber: Var olan aktüel sorunlara en iyi çözüm nedir?

Dr. Nuri Talabani: Kürdistan halkının talepleri açıktır. Bu taleplerin çözüm biçimi ve uygulanması gecikmeden tespit edilmesi gerekiyor. Eğer Kürdistan Bölge yöneticileri başlangıçta yani doksanlı yıllarda Kürdistan'ın samimi halkının istemlerine kulak vermiş olsaydılar, bu sorunların bir çoğu daha o zaman haledilirdi.
Ruber: 1992 yılında Kürdistan Bölgesi için bir Anayasa projesini hazırlamıştınız. Daha sonra 2008 yılının temmuz ayına kadar Anayasa Projesini hazırlama komisyonun üyesiydiniz. Sonra bu komisyondan ayrıldınız. Şimdi bazı çevreler o projenin güncelleştirilmesini istiyorlar. Siz ne diyorsunuz?

Dr. Nuri Talabani: Kürdistan Bölgesi Anayasa Projesi 2009 yılının haziran ayının sonlarına doğu Kürdistan Parlamentosunun 2. döneminde oy çoğunluğuna dayanarak olağanüstü bir ortamda acele olarak onaylandı. O projede eksiklikler var. Halk oylamasına sunulmadan önce o eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Anayasa'ya ilişkin siyasi çevreler, sivil ve kitle örgütlerinin büyük bir çoğunluğunun hem fikir olması gerekir. Çünkü, Anayasa tolumsal bir sözleşmedir. Bunun için siyasi tarafların ve Kürdistan halkının büyük bir çoğunluğunun anayasanın içeriğine ilişkin hem fikir olması gerekir. Ben bir çok defa referandum öncesi düzeltmek amacıyla projenin onaylama biçimine ve içeriğine ilişkin düşüncelerimi ve eleştirilerimi yazdım. Bu proje onaylandıktan sonra milletimizin tarihinde ilk Anayasa olacak. Bu anayasa kanun olarak önemi yanında ulusal bir belge olacak. Bunun için kanun olarak doğru bir şekilde formule edilmeli ve eksikliklere yer verilmemelidir. Zamanında bir çok defa Anayasa Komisyonu başkanını kendi düşüncelerini komisyon üyeleri üzerine farz etmemesi için uyarmıştım, fakat bir yararı olmadı. Bu sebepten dolayı 2008 yılının temmuz ayında komisyon üyeliğinden istifa etmek mecburiyetinde kaldım. Burada bu projede yer alan iki yanlığa dikkat çekmek istiyorum: Bunlardan biri 107 maddenin 2. bendi olan "Temiz eller Diwanı" ve " Maliyeyi Denetleme Komisyon"unu tek bir komite dahilinde düşünülmüştür. Bu büyük bir kanuni hatadır.
Burada bir kaç belli başlı maddeler halinde Kürdistan halkının kanuni taleplerini sıralamaya çalışacağım.

1)Kürdistan Bölgesinde var olan kurum ve kuruluşlarının kurumlaştırılması, kendi görevlerini kanun hükmüne ve temel insan haklarına saygı temelinde yerine getirebilmeleri için dar particiliğin etkilerinden arındırılması,

2) Yasaların hakimiyetini sağlamak ve silahlı yapıların varlığına, özellikle şehirlerde bir sınır koymak,

3) Peşmerge güçlerini yasa dahilinde ve pratikte birleşik düzenli bir ordu temelinde birleştirilmesi, Parastin ve Zanyari gibi istihbarat teşkilatlarının da aynı şekilde mesleki temelde ve partilerin etkisinden uzak birleştirilmesi,

4)Referanduma sunmadan önce Kürdistan Bölge Anayasa Projesinde var olan eksikliklerin acil bir şekilde giderilmesi,

5)Kürdistan'da Yüksek Seçim Komisyonu ( başkanı ve komite üyelerinin tarafsız ve uzman şahsiyetlerden oluşması ) gibi, önemli yasaların onaylanması için oybirliği ve uzlaşı prensiplerinin uygulanması,

6)Kürdistan Parlamentosunun iç tüzüğünün acil bir şekilde hazırlanması,

7)Maliye'yi denetleme komisyonu ile birlikte Temiz Eller Diwanı'nın acil bir şekilde kurulması,

8) Savcılar Kurulunun güçlendirilmesi, işlerini tam olarak yapabilmeleri için var olan kanunun gözden geçirilmesi,

9) Acil bir şekilde "Hizmet Encumenin" oluşturulması, bu encumenin başkan ve üyelerinin bağımsız ve uzman kişilerden oluşturulması şartıyla bir yasanın çıkarılması,

10) Seçimlerden önce, Vilayet meclisleri, kaza ve nahiye seçimlerine ilişkin 2009 yılında çıkan 3. ve 4.sayılı yasalarının acil bir şekilde gözden geçirilmesi,

11) Yargı erkinin güçlendirilmesi, Kürdistan Anayasa Projesinin 3.bölümünde Anayasa Mahkemesinin ve Yargı Encümenin kuruluş biçimleri ve yetkilerini içeren bazı maddelerin gözden geçirilmesi,

12) Bu yıl yapılması öngörülen KerkükKerkük bölgesinin sorunlarını çözmek amacıyla açık ve şeffaf bir programı hazırlamak amacıyla Kerkük halkından uzman kişilerden oluşan bir komisyonun oluşturulması,

13) Eğer hükümet ve diğer ilgili taraflar Kürdistan Bölgesinde reformların yapılması için belli bir program temelinde anlaşırlarsa, en iyisi tüm ilgili tarafların temsilcileriyle, hükümet ve parlamento yetkililerinden belli bir süre için yapılanları gözetlemek amacıyla bir komisyon oluşturulmalı,

14)Bu program ancak güvenlikli bir ortamda konuşulabilir. Bunun için tüm ilgili taraflar, Kürdistan'da ve yurtdışında bulunan Kürd medyasının pozitif bir şekilde bunun başarısı için katkıda bulunması gerekiyor. Bunun için sakin bir şekilde, yıkıcı ve uygun olmayan dilden kaçınmak gerekiyor. Ortamın sakinleştirilmesi için Kürd aydınlarının kendi rollerini oynamaları gerekiyor. Projenin başarıya kavuşması için Irak içinde ve dışındaki Kürd düşmanlarının Kürdistan'ın içişleri müdahalelerine izin verilmemelidir.

Çev: Aso Zagrosi

Mehmet Müfit. (not verified)

Sun, 04/10/2011 - 02:17

Degerli yoldasimiz Aso yine iyi bir is yapti. Bizi, ülkemizin özgür parçasinda -Güney'de- olup bitenlerden haberdar ettigi için kendisine tesekkür etmek gerekiyor. Güney'de ki gelismelere iliskin takinilacak tavir ve gösterilecek durus, Kuzey Kurdistan'da aydinlar için "mehenk-tasi" görevini görecektir. O bakima, Kurdistan için ne istediklerine karar verememis olanlarin Güney'e iliskin tutumlarinin, tam bir "fikir" yoklugu ve "görüs" sefaleti içinde olmalarini gözlemlemek elestirilerimiz bakimindan önem tasimaktadir. Aso'nun tercümeleri ve birtakim yorumlari konuya vakif olmak isteyenler için son derece yararli bilgiler sunmaktadir. Dest xwesh Aso. MM

...Gernoz (not verified)

Mon, 04/11/2011 - 01:41

sevgili Aso Zagrosi, takdire şayan  katkilarin,aktarimlarin ve de o güzel kürdistani yüreginle değer yaratirken sen, su  aydin gecinenlerin hallerine bakiyorumda, hicte aciyasim gelmiyor. kürdistan forumun en yaramazi  olan bana bile  saygili,dürüst ve  öylesine öz kontrollü davrandin ki sana karsi istemeyerekte olsa saygisiz davranmayi kendime zul sayarim. hürmetler  

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.