Rizgarî Online/ Taraf gazetesinden Tuncer Köseoğlu Şemzînan bölgesindeki izlenimlerini yazdı. Ilgili haberi de şunlar kaydedildi:”Çatışma nedeniyle boşaltılan köylere gidebilmek için, dağ yolunu seçiyoruz. Derecik Sınır Kapısı aradan geçen 18 güne karşın hâlâ kapalı. Bu nedenle 60 kilometrelik toprak yoldan boşaltılan köylere ulaşıyoruz. Yol üzerinde çatışma bölgesine uzak olan köylüler günlük işlerini yapıyor. Yaklaşık iki saat süren yol boyunca tek bir askerî araca rastlamadık. Dağ yolunu aşıp, Derecik yoluna girince çatışmanın izleri iyice belirgin bir hal alıyor. Goman Dağı etekleri ve dağı çevreleyen tepeler çatışmadan nasibini almış. Yanmış bölgeler tepeler, gözümüze çarpıyor. Şemdinli’ye arkadan girmeye çalışırken asfalt üzerinde bol miktarda boş kovanlar görüyoruz. Çatışma bölgesine çok yakın olan Bağlar Köyü’nün Muş mezrasını görüyoruz uzaktan. Evlerin üzerlerinde bulunan yerler tamamen yanmış.
Bağ ve bahçeler yanmış
Girişte boş izlenimini veren mezraya girdiğimizde bir sürprizle karşılaşıyoruz. Altı çocuk babası Menaf Güngör dün gece evine dönmüş ailesiyle... Çatışma başladıktan altı gün sonra evini terk etmiş Menaf. Uzaktan bir yakının yanına gitmiş. Sekiz gün kaldıktan sonra “Bir evde sığıntı gibi ne kadar yaşanır” diye evine dönmüş. “Döndük bağ, bahçemizin yakılmış olduğunu gördük. Bu sabah yine top atışlarıyla uyandık. Bir an önce bitmesini istiyoruz bu savaşın” diyen Menaf Güngör, ailesini getirmiş getirmesine de evde ekmek yok. Yollar kapalı, bahçede yetişen sebzelerle açacaklar iftarlarını. En büyüğü 10, en küçüğü üç yaşında olan altı çocuk, üzüm bağlarını yakan bomba parçalarını gösteriyor bize.
Biz konuşurken yaşlı bir adam yaklaşıyor. Köyünü ve evini hiç terk etmemiş. 67 yaşında Abdurrahman Güngör çatışmaların tanığı. 18 gün boyunca bomba seslerini duymuş.
“Bu yaştan sonra evimi terk etmem”
Evinin çok yakınına düşen bombalara aldırış etmemiş. “Ben yaşlı bir adamım oruç tutuyorum bu yaştan sonra evimi terk edemem” diyerek anlatıyor durumunu. Çatışmaları soruyorum Abdurrahman amcaya. İlk günler karşılıklı silah sesleri duymuş ama daha sonraki günler daha çok helikopterden atılan bombalar ve top seslerine tanıklık etmiş. Aslında evlerinin her yanı yakılmasına rağmen tek bir asker de görmemiş PKK’lı da. “Bir savaş yaşanıyor ama ne olduğunu anlamadım” diyor yaşlı adam. Bombalar atılmaya başlayınca duvarın arkasına geçtiğini söyleyen adamın ise yiyecek ekmeği yok. Dün gece iftar etmek için bir buçuk saat Bağlar Köyü’ne yürüdüğünü belirterek, “Suyla açıyordum iftarımı sıcak altında bir parça ekmek yiyebilmek için o yolu yürüdüm. Bir tanıdığımın evinde iftarımı açtım. Yollar kapalı gelen giden yok. PKK da devlet de başının çaresine bakar. Ya biz ne yapacağız” diyerek sitemde bulunuyor. Bu zorlu ve tehlikeli yolculuğa bizi Şemdinlili genç bir şoför götürüyor. Geldiğimiz yerde anlatılanları dinledikçe yüzü değişiyor Şahab’ın elini iki yana açıp “Bu da hayat mı” sözcükleri dökülüyor ağzından. Başlık da bu yolculukta bize yoldaşlık eden genç Şahab’dan olsun: Sahi bu da hayat mı?”
RO/Ömer Kaçar
İki taraf da başının çaresine bakar ya biz...