Skip to main content

Anonymous (not verified)

Mon, 09/23/2013 - 15:40

Yaklaşık üç yıl önce Paloyi denen kör ve sağır Kemalist KCK li savuncusu ahlakin ölçülerinide hiçe sayarak, kaybederek bana hakaretler  etmişti. o dönemde ben çok haykırdım, ama Newroz. com bütün yazılarımı sansure tabi tutumuştu. Şimdi Paloyi ve onun gibi kemalizmin siyasetini savunanlara bir cevap olarak bugün bir kez daha KCK nin Kurd halk düşmanı siyasetini burda halka sonuyorum. Tabiiki sansür edilmezse yazimi. KCk yani Kurd halk düşmanı, ama Pol pot Paloyi ve onun Qandildeki TC ergenekon rerilalari hala kör, sağır, yada kendi kişisek çıkarlari gereği, yada bunlar olmzsa; ihanetinde olsa gerek, sürekli bu Devlet destekli ihanet örgütünü desteklemeiştir. Ben hala o gürüşteyin Pol-Pot Paliyi nedersin? Buyrun senin Kandildeki Konseyin MHP  ye „ Belgedir dediğı“ mektubu oku. Daha sonra MHP nin siyasetininin kimler tarafindan savunduğunu, desteklediğıni, bu uğurda seningibi aptalları nasıl hiçleştirldiğini ya anlarsin yada gerici bir zihniyetle yerinde sayarsin: MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli („Türk halkıyla Kürt halkı Türklerin Anadolu´ya giriş yaptıkları 1071 Malazgirt Zaverinden bugüne ortak kaderi paylaşmaktadır. O günden bugüne Türk halkıyla kürt halkı ne zaman birlik olup güçlerini birleşttirmişse bu durumdan her iki de kazançlı çıkmıştır. İki halkın Çaldıran savaşındaki ortaklığı Ösmanlı İmparatorluğun Doğu hattını sağlama almasını ve bunun sonucunda Viyana´ya kadar uluşan bir büyümeye kavuşmasını beraberinde getirmiştir. Anadolu´yu vatan haline getirmesinden sonra Türk halkının yaşadığı en en zor dönem olan Kurtuluş savası sırasında da Türk ve Kürt halkı yine gücünü birleştirerek yeni Türkiye´yib irlikte kurmuşlardır. Bu tarihsel gerçekler Kürt ile Türkü etle tırnak gibi birbirinden ayrılmaz hale getirmiştir. Merhum Alparslan Türkeşín Kürt ve Türkü etle tırnak gibi birbirinden ayrılmaz birer parça olarak görmesi, partimizin de kuruluşundan beri dillendirdiği bir gerçektir.Parti literatürümüz incelendiğinde, Genel başkanımızın her iki halk için bu deyimi sık sık kullandığı görülecektir.Merhum Alparslan Türkeş de birbirinden kopmazlığı çerçevesinde Kürd gerçeğini kabul ettiğini birçok konuşmasında ortaya koymuş Ve Kürdü her zaman Türk gerçeğiyle yan yana ifade etmiştir. „Kürdün tarih bilinci olan partimiz de kabul edilmiş Kürt gerçeğinin böyle ifade edilmesini arzulamış, verdiği mücadele içinde hiçbir zaman bu ilkeden kopmamış ve herzaman dar bir milliyetçilikten özenle kaçınmaya gayret sarf etmiştir. Bu anlamda belkide en büyük mücadelesini böyle bir dar Kürt milliyetçiliğine karşı vermiştir.“ „Şu açıktırki, benzer siyasal ve sosyal sorunların yaşandığı her ülkede bizim konumumuzda olan güçler çatıştıkları güce karşı düşmanlık geliştirmeyi amaçlarına ulaşmada önemli görmüşlerdir. PKk´nin geliştirdiği hareket başından beri böyle bir yanlışlığa düşmediği gibi sürekli Türk´ü kardeş gören bir bilinci önemli moral değerlerden biri olarak canlı tumaya çalışmıştır. Aynı anlayışın gereği olarak dar bir milliyetçiliği içimizde gelişmesine izin vermemiştir. Bizim gibi kimlik mücadelesi veren hiçbir harekette böyle bir gerçeğı görmek mümkün değildir.“ Mücadelemizin bastırılması sırasında çektiği çok büyük acılara rağmen, Kürt halkında bir Türk düşmanlığının gelişmemesi PKK ´nin bu gerçeğiyle yakından bağlantılıdır. Defalarca ortaya çıkan isyanlar ve partimizin yürüttüğü on beş yıllık savaş sonrasında bile Türk halkında bir Kürt düşmanlığının gelişmemesi de bilinç altında olan ortak kaderi payalaşma duygusuyla bağlantılıdır. Kaldıki, yakin tarihe kadar Türk halkı tarafından Kürt kimliğinin kendi adıyla kabulü söz onusudur. Fatihin İstanbulú fethinden sonra Hiristiyan halklara bile kendi kimlikleriyle yaşama hakkı tanıdığı bir kültürün, kardeş ve dindaş Kürt halkını reddetmeyi aklına getirmesi dahi söz konusu olmamıştır. Ortaya çıkan sıkıntı ve soğukluklar, dahaçok da geçmiş yüzyıldaki kuşku ve önyarlılar sonucunda oluşmuştur. Bu gerceklik, karşılıklı çekilen acılara rağmen, ortak duygu ve birlikte yaşama arzusunun ayrılık ve soğukluk olarak ortaya çıkan yanlara daha ağır bastığını göstermektedir. Yalnızca bu tarihisel gerçeğin yaşamsallaştırılması mücadelesini veren partimiz, Kürdün gücünü Türkiye´nin gücü haline getirecek bir kardeşlik çözümü istemektedir.Kültürleri iç içe geçmiş bu iki halkın ortak vatanda kendi kimlik Kültürleriyle yaşamalarının birbirlerini güçlendirme ve daha Fazla birleşmeden başka birsonuç vermeyeceği tarihsel gerçekliğin bizlere öğrettiği bir derstir. Hem ortak tarihin ortaya çıkardığı sonuçlar hem de günümüz bölge ve dünya gerçekliği dikkata alındığında, Kürt kimliğinin dil ve kültürel düzeyde delişmesinin ve bu temelde Türk ve Kürdün demokratik bir cumhuriyette birliğinin, Türkiye´nin 21.yüzyılda Ortadoğu´nun çekici gücü haline gelecek,etkisini artırıp dünyanın belli başlı büyük ülkelerinden biri düzeyine yükselecektir.Böylece Türkiye sınırları dışındaki Türk ve Kürt dünyasıyla ilişkiler daha fazla gelişecektir.Hatta Ortadoğu´daki kardeş Müslüman halklar da bu gelişmelerin yaratacağı refahtan yaralanacaktır. Bu gerçekler ışığında, siyasal düşüncelerimizde farklılık olsa da, Ortak vatan olarak kabul ettiğimiz Türkiye´nin huzuru ve gelişmesi konusunda asgari müşterekleri bulmamız da mümkündür. Bir Kürt - Türk savaşını isteyenler yalnızca Türkiye´nin güçlenmesini ve gelişmesini istemeyenlerdir. Bu nedenle partimizin gerçekliğini Türkiye´nin gelişmesi ve Kürt-Türk birliğinin güçlenmesinin etkeni olarak görmek daha doğru olacaktır. MHP Genel Başkanı olmanızdan sonraki makul ve gerçekçi tutumunuzu dikkatle izlemekteyiz. Türkiyenin hayrına olan Genel Başkanımızin idam kararının ertelenmesinde gösterdiğiniz sağduyu bizim açımızdan dikkate değer görülmüştür. Bu yaklaşımın Türkiye´nin temel sorunu olan Kürt sorununun çözümünde önemli bir başlangıç ölduğu ilerde çok daha iyi anlaşılacaktır. Genel Başkanımızın varlığı, Kürt sorununun iki halkın kardeşliği temelinde bir çözüme ulaştırılmasında her zaman olumlu rol oynayacak bir etkendir. Genel Başkanımızın makul ve gerçekçi yaklaşımı Türkiye için büyük bir şanstır. Bu nedenle Önderliğimizin hakkında verilen karar Türkiye´nin harına verilmiş bir karardır. Mektubumuzda şunu da belirtmek isteriz ki, şehit annelerinin acısını ve duygularını anlayışla karşılıyoruz. Evet acısı Türk annesi için de Kürt annesi için de zordur. Bu acıları, yitirilen evlatları geri getirmek mümkün değildir. Bu acıları bir nabza de olsa dindirecek olan şey, yeni şehitlerin verilmemesi ve Türkiye´nin huzura kavuşturulmasıdır. Söz konusu olan Türkiye´nin huzuru ve kalkınması ise, o zaman bu anaların acılarını bastıracaklarına inanıyoruz. Şahsınız aracılığıyla şehit analarına şunu belirmek isteriz: Bizler de sizlerin bir parçasıyız. Türkiye´yi huzur ve barışa kavuşturmak, yaşamını yitirmiş insanların anısına vereceğimiz en anlamlı karşılık olacaktır. Şehit Analarından böyle bir büyüklüğü, gönül yüceliği ve blagatı göstermelerini istirham etmekteyiz. Bildiğiniz gibi, Genel Başkanımızın İmralı savunmalarıyla ortaya koyduğu politikaların yaşama geçirilmesi için, partimiz silahlı mücadeleyi durdurarak, çok az bir kısmı dışında güçlerini Türkiye sınırları dışına çekti. İçerde az bir gücün kalmasının nedeni, zaman kısıtlığı ve mesafenin uzaklığı yanında operasyonların çekilişi yavaşlatan yoğunluğuydu.(dah sonra Generallerden biri biz PKK ya dedik bir kısmı içerde kalsın Î.G.) Partimiz fiiliyatta gerçekleştirdiği politikalarını resmileştirmek için Olağanüstü 7. Kongresini yaparak makul ve uygulanabilir bir Barış projesini karar altına almıştır. Barış Projemizdeki birçok husus Hükümetinizin de gerçekleştirmek istediği unsurları içermektedir. Barış projemizin esası, yasal ve hukuksal güvenceler temelinde demokratik cumhuriyetle bütünleşmeyi hedeflemektedir.Aynı zamanda partimiz de Türkiye´nin huzur ve barış projesi olan bu belgenin başarıya ulaşması için üzerine düşen görevi hassasiyetle yerine getirecektir. Türkiye´nin sağduyulu şahsiyetlerinin ve kurumlarının da bu projenin uygulanmasına bezer bir hassasiyet içinde yaklaşacağı inancındayız. Türeye´nin çıkarı söz konusu olduğunda şahsınızın ve partinizin de bu tutumu göstereceğine kuşku yoktur. Ortak vatan Türkiye´yi 21.yüzyılda refaha ve huzura kavuşturacak demokratik cumhuriyette yaşama arzumuzu bir daha vurgularken, şahsınızın ve partinizin Türkiye´yi 21.yüzyıla güçlü biçimde hazırlama çalışmalarında başarılar diliyor, saygılarımızı sunuyoruz. 8 Şubat 2000 PKK Başkanlık Konseyi). Kandildeki gerilalar iste bu yokarıdaki siyasetin birer bekçilerdir. Kurd evlatları MHP nin siyasetini kuvvetlendirmek için KCk ve ihanetçi Öcalan tarafından katletmeye devam ediyor. Ben hala ayni yim ve işte Kurd halk düşmanı KCK nin savunduğu, ve yaşama geçirmeye Kurdlerin kanını dökme sartına bağlayan sen ve senin Pol-Pot Kandil geriları Îsmaîl Girikî 20.9.2013  

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.