Biz "üretim tarzı"ndan, üretim araçlarının belirli bir tip mülkiyetine bağlı toplumsal üretici güçler ve ilişkilerinin karmaşık bütününü anlıyoruz. Üretim ilişkileri topluluğu arasından üretim araçları mülkiyetine ilişkin olanları, temel ilişkiler sayıyoruz; çünkü, sırasıyla, üretim güçlerinin özgül gelişme kapasitesine temel teşkil eden, iktisadî artığın kanalize edilme biçimlerini ve gerçek işbölümü düzeyini belirleyen bunlardır. Buna karşılık, mülkiyet ilişkilerinin büyüme düzeyi ve ritmi de iktisadî artığın akıbetine bağlıdır. Bundan ötürü biz: l - Üretim araçlarının belirli bir tip mülkiyetinin, 2 - iktisadî artığa belirli bir el koyma biçiminin; 3 - işbölümünün belirli bir gelişme düzeyinin; 4 - üretici güçlerin belirli bir gelişme düzeyinin mantıkî ve uyarlı bileşimini, üretim tarzı olarak tanımlıyoruz. Bu, sadece, birbirinden bağımsız birtakım "etkenler"in betimleme (tasvir) amacıyla ardarda sıralanması değildir; kendi karşılıklı iç-bağıntılarının tanımladığı bir bütündür. Bu bütün içindeki belirleyici öğe ise, üretim araçlarının mülkiyetidir.
Öte yandan, bir "ekonomik sistem", ister bölgesel veya ulusal planda, ister dünya çapında, ekonominin farklı kesimleri ya da farklı üretim birimleri arasındaki karşılıklı ilişkileri tanımlar. Marx, Kapital'in birinci cildinde artık-değer üretimi ve sermaye birikimi sürecini analiz ettiği zaman, kapitalist üretim tarzı'nı betimlemiştir. Ama Birinci Bölüm'le ikinci Bölüm arasındaki karşılıklı değişmeyi analiz eder veya ticarî kârın kökeni ya da rant gibi sorunları sözkonusu ederken bir "ekenomik sistem"i betimlemektedir. Bir ekonomik sistem, yapıcı öğeler olarak farklı üretim tarzlarını içerebilir. Ama gene de bizim, sistemin çeşitli görünümlerinin birliğini meydana getiren öğeden veya hareket yasasından yola çıkarak, onu bir bütün olarak tanımlamamız gerekir.
Feodal üretim tarzı, üretim sürecinin aşağıdaki modele göre işlediği tipte bir üretim tarzıdır: l - iktisadî artık, iktisat-dışı cebir baskısı altında olan bir emek gücü tarafından üretilir; 2 - iktisadî artığa gerçek üretici dışındaki bir başkası tarafından el konulur; 3 - Üretim araçlarının mülkiyeti gerçek üreticinin elindedir. Kapitalist üretim tarzında da iktisadî artık özel mülkiyete tâbidir, fakat feodalizmden farklı olarak, üretim araçlarının mülkiyeti iş-gücü sahibinin elinden alınmıştır; iş-gücünün metaya dönüşmesine ve bundan ötürü de ücret ilişkisinin doğmasına sebep olan budur. Sanırım bu teorik çerçeve içinde, bağımlılık sorununu üretim ilişkileri düzeyinde koymak mümkün olur.
[url=http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=2&dsid=170&dyid=2875]Yazinin Tümü burada: Latain Amerikada feodalizm ve kapitalizm[/url]
ÜRETİM TARZLARI VE EKONOMİK SİSTEMLER