Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi on 9 October 2011

Fazla lafı dollandırmadan sorduğum soruya “evet” cevabını vermek zorundayım.
Yıllardan beri Kürd ve Kürdistan tarihine ilişkin yazılan kitap, makale ve söyleşileri amatörce de olsa takip etmeye çalışıyorum.

1925 Devrimi ve Xalid Begê Cibrî’nin önderliğinde kurulan “AZADİ” Kürdistan Devriminin tarihinde çok önemli bir kilometre taşı konumundalar. Bu sürece ilişkin bazı Kürd araştırmacıları kendi kişisel çabalarıyla değerli veriler ortaya çıkardılar.

Fakat, hâlâ büyük boşluklar ve eksiklikler vardır. En basiti 1925 Hareketi’nin beyni konumunda olan Xalid Begê Cibrî’nin Yusuf Ziya Bey ile birlikte yargılandığı Bitlis Mahkemesinin tutanakları dahi elimizde yok.. Türkler bu sürece ilişkin bir çok belgeyi ya yok ettiler yada gizliyorlar. Bu durum ise ister istemez yapılan araştırmalar üzerine negatif etki yapıyor.

Bugün Kuzey Kürdistan’da Kürd ve Kürdistan tarihine ilişkin araştırmalar yapan ulusal kurumlarımız yok. Aslında bu kadar kanlı bedel, maddi imkanlar ve kendi tarihini öğrenmek istiyen insanlarımızın olması böyle kurumların çoktan oluşması gerekiyordu. Fakat, tarihine karşı sorumsuzluk ulusal siyaset olunca bu tip kurumlaşmaların yolunu da kapatıyoruz.

Bir noktanın altını çizmek istiyorum: 1925 Devrimi , Ararat Hükümeti, Dersim Direnişi ve diğer Kürd devrimleri hakkında yapılan araştırmalar ve belgelendirme girişimlerinde Kürd bireylerinin özel girişimleri çok önemli bir pozisyona sahiptir.

Özellikle bu devrimler sürecinde lider ve önemli rollere sahip olan ve şehid düşen Kürd kadrolarının aileleri ve yakın akrabaları belgeleme ve arşiv oluşturmada bazen subjektifliğe de kaçsa hayati rol aldılar.

Burada cesaretli davranıp Kürdistan şehidlerine sahip çıkan ve bildiklerini Kürd kamuoyuna aktaran/paylaşan şehid ailelerine ve yakın akrabalarına kendi adıma teşekkür ediyorum.
Hâlâ konuşmayanlarda var ve bir dizi bilgiyi beraberlerinden mezara götürüyorlar.

Kürdlerin ulusal araştırma kurumlarının olmayışı ve ulusal bir arşiv yokluğu Kürd araştırmaları konusunda ciddi handikaplar yaratıyor.

Kürdistan’da her hangi bir konuda yayınlanan bir kitap, basımı ile birlikte içerdiği yanlışlıklar ve eksiklikler hemen görülüyor. Çünkü, aynı olaya ilişkin bilgiler ve belgeler farklı alanlarda bulunuyorlar.. Bireysel araştırmacılar bu bilgilere ulaşamıyorlar. Kitabın yada makalenin yayınlamasından sonra gelen eleştirilerin ardından yeni bilgilerle karşı karşıya kalıyorlar. Başka ülkelerde de bu yaşanıyor, fakat zaman dilimi bizimki gibi değildir.

1925 Devrimi ve Azadi Partisine ilişkin araştırmalar ve makaleleri okuduğum zaman Qolağası Kerem Bey/Kerem Begê Zirk(î)anî hep bir yerlerde var.

Bir bakıyorsun Kerem Begê Zirk(î)anî’nin Ruslarlar yapılan savaşta cephede gösterdiği başarılarından söz ediliyor.

Bir bakıyorsun Hamidiye Alayları meselesinde gündeme geliyor.

Bir bakıyorsun Kerem Begê Zirk(î)anî’nin Mustafa Kemal’ın örgütlediği Erzurum ve Sivas kongrelerine resto çektiğini duyuyorsun.

Bir bakıyorsun Kerem Begê Zirk(î)anî “Azadi Partisi”nin ilk kurucu “Kırk Kahraman” larından biri.(İsmail Hakkı Şawês)

Bir bakıyorsun Kerem Begê Zirk(î)anî , Hasananlı Miralay Xalid Bey ve Ferzende ile birlikte Xalid Begê Cibrî’yi Türklerin elinden kurtarmak için planlar yapıyor.

Bir bakıyorsun Kerem Begê Zirk(î)anî 1925 Devrimi sırasında bir çok cephede işgalci Türkleri kovmak için savaşıyor..

Bir bakıyorsun 1925 devriminin yenilgisinden sonra İran’a geçmek zorunda kaldıklarında Türklerle işbirliği yapan Kürd aşiretleriyle kavga içinde..

Ve bir haber geliyor Kerem Begê Zirk(î)anî ve arkadaşları İran devleti kendilerini silahsızlandırmaya çalışırken reddediyor ve çatışarak ölüyor.

Mezarı dahi nerede olduğu bilinmiyor.

Bir bakıyorsun Kerem Begê Zirk(î)anî Kürd ulusal kahramanlarından Ferzende ile birlikte Kürd dengbêjlerin dillerinde Stran olmuş dilden dile gönülden gönüle Kürd milletinin ulusal hafızasında unutulmaz yerini almıştır.

Sözü Kürd dengbêjlerine bırakıyorum:

Le axao hey li min li min li min
Bê maqûlo hey li min li min li min

Le Asyayê bi sê denga bang lê dike

Dibê de lê lê Besrayê rebenê sibe ye

Şereka li me çêbû

Qaleka li me qewimî

Le Kil İskender

Li sûr û bedena Salim Begê

Li hewşa kafirê Emer Tûman

Dayê rebenê vê sibê

Li ser kaniyê way ax way

Le belê ji êvara Xwedê ve

Li gohê min xweş tê

Dengê gula topê li me sil kir

Sewtêna mîrata vê boriyê

Gule û barûdê vî kafirî

Li me dibare dayê mînanî

Tevana gelo li ber taviyê

Le Asyayê bi sê denga bang lê dike

Dibê de lê lê Besrayê

Hey lê agirê Helebê

Bi derê mala bavê te ketê

Tu rabe li ber çoka Ferzende rûnê

Tu bêje Ferzende mala te xirab be

Lo bila mala min jî pê re

Te digo ‘Ez Ferzende me ez Ferzende me’

Ez bavê Elfezya Siwarê Eznawir im

Xwedanê kuçik çapliya me

Rojê qale qalê oxirmê giran

Li welatê ‘ûçincî ordiyê’ de

Mêr di ser min re qet tune ne

Evya ne şerê me û Hesenan e

Ne şerê Heyderan e

Ne şerê Cibiran e

Ne şerê Sînikan e

Ne şerê duwazdeh bavê eşîratê giran e

Evya ecem e ‘bêşincî mezheb’ e

Ne dîn e ne îman e

Li gorî qarşî şerîeta Mûhemed

Li qarşî me disekine me dixapîne

Ji êvara Xwedê ve

Cinazê Silêmanê Ehmed

Bi tevî komê Hesenan ve

Gelo li pêş miqabilî çavê min e

Ezê bi du gulê tometîka vî kafirî

Birîndar im

Destê min têtikê mîrata modoliyê

Modoliyê nagire dayê rebenê

Pêçîka min a şahidê li min nagere

Heyfa min nayê li kuştina mêran û şêran

Heyfa min tê li wê heyfê

Çar heb ji tûxayê vî kafirî

Li ser me re sekinîne

Ji milê Silêmanê Ehmed

Bavê Kazim digirtin

Dixistin nîşanê Hemîdiyê

Le Axao wile nabe bile nabe

İşev sê şev û sê roj e

Şer ketiye ser milê Keremê Qolexasî

Mêrekî çê tê kuştinê

Bi du gula birîndar e

Bi sonda mezin sond xwariye

Tê kuştinê lo bira jê venabe

Erz û eyalê Mala Emer

İşev sê şev û sê roja

Li kavila İranê digere nagere yêr nabîne

Ji xwe re li ser pişta kihêl û malekiyan

Lo bira peya nabî

Kerem dibê wez Kerem bim

Ez Kerem bim

Ez firar û qaşqûrê mehkûmê

Dewletê bim

Berxê Mala Emer bim

Ezê bi maleka weka Mistefa Begê re mal bim

Evî kafirê li bira qesr û qûnaxê me girtine

Dibên tivingên destê xwe deynin

Nasıl oluyor şimdiye kadar Kerem Begê Zirk(î)anî ‘nin yaşamı ve mücadelesini konu alan tek bir makale yayınlamadı.

Bilebildiğim kadarıyla Kerem Begê Zirk(î)anî’nin 3 kızı vardı. Bir dizi torunu var.
Niye bir tanesi bu konuda bir şey yapmıyor.(bunlardan biride benim arkadaşım)
Zirkanlardan bir tanesi niye bu konuya eğilmiyor?

Kerem Begê Zirk(î)anî bunu mu hak etti?

Benim ki sadece bir Hawar!!!!

Kim Kerem Begê Zirk(î)anî hakkında ne biliyorsa yazsın.. O da bir çok 1925 devriminin kahramanları gibi tüm bilgilerle hak ettiği yeri alsın..

Silav û rêz

Aso Zagrosi

Mehemedé Paloyé (not verified)

Sun, 10/09/2011 - 21:22

Brayé Eziz merhaba Bir kaç ay önce sana H.Hüseyin ile başlayan başsağlığı mesajını okudum.Hani derler ya dost a şayiyé an ji şiné atasözüne bakarak benimde bir başsağlığı vermem gerekiyordu.Fakat H.Hüseyin in yazısında kısa bir zaman diliminde aileden kaybettiklerinin sayısına baktığımda açıkcası elim ayağım tutuldu.Kaç sefer yazmak istesemde yazamadım.Hani bu kadar insan bir aileden Allahın rahmetine gittiğinde insan ne söylemesi gerekiyor ? şekildenki soruma yanıt bulamadım.Kısacası cümleleri bir türlü kuramadığım gibi birde bu insan bu kadar acının içinde hala harıl harıl bu kadar araştırmayı nasıl yapabiliyor? Hayretiylede başbaşa kaldım.Lakin geçte olsa aile fertlerine Allah tan rahmet dilerken sana ve diğer yakınlarına sabır dilemekten başka acaba başka ne yapabilirim? Allah sana sabır versin bré mın. Neyse madem sen bu kadar acının içerisinde hala yazabildin O zaman bende bu emeklerinin iyi bir takipçisi olarak müsaadenle biraz yorum yapayım. Bir başka ismide Keremé Qolaxasi olan bu kahramanın destanlarını dinleyerek büyüdüm.Babamın dayılarının silah arkadaşı olan ser xeté ve bınxetédeki yaşamları ne yazıkki bir kaç anı ile sınırlı kaldı.Bu bir kaç anıda kaybolup gitti.Peki neden yazılmadı? Olayın şahidleri ya şehdi düştü yada kalanlar büyük bir zor içinde sürgünde yaşadılar.Bunlardan sadece Şéyxlerin çocukları anlattılar.Ama onlarda ne yazıkki hep yanlış veya yalan anlattılar.Çünkü halkın içindeki babalarının saygınlıkları ile T.C kapısında ya mebus yada belediye reisi olma avantajına dönüştürdüler.Dolayısıyla babalarının direnişlerinin Kürdistan için olmadığınıda Qıyam kelimesi içinde boğarak kemikleri bile bulunmayan babalarının adeta kemiklerini kemirerek yaşamayı seçtiler.Dolayısıyla onlardan gelen bilgilerin gelmemesi daha hayırlı olurdu.Nitekim bir makalende alıntı yapmış olduğun bir dolandırıcıda bunun en iyi örneği idi. Begler veya diğer aşiret reislerine gelince onların çocukları yetişkinler babaları ile katledlirken,çocuklar ise yetim ve sahipsizliğin verdiği dej avantaj ile büyüdüler.Artık onların geçmişlerinde bir kopma vardı.Evde onlara babaları bile artık anlatılmazdı.Hatta kim olduklarını bile onlara söylemekten korkar hale geldiler.Yani çok kötü korkutuldu ve sindirildiler.Öyle zamanlar geldiki Şey çocukları gibi ellerinde zekat gibi bir dilencilik geliri bile olmadığı için açlıkla başbaşa kaldılar. Onların yerine T.C nin yetiştirdiği axalar oturdular mevkilere ! İşte tarihinden kopan bu nesilin sana anlatacağı ne olabilir ? Örneğin benin hayat arkadaşım Kürtçe bilmez.Hatta evlediğimize kadar Kürd olduğunu bile bilmiyordu.Peki nasıl olurdu bu ? Nenelerimiz kardeş değilmiydi? Ama onlarda bilmiyormuş.Peki bu nasıl oluyordu ? Demek o zaman Türklermiş dememiz gerekiyor değilmi ? Ama gel görki hiçte öyle değil.Anne annemin babası hakkında amcama sordum bir gün.İyikide sormuşum.Ben genç idim şehire giderken amcam hep O na misafir olurdu.Ben amcam ile sohbetlerini dinlerken Kürdçe bilmediği halde Kürd ve Kürdistan üzerine amcamla ateşli sohbetlerine sahip oldum dedi.Peki neden Kürdçe bilmiyordu ? Çünkü o babası zamanında sürgün yemiş bir ailedenmiş ve sürgünde büyümüş.Derken kendiside sürgünde hayat geçiriyor ve kızlarıda kürdçe bilmiyor(Amcamın anlattıklarından).Peki ya hanımı? O ise kürdçeyi biliyor ama sürgünlerde çocuklarına öğretememiş.Çok yıllar sonra kızkardeşi ile tekrar birbirlerini bulduklarında annemin teyzeleri kendi teyzeleriyle anlaşamıyorlarmış.Çünkü teyze tek kelime Türkçe bilmezken,yeğenlerde kürdçe bilmiyormuş !(Annemin anlattıklarından) Peki bu hiç Türkçe bilmeyen teyze kiminle akrabadır biliyormusun ? Ferit Melen ile özamca çocuğudur.Yani dotmam ve pısmamdır.Peki Ferit Melen nerde doğdu ? Sürgüne yollanan aliesi yolda iken değilmi ? Peki ya Ferit Melen in oğlu nasıl MHP de Türkçülüğü savunuyor ? Acaba ben babamdan değilde askerdenmi olmayım diyor ? Bunun yanıtını verecek olan tabiki kendisidir.Eğer bir yanıtı varsa tabiki !... Devam edelim ; Kayın babama sordum.Sen neden Kürdçe bilmiyorsun ? Babam ve amcam şehire gelirken yetim büyümüşler.Yani  kendi başlarına büyümüşler.Onlar bilmiyorlardı.Ama annem ise iyi biliyorum kürdçe biliyordu.Peki sen Türkmüsün veya Kürdmüsün ? Durakladı.Yanıt vermede zorlanınca bu sefer soruyu değiştirdim.Peki baban nerden gelmiş onu biliyormu ? Hoşaptan falan köyden gelmiş.Lakin köyümüz suyun altında kalmış şimdi dedi.Peki köyde akrabaların varmıydı ? He vardı.Onlarla tanıştık dedi.Peki onlar kürdçe biliyormuydu ? Hepsi sadece kürdçe biliyordu ve bir kaçıda bozuk Türkçe biliyordu dedi.Neyse kayınbabanında Kürd olduğunu öğrendik.Tabiki hanefi olmayıpta Şafii olmalarıda ayrı bir ayrıntı değilmi ? İşte bu menvalde ilerlerken hayat arkadaşıma bir şey daha sordum.Senin annenin babası kürdmüydü ? He dedi.Çok güzel peki ya onun babasının ismini biliyormuydun ? He dedi Hacı Nejmeddin dedi.Peki Heci Necmeddin nasıl öldü ? Bilmiyorum dedi.Ben idam edildi deyince hayretle bana baktı yeni duydum.Peki dayın niye anlatmadı ? Halbuki kendisi biliyordu. Neden acaba anlatmamış ? Evet Bitlisli Hacı Necmeddin in torunlarından birine ben aslını öğrettim.Dedesinin başta devlete güven duyan biri olduğunu ama devlet kendisine dönünce direnişe geçtiğini ama artık çok geç olduğunu anlattım.Yani artık o Kürdüm diyor.Lakin bir Kürd milliyetçisi olarak değil, sadece bir Kürd olarak o Kürd şimdi.Peki ya kardeşleri ? Ne yazıkki onlar Türk kaldı ve Kürd olmacağada hiç benzemiyorlar. Bu sadece çok yakınımda cereyan eden bir gerçeklik idi.Peki ya Sımko nun torunları ? Bunlardan birisi dedesi için at hırsızı deyince babam ağzında geleni saydı.Fakat neyi değiştirir ? Babam kalkıp utorsun dua etsin çünkü yıl 1995 idi ve babamı şikayet etse idi  baba çem u çem giderdi.Ya Sediyé Telhe nin torunu ? Sadece onların içerisinde MHP li ile başkanın kızı dedesiyle ilgili beilgilere ulaşıyor ve dedesini sahipleniyor.Sonuç ne oldu ? Kız o zamanlar PKK ile ilgili diye sırf bu nedenden dolayı tutuklanıyor.Sonrası ne oldu bilmiyorum.Hani şu MHP li başkanın başörtülü kızı PKK den tutuklandı haberi varya , işte o kız ! Yada çok eskiyi bırakalım şu meşhur 49 lar davasından yargılanların kaç tanesinin çocuğu kürdlüğünü biliyor şu anda? Mesela onların içerisinde bir tanesinin kızının Türkiyenin meşhur bir balerini olduğunu söylesem hayret edermisin ? Yoksa hayret etmedinmi ? Ha hayret etmediysen erkek kardeşinin Çevik 1 in yaveri olduğunu söylesem ve çeşitli ateşeliklerde çalıştığını söylesem şimdi hayert edermisin ?   Yada Amed zindanında askerliğini yapan ve Esad ın en iyi köpeği olan birisininde yine dedesi idam edilenlerden olduğunu söylesem hayret edermisin ? Yada Ağar ın dedesinin İzol aşiret reisi ve annemin dedesi ile Konyada birlikte sürgünde tanıştıklarını söylesem hayret edermisin ? Ha şim kızıp mal ava Kamran İnan ı gördük ve iyi tanıdık artık neyine hayret edeyim diyecek gibi olduğunu sanki his ediyorum. Selamlar ve çalışmalarında başarılar. Not:Aris Arda tercümelerden neden vazgeçti ? İkinizi takip ediyorum ama O seni yarı yolda bıraktı.

Başsağlığı  için  teşekkürler.    Bu konuda    yapılacak bir şey yok.  Herkesin başına gelir. Arkadaşlar ve dostlar  insanların   acısını  paylaştığında  biraz  olsun  insan  daha reel  gelişmelere  bakıyor.. Tekrar  teşekkürler. Bu yazıyı   biraz   Keremê Qolağası nın ailesini ve Zirkanları  harekete  geçirmek  için yazdım.  Hâlâ  gelişmeleri bizimle  paylaşacak    yaşıyan  insanlar var.  Torunları var.  Aile içinde   Keremê Qolağası üzerine  söylenen  Stranları  bilen var. Bunların hepsini    derlemek  ve  Keremê  Qolağasının  Kürdistan şehidleri  içinde   hakettiği  yere  oturtmak  lazım. Keremê  Qolağasıda   bir çokları   Kürdlere  ve Kürdistan devrimine  sırt çevirip   Türk devletinin hizmetine girebilirdi.  O zaman    milletvekili de olurdu ve  Türk ordusunda   üst konumlarada gelebilirdi. O  Kürd ve Kürd davasını  seçti. Bu uğurda   Fars  sömürgecileri  tarafından  şehid  edildi. Bugün biz   onun  ve diğer   silah arkadaşlarının  mezarları nın yerini bilmesekde   o  Kürd  miletinin   kalbinde  gereken yerini  almıştır. Benim amacım  Keremê    Qolağası  için  1925  Devrimi'nin   sayfaları içinde    hakettiği  yere  oturtmaktır. Satır aralarında  değil. Kek  Paloyê,   umut ederim ki,  Aris  çevirilerine  devam eder.    Brukiler   üzerine   yapılan  dokumentasyonda   Aris Arda'nın  çevirisinden bir hayli  yaralanmışlar.  Demeki   bayağı işe  yarıyor.   Destê te  xweş brayê delal!! Êvarbaş Aso Aslında  bugüne  kadar  onların  gömüldüğü yere ilişkin de  hiç bir  girişim olmadı.. Belkide  yerleri biliniyor.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.