Jordi  Tejel  Gorgas’da    Xoybûn  üzerine  olan  çalışmasında   Ermeniler  konusunda  daha  açık  ifade etmek gerekirse  Taşnak’ın  politik amaçlar ve  toprak meselesinde açık davranmadığı  gerekçesiyle “Rewandiz Grubu”  ile  Xoybûn’un arasında  sorunların  çıktığını, Rewandız  Grubu’nun  Xoybûn dışında kaldığını ve  buna  rağmen  Xoybûn  ile  Taşnak  arasındaki  ilişkilere  karışmayacaklarına  dair  angaje  yazıyor.
Jordi  Tejel  Gorgas,   “Rewandiz Grubu”nun başında  Seyid  Taha’nın  olduğunu ve  grubun amacı   İngiltere’nin  mandası altında   otonom  bir  Kürdistan   olduğunu  yazıyor.  Yine  yazara göre   1928-1929   yılları arasında  “Rewandiz Grubu”nun en aktif  üyeleri,    Şeyh Abdurrahim(Şeyh Said’in kardeşi),  Şeyh Mehdi,  Şeyh Ali Rıza(Şeyh Said’in  oğlu),  Şeyh Abdullah(Seyid Abdulkadir’in oğlu)  Şeyh Kadir(1922’de  Irak’ta kurulan  2.Otonom Kürdistan Hükümeti’nin başkanı)Şemzinanlı Nur Xoca, Hüsni  Mukriyani(Zari Kurmanci  Dergisinin  editörü),  Şeyh Ahmed Barzani ve  Şeyh  Alaeddin’den   oluşuyordu.(Jordi  Tejel  Gorgas,  age, sayfa 150, 9.dipnot)
Fakat,   sayın  Gorgas    bu  grubtan  sözederken  hiç bir kaynak vermiyor.
Alabildiğine  geniş  bir  yelpaze....    Berzenci Şeyhlerinden  Barzan Şeyhlerine,  Nehri Şeyhlerinden   Şeyh  Said ailesine  kadar     geniş bir   çevreyi  kapsıyor.
Her  ne  kadar  yazar  1928-1929  yılları arasındaki  süreçten   sözediyorsada   Seyid  Taha   1928 yılının  sonuna  doğru alanda  yok.
Şeyh Said  ailesi  1928  affından  yararlanarak  Türkiye’ye  dönüyor.
Yukarıda    tam  metnini  verdiğim  1930 tarihli   Türk İstihbarat  kaynağı ise  “Başında  maslûp Seyyit Abdulkadir’in  oğlu  Abdullah bulunmaktadır. Bu cemiyet Hoybunculara kat’i olarak  muarızdır.
Kürdistan Teali Cemiyetinin  merkezi Revandizdadır. Kürtler  arasında  Hoybun’dan   ziyade  bu cemiyet  sahibi  nüfusdur.  Seyyit Abdullah’ın amcazadesi  Seyyit  Taha ,  Adanalı  Fanizade Zeynelabidin, Irak kabinesinden Salih Zeki, Irak Kürdlerinden  Zari Kurmanci gazetesi   sahibi Hüseyin  Hüsnü Cemiyetin  heyeti idaresinde   bulunmaktadır.  Suriye’de   Molan Zade  Rifat, Fani  Ali İlmi, Paris’te   Fani Mesud  bu cemiyetin  murahhasıdır.”  Deniliyor”
Acaba    Seyid Taha Nehri’nin   İran’a    gitmesinden  sonra    yine aynı aileden  olan   Şeyh  Abdullah mı   bu  grubun  başına  geçti?
Şimdiden   kesin bir şeyler  söylemek  zor.
Bu konuda  ciddi bir  kaynak  problemiyle  karşı karşıyayız.
Dr. Aziz  Şemzînî    Sovyetler  Birliği’nde   “Kürdistan Ulusal Kurtuluş  Hareketi”    ana başlığı altında    yapmış  olduğu  doktora  çalışmasında  bir dizi yerde   babasından söz ediyor ve  uzun bir şekilde “Ararat Hükümeti”, “Xoybûn” ve  direniş  üzerine  duruyor,  fakat   amcazadelerinden Seyid Taha’nın ve  daha  sonra  babası  Şeyh  Abdullah’ın  Rewandiz’da   kurdukları   bir  Kürd  siyasal   oluşumundan  söz etmiyor.  Dr.  Aziz’in ,   Xoybûn’a   yönelik    esas  eleştirisi    Xoybûn’un    Amerikan ve İngiliz  emperyalizmiyle    ilişki  araması    meselesindedir.    “Xoybûn’un samimi bir  şekilde    Kürd  halkının  mücadelesine  önderlik ettiğini”    söylüyor,  Sovyetler  Birliği ile  ilişki aradığını ve  Sovyet  yetkililerine     gönderilen  mektuplardan  birini  yayınlıyor.  Xoybûn’un  ve  Ararat  direnişlerinin  Kemalistlere   karşı  yürütükleri  mücadeleden    övgülerle  söz ediyor.
Dr.  Aziz Şemzini’nin    Sovyet  arşivlerinden  bularak  yayınladığı    “Ararat Kürd  Hükümeti”in  Sovyet  yetkililerine  gönderdiği   bu mektubu   hem   tarihsel  bir  belge  olduğundan  ve hemde   Türklerin   Xoybûn’u  bilinçli  olarak  İngiltere’nin  bir  “ürünü”  olduğu  gibi  gösterlerine de   bir  cevap olacaktır:
“1928 yılının  başlarında   Ararat Hükümetinden  Sovyetler Birliği Maku  Konsolosluğuna    şu mektup   ulaştı:
Daha  önce   Ararat  Kürd  Hükümeti    size  bir mektup  göndermişti.  Fakat,    sizden  hiç bir  cevap alamadık.  Aktüel  siyasi  durumu  tahlil  ettikten sonra   bizde  o  inanç  hasıl   oldu  ki,   Sovyet Rusya’nın  yardımı  ve  dayanışması  olmadan  Kürd  halkı kurtulamaz,  ulusal  haklarını ve  bağımsızlığını  elde  edemez.  Sözü edilen  amaç  hedefimizdir. Biz   ulusal  kurtuluş  mücadelemizin meselesini  III. İnternasyonal’ın   gündemine  getirilmesi ve konuşulmasını istiyoruz. Mücadelemizi  Sovyetler Birliğinin  Doğu’daki   siyasetiyle  birleştirmek istiyoruz.  Altüel durum   bu  amaç  için çok uygundur.  Sözlü  olarak  bizim   bu istemlerimiz   onaylandığı zaman,  Ararat Kürd  Hükümeti,  sözü edilen  amaçı  görüşmek için   tespit  edilen  yere  temsilcisini  gönderecektir”(Dr.  Aziz Şemzini, age  sayfa 178)
Ararat Kürd  Hükümetinin    Xoybûn  kuruluşundan  bir  kaç  sonra    Sovyetler Birliği  yetkililerine  göndermiş olduğu    bu mektup   Türklerin   Xoybûn ve onun  önderliğinde  gelişen    Ağrı  Direnişinin  arkasında  İngiltere  olduğunu çürütüyor.  Ayrıca   Ararat Kürd  Hükümetinin  gönderdiği  bu   mektupta  daha  önce  gönderilen başka  bir  mektuptan  sözediliyor..   Bu da  şu  anlama  geliyor ki,   Kürdler    Xoybûn’un  kuruluşundan   kısa  bir  süre sonra  Sovyetler Birliği ile  ilişki  kurmak istemişler.  Yani  Türklerin    her  tarafa servis  ettikleri   Edmons   ve  Mod-Fold  gibi   İngiliz  ajanlarının     Kürdleri  Rewandiz’da   toplayarak    Xoybûn’u  kurdukları     tezinın   hiç  bir  geçerliliği  yoktur.  Türkler  daha  önce  1925 Devrimi  için de aynı   yalanları  uydurmuşlardı.  Hatta  o dönemler   Türk basını   İngiliz subayı   Lawrence’sin   Ağrı’ya  geldiğine  dair   haberlerde  yayınlamışlardı.
Türklerin   bu  yalanlarını     daha    net  olacağı düşüncesiyle  daha  önce   Xoybûn ve  İhsan Nuri  Paşa’ya   ilişkin    yazdığım  yazı serisinden  uzun bir   alıntı  yapacağım.   İngilizlerin    Xoybûn’a  karşı   yaklaşımınıda  net  bir şekilde   ortaya  koyuyor:
“Xoybûn'un diplomatik faaliyetleri hakkında kısa bazı bilgilere sahip olmak amacıyla Prof. Dr. Kemal Mazhar Ahmed'in İngiliz arşivlerinden yararlanarak yayınladığı bazı belgelere bir gözatmak gerekir.
Bu belgelerden biri İngiltere'nin Amerikan Detroit Konsolosu John Camiron'un 18 Nisan 1929 tarihinde Büyük Britanya Dışişler Bakanı Austen Chamberlain'e gönderdiği şifreli yazıdır..
Uzun olan bu rapordan bazı önemli hususları maddeler halinde aktaracağım:
1)Celadet ve Kamuran Ali Bedirxanların büyük abileri Süreya Bedirxan 7 aydan(Ekim 1928'den Nisan 1929)beri Amerika'dır.
2)Amerika'da 10 ile 12 bin arasında değişen bir Kürd topluluğu var. Bu Kürdler her zaman Mustafa Kemal'e yılda 50 ile 60 bin dolar arasında değişen para yardımı yapıyordu.
3)Süreya Bedirxan bu Kürdleri Mustafa Kemal'a verdikleri yardımdan caydırdı. Şimdi bu Kürdlerden her biri Xoybûn'a hafta bir dolar aidat parası veriyor. Bir çokları Xoybûn'un yeminli üyesi olmuş.
4)Süreya Bedirxan Amerika'ya gelmeden önce Musolini'nin daveti üzerine İtalya'ya gitmiş ve 15 gün onun yanında Roma'da kalmış. Süreya Bedirxan'da Musolini'nin Kürdlere yardım edeceğine dair kanaat hasıl olmuştur.
5)Süreya Bedirxan Yunan Başbakanı Venazules tarafından davet edilmiş, Amerika'dan döndükten sonra Atina'ya da uğrayacak.
6)Amerikan Ermenileride Xoybûn'a parasal yardım yapıyorlar.
7)Musul'da Xoybûn'a legal faaliyet yürütme izni verilmemiştir. Fransa, Halep ve Beyrut'ta Xoybûn'a faaliyet yürütmesi için izin vermiştir.
8)Süreya Bedirxan ile birlikte Avrupa ve Amerika'da tüm gezilere katılan George Vartanian Rus ajanıdır. Evi ve ailesi Erivandadır.
9)Süreya Bedirxan Amerika'da Kürdler üzerine bir kitap yazmış. Thomas Efendi bir nushayı temin ediyor, Londra'ya gönderilecek...
10) Sürey Bedirxan ve George Vartanian Sovyetler Birliğinin Amerika'daki temsilcileriyle görüştüler(O dönem iki ülke arasında hâlâ diplomatik ilişki yoktu... Karşılıklı olarak özel temsilciler atamışlardı.)
11)Süreya Bedirxan ve George Vartanian 19 Nisan 1929 tarihinde Fransa'ya gemi ile hareket ettiler. Onlar yolda istikametlerini değiştirebilirler.
12) Süreya Bedirxan ve George Vartanian gemi ile Paris'e gidiyorlar, istikametlerini değiştirebilirler.
13) Süreya Bedirxan göre genel ayaklanma için kısa bir süre içinde eski bir kaç generalın önderliğinde 150 bin insanı silah altına alabilirler. Ona göre tek ihtiyaç duydukları şey „ ittifak ve techizat“ olayıdır.( Raporun üzerine birileri elyazısıyla „birde bir lider“ diye bir not düşmüş)
14)Rapor'da sözkonusu olan bu bilgilerin bir çoğunun kaynağı olarak Ermeni asılı „Thomas Efendi“ gösteriliyor. Dr. Thomas Birinci Dünya Savaşı öncesi Britanya'nın Diyarbakir Konsolosunun yardımcısıdır. O sıralarda İngiliz vatandaşlığına geçmişti. Savaş esnasında ünlü İngiliz subayı Lauwrens'in yanındadır. Asıl ismi Thomas K. Mizirçiyandır. Thomas Efendi İngiliz Konsolosundan Süreya Bedirxan'ın bu bilgilerin kaynağının kendisi olduğunu asla bilmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Ayrıca Thomas Efendi George Vartanian'ın kendisini Ermenistan'a göndermek istediğini, fakat kendisinin bu öneriyi reddettiğini söylüyor.(akt Kemal Mazhar, age, sayfa 275-281)
Bu rapor Londra'ya ulaşır ulaşmaz, Büyük Britanya Dışişler Bakanlığı hemen rapor'un içeriği hakkında Roma, Atina, Ankara, Paris, Tahran, Bağdat ve Haleb Büyük Elçiliklerini ve Konsolosluklarını bilgilendiriyor.
Büyük Britanya Xoybûn Partisi, Süreya Bedirxan ve Vartanian hakkında çok kapsamlı ve ciddi bilgi toplama sürecine giriyor..
Prof. Dr. Kemal Mazhar Xoybûn'a dair yüzlerce belgeden söz ediyor. Fakat bunlardan sadece bir kaç tanesini yazısında kullanmıştır.
Süreya Bedirxan ile birlikte Avrupa ve Amerika'yi dolaşan Vartanian'ın Rus ajanı olabileceği ihtimali İngilizleri hemen harekete geçirdiğini yukarıda vurgulamıştım.
31 Mayis 1929 tarihinde Britanya'nın Bağdat Yüksek Komiserliğinin sekreteri Vivian Holt bir telegraf ile Londra'yi Vartanian hakkında bilgilendiriyor.
Dr. Kemal Mazhar'ın aktardığı bu belgeye göre Vartanian'ın 1922 yılında Sovyetler Birliği Savunma bakanlığına bağlı olarak İran'da çalıştığı ve daha sonra “Raizambekov“ sahte ismiyle Bağdat'ta gönderildiği ve asıl isminin “Vartanian“ yada “ Vartanov“ olduğu belirtiliyor.(Kemal Mazhar, age , sayfa 281-282)
Vivian Holt'un gönderdiği bu raporun son kısmında ise “ bizim Vartanian hakkında ulaştığımız bilgiler Detriot'ten gelen rapor'un bilgileri ile örtüşüyor“ diyor.
7 Haziran 1929 tarihinde bu sefer Britanya'nın Bağdat Temsicisi Sir Gilbert doğrudan Londra ile ilişkiye geçiyor, Vartanian hakkında Vivian Holt'un aktardığı bilgileri tekrarladıktan sonra “Sovyetlerin Xoybûn ile ilişkileri var“ tespitinde bulunuyor.
Ayrıca Sir Gilbert Londra'dan “Süreya Bedirxan ve George Vartanian“ın resimlerini istiyor.(K. Mazhar, age, sayfa 283-284)
Britanya Koloni Bakanlığı çok kısa bir süre içinde Süreya Bedirxan ve G. Vartanian'ın Irak'a ve oradan İran ve Hindistan'a geçeceklerinden haberdar oluyor.
Londra 6 Mayis 1929 tarihli bir telegraf ile Britanya'nın Bağdat Yüksek Komiseri Sir Gilbert Clyton'u bu gelişme karşısında uyarıyor.
Britanya'nın Bağdat temsilcisi Sir Gilbert Clyton hemen 21 Mayis 1929 tarihli bir mektup ile Londra'dan “ Süreya Bedirxan ve G.Vartanian'a Irak'a gelebilmeleri için hiç bir yerde vize verilmemesi gerektiğini“ yazıyor. İngiltere Dışişler Bakanı tüm Büyükelçilik ve konsolosluklarına bir telgraf çekerek “Süreya Bedirxan ve G. Vartanian'a vize vermemeleri“ yönünde talimat veriyor.
Fakat, buna rağmen Bağdat'ta bulunan İngiliz yetkilileri bir panik ortamındalar.. 22 Temmuz tarihinde Bağdat yetkilileri yeniden Londra'dan Süreya Bedirxan ve G. Vartanian'ın resimlerini“ istiyor. Çünkü, Bağdat yetkilileri bunların sahte kimliklerle yada kaçak yollarla Irak'a girebileceklerinden kuşkulanıyorlar.
Daha sonra Londra Süreya Bedirxan'ın vesikalık resimlerini Bağdat yetkililerine ulaştırıyor ve onlarda sınırlarda gereken tedbirleri almak için bu resimleri kullanıyorlar..
Fakat Süreya Bedirxan'ın Irak'a gizli giriş gibi bir sorunu yok.. Süreya, Amerika ve Avrupa seyhatından sonra Beyrut'ta geliyor ve orada İngiliz Konsolosluğuna Irak'a gitmek için vize başvurusunu yapıyor.
Süreya Bedirxan Britanya'nın Beyrut Konsolosluğundan Irak'a geçmek için vize talebinden bulunurken, aynı zamanda Britanya'nın Bağdat Yüksek temsilcisi Sir Gilbert Clyton'a da fransızca bir mektup yazıyor.
8 temmuz 1929 tarihinde İngiltere'nin Beyrut Konsolosu Süreya Bedirxan'ın mektubuyla birlikte bir telgraf ile Sir Gilbert Clyton'u yaşanan gelişmelerden haberdar ediyor. Süreya Bedirxan Beyrut Konsolosuna Sir Gilbert Clyton'u birinci dünya savaşı sırasında Mısır'da tanıdığını da söylüyor.. Ayrıca Süreya sözkonusu olan mektubunda uzun uzun Xoybûn'un kuruluşu ve amaçları hakkında bilgi veriyor.(Geniş bilgi için Kemal Mazhar, age, 285-286)
Britanya'nın Bağdat Temsilicisi Sir Gilbert Clyton 17 Temmuz 1929 tarihinde Beyrut Konsolosunun cevabını veriyor.. Clyton Süreya Bedirxan'a vize vermemesi gerektiğini, Irak'a böyle bir adamın girmemesi gerektiğini, Süreya Bedirxan'ın “kışkırtıcı“ olduğu, söylüyor.. Sonuçta Türklere yontan, Kürdlere ve Kürd hareketine mesafe alan bir bir mektup.
Sonuç olarak İngilizler Süreya Bedirxan'ın Irak'a geçmemesi için tüm imkanlarını seferber ediyorlar. Bir yandan Kuzey Kürdistan'da Türk işgalcilerine karşı Ağrı ve çevresinde ciddi ulusal bir diriniş var, diğer yandan Güney Kürdistan'da Şêx Mahmud Berzenci ve Şêx Ahmed Barzani önderliğinde İngilizlere karşı her zaman patlayabilecek yoğun direniş odakları vardı.
İngilizler, Irak'taki hedefledikleri Sünni Araplara dayalı rejimlerini sağlamlaştırmak için Kürdleri yeniden harekete geçirecek hiç bir oluşumu istemiyorlardı.
İngilizler tarihçesi daha eskiye dayanan 1925 devrimi sürecinde Türk devleti ile Kürdlerin ulusal taleplerini bastırma noktasında antlaşmaya varmışlardı. Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi İngilizler Xoybûn'un Güney Kürdistan örgütlenmesine izin vermemiş ve Xoybûn ilegal bir faaliyet içine girmişti. Süreya Bedirxan gibi tümden Kürdistan davasına angaje olmuş, politika ve diplomasi oyunlarının bilincine varmış ve bir çok dilden kendisini ifade eden birinin Irak'a geçmesi İngilizlerin işine gelmiyordu. Bundan dolayı Britanya'nın Bağdat Temsilcisi Sir Gilbert Süreya Bedirxanı “kışkırtıcı“ ve “bir çok ülkenin gizli servisleri ile flört eden adam“ olarak lanse ediyor.”
Bırakın    İngiltere’nın   Xoybûn’u  kurmasını, İngiltere    Bedirxanilerin  Irak’a  ve İngiltere’ya   ayak basmalarına   dahi  izin  vermiyor.İngiltere  Güney Kürdistan’da  ve    Musul’da   Xoybûn yasaklıyor.
Tüm bu gerçeklere  rağmen  Türklerin Xoybûn hakkında  yaydıkları  yalanları,  bazı Kürd çevreleride    yeni  bir şeymiş  gibi    yeniden  Kürdlere  servis  ediyorlar.
Şunun  altını  çizmek  lazım.   Xoybûn  vurmak istediği  hedefi   Türkiye ile  daraltarak    faaliyete başlıyor. Amaç  son Türk askeri  Kürdistan’dan çıkana kadar   savaştır.
Bu amacı gerçekleştirmek  için  Xoybûn  herkesten  yardım  istiyor.   İngiltere,  Fransa, Amerika,  Sovyetler Birliği,  İran,    Mekke Emiri, Yunanistan  ve eğer  İngiliz belgesi   doğru  söylüyorsa   Musolini’yle  dahi   ilişkiye  geçiyor.
Ortada  1925   Devrimi   sırasında ve sonrasında  Kürdlere  karşı bir  soykırım var.
Bu  soykırımın  sorumlusu Kemalistlerin  önderliğindeki Türk devletiydi..
Xoybûn     atış  hedefine   bu kanlı devleti  oturtu ve “İntikam!!!  İntikam!!!   İntikam!!”  diye   herkesten  yardım almaya  çalıştı.
Fakat,  tüm  kapılar    Kürdlere   kapalıydı..  Kimse    Kürdlere  yardım etmedi...
Devam edecek...