Bir Devrimci olarak Şêx Saidê Pîran/ Dr. Keywan Azad Enwer
Şehit Edilişlerinin 85.yıldönümünde Şêx Saidê Pîran ve Yoldaşlarının Anısına!!
85 yıl önce 29 Haziran 1925 tarihinde Kuzey Kürdistan Kurtuluş Hareketinin önden gelen şahsiyetlerinden biri şehit edildi.. Bu şahsiyet Şêx Saidê Pîrandı. Şêx Ali'nin oğlu olan Şêx Said 1885 yılında Gence bağlı Minşi Kurd kazasının Piran köyünde dünyaya geldi. Anlatıldığı kadarıyla yaşamı boyunca 12 din alimi tarafından yetiştirilmiş ve 60 bin cıvarında Derwiş ve halifesi varmış.(1) Buda gösteriyor ki Şêx Saidê Pîran'ının büyük bir dinsel ağırlığı varmış. Çünkü babasından sonra 1918 yılında itibaren Şêx Saidê Pîran Nakşibendi Tarikatının başına geçti.
Şêx Saidê Pîran'ın bir Kürd devrimcisi olarak ortaya çıkışı, general Mustafa Kemal'ın planladığı tekçi ve diktatoryal siyasetinin neticesinde oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ün bir savaş kahramanı olarak ortaya çıkışı İttifak Güçlerine karşı Derdenel savaşı esnasında oldu. Birinci Dünya Savaşının sonunda(1918) çeşitli koşulların birleşmesinden sonra Mustafa Kemal yeniden sahneye çıktı. İngiliz ve Fransız hükümetlerinin istemi üzerine Ferid Paşa'nın talimatıyla Mustafa Kemal Trabzon bölgesindeki Kürdlerin baş kaldırısını bastırmak amacıyla gönderildi.(2) Bu hükümet sosyalist bir Kürd hükümeti çağrısını yaptı ve Yünanlarda destek sunuyorlardı. Bu girişim Kürdlerin tüm istek ve amaçlarına kavuşmak için iyi bir tarihsel andı. Mustafa Kemal Kürd bölgelerine geldikten sonra kendisini Kürdlerin kurtarıcısı ve Hıristiyan İttifak devletlerine karşı ilan etti. Ayrıca Osmanlı Devletini, Müslümanların halifesini kurtarma ve vatanı işgal eden işgalcı güçleri kovmayı propaganda etti. Ayrıca Mustafa Kemal tüm yabancı güçleri ülkeden çıkarmak için Kürd-Türk kardeşliği ön plana çıkardı.(3) Bundan dolayı da Kürdler onun plan ve programına destek verdiler. Kürdlerin Mustafa Kemal'ın siyasetini desteklemelerine neden olan sebepler Türk devletinin oluşumunu sağladı..
Söz konusu nedenler:
1)Kürdlerin Ermenilerin intikamından korkması olayı. 1894-1896 ve 1915-1916 yıllarında Osmanlı devleti ve İttahat ve Terakki'nin teşvikiyle Kürdler Ermenilerin katliamlarına katılmışlardı.
2) Birinci Dünya Savaşından sonra Erzurum, Kars, Bitlis, Erzincan, Van ve Muş gibi Kürd şehirlerinin Ermenistan'a katma yönünde yapılan çağrılar. Eğer böyle bir paylaşım gerçekleşirse Kürdler Ermenilerin denetimine girecek onların baskılarına, eziyetlerine ve inkamlarının hedefi olacaklardı..
3)Bölge de Osmanlı devletinin dışında başka güçlü bir gücün olmayışı ve Kürdlerin kendilerini dayanabileceği yardım alabileceği bir gücün yokluğu... Osmanlı devletinin yenilgisi ve zayıf düşmesinden sonra Kemalist hareket onun yerini aldı ve bölgenin en büyük gücü haline geldi.
4)Kürdlerin Avrupalı güçlerin bölgede çıkarlarını savunmayacakları ortaya çıktıktan sonra İngiltere, Fransa ve Bolşevik Rusya'nın Kürdlere yardım etmemeleri...
5) O süreçte Kürd kurtuluş hareketine önderlik edebilcek büyük bir Kürd siyasal oluşumunun yokluğu...(4)
Bu gerçeklerden hareketle Kürdler başından itibaren Kemalistlere yardımcı oldular ve Türk hareketinin başarıya ulaşmasının sebebi oldular. Kürdler, 6 Ağustos 1919 Erzurum, 4-11 Eylül Sivas ve 1919 Amasya Kongelerinin en büyük destekleyicileri oldular.(5) Bu kongelerde Osmanlı Devletiyle Kürdlerin sosyal ve kültürel haklarının tanınması yönünde bir antlaşma da imzalanmıştı. Fakat fazla sürmedi.. 1923 yılında Osmanlı devletinin yenilgisi ve Türk devletinin kurulmasıyla birlikte Mustafa Kemal verdiği tüm sözlerden ve vaatlerden pişman oldu ve Kürdlere karşı düşmanlık yapmaya başladı. Mustafa Kemal Osmanlılar döneminde verilen sözlere bağlı ve sorumlu olmadığını ilan etti. 1923 yılında Lozan Antlaşmasının imzalanmasından sonra Kemalistlerin işleri daha da kolaylaştı.
Kemalistlerin Kürdlere karşı şovenist politikalarını uygulama nedenleri:
1)Kemalist siyasetlerinin önünde engel olmamaları için Kürdlere yönelik düşmanlık,
2)Kemalistleri Kürdlere düşmanlık için teşvik eden İngiliz ve Fransız politikaları.... Çünkü, Kürdler Osmanlı devletine yardım ve destek sunmuşlardı ve Osmanlı devletinin teşviki ile Ermeni katliamlarına katılmışlardı..
3Yahudilerin Kemalist hareketi desteklemeleri.. Sebebi ise Kürdler 2.Abdulhamid'i desteklemişlerdi. Yahudiler Sultan Abdulhamid'i en büyük düşmanları olarak görüyorlardı. Çünkü, o Yahudilere Filistin topraklarını vermemişti.
4)Kemalistlere göre Kürdlere yardım etmek ve haklarını tanımak Türk devletinden ayrılmayı ve bağımsız Kürd devletinin oluşumunu sağlar. Bunu ise kendi çıkarlarına karşı düşmanlık olarak görüyorlardı.(6)
Bu gerçekliklerin ortamında silahlı siyasi bir hareket baş gösterdi. Daha sonra Şêx Saidê Pîran Devrimi diye adlandırıldı. Çünkü, Şêx Saidê Pîran devrimin ruhani önderiydi.
Devrimin kısa bir süre içinde ve erken patlak vermesinin nedenleri
A)Doğrudan olmayan sebepler:
Bu devrimi başlamayı sağlayan ve doğrudan olmayan sebepler.
1)Kemalistlerin Kürdistan halkına karşı kural tanımayan zulüm ve baskıları, Kürd bölgelerinden insanları zoraki göçe mecbur etmeleri, yerleşim yerlerini harebeye çevirmeleri, tutaklamalar ve Kürd evlatlarına yönelik giriştikleri cinayetler.
2) İktidarları altında bulanan Kürdlere Avrupa'yi ve Türk dili, gelenekleri ve görenekleri zorla empoze etmek, tüm Kürd bölgesinde Kürdlerin dili, elbisesi, gelenek ve göreneklerini yasaklamaları..
3) Elleri ulaştığı Kürd bölgelerinde Kürdlere yönelik toplu katliamlar, idamlar, Kürd şahsiyetlerini esir alma olayları...
4)İngiltere'nin Kemalistlere karşı altan alta Şêx Saidê Pîran ve yoldaşlarını teşvik etmesi olayı... Burada İngiltere'nin amacı bir yandan Kemalislerin gücünü sırırlamak ve diğer yandan ise Musul Vilayetine yönelik taleplerinden vaz geçirmekti.
B)Doğrudan Sebepler:
Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya'nın ve Şêx Saidê Pîran'ın askeri güçlerinin önderi Xalid Bey'in (İstanbul'da) Türkler tarafından tutuklamaları, Şêx Saidê Pîran'ın devrimi başlatmasına neden oldu.(7) Bundan dolayı Devrim Palu Köyünde 8 Şubat 1925 yılında başladı. Daha sonra Genç vilayetine yayıldı.(8) Açıktır ki devrim Kuzey Kürdistan'ın geniş bir bölgesini kapsamıştı. Fakat Türkler tarafından devrimin planı ve gizli bilgileri hakkında malumatlar alındıktan sonra, Türkler başarılı oldular. Devrimin başlamasından 2 hafta önce devrim koşulları daha uygundu.Bu olayda Şêx Saidê Pîran'ın derweşleri arasındaki çelişkiler ve devrimin başlamasına dair bilgilerin Türklere ulaşmasına neden oldu. Bilgeleri aldıktan sonra Türkler devrimi vurmak, Kürd bölgesini harebeye çevirmek ve Kürdleri sürmek için detaylı bir planlamaya gittiler. Bu işlerin en açık ifadesi devrimciler tarafından Amed şehri kuşatma altına alındığı 4 ve 7 Mart'a görüldü. (9)Kemalistler şehrin içindeki halkı silahsızlanmaya ve devrimcilerle ilişki içinde oldukları suçlamasıyla Zaza aşiretinden yüzlerce kişiyi öldürdüler. Amed'i kuşatan devrimciler mecburiyet karşısında Silvan, Hazro, Siverek, Çermik ve Bulanık gibi şehirlere yöneldiler.. Bir çok çatışmadan sonra bu şehirlere giden yolları ve bölgeleri kontrol altına aldılar. Daha sonra devrimciler Harput şehrini kurtardılar ve Amed'i yeniden ablukaya aldılar.. Bitlis ve Van şehirlerine güç gönderdiler. Sonuçta Türkler 8000 askerle tüm bölgeyi işgal edebildiler ve devrimin 52 önderini esir alabildiler.(10) Bunlar arasında Şêx Saidê Pîran da vardı. Daha sonra Türkler hepsini 4 Eylül 1925 tarihinde Amed şehrinde idam ettiler ve devrimde yenilgi aldı.(11) Acaba zamanı gelmemiş mi 85.yıldönümünde bu tarihsel olaydan dess çıkarmaya? Türkler ve Türk devleti Kürdlere karşı olan düşmanlık siyasetinden vaz geçmeliler. Kürdleri bir millet ve kendi vatanlarında hak sahibi olan bir kabul etmelidir. Diğer taraftan Kuzey Kürdistanlı siyasal güçlerde çağın gereği olarak şiddeten uzaklaşarak görüşmeler yolunu seçmeliler. İki tarafın barış içinde yaşaması için?
Şimdi sormak gerekiyor.
Şêx Saidê Pîran ve yoldaşlarının idam edilmesi, 1927 Ararat Devriminin yenilgisi, 1936 Dersim devriminden sonra Kuzey Kürdistan'da silahlı mücadele durdumu? Kürdistan'ın bu parçasında Kürdler asimile edildimi? Acaba Türkler Kürd milletine ve Kürd özgürlük mücadelesine karşı bu kadar vurma ve çabadan sonra hiç bir şey elde ettiler mi?
Kuşkusuz hayır!!
Kaynakça:
1)R. Olsen, Raperini Şêx Saidê Pîran, r 161; M Resul Hawar, Bakuri Kurdistan , 188-189
2)Komelek Nuser, Geleki Peşmurde u Niştimaneki pert, r 127,
3)Pirtuka navbiri, 127,
4)Keywan Azad Enwer, Çerdeyek le Mejuyi Kurd, r 187-188,
5)Komelek Nuser, r128,
6)Dr.Keywan, r 188,
7)Dr.Keywan, r 189-190,
8)Dr. Keywan, 189-190,
9)Olsen, r 175,
10)Pirtuka navbiri, r 186,
11)Komelek Nuser, 136,137
Not:
Değerli Newroz.Com ve Kürdistan Forum Okuyucularına!
Bugün kısa bir yolculuk esnasında Güney Kürdistan basınında Şêx Saidê Pîran'ın ölüm yıldönümüne dair bir şeylerin çıkıp çıkmadığını kontrol ettim...
Bir tek yazıya rastladım.. O da Dr.Keywan'ın Xebat gazetesinde çıkan makalesiydi.
Dr. Keywan'ın yazısını okuduğum zaman iyi tespitlerin yanında çok ciddi hataların olduğunu gördüm.. Aslında Dr. Keywan çok ciddi bir araştırmacı ve bir çok değerli akademik çalışmaya imza koymuş biridir.
Aslında Kürdistan parçaları arasındaki bilgi alış verişinin kıtlığından kaynaklanan bir durumda var.. Bir çoklarınızın rahatca görebileceği Dr. Keywan'ın yanlışlarına benzerlerini ben Kuzey Kürdleri Güney yada Doğu Kürdistan'a ilişkin yazdıklarındada görüyorum..
Çok acıdır, ama gerçek..
Yine Dr. Keywan'a Şeyh Said ve arkadaşlarının anısına yazdığı bu yazıdan dolayı teşekkür ederim..
Çev: Aso Zagrosi