Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 26 April 2009

Yıllardır Kürd devrimcileri Türk devletini çete devleti olduğunu anlatıp durdu.
Kimseyi ikna edemediler.
Çete elemanları, diğer bir adı ile TC devletin tepesindekiler, bu iddia sahiplerini “terörist“ olarak niteleyip savunma durumundan saldırıya geçtiler.
Suçlu iken, hesap soran oldular.
Bununlada kalmadılar.
Sağa sola bomba koydular.
Günahsız insanları katlediler.
Arkasından suçlu arayışına girdiler.
Elleriyle koymuş gibi birkaç uyuşturu müptelasını buldular.
Bu konuda İmralıda çok iyi çalıştı.
Qandil ve Avrupada eğittikleri elemanlarda layıkıyla görevlerini yaptılar.
TC devleti, İmralı sayesinde ne kadar başarılı olduklarını kamuoyuna gösterdiler.
Bir taşla çok kuş vurdular.
Çete konfedersyonu TC başarıdan başarıya koştu.
Resmi devlet törenleri ile çete elemanlarına devlet başarı ödülü verildi.
O kadar çok aday sırada vardiki, madalya yetiştirmek için fabrikalar kuruldu.
Tam kapasite ile 365 gün, artı 6 saat üretim yapılmasına rağmen ihtiyaca cevap verilemedi.
Avrasyacı Doğu Perinçek'e konu havale edildi.
Perinçek soluğu Çin'de aldı.
Çinli yoldaşların koplayama becerisinden yararlanmak için fabrikalar inşa etmeye başladı.
Kapital sıkıntısı çekilmeye başlanılınca soygun yapmak gündeme geldi.
Perinçek, kırmızı alarmla abisi Yalçık Küçük'ü aradı.
Yalçık Küçük, Süleyman Demirel, Necdet Sezer, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Rauf Denktaş, Apdullah Öcalan'dan teşekül akıl komisyonunu toplatıya çağırdı.
Toplantı büyük bir gizlilik içinde İmralıda gerçekleştirildi.
İstanbul kapalı çarşının soyulmasına karar verildi.
İş çarşının giriş çıkışı hakkında tecrübe sahibi Bedrettin Dalan'a havale edildi.
O da kolları sıvadı.
Şener Eruygur, Hürşit Tolon, Veli Küçük, Adil Serdar Saçan ve Muzafer Tekin'den oluşan eylem gurubu oluşturuldu.
Abdullah Öcalan, avukatlarıyla acil ve özel olarak olağanüstü toplandı.
Dikkat çekmemek için bu kez erkek değil kadın olup olmadığıda belli olmamakla beraber Fatma Ayna Qandile gönderdi.
Soygun sonrası yakalanması gereken uyuşturucu müptelası bir ekibin oluşturulması ve derhal İstanbul 1. Ordu Komutanlığına gönderilmesi emredildi.
Fakat bu kez evdeki hesap çarşıya uymadı.
Eylem gurubu 1. Ordu garargahından kapalı çarşıya kadar kazılan tünele girip belli bir müddet sonra bir ihbarı değerlendiren Türk Başbakanı Erdoğan yönetimindeki terörle mücade ekiplerince derdest edildiler.
Böylelikle kendilerine “Poyrazköy Çetesi“ diyen azılı bir katil çetesi iş aletleriyle birlikte ele geçti.
Yapılan sorgulardan çete örgütün tüm elemanları açığa çıktı.
Eylem gurubu ve zincirin en zayıf halkası Doğu Perinçek olduğu için onlar hemen içeri atıldılar.
Akıl komisyonu, Türk Genelkurmayı İlker Başbuğ'dan torpili oldukları için onlara dokunulmadı.
Bedrettin Dalan firarda olduğu açıklandı.
Kendisine ait olduğu iddia edilen arazide şu iş aletleri bulundu.

“-15 dolu law silahı

-7 adet boş law silahı

-14 el bombası

-24 el bombası fünyesi

-450 gr C3 patlayacı

-7 adet hakem bombası

-3 adet gösteri bombası

-5 adet bubi tuzağı

-2 adet kullanılmış bubi tuzağı

-23 adet işaret fişeği

-45 adet sis bombası

-15 adet adyınlatma fişeği

-30 metre uzunluğunda infilaklı fitil

-38 metre uzunluğunda saniyeli fitil

-3017 adet fişek

-1 adet siyah renkli kamuflaj kremi tüpü.“

Alınan bir istihbarata göre ele geçen mühimatı sağ ve sol örgütler arasında eşit olarak dağıtması için Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bilimum örgüt sekreterlerini gizli bir toplantıya çağrıldı.
Dikkat dikkat!
Sabah akşam komşularınızı gözetleyin.
Eğer komşunuz bu ara ortada kaybulmuşsa bilinki o anlı şanlı bir sekreterdir.
Hani diyorumki, herkese lazım olur.
İnsan bazen sıkışır.
İş aletlerine ihtiyaç duyar.
Artık bildiğimiz fotr şapka takan mafiya babalarına baş vurmanız gerekmiyor.
Kapı komşunuzun zilini çalın.
O işinizi görür.
Haydi hayırlısı....

Anonymous (not verified)

Mon, 04/27/2009 - 02:05

eyup abi, envanterini cikardigin erkenekonunun taprak alti arkolijik kazilarinda fiskiran mühimat dökümünde ,kafama takilan su 7 adet hakem bombasi oldu.diger dökümanlarin pratik sonuclari bir cok yerde eylemsel olarak kendini gösteriken,bunun ortak ve esit paylasimi sag ve sol ve PKK olarak ayuka cikinca ve halen T.C`nin itleri kazmalar elde kaz babam kaz cabalarini günes batimina kadar sürdürüken,alacakaranlikta gizlenen nedir Eyup abi.kanserli bir hastada gizlenmeye calisan kangeren olmus ergenekon,gatada ve tamda orta yerinden kicina giren kanli kazigini pansuman etmeye calisirken,tut sunun ucunu dösuyelim Eyüp abi. Gülün mor meneksesi ,erdoganin hercaisi,fetullahin ise isildagiylan aydinlanan ne olaki abi. serokunu ,koalisyon hükümetiylen "teslim" alan güc,ergenekon olarakta AKP ilede kendini aklamaya calismaktadir. imrarli kekliginin nefesi-hapsirigi, Qandilin ensesinde bitince.telefirik kucügü,topal karga dogusu,kongorede ki dansöz sakira mahmutu ve bunun legag ayagi kck si,askerligini yapan oku ve daglarin efesi durani,tiss diyen yilani,militan mustusu,sirket alisi,deli sükrüsü ve aponun serok olmasina emekleri gecen üst düzey kadrosu bugun ne ayaklardadirlar abi. Kenan abi bagmi,bahcemi kaldi.Herkesin özgür pahcesinde,topraga düsen her bir degerler ,kusun adres tanimaz kursunuylan sehit düserken kendi bahcemize gül fidanlari ektik kenan abi. ne kadarda dogru bir tesbitte bulunuyor Eyüp abi: hepimiz biliyorz ki,bahcemiz eslidiginde fiskiracak olan is aleteri degil, bir avuc özgür vatan icin yola cikan milli kurtulus savascilarinin kemikleri ve bir de ruhlari olacaktir hürmetler

نەناسراو (not verified)

Sun, 04/26/2009 - 08:59

Değerli Ustam, Dezgaha sadece türklerin kullandıkları alet ve avadanlıkları koymuşsun. Gereği yoktu demiyorum, elbette bunlar da lazımdır. Lakin, kürtlerdeki alet ve avadanlıklar da sergiye çıksa olmazmı diye sormamı bağışla lütfen. Bizim kendi bahçemizi de kazmamız gerekiyor. Kazarsak ne çıkacağını tahmin etmemize rağmen bizim bahçede gömülü olanların elle tutulur niteliğe büründürülmesi herkesten önce bizim ihtiyacımız ve bizlerin görevimiz. Saygılarımla.

Anonymous (not verified)

Sun, 04/26/2009 - 23:54

In reply to by نەناسراو (not verified)

Sevgili Kenan, Parmak bastığın yara gangrenleşmiş. İrinin kokusu etrafı salmış. Kimi o irinle beslemeyi yaşam seçmiş. Kürd milletinin dinamiklerin tarumar edilmiş. Sahada olanların niteliği belli. Bize gelince devredışı kalmışız. Elbette bahçemiz mutlaka eşilmeli. Elbette istem ve görevimiz. Ama bu gün bunun koşulları yok. Olmadığı içindir ki, daha hala gençecik çocuklar bınkevir edilmektedir. Hepimiz biliyoruz ki, bahçemiz eşildiğinde fışkıracak olan iş aletleri değil, bir avuç özgür vatan için yola çıkan milli kurtuluş savaşcıların kemikleri ve bir de ruhları olacaktır. Kemikler teselimiz, ruhlarının şad edilmesi moral kazancımız olacaktır. Ne zaman olur dersen, bu sorunun cevabını bilen yok... Sevgi ve saygılar benden...

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.