Canbeg Merhaba,
Neşe Düzel'in Bülent Orakoğlu ile yaptığı roportajda geçen iki parafrafı tekrar tekrar okumak gerekir.
Orakoğlu;
“İtalya'da operasyonu yapan savcı, Türkiye'deki yapının çok farklı olduğunu söyledi. Çünkü her yerde Gladio komünizm tehlikesine karşı kurulmuş ve aşırı sağdan oluşmuş. Türkiye'de ise hem aşırı sol hem aşırı sağ, hem Kürtçüler hem de İslamcılar kullanılıyor. Dört eğilimden insanlar bu örgütün içine alınıp Türkiye'nin içini karıştırmak, istikrarsızlaştırmak ve darbeye sürüklemek için kullanıldılar....
Pentagon'un, yönetebilmek için, Türkiye'de Amerikan karşıtlarının içinde bile elemanları vardır. Zaten gizli servislerin faaliyetlerine düz mantıkla bakamazsınız. Bakarsanız, “böyle bir şey asla olmaz“ dersiniz ama istihbarat faaliyetlerinde iki kere iki dört etmez ki. Mesela şunu da araştırmalıyız. Ergenekon'da bir sürü generalin ismi şüpheli olarak geçiyor. Acaba Amerikan karşıtı olan bu isimler ne kadar süreyle Amerika'ya gittiler? Amerika'nın bir yerinde kurs gördüler mi? Bunu araştırırsak, bu olayın arka perdesi çıkar. Çünkü Amerikan karşıtı olanların Amerikan istihbarat kurumlarında kurs aldıkları görülür.“
Sanıyorum bu iki parafrafa bakıldığında ne demek istediğim anlaşılır.
Soruna düz bir mantıkla bakmamak lazım.
Siyah ile beyaz renkler dışında başka renklerinde olduğu ve her rengin sayısız tonları olduğunu görmek gerekir.
Buradan hareketle dediklerini mutlaklaştırma.
Peki ne diyorsun?
“Asagilarda bir arkadas, DTP'ye yonelik operasyonlarin Ergenekon'la baglantili oldugu iddia edilen Sabri Ok ekibine karsi gerceklestirildigini soyluyor ( Labor arkadas).
Sabri Ok, Ocalan'in bir ara bu sahis hapisteyken, yan hucreye istedigi yegane isim...2005 yilinda 20 yillik mahkumiyetinden sonra saliverilip, askerliginide bitirdikten sonra, Avrupa'ya cikiyor.
Burada bir duralim; devlet, Ocalan'in en onemli adaminin, isteseydi Avrupa'ya cikmasina goz yumarmiydi ?
Ustelik pervasizca Kurd olduren bir devlettten bahsediyoruz, legal-illegal her yolla, cinayeti rahatlikla isletebilen bir organizma bu...
Denilebilir ki Sabri Ok Avrupa'ya,Qandil'e taze guc olarak Ocalan-devlet anlasmasi uyarinca gonderilmis durumda.
Simdi devlet bu adama karsi neden operasyon yapsin? Eger devletin derdi Ergenekon'un DTP kolunu yakalayip turk adaletinin(!) onune cikarmaksa, burada trajik bir soru gelmiyor mu aklimiza ?
Yani devlet DTP'nin Ergenekon kanadini temizleyeckte, Kurd halkina Ergenekonsuz ve daha Kurdcu bir PKK-DTP hediye etmek icin mi ugrasacak?
Bilmem anlatabiliyormuyum?“
Anlatınız anlatmanızada tek bir iddia yok. Birbirini dışlıyan iki iddia var. Hangisini baz alalım.
Başka ihtimallerde yok mu sizce?
Olmaması için bir neden yok.
Kesin mutlak sonuçları birbirimize dayatmadan bence biraz gelişmeleri beklemek en doğru olan.
Bendeki bilgi şu:
ABD, Ergenekon, PKK ve Irak Türkmen Cephesini tasviye etmek istiyor. Böyle bir planı var. İddiaya göre AK Parti buna onay vermiş ve gücü oranında da bunu pratikleştiriyor. Nereye kadar sürdürebilir, kimse tahmin edemiyor.
Bu planın ve uygulamaların ordunun hoşuna gitmediği söyleniliyor. Fakat ABD baskısı sonucu evet dediği veya öyle göründüğü söylenen bir başka iddia.
Burada şu düşünülebilir. Ordunun evet demediği bir plan sonuna kadar uygulanabilinir mi? Zor görülüyor. Bunu zaten yazmışsın. Doğru bir yaklaşım.
Fakat her şey ordunun çizdiği sınırlar içinde de kalmıyor.
AK Parti'nin geleceği birazda ordunun kırmızı çizgilerini alabildiğine yok etmeye çalışmaya bağlıdır.
Bu konuda ABD desteğide düşünülürse bir yere kadar gideceğide beklenilmektedir.
Fakat ABD'de her istediğini orduya kabul edemediği geçmiş pratik göstermiştir.
Tekrar konuya dönersem, olup-bittenler devletin; “Ergenekonsuz ve daha Kurdcu bir PKK-DTP hediye etmek“ olmanın çok ötesinde seyrediyor.
Ortada çok plan var ve her gücün kendi planı var. Bu planlarında mevcut güçlerin çıkarlarının çatışması ve çakışması zemininde yol alacağı düşünülürse kimin gücü yeterse kendi planını bir başkasına kabul edeceğine şaşmamak gerekir.
Kimin kiminle nereye kadar gideceğide meçhulken bu olur, bu olmaz deyip kendi doğrularımızı mutlak sonuçlar şeklinde birbirimize dayatmaktan öte en doğrusu ihtimal olarak sunmak ve ma arada elimizdeki bilgi ve bulgularıda paylaşmak gerekir.
Her halükarda gelişmeler bizim bekletilerimizin çok uzağında seyredeceği ihtimalinide bilmemiz gerekir.
Re: DTP Tutuklamalari ve Catisma Kime-Neye Cevap