Sevgili Hasan,
Hoş geldin.
Kendisi olamayanların, önce birey olmayı kabullenemeyenlerin arazını anlamaya tıp yada psikoanaliz yetmez.
Kürtlerin en önemli eksiklikleri arasında ben 'birey değilim, arkasında duracak bireysel hak ve hürriyetler yoktur, dahası bu kavramlarla ilgili değilim' tavrı kürtlerin önemli bir hastalığıdır. Millet bireylerden oluşur. Bireyleri hayali yada güncel deyimle sanallaşan bir millet hayaletler ordusuna dönüşerek sanallaşır. İnternet, iletişimde imkanlar sağlamaktadır ama yanlış kullanımı her vasıtanın yanlış kullanılmasında olduğu gibi birilerinin elini kolunu yaralamasına yol açar. İnternetin yolaçabileceği mahzur bireylerde yaratması muhtemel kişilikten boşalma giderek yoksun kalma şeklinde yansıyor.
Kendisi olanla, kendisi olmayı başaranlarla muhatap olunur. Kendisinden çok uzakta bir portre çizmeyi ve gerçek kişiliği yerine zahiri bir görüntüyü işte ben buyum diye piyasaya sürmeyi insanoğlu çok eski dönemlerden beri biliyor.
Babil tapınaklarında, eski yunan tapınaklarında halk tapınaklara para ödeyerek tanrılarla konuşmaya giderdi. Cansız tanrı heykellerine sorular yöneltir, dilekte bulunur, cevaplar beklerdi. Bu cevaplama işini tanrı heykelinin arkasına saklanmış hadımlar yada tapınak fahişeleri üstlenmişti. Kiliselerde günah çıkarma adeti bu geleneğin devamıdır. Tanrının sesini fahişelerden dinlemek inkar gelinmez bir şarlatanlık olarak herkesçe anlaşıldığından günümüzde papazları bir kafes yada perde arkasına oturtarak cevapları fahişeler yerine muhterem pederden alıyorlar. Şimdi tanrı heykeline bakmaya ve cevap beklemeye kalkışacak zamanımız yok.
Kişiliğini, birey olmanın gerektirdiği ismi-cismi anatanrıçaya adayarak ululaştığını sananlar tanrının vahyini bizlere iletmeye kalkışacaklarına başlarını gökyüzüne çevirip tanrının kendileri için neler düşünmekte olduğunu ellerini apış aralarında tutarak sormalıdırlar.
Benimki yerinde duruyor. Varlığından eminim. "Tanrım beni baştan yarat" beklentisi içinde değilim. "Tanrının beklentisi" yada tapınak gelirleri adına kendi iffetinden, kendi kişiliğinden boşalan tapınak orospularının tarihsel gerçekliği ise benim için bir çok konuda ayrıca öğretici olmuştur.
Bizim tavrımız, tapınaklarda neler döndüğünü bilerek buradan çıkanların niteliğini özümsemiş olmanın şahsında topluma yeni ufuklar açmaya, tapınaklarda sakatlananları hak ve hürriyetleriyle insana yükseltmeye ve yüceltmeye çalışan akılcıların tavrına denk düşer. Tapınak hadımlarından yada fahişelerden binlercesi gelip geçtiği halde hiçbirinin adı sanı bilinmez ama "panta rei" diyenlerin ismi hala hafızlardadır. Uygarlığı günümüze onlar taşımışlardır.
Selam ve sevgiler.
Muhatap alırsan üzülürüm