Kürtlerin bazı kesimlerinde yaygın kanı demokrat adayın başkan seçilmesi halinde Kürdistan-ABD ilişkilerinin olumsuz etkileneceği şeklinde. Oysa Amerika'nın petrol yataklarına ve ticaret yollarına ilgisi diğer bir deyişle kontrol etme isteğinin hikayesi İstanbul-Bağdat demiryolunun inşası kadar eskidir. O tarihlerden beridir o gün için Osmanlı ile ayrıcalıklı ilişkileri ilişkileri aracılığıyla bölgede dominant konumda olan Almanya'nın rakibidir. Amerikan misyoner okullarının Kürdistan'a serpiştirilmesi, Amerika konsoloslarının Mardin-Hakkari yörelerini düzenli ziyaretleri aynı tarihlerle çakışır. 1. Dünya savaşı döneminde de ABD bölgeye olan ilgisini yoğunlaştırmıştır. Kazanan tarafla birlikte hareket etmesi ABD'ye bu imkanı sağlamıştır. Anılan dönemde ABD yetkililerinin kürtlerle Said-i Nursi'yi de kapsayacak görüşmeler yaparak etüdlerde bulundukları kürtlerin hafızalarındadır. Lozan'a gözlemci olarak katılması bu ilgini sonucudur. Lozan'dan bağımsız olarak imzalanan ABD-Türkiye ikili antlaşmasının önemli maddelerinden biri Mardin ve yöresinde bulunacak petrol yataklarının imtiyazını ABD'ye devretmek şeklinde formule edilmiş ve mutabakata varılmıştır.
ABD'nin bölgeye ilişkin yaklaşımı, Almanya'nın izlediği politikanın aksine bölgedeki ülkeleri ve halkaları ve tabiiki bölgenin kaynaklarını bölgesel tiranlıklar aracılığıyla yönetmek yerine herkesin hükümranlık haklarını yaşama geçirebileceği bağımsızlık ve özgürlük şiarına saygılı olmayı öngören politikaları easas almaktadır. 1775 ABD yurttaş hakları bildirgesi ABD'nin bölgeye ilişkin stratejisinin temel dayanağı olagelmiştir. Geçmişte, ABD-İran, ABD-Türkiye ilişkilerinin Sovyetler karşısında güçlü bir pozisyon sağlamak için ABD açısından zarureti, Irak'ın Sovyetler ve batı dünyasından aldığı önemli destek ABD'nin stratejik yönelimlerine mahal bırakmadığı için kürtler ihmal edilmiş hatta ihanete uğramışlardır. Bölgenin bugünkü konumu farklıdır. Sovyetlerin tasfiyesi ile ittifaklar dizini baştan aşağı değişmiş olup bölge ülkelerinin ABD ile yakınlık dereceleri eskinin zıddı ilişki seyrini izlemektedir. ABD serbest dolaşıma dair politikalarını yaşama geçirmek için bugün herzamankinden daha fazla imkana sahiptir. Serbest dolaşım ve bunun gereği olarak bölgeye atfettiği ilgi temelinde şekillenen ABD stratejisi Körfez savaşıyla şekillenmiş bir strateji olmayıp tarihi derinliği olan bir tasarımdır. Bu anlamda ABD'nin Kürdistan politikasının devlet poltikası olduğu, yönetimlerle fazlaca değişmeyeceği ve hele bir başkanın beğeni yada tercihlerine tabi bir mesele yapılmayacağı açıktır. Kürdistan, bölgede serbest dolaşımın yaşama geçirilmesi için kaynakları ve coğrafik konumu itibarıyla kitti öneme sahiptir. Demokratların yönetime gelmeleriyle Kürdistan'ın objektif öneminin değişmesi olası değildir. Kürdistan'ın daha da kazançlı çıkacağının emareleri ABD'nin bölgeye ilişkin 150 yıllık ilgilerinde ve politikalarına sinmiş durumda.
Ermenistan-Azerbaycan, Gürcü Rus, Çeçen-Rus, ihitlaflarında ABD ve Avrupa Birliğinin aldığı bugünkü tavır da geleceğin kürtler için kazanımlar vadettiğinin işaretlerini veriyor. Geriye kürtlerin mevcut durumu doğru okuyup doğru mevzilenmesi kalıyor. Bunu öneceden görebilenlere bir teşekkür de benden.
Aşağıya ABD Irak Büyükelçisinin Kurdistan TV'ye yaptığı aşıklamayı aktardım. Avrupa ülkelerinin çoğu ve Rusya'nın aksine "Kuzey Irak" demekten kaçınan büyükelçinin diplomatik üslubu da ABD Dışişlerinde artık yerleşik hale gelmiş terimi gösteriyor olması bakımından dikkate almaya değer.
[b]ABD: “Amerika hiçbir şekilde Kürtlere sırtını dönmeyecek“
Kurdistan TV
2008-08-20 21:01
Kürdistan TV'ye özel bir açıklamada bulunan Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak Büyükelçisi Ryan Crocker, ülkesinin hiçbir şekilde Kürtlere sırtını dönmeyeceğini söyledi.
Crocker, “Irak'ın özgürleştirilmesi süreci başlamadan önce de ABD, Kürdistan bölgesini desteklemiştir. Amerika geçmişte olduğu gibi gelecekte de, Kürdistan'a yönelik desteğini sürdürecek ve hiçbir şekilde de sırtını dönmeyecektir“ dedi.
Amerika'nın, Kürdistan bölgesine yönelik desteğini kestiği yönündeki haberlere de tepki gösteren Büyükelçi, bu tür iddiaların kesinlikle gerçekleri yansıtmadığını kaydetti.[/b]
Joe Biden-Obama-ABD