Skip to main content

Değerli Nanxwer, Ergenekon çetedir de Ergenekon diye isimlendirilen kliğin dışında kalan türk devletinin tüm kurumlarına Kürdistan'daki uygulamaları düşünüldüğünde çete dememekmi gerekecektir? Ergenekon denen kliğin son dönemlerde infial uyandıran eylemleri sonuç itibarıyla münferit eylemlerdir. Türk devletininin tüm kademe ve katmanlarıyla kürtlere yönelttiği sistematik şiddet ve baskı uygulamaları önünde oldukça cılız kalan eylemlerdir. Devletin sitematik kürt inkarı ve cinayet yöntemi TC'nin karakteri halini almış genel bir yönelimdir. Devletin ordu, jandarma, polis ve koruculuk müessesesi gibi resmi resmi kurumları aracılığıyla kürtlere karşı işlediği onulmaz insanlık suçları kapsamında ele alınması gereken tehcir, soykırım, tecavüz, işkence, keyfi tutuklamalar, yerleşim yerlerinin topluca tahribi gibi vahşi uygulamalar karşısında Ergenekon adı verilen çetenin işlediği cürümler devede kulak misali cılız kalır. Türk devleti tüm kademe ve katmanlarıyla çetedir. Tarihte rastlanan en kapsamlı çetelerden biridir. Yazdıklarımla ilgili olarak Ergenekon eylemlerinin sistematik yönelimin bir safhası ve örgüt olarak [i]çete devlet[/i] aygıtının bir uzvu olduğunu söyleyenler de çıkacaktır. Bu yollu bir değerlendirme çelişkili görünse bile gerçekliği vardır. Çete üylerinin ezici ekseriyeti askeri ve sivil bürokrasinin mensupları olarak görev yaptıkları dönemlerde bahse konu vahşetlerini daha pervasız bir şekilde uygulayagelmiş kimselerden oluşmaktadır. geçmişteki suçları TC yasalarının koruması altında gerçekleşmiştirki bu bile tek başına devletin kapsamlı bir çete örgütlenmesi olduğunun kanıtıdır. Günümüzde çoğu emekli olmuş çete mensuplarının hızını alamayıp eylemliliklerini sürdürmelerine esas çete olan, çetenin bizatihi kendisi olan devlet [i]artık yasaların koruması altında değilsiniz, bu bizim asli işimizdir, görev ve yetkilerimizi sizinle paylaşmamız gerekmiyor[/i] mealinde itiraz yükseltip gözdağı vermek durumundadır. [i]Tutuklama furyasıyla önce devletin çeteci niteliği ve Ergenekon benzeri çetelerin eylemleriyle mukayese kabul etmeyecek ölçekte aşırı gayriinsaniliği aklanmak istenmektedir. İkinci olarak, kendisi bir çete örgütlenmesi olan devlet, şiddet uygulamasını tekeline alarak belli bir nizam ve intizam içinde tutmak zorunluluğu hissetmektedir.[/i] Dünya ülkelerinin Ortadoğu'yu dikkatle izlemekte oluşu TC'yi kürtlere yönelik uygulamaları bağlamında [i]intizamlı ve dikkatli[/i] olmaya zorlamaktadır. Günümüze kadar uzanan kürt tehcirlerini ve soykırımlarını düşününüz. Ermeni soykırımını ve tehcirini düşününüz. Süryanilere, rumlara uygulanan soykırımları ve tehciri düşününüz. Hiçbiri münferit eylem değildir. Hepsi iyi planlanmış, kapsamlı insanlık suçlarıdır. Devletin tüm kurum ve kuruluşlarının elbirliğiyle, askeri bürokrasiye ilaveten sivil bürokrasinin katılımı ve katkılarıyla işlenmiş suçlardır. Karşımızda sistematik şiddet ve yoketmeyi başat strateji olarak benimsemiş bir devlet aparatı vardırki çetenin bizatihi kendisine tekabül eder durumdadır. Hal böyle olunca münferit olanı genel olanın, uzvi olanı bünyenin tamamının önüne çıkarmaktan kaçınmak gerekiyor. Türk devleti, sivil ve askeri örgütlenmelerle perdelenmiş, sosyalist, sosyal demokrat, liberal, sağcı, faşist, dinci topluluklara bölünmüş, temelde hepsi aynı özelliği taşıyan, kürtlere karşı kemalizmle şartlandırılmış hatta kışkırtılmış çeteler zincirinin çatısı ve yönetim karargahıdır. Ergenekon aysbergin ucu bile değildir. Çete oluşumunu devletin çeteci niteliğini hatırda tutarak değerlendirmek doğru olanıdır. Altta bütün encamıyla asıl çete olan devlet örgütlenmesi dururken, devletin suçlarını mahdut sayıda personelden oluşmuş tali bir örgütlenmenin varlığıyla açıklamak türk devletini aklama mahzuru içermesinin ötesinde önemli bir yanlıştır. Devletin azınlıklara soykırım ve tehcir uygularken azınlık mensuplarını bünyesine alarak kadrolarını ve faaliyet kapsamını genişletmesi olgusuna gelince bu yeni değildir. Tarihi geçmişe baktığımızda devletle birlikte kendi halkına yönelen azınlık mensuplarına sıkça rastlıyoruz. Ermeni Soykırımında şehirli ermenilerin ve bizzat Ermeni patrikhanesinin Osmanlı ile işbirliği içerisinde olduğunu görürüz. Kürt soykırımlarına ve tehcirlerine kürt işbirliklerinin katılımı günümüzde olduğu gibi geçmişte de vardır. Bu yanıyla Öcalan ve şürekasının devletle işbirliği koruculuk müessesinin hayat bulmuş olması gibi rutin ve tali bir olgudur. Esas olan devletin çete niteliğidir. Sevgi ve saygılarımla.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.