Kiymetli Eyup,
AO'ni aklamaya, temize cikarmaya Munzur'un suyu yetmez diyerek yazima baslayayim, N'olur n'olmaz, Hothead'lerimiz masallah cok.
Derdimiz, esyayi adiyla cagirmak. 5 kisimlik yazinda yazdiklarini, cok daha agir sifatlarla, "bilerek veya bilmeyerek AO'ni aklamaya calisanlar" dediklerin 99 yilindan bu yana yazmaktalar, ya da yazmakta ve soylemekteyiz diyeyim.
Eger subjektif tespitler delil sayilabilirse; o halde A.O hakkinda elde somut bir kanit olmadan bu tur iddialarin ortaya atilmasinin, onu teshir etmek yerine daha da meshur ettigine, gercekte yedigi ve yemekte oldugu herzeleri gozden kacirdigina ve kitlelerin kafasini karistirip soylediklerimizin inanilirligini yitirdigine vs. isaret ederekten; bu ajan suclamasi yapanlarin da "bilerek veya bilmeyerek A.O'ni aklama"ya calismakta olduklari yolunda subjektif bir tespiti sanki ispatlanmis bir gercekmis gibi konduruvermek, hatta bunun uzerine destanlar yazmak pek de zor bir is olmayacaktir.
Her turden kisisel duygudan azade, yalnizca Kurdistan'in ozgurlugu ve bagimsizligi penceresinden bakiyor olma kaygisiyla, olagelenleri sakin bir ciddiyetle degerlendirme cabasi icindeyiz. Bu nedenle, bu ajanlik, ergenekonluk gibi isnatlardaki yontem yanlisligina isaret etmenin S.Curukkaya veya S.Gulmus'u seviyor veya sevmiyor olmak iliskisini acikcasi anlayamadim.
Cevaplanmasi gereken, ama olgularla techizatlanip uzerinde dusunulerek cevaplanmasi gereken can alici bir soru (TC'nin Kurd silahli mucadelesinin baslamasindaki cikari nedir) ortada cevapsiz kaldikca yukaridaki subjektif isnatlarin aynen yapmakta oldugunuz subjektif "dedim, oldu" yontemleri uygulanilarak uzerinize bulastirilmasi isten bile degildir.
Kusura bakma(yin) ama, ajanlik isnadinin alti bostur.
AO yalancidir. Evet.
Nasil yalancidir?
Yalanciliginin en son ornegini son haftalik "olagan" gorusmelerinden vereyim:
10 Haziran 2008, Sali gunku gazetelerdeki habere gore Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) disisleri bakani babacan'i acil oturuma davet etmis. Ve AO persembe gunku gorusmesinde avukatlarina diyor ki:
[quote]Hücre cezasını uyguluyorlar. Bugün 12. gün. Dün itibariyle aldıkları kalemi iade ettiler. Savunmalarımın geri kalan kısmını yazmaya başladım. Yanımda defter var. Sanırım bir defteri bitiririm. Biliyorsunuz hücre cezası nedeniyle gazete, kitap, radyo verilmiyor.[/quote]
Evet, eger 12 gundur dis dunya ile haberlesmesi yoksa AKPM'nin bu davetinden nasil haberdar olabiliyor?
Apacik yalan soyluyor.
Sadece AO mi? Hayir, onun avukatlari da benzeri turden kirli angajmanlarin icerisindeler. Alin 3 ay oncesinden baska bir ornek:
19 Mart 2008'de Imrali'ya hava muhalefeti nedeniyle gidemeyen ve gorusmeyi gerceklestiremeyen avukatlarin 21 Martta yayinladiklari haftalik "olagan" avukat gorusmeleri bunun kanitidir. Hatta gorusme ile ayni gune rastlayan "Ergenekon" operasyonlari ile ilgili bilgilerin "gorusme tutanaklari"nda yer almasi gibi bir acemilik de isin extrasi.
Yani ortada herhangi bir gorusme yok ama "gorusme notlari" var.
Peki, bu ve benzeri orneklerden hareketle, AO'nin ergenekoncu oldugunu mu kesfetmeliyiz, yoksa Abdullah Ocalan'in ve avukatlarinin herseyiyle teslim olmus bir duskun oldugunu, ihanet icinde oldugunu mu?
Karar sizindir. Ancak unutmayalim, ispatlanamayan iddialar her zaman iddia sahiplerinin inanilirligina, guvenilirligine zarar verir.
Yani uzun lafin kisasi, bu adam gercekten iddia ettiginiz gibi ajan da olabilir, ama bunu dillendirmek icin tas gibi ispatlara ihtiyac vardir. "Icimizden gelen bir ses" ya da altinci hissimiz ispat sayilmiyor.
Fazla uzattim, selamlar.
Re: Kısa Kısa Notlar!-5