Sonucta Avrupa Emperyalleri (Ingiltere ve Fransa) Kürdistani, karsiliginda cok karli ekonomik kazanclar elde etmek icin, yeni kurulmus olan cok zayif bir bekciye (Turkiyeye) yem olarak birakiyorlar. Bunun karsiliginda Kürdistanin zengin yeralti kaynaklarini özel anlasmalarla Türkiyeden hibe sayilacak kadar ucuz bir fiyata onyillar boyu evlerine tasiyabliyorlar. Bunu cesitli hammadde ihracat ve ithalat yoluyla günümüze kadar dahi sürdürmekteler.
Bundan dolayidir ki Türkiye Kürtler üzerinde ettigi ettik, kestigi kestik serbestce uyguladigi katliam politikalari, sindirme ve hatta soykirim uygulamalarini bile cok rahatca yapabiliyor. Hicbir dünya devleti insanlik adina hicbir sey söylemeden Kürtlerin 80 yil Türkiye devleti tarafindan soykirima ugramalarina herkes sessiz kalip onay veriyor.
En aci olani bu degil, en aci ve kabuledilmez olani Kürtlerin hala uykuda olmalari ve yeni bir büyük sindirme harekati (Imrali) ile tekrar yenilgiye ugratilmis olmalaridir.
Mustafa Kemal halkimizi Sivas kongresi döneminde nasil kandirdiysa, bugün yine benzeri bir oyunla (Imrali büyük oyunu), fakat eskisinden cok daha büyük bir darbe ile Kürtlerin özgürlük istemleri topyekün bastirilmak ve Kürtler tamamiyle bir TC yedek gücü (türkiyecilik) haline getirilmek isteniyor.
Toparlarsak