Anlattığım yaşanmış bir olaydır ve Cebaxçor'un yerlisi olanların hepsi bilir ve kişiyi örneklemek gerektiği zaman anlatırlar.
Cebaxçor'da Al-Dowr diye aklını yitirmiş biri vardı. Ben çocukken bizim kapı komşumuzdu, deli olduğu için herkes ona takılırdı. Al-Dowr da sanki çok akıllı biriymiş gibi burnundan kıl aldırmaz, takılmalara senin gibi gereksiz kırılganlıklar göstererek küfürle karşılık verirdi. Çok kızdığında pantolonunu, külotunu indirir edep yerini gösterirdi. (Sen henüz o aşamaya gelmedin ama bu garez ve bu alkolle yakındır)
En kızdığı sözcük, insanların o geçerken ALO HIRR demeleriydi. Önüne şeker atılmasına da çok kızar yapmadığını bırakmazdı. Kadınlı erkekli herkes ona takılmaktan zevk alırdı.
Niçin böyle yaptıklarını ve Al-Dowr'un niçin kızdığını ancak belirli bir yaşa geldikten sonra öğrenebildim.
Al-Dowr, 1925 Kürdistan Direnişi döneminde ünlü bir milismiş. O zamanın korucuları 'milis' diye anılıyorlardı. Al-Dowr milis ama öyle derme çatma bir milis değil, tek başına ünlü direnişçiler olan Has Begon, Faris, Yado, Said-i Begon gibi dönemin firarilerini takibe koyulan, onlarla müsademeye giren cesur ve gözükara biriymiş. Bunu yaşlıların hepsi anlatırdı.
Direnişin bitiminde sonra milis güçleri dağıtılmış. Al-Dowr da normal yaşama dönmüş. İşte her şey o zaman başlamış. Çarşıya çıkacak olsa kendini gören yaşlı-genç herkes ardı sıra HIRRR (bizde köpeğe benzetme anlamında kullanılır) demeye başlamış. Kahvelerin önünden geçerken oturmakta olanlar Al-Dowr'un önün şeker atar olmuşlar. Birinin önüne şeker atmak bizim töremizde ona it demektir. Al-Dowr'dan küfürler, cam kırmalar, saldırmalar ama nafile bu böyle sürüp gitmiş. Al-Dowr, günbegün akli melekelerini yitirmeye, giderek delirmeye başlamış. Benim yetişmeye başladığım dönemde artık zır deli olup çıkmıştı. Kürdistan tarihinde kollektif intikam türünün elbirliğiyle uygulanmaya konulduğu bu türden başka bir olay iştimedim.
Birgün çarşı esnafı kendi aralarında anlaşmaya varıp o gün için Al-Dowr'a ilişmemeyi ve ilişenleri uyararak sataşılmamasını sağlamayı kararlaştırmışlar. Al-Dowr deli olmasına rağmen kendisine ilişilmediğinde hiç kimseye ilişmezmiş. Çarşıdan hiç ayrılmayan Al-Dowr kendisine hiç ilişilmediğini görünce en çok sataşan esnafın etrafında biraz dönüp dolaşmış ve hemen çarşıdan ayrılmış. Esnaf, akşama kadar çarşıdan ayrılmayan Al-Dowr'da birşeylerin farklı gelişmekte olduğunu sezinleyip ertesi gün de aynı şeyi uygulayınca durduk yere saldırmayan Al-Dowr'da çıldırma doruğuna ulaşmış. Çarşıdaki bütün dükkanların camlarını istisnasız aşağı indirmiş o güne yapmadığı şeyi yaparak önüne çıkan bir kaç kişiyi sopayla hatanelik etmiş. Cebaxçor halkı benim çocukluk yıllarımda 1925 direnişin dışında kalanlara ve hele milislere çok farklı gözlerle bakarlardı. Al-Dowr için yeni bir uygulama geliştirmişler; Sessiz kalmak.. onlar sessiz kaldıkça Al-Dowr dahada saldırganlaşır, ahali keyf alırmış.
Sana buraya tekrar döneceksin dedim. Elin mecbur.
Kimse sana şeker atmadı, HIRR diyende çıkmadı. Birileri sana dokunmuyor ya Al-Dowr sendromu kuralını icra edecek. Önüne çıkmaya yeltenen herkese saldıracaksın. Sendeki suçluluk duygusu, kompleksin tetiklediği hiçbir bok olamamışlık duygusu nedeniyle mutlaka geleceksin, birileri seni sıvadıktan sonra o gün için dikkate alındığın duygusuna kapılarak tatmin bulacaksın. Durumun çok vahim. Tekrar ediyorum, tedaviden kaçınma.
Ellisinden sonra kürtlüğünü keşfeden türk solu artıklarında Al-Dowr sendromunun zuhretmesi hangi sebeplere bağlı olarak gelişir. Ruhiyatçı olmadığım için bunun açıklamasını yapabilecek durumda değilim ama sonuçlarını görüyor ve gözlemliyorum.
Doktora görünmende gerçekten fayda var.
Sana da Bir İbret Örneği Canbek Efendi..