Ana içeriğe atla

YEREL SECIMLER VE REHINE KÜRTLER

29 Mart’ta Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yerel seçimler yapılıyor. Seçimler; demokratik ülkelerde; hukukun, adaletin, farklı ırk ve inançların hoş görü kültürüyle bir arada eşit haklar temelinde yaşayabilme hakkının korunması için özgür iradelere danışmak oluyor. Bu medeniyetin vizesi demokratik bir anayasa kanunu ve uluslararası hukukun işletilmesiyle mümkün olur.Türk anayasanın demokratikliğini bir yana bırakalım, Irkçı, inkarcı, öldürücü ve yayılmacı niteliğinden bir şey kayıp etmediğini belirtmek doğru olur. AKP dinsellik motifiyle Kürtlerin imhasını onaylayan bu eskimiş anayasayı demokrasi makyajıyla, süsleyip Kürtleri buharlaştırmayı amaçlıyor.Türkiyede otuz milyona yakın Kürt toplumu bir televizyon kanalında, şarkı türkülerle temsili, Türk müslüman, “kardeşlik” lugatında, Kürtlerle türklerin eşitliği olarak yuturuluyor. TC yönetimi işgalci niteliğini kürtçe tercüme ile nufuzunu kolaylaştırmayı hedefliyor. Sözde Kürt tv. kanalında Kürt Ulusal felsefesi, tarihsel parçalanmışlığı işlenmiyor. Kürt politik parti ve oluşumların yerel seçimlere ilişkin programları konuşulmuyor, temsilcilerine yer verilmiyor. Duvar diplerinde, köy meydanlarında, failli devlet uygulamalarından söz edilmiyor ! TC uygulamalarıyla gösteriyor ki; Kürtlerin ulusal, siyasal insani haklarına karşıdır. Kürtlerin bu doğal haklarını koz olarak kullanıyor. Rehin aldıkları Kürtlerle, Kürdistan’ın bütününe oynuyor. Musul, Kerkuk isgal arzularıyla ırkçılığı canlı tutuyorlar. Kürtlerle esit haklar temelinde bir arada baris içinde yasama projeleri yoktur. Bu durumda Kürtlerin bağımsız devlet hedefinden başka seçenekleri kalmıyor. Her fırsatta Kürtleri parçalayarak yönetme ve karşı karşıya getirme devletin öteden beri değişmeyen siyaseti oluyor. Türk partileri Kürt kökenli milletvekillerini keklik misali diğer Kürtleri tuzağa düşürmek için kullanıyor. Kürtlerin yarınlarını hizbullah gibi ajanlastırılmış tarikatlarla rehin almaya çalışıyorlar. Devletin baskı güçlerini’de devreye sokarak, korkutulan bilinçsiz, yoksul Kürt kitleleri çaresizlik içinde düşmanların demogojilerine yenik düşüyorlar.Bütün etmenleriyle Kürtlerin alehinde seyir eden yerel seçimler daha öncekilerden farklı bir sonuç vermeyecektir.Türklerin demokrtikleşme safsataları eşliğinde Kürt halkını öncülerinden, ulusal direnişçilerinden ayrıştırmayı hedefliyorlar. Dünya devletlerince muhatap alınmamaları ve ceddi bir temsile kavuşmamaları için her yöntem uygulanıyor.Bu yerel seçimlerde Kürdistan’ın belli bölgelerini insiyatiflerine alırlarsa; Kürtlerı kürtlerden, Kürdistan’dan izole etme siyasetlerini daha kolay sürdürecekler. Yerel seçimleri kimin kazanacağı bütün partilerin gündemini oluşturması boşuna değildir. Yılların tecrübelerine sahip devlet partileri, her türlü imkan, olanak ve alt yapıya sahipler. Bu partilerin arkasında devlet var, ordu var, polis var. Maddi manevi, askeri, ekonomik her türlü imkanla donanmışlar. Gazeteler, televiziyonlar, yazarlar bu partileri anlatıyorlar ve kazanmaları için her türlü imkan sunulmustur. AKP,SP, onlarca gazete, tv. ve Gülen şahitleriyle kitleleri uyuşturuyorlar.MHP li katil sürüleri Faşist Kemalist cephe, Doğan medya grubu ve benzerlerini kullanıyorlar. Tabii devlete vergi veren, askerlik yapan Kürtler adam yerine konulmadığından eşit muameleye tabi olamıyorlar ve mevcut olanaklardan faydalanamıyorlar.! Düzenlenen program ve panellerde; Kürtler teşhir ediliyor, terörist gösteriliyor. Kürtlerin tarafını temsil edenler ya çağrılmıyor, yada çağırılanlar pişman edilircesine azarlanıyor ve konuşturulmuyorlar. Hata söz konusu panellere çağırılanlar; sanki özel olarak Kürtleri bilinçli temsil etmemeleri için seçiliyorlar. Kuzey Kürdistan ve Türk bölgelerinde otuz milyondan fazla Kürt potansiyeline rağmen federasyon bile tartıştırılamıyor. Kürtler korkutuluyor, sindiriliyor, susturuluyor ve kandırılıyorlar.TC’nin Kürt politikası biçim değiştirmiş, özünde ciddi bir değişiklik olmamıştır. Bütün bu çıplak gerçeklere ragmen AKP yi DTP ye tercih edenler tek kelimeyle yanlış yapıyorlar. DTP ‘nin bütün handikaplarına rağmen yeni bir alternatif oluşturulana kadar, yürtsever potansiyelinden dolayı desteklenmelidir.HAKPAR ve Bağımsız Kürt adayların kazanma ihtimallerinin olacağı bölgelerde öncelik tanınmalıdır. Ama sömürgeci partilere verilecek her oy Kürtlere sıkılan birer kurşun olduğu iyi kavranmalıdır.Simdi her açıdan Kürtlerin aleyhinde seyir eden bu adaletsiz, hukuksuz ve dengesiz seçim sistemi koşullarında yapılan yerel seçimlerin hedefi bilinmiyor mu? Türk hakim sınıfları, Kürtlerin ulusal birliğini sabote etmek için A.Öcalan unsurunu önemsiyorlar. Öcalan’nın devletçi tespitleri, denetimindeki Kürtleri kendi şahsinda TC’ye rehinlemesini iyi değerlendirmeye çalişacaklar. Kürtler; devlet istemiyor, Federasyon istemiyor kısacası temel ulusal, insani haklarını. istemiyorlar denilerek seçimlerden mağlup edilecekler. Türk Sömürge Cumhuriyeti, bu dengesiz seçim sistemiyle birlikte kanlı, kirli tarihini demokratik seçim adı altında Dünya kamuoyuna mesaj niteliğinde hanesine yazacaktır. Tasma misali Kürtlerin boynuna geçirilmiş, TC’nin milli misaki, jenosit siyaseti haklı ve demokratik gösterilecektir. Kürtler galebe çalınarak yenilgili oy potansiyelleri kullanılarak, şiddette dayalı asimilasyon ve inkarcı siyasi gidişattan memnunlar denilecektir. Devlet kayıp ettiği Kürdistan’ı AKP ile kazanmayı hedefleyecektir. Işgalci konumunu yerel seçimlerde tekrarlayarak, genel seçimler için bir yoklama ve basamak yapacaktır. Ağır bedeller ödeyen Kürt halkı, Kürdistan’ı oluşumların ulusal demokratik birliğe gelmeyen anti demokratik tutumlarından dolayı devlet partilerin demogojilerine bir kez daha yenik düşecektir. Kuzey Kürdistan’ı temsil edecek, çözüm gücü olabilecek bir parti ne yazik ki yok. DTP; Kürdistanın bağımsızlığı için öldürülen onbinlerin, işkenceden geçirilmiş milyonların emeği, mirasi üzerine kuruldu, ama Federasyonu bile savunamıyor. Kendini Kürt ulusal demokratik birlik istemlerine kapalı tutarak bu misyonu temsil edemiyor. Cünkü DTP yi yönlendiren siyasi erk, halen generallerin rehini ve manipulasyonu altındadır. Kürt cephesi; Bu özelliğinden dolayı iç ve diş kamuoyunda, itibar kayıp ediyor. Uluslararası platformlarda Kürt ulusal sorunun çözümünde politik referans gücu olarak muhatap alınmıyor. Kürdistan meselesinin çözümsüz veya sürüncemede bırakılması, Türk yöneticilerin tercihidir. Uluslararası platformlarda ellerini güçlendirir, demogojilerine malzeme oluşturur. Kürtlere on yıl daha hükmetmelerine hizmet eder. DTP’nin derin yöneticileri Federasyona bile karşı çıkarak benimsedikleri yanlış siyasetle bütün Kürtlere zarar vermiştir. Bu durum bütün Kürtler için bir kırılma noktası olmuştur. Oysa birlik siyaseti her Kürdün ruyası olmuştur. Kürtler birleşmeden başaramayacakları biliniyor. Birlik siyaseti Kürtlerin psikolojisini değiştirir. Kendine, davasına güvenini geliştirir. DTP, dışındaki kürdistan’i oluşumları bünyesine alarak daha güçlü bir temsile kavuşabilirdi. yerel seçimlerde Kürtler arası birlik sağlanarak Demokratik bir siyaset vizyonu olusturulursa, sömürgeci partilerin barajlanması kolaylaşabilirdi. Bu durum Kürt sorunuyla alakalı devletlere’de önemli bir mesaj niteliğinde olurdu. Kürt politikacıların, entellektüel ve şahsiyetlerin görevi sadece eleştirmek olmamalıdır. Toplumsal birliğin sağlanması ve sömürgeci partilerin Kürdistan’da sıfırlanmaları için Kürdistan’i örgütlerle, onları net kalıplarla ayrıştırmalıdırlar. Kürtler arası ilişki ve dayanışma zeminin güçlenmesi için ortak yurtsever adaylar etrafinda birlik olunmalı. Eleştiri;yenilgili durumdan çıkmak, daha doğru, demokratik bir zemine davet niteliğini taşımalıdır. Hiç bir Kürt oluşumun, kişinin sömürgecilere hedef olmasına izin verilmemelidir. [email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.