Ana içeriğe atla

“SİYASİ KÜRDÇÜLÜK” ve BİR ANI

1968-1969 senelerınde Adıyaman lisesinde okuduğum dönemde bir edebiyat ögretmenimiz vardı. Nurculuk adı altında tarih ögretmeniyle beraber yerli gericilikle elele verip gerici-faşist bir örgütlenme yaratıyordu. Bu her iki ögretmenin MIT ajanları olduğu daha sonra açiğa çıktı. Adıyaman'da Gerici-faşist örgütlenmenin yaratılmasından büyük çabaları ve katkıları oldu.

O tarihlerde Adıyaman'da devrimci hareket, yeni yeni örgütleniyordu. Devrimci hareketin başını Alevi Kürd gençleri çekiyordu. Fakat bu alanda da bir kırılganlık yaşanıyordu. Bu ilerici-devrimci kesimide Atatürkcülük adı altında Beden eğitimi öğretmeni egemenliğine almıştı. Gelişmeler çarpık bir şekilde kanal buluyordu.

Tartışılan konulardan biri de Kürd ve Türklerin ilişkisiydi.

Tartışmalar zaman zaman öğrencilerle öğretmenler arasında sınıfta da yaşanıyordu. Bir gün bir öğrenci arkadaş, MIT ajanı edebiyat öğretmenine “Öğretmenim Türk nedir, Kürd nedir?” diye bir soru sordu.

Öğretmende mal görmüş magrip gibi, hemen üstüne atladı. Kürdlerin “asıl” Türkler olduğunu bizlere kavratmak için ders boyunca büyük bir çaba sarfetti.

Bunu çizdiği resimler, haritalar, toplama, çıkarma, eşitleme işlemleriyle heyacanlı heyacanlı anlatıyordu.

Tahtaya KÜRT=TÜRK yazdı. Önce K´lerın üstünü çızdı. Sonra Ü, daha sonra R ve T harflerinin üstünüde cizdi. Tüm harfler birbirini karşılayıp eşitlik sağlanıyordu. Böylelikle Kürt ve Türk “eşitligi” sağlanmış oluyordu.

Bu işlem bana çok ilginç gelmişti. Oysa ben ailemden Kürd olduğumuzu, Türkten farklı olduğumuzu, Türklerin bizi katletiğini, aşiretimizi, ailemizi Şeyh Sait isyanı nedeniyle sürgüne gönderdiğini, dedemin sürgünde Kemalistlerce katledildiğini vs. çok şey işitmiş ve öğrenmiştim.

O dönemin bilgi birikimimle bunun nedenini tam olarak yerli yerine oturtamamıştım Bunun cevabını 1969 yılında üniversiteye kaydımı yaptırıp Kürd gençliğinin kurduğu ve bünyesinde faaliyet sürdügü DDKO'ya gidip gelmesiyle ancak bulabilmiştim.

Kavradığım gerçek şuydu. Sistemın en korktuğu şey: “Siyasal Kürdçülük”tü.

Kürdlerin bir kez daha soykırımlardan geçmemeleri, Roboskilerin yaşanmaması, özgürleşmeleri, devlet olarak tarih sahnesine çıkmaları için “siyasi Kürdçülük” yapmaktan başka çareleri yoktur.

O halde: Kürdler siz siz olun siyasi Kürdçü olun.

Türk egemenlik sistemi, bunu engelemek için ihanetide yedekleyerek önüne Kürd mılletini inkar ve imhayı koymuştur. İhanet vasıtasıyla Kürd milli reflekslerini domura uğratmak ama yanısıra Türk toplumunun milliyetçi reflekslerilerini harekete geçirerek Kürd milletini tarihte yok etmeyı politıka edinmiştir.

Karda yürümekle çıkarılan kart-kurt sesleriyle tanımlanan; çıkarma, toplama islemleriyle başkalarıyla eşitlenen Kürdleri, Türk egemenlik sistemi katı asimilasyon ve katliamlara uğratmayı politika edinmiştir.

Yüzyıllardır Kürd milletine bu politıka dayatıldı. Ama başarılı olunamadı Bugünden sonra da bu politıkanın başarı şansı olmadığı herkes tarafından bilince çıkmış olması lazım. Sorun çözümünü dayatmıştır

Sorun şu veya bu şekilde çözülecektir. Hiçbir şey kendiliginden çözülmez. Sorunların çözümü iradi müdahale ile çözülür.

Bunu çözeceklerde; sorunun tarafı olan “siyasi Kürdçü” bağımsızlıkçı Kürdlerdir.

08 Ocak 2014

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.