Ana içeriğe atla

ÖLÜM KOYULARINA BIR KAÇ SÖZ?

Son günlerde bazı itirafçılardan oluşan idialara dayanılırarak silopide ve bazı bölgelerde kazılar yaptırıldı ve bu kazı çalışmalarında önemli bulgular bulundu, kafa tasları ve insan kemiklerine benzeyen yüzlerce kemik bunldu, buluyor bu önemli çalışmalarda simdilik savcılar iş başında ağır aksakta olsa.Bu kazı çalışmaları devletin içerisindeki bazı karanlık çete mensuplarının 1990 lı yıllarda bir çok yargısız infaz yaptığının devlet tarafında itirafıdır ve devletin savunmasız insanların nasıl çetelerce infaz edildiğinin göstergesidir! suçunu kabul eden devlet bazı karanlık çete örgütlenmelerini deşifre etmesi düşündürücü olmakla birlikte önemli bir gelişmedirde.Ergenekon oparasyonları ve ölüm kuyularıyla ilgili kör topalda olsa bazı gelişmelerin olacağı önemlidir cizre eski belediye başkanı ve bazı kürt itirafçılarınında gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları iyiye işarettir ama gerçek katillerin hepisi değildir tüm failli meçhullerin aydınlanmayacağıda tartışma götürmez bir gerçekliktir. çünkü bu ülkede 20.000 in üzerinde failli meçhul var bunların hepisinin aydınlanması mümkün olmayacaktır, her şeye rahmen bu girişimin kendisi bile umut vericidir.Devletten Ölüm kuyularının açılmasını talep etmek insani bir duygu ve sorumluluktur, insan olmanın bir gereğidir helede bu yaşanan yaklaşık 30 yıllık kirli savaşta taraf olan ve binlerce failli meçhulu kurban veren 4000 köyü yakılıp yıkılan, milyonlarcası sürgünlerde yaşamak zorunda bırakılmış kürt halkı için bu bir onur meselesidir!Katillerin açığa çıkartılıp yargılanmasını istemek, karanlıkta kalan faillerin aydınlanmasını istemek kürtler için bir namus borcudur aynı keza kürtler içerisinde çöreklenmiş savaşta beslenen bir avuç rantçı çeteyi ve kürt evlatlarını karanlıklara gömen kürt ergenekoncularınıda açığa çıkartılması için her onurlu insanın istediği gibi kürt halkınında her bireyinin asil görevi olmalıdır.Yıllardır failleri meçhule gömülen balkanlarda kayıp edilen kayıpların akibetlerinin aydınlanması için tüm bireylerin sorumlu davranması ve PKK içerisinde çöreklenmiş ve halen avrupa alanında aktif olan çete elemanlarının açığa çıkartılması gerek, onların teşhir edilip yargılanmaları gerek ve kürt halkının evlatlarının karanlıkta kalan akibetlerinin aydınlanması gerek!Kendi içerisindeki bu kayıpların akibetlerini aydınlatmayanların devletten ölüm kuyularının açılmasını istemeleri iki yüzlü bir tutum değilmi!Devletin katillerinin açığa çıkartılıp yargılanmalarını isterken kürtler içerisinde, PKK içerisinde çöreklenmiş katillerinde ellerini kollarını sallayarak avrupada gezmeleri neyle izah edilir? Balkanlardaki kayıp olayının elebaşları halen avrupada aktif bir şekilde kürtleri yönetmeye çalışıyorlar belkide zaman kolamaktalar bir kaç kürt evladının akibetlerini karanlıklara gömmeleri için?PKK Avrupa örgüttü sorumlu davranıp bu kürt ergenekoncularını açığa çıkartıp teşhir etmelidir ve hak edenler cezalandırılmalılar!Devletin ölüm kuyularını açması için itirafçılar itiraf etti savcılar harekette geçti bende idia sahibiyi ve idia ediyorum balkanlarda mezarlıklar dolusu kürt evladının cansız bedenleri yatıyor! idia ediyorum balkanlarda kürt civanlarının organları organ mafyalarına pazarlandı o pazarda rançı ergenekoncular kandan beslenıyor ve halende kürt civanlarının kanına ekmek bandıran çete elemanlarının ellerini kolarını salayıp gezmeleri kürtlük adına ayıp değilmi? insanlık adına ayıp değilmi bu çetelerin halen avrupada söz ve iktidar sahibi olmaları!onlara halen görev veren avrupa örgüttü bunlarla suç ortağı olmuyormu, onları halen açığa çıkartmamak ve teşihir etmemek kürt analarının yüreğini dağlamazmı! faşist devlet katillerini açığa çıkartıp teşhir ediyorken sözüm ona halk adına hareket ettiği idia eden PKK bu durum karşısında ne diyecek ve biz kayıp yakınları olarak kayıp edilen kardeşlerimize ait bir mezartaşı istiyoruz bunu istemek insani hakkımız değilmi? kayıp yakınlarının bu istemine olumlu yanıt veren devlet kadar olamıyormusunuz? bu kayıpların faillerini açığa çıkartmayan bir örgüt halen nasıl olurda kürt halkının temsılcısiyim idiasında olabilir?Kürt halkının evlatlarını kayıp olmasında birinci derecede sorumluluğu olan PKK eğer bu çete unsurlarını açığa çıkartmasa bu kayıp olayının PKK nin bu işi organizeli yaptığını düşünüyoruz ve böyle sessiz kalmalarıda bu idiamızı doğruluyor!katiller açığa çıkartılıp hesap soruluncaya dek bu kayıp olayının takipçisi olacağız!Sorumlulardan hesap soruluncaya dek bu işin takipçisi olacağız?Ellerimiz yakanızda düşmeyecek.Siz hiç kayıp yakını oldunuz mu? Dünyanın birçok ülkesinde kayıp olayları yaşanıyor. Bu, bugün yaşanıyor ve yarın da yaşanacak. İnsanlık yaşadıkça, sınıflar mücadelesi varoldukça, ulusal mücadeleler sürdükçe gözaltında kayıplar da olacak... Kayıplar hakkında birçok yazarın, aydının, insan hakları savunucularının, uluslararası kurum ve kuruluşların çalışmaları var kuşkusuz. Bunlar değerli ve kayda değerdir. Ama bir kayıp yakınının duygu ve düşünceleri çok daha farklıdır. Öyle bir fark var ki, bu kaybedilen insanların duygularından bile farklıdır. Kaybedilenler bir defa kayıp ediliyor, acıyı bir an, ya da bir gün, bir hafta çekiyor. Fakat yakınları o acıyı, o vahşeti her gün yaşıyor. Hüseyin Toraman kayıp edileli yaklaşık 18 yıl oldu, ama Hatice ana her gün onu yaşıyor, her gün ondan bir haber bekliyor. Acı ama ziyaret edeceği bir mezar taşını arıyor. Salih Bozışık yaklaşık 71 yıldır kayıp, ama onun yakınları halen ondan bir haber beklemekteler. bir mezar taşı dahi yok. Ülkemizde bu tür kayıp olayları onbinlerle ifade ediliyor. Ya kayıp yakınları yüz binlercedir, her gün o acıyı yaşamaktalar. Onları anlamak için, aynı acıları birlikte paylaşmak için sizin oğlunuzun ya da kızınızın kayıp olması gerekmiyor... Kayıp olayları son bulsun, bu acılar yaşanmasın istiyoruz. Ama bunun için de insanların duyarlı olması gerekli, olmak zorundayız. Bunun kavgasını vermezsek yarın sıra bizim oğlumuza ya da kızımıza geldiğinde yanı başımızda kimseyi göremeyiz... 11 yıl önce kaybedilen dörtler neredeler? Ey insanlar siz hiç kayıp yakını oldunuz mu? Ya da kısa bir an kendinizi Hatice ananın yerine koyun. Ya da Emine ananın... Hani ya oğlu 21 Mart'ta kaçırılan, uzunca bir süre aranan, 17 Mayıs'ta da cesedi kimsesizler mezarlığında bulunan ananın. Kısa bir süre kendinizi onların yerine koyun ve düşünün... Geçen yıllarda Hasan'ın yokluğuna daha fazla dayanamayıp yitirdiğimiz Baba Ocak olun. Sizin yüreğiniz ne kadar dayanabilirdi? Rıdvan Karakoç, Ferhat Tepe, Hasan Can, Sibel Yalçın, Aydın Şahin, Sevim Adıbille,Levent Büker Avukat İhsan Durukal ve daha nice yitirilmiş canların yakınlarının yerine koyun kendinizi ve bir an düşünün ve onları kardeşleriniz bilin ve sahip çıkın, onlarında yakınlarının sarılıp ağlayacakları bir mezar taşları olsun istiyorsanız yankılanan kayıp yakınlarının ve kayıp edilenlerin çığlıklarınıza çığlığınızı katın. Kayıp edenlerin yakalarına yapışın hesap sorun ve hesap soralım bu bizim insani borcumuzdur unutmayalım unutturmayalım! SEN SUSTUN! Bir insan kaybedildi pırıl pırıl bir şafak vakti, kalabalık sokakları adımlarken. Ve yükseldi bedeninden kocaman bir çığlık, sen hiç bu sese kulak vermedin. Senin suskunluğundan cesaret alan karanlığın adamları, kanlı elleriyle bir körpe fidana daha uzandılar, koparıp dalından dipsiz kuyulara attılar, sen görmedin. SEN SUSTUN!. Sen görmezden geldikçe, Kürdistan'da dağlar bombalandı, evler yakıldı, ırzına geçildi gencecik kızların, talan edildi sevdalar. Sen hiç birini duymak istemedin. SEN SUSTUN!. Çocukları, eşleri, babaları, kardeşleri karanlığın bekçileri tarafından kaybedilenler seslerini duyurmaya çalıştılar. Sen evinde sıcacık yatağında uyurken, yemeğini yiyip, çocuklarını severken, cezaevinde biri katledildi. Bir diğeri sokak ortasında kurşuna dizildi. Bodrum katta bir çığlık yükseldi. Dönüp hiç arkana bakmadın. Kulağını tıkadın o yükselen çığlığa. "Bana değmeyen yılan bin yaşasın" dedin ve SUSTUN. Oysa, kan sıçrıyor her taraftan. Ellerindeki kan dört bir yanını sarmış. İşkence ve zulümden yana ne varsa bulaşmışsın. Ve sen bu kan deryasının dışında değilsin. İnanmıyorsan ellerine bak, üstüne bak, sokaktaki ayak izlerine bak. Görüyorsun değil mi? "Ama ben" diye başlayan tüm cümleleri dök eteğinden. İyi bak o döktüğün yerdeki bataklığa boğulan sensin gittikçe batan hepimizin geleceği. Mutluyum diyebiliyor musun bunca olandan sonra? Bütün bunları bildiğin halde, sabahları iç huzuruyla vicdan rahatlığıyla uyanıyor musun? İnsan olmanın onurunu koruduğuna inanıyor musun? Görmüyormusun tüm bu olup bitenleri? Anlıyorsun değil mi? İnsanları sokak ortasında kaçırıp kaybedenler, insanları evlerinde en derin uykularında üzerine ölüm kusanlar ve seni binbir türlü yalanla kandırıp seyirci konumuna getirenler ortada değil mi? Bütün yaşananları gördüğün, duyduğun ve sustuğun için SEN SUÇLUSUN!. Öyleyse daha ne duruyorsun? Sende onuruna, kaybolan değerine, yitip giden insanlığa, yok olan diline, kültürüne, yakılan köyüne ve tecavüze uğrayan oğluna, kızına sahip çık. Ve susma haykır avazın çıktığı kadar! Susma susmak onaylamaktır. Kayıp yakınları adına Kalender Şahin http://www.kayiplar.com/images/navigation02.jpg

Eline Diline saglik kek Sahin, Bira Sahin sinin Duygularini icten ve yürekten paylasiyorum, senin bu sözlerin hani istanbulda bir ara Anneler sokaklarda söyle haykiriyorlardi: susma sustukca sira sana gelecek, diyorlardi. Bence bu cok dogru ve yerinde bir cagriydi. Bilahare bana dokunmiyan yilan bin bir yil yasasin sözü cagimiz icin gecerli bir söz degil. arti yilan yilandir firsat buldukca ve kizdigi andan itibaren insani sokar onun icin senin söyledigin degim cok dogru ve yerind bir cagridir. susma sustukca sira sanada bana da gelecektir bende herkesi senin bu cagriya destek vermelerine davet ediyorum. Selam ve saygilar Hozan Azad

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.