Ana içeriğe atla

Kürdistan Başkanı Sayın Mesud Barzani’nin Amerika Ziyareti Üzerine

Kürdistan Başkanı  Sayın  Mesud Barzani’nin    Amerika   Ziyareti  Üzerine(1)  İşginç  bir  olay.  Tam  Kurdewari   yada  a la  Kurdica…   Kürdistan Başkanı   sayın  Mesud Barzani’nin  Amerika’daki    görüşmeleri  üzerine  bir şeyler yazmak  istiyordum.  Kuzey  Kürdlerine  ait  internet  sitelerine bir tür atıp gelişmeleri  hakkında      bazı bilgiler  toplayacaktım.  Fakat  ne  yazık ki   tek bir  makale  ile  karşılaşmadım.  Bazı   haberler vardı.  Bunların hepsi   ya  Peyamner’den  alınmış    yada    Türk basınından.   Kürdistan Başkanı  sayın  Mesud  Barzani    25  Ocak’tan beri  ABD’de  bir  dizi   görüşmeler  yapıyor.  Fakat  Kuzey  Kürdistanlılardan  tek bir  reaksiyon  yok.  Başka  ülkelerin  bir yetkilisi   Amerika’ya  gittiği  zaman     haftalar  öncesi       bu ülkenin  basın ve yayın organları  bu beklenen görüşme  hakkında   yazmaya başlıyorlar.  Var olan  sorunlar ve beklentileri  hakkında      araştırma  kurumları  yetkilileri    kendilerine  göre  tablolar  çizerler.  Yazılı basının  köşe  yazarları    Amerikan Devlet Başkanı ile yapılacak   görüşmeyi    farklı  yönleriyle  irdelemeye çalışırlar.   Basın  çevreleri   öne  çıkardıkları  sorunlar, istemler ve beklentiler   bir  kamuoyuda  oluşturur.    Oluşan  bu  kamuoyu   görüşmelere  katılan  insanlarıda    şu veya  bu oranda   baskı  altına  alır.  Bir anlamda    keyfi bir şekilde  davranmanın  yolunuda  tıkar.  ABD   Başkanı ile   görüşme/zirve  gerçekleştiği zamanda  tüm basın  bu  olaya  kilitlenir.  Daha  önceki beklentileri ile  zirvede  konuşulanların     bir muhasebesini yaparlar.  Bizde ise   tam tersi.   Hiç bir  Kuzey Kürdistanlı yazar/politikacı yada  gazeteci   bu görüşmeye  ilgi duymuyor ve tek bir satır  karalamıyor.  Sanki  Mesud Barzani   kişisel  bir   tatile çıkmış..(başka ülkelerde kişisel tatil de  olsa  takibe  alınır)  Sanki  Güney Kürdistan bizim    ülkemiz değil miş gibi   bir tavır var.  Sanki  orada  yaşanan gelişmeler    başka  bir gezegende   yaşanıyor.  Kürdistan Başkanı    sayın Mesud Barzani    25  Ocak’tan beri  Amerika’da  yaptığı  tüm görüşmeler  ve toplantılar esnasında   ve sonrasında    tek bir cümleyi    ısrarla  tekrarlıyor:  Sayın Barzani   “biz federal Irak’ın  Anayasasına  bağlıyız.  Anayasa’dan  herhangi bir  geriye  dönüş    ve  diktatorluğe  kayan    bir Irak’la  birlikte  olamayız”  diye   özetleyebileceğimiz  cümleyi  ısrarla  tekrarlıyor.  Niçin Sayın  Barzani     Kürdistan adına  bu kadar  Anayasa’ya   ısrarla  bağlılığını    vurguluyor?   Bilindiği gibi    Irak Daimi  Anayasası   halk  oylaması  neticesinden   kabul edildi.  Bu Anayasa’da   Kürdlerin  belli temel   hakları  yer almıştı.  5 yıldan beri    bu Anayasa  yürürlüktedir.    Fakat  Kürdlerin,   Peşmergelerin  geleceği,   bütçe,  Kürdistan  Bölgesi ile  Bağdat ilişkileri,   Kerkük ve diğer  işgal altındaki bölgelerin  sorunu  ve   petrol yasası  gibi   temel  sorunlarına   hiç bir  çözüm getirilmiş  değil.  Irak  Arapları   her  seferinde  bir bahane  ile Kürdlerin  bu  Anayasal  haklarını   tatbik etmekten kaçınıyor  ve aktüel  olarakta  açık bir  şekilde  Anayasayı değişmek  istiyorlar.  Onlara göre    bu Anayasa “Kürdlere  fazla ve kabul edilemez  haklar vermiş”….    Arapların, Kürdistan  ile  Bağdat  merkezi  hükümeti arasında  var  olan   tüm bu sorunları    sürekli  ertelenmeye   çalışmaları  bir  yana,  onlar bir kaç ay önce    gündeme gelen   Irak Parlamentosu  Seçim  Yasası ile  Kürdleri  etkisiz  kılmaya  çalıştılar.  İşte  tam bu noktada   sorunlar  çıkmaya başladı.  Bilindiği gibi   Irak Parlamentosu   275  milletvekiliden  oluşuyor.    Son olarak   seçim  yasası  güncelleştirilirken   parlamenter  sayısı    323’e   çıkarıldı.   Bu  yasa ile  her  şehrin   milletvekili sayısı  artırılacaktı.  Yasa’da   Kürdistan   Hükümetinin    denetiminde  olan  Suleymaniye’ye  hiç  bir  milletvekili  verilmezken Hewlêr’e  bir  ve Duhok’a   2  artı   milletvekili  öngürüldü.  Sadece  Musul    ek  12   milletvekili verildi.  Basra,  Bağdat ve  diğer  Arap  şehirleride  aslan  payını   alıyorlardı.  Sanki  5  yıl içinde    Kürdistan’ın  bu  3  şehrinde    seçmen  yaşına  gelmiş     hiç kimse    yoktur gibi    hareket edildi.  Ayrıca   Araplar   Kürdleri  daha da  zor duruma   sokmak için    Kerkük’e   özel bir  statü  kazandırmaya   ve Kerkük  seçimlerini   Irak’ın  diğer  şehirlerindeki seçimlerden ayırmaya çalıştılar.  Sadece  bununla  yetinmediler.  Hazırladıkları seçim yasasında    Türkmenlere ve  Arapların  her birine  artı  birer    milletvekili vermeyide  kararlaştırmışlardı.  Daha da  açık  ifade  etmek  gerekirse  Kerkük’ün   toplan  9   milletvekili var.  Seçim dışında    Türkmen ve Araplara  2  sandalye  verildiği zaman   geriye  7 sandalye  kalıyor.   Eğer  seçimlerde  Kürdler  çoğunluğu sağlarsa   ve  4  milletvekili alırsa    geriye  kalan    3  milletvekili   Arap ve Türkmenlere  giderdi.  O zaman     Arap ve Türkmenlerin   Kerkük  milletvekillerinin sayısı  5, Kürdlerin ise  4  olacaktı.  O zaman    Kürdler   Kerkük’te  azınlık durumuna  sokulacaktı.   Eski  seçim  yasasında   275  milletvekiliden 45 milletvekili  azınlıklara  ve ülke dışında  yaşıyan   seçmenlere  ayrılmıştı.  Bu sefer    45  sayısı  15  indirildi. Bunlardan   7’si   yurtdışı  seçmenlerine   8’i ise    azınlıklara  gidiyordu.  Bilindiği   gibi     büyük  bir Kürd  kitlesi  yurtdışında  yaşıyor.  Bu seçim  yasasına   ilişkin tartışmaların  yoğun bir şekilde   yapıldığı  bir  ortamda    Kürdistan Başkanı  Mesud  Barzani   yaptığı   bir   açıklamada   “Kürdlerin bu  yasayı  kabul edemeyeeceğini ve Kerkük’e  tanınmak istenen  statüye karşı  olduklarını ve   eğer  yeni bir düzenlemeye  gidilmese   seçimleri  boykot   edeceklerini”   deklere  etti.   Bu arada  Kürd ve Arap  delegasyonları arasında   bir  dizi görüşmeler  yapıldı,  fakat olumlu bir  sonuç  çıkmıyordu. .     Amerika’nın   çok istediği    Irak genel  seçimleri  çıkmaza    girmişti.     Bu arada   Amerikan Başkan Yardımcısı   Joe  Biden    Kürdistan Başkanı  Mesud  Barzani ile    bir  telefon  görüşmesi  yaptı, ama  olumlu bir  sonuç   alınmadı.  Kürdler ve Araplar arasında  doğan  bu krize  bağlı olarak    Aralık  2009 ve   Ocak  2010 aylarında   Amerikan  yetkilileri ile  Kürdlerin   açık ve  kapalı  ilişkileri  en üst  seviyeye vardı. Hemen hemen  tüm alanlarda ve kademelerde    kesintisiz  görüşmeler  yapıldı.  Kürdistan  Parlamentosu  ve  Bağdat’taki   Kürd Parlamenterler  gurubunun   Arap   listeleriyle   görüşmeleri  sürdürdükleri  5   Aralık 2009  günü  ilk  önce   Amerikan Başkan yardımcısı  Joe Biden   ve ardından  Amerikan   Başkanı     Obama  Kürdistan Başkanı ile   birer    telefon  görüşmeleri   yaptılar.  Kürdistan Başkanı  Amerikan yetkililerine    Kürdlerin  sahip olduğu  pozisyonu aktarıyor.   Başkan  Obama   “Irak  Anayasasını    bağlı  olduklarını ve  140.maddenin  uygulanmasına  destek verdiklerini”  söylüyor.  Kürdistan Başkanı    Obama’dan     Beyaz  Saray’ın  bu konuda     yazılı bir açıklama  yapması  gerektiğini  söylüyor.(Kürdistan Başkanı’nın  seçim yasasının  kabulundan  sonra  yaptığı  açıklamaya bakınız)  Çünkü  son     yıllarda    Güney Kürdlerin saflarında  Amerika’ya ve  Amerikan yetkililerinin  verdikleri sözlere  karşı  ciddi bir   güvensizlik oluşmuş  durumdadır.  Tam  aynı  dönemde     Nawşirwan Mustafa’nın  başında  bulunduğu  “Goran  Hareketinin”      resmi  gazetesi  olan “Rojname”    anasayfasının   manşetinde büyük puntolarla   şöyle  yazıyordu:  “Kürd  liderleri  Kürdlerin   kaderini Amerikalıların   sonu belli  olmayan   sözlerine  bağlamışlar”    Goran  Hareketinin  liderlerinden Muhamed   Tofiq    yaptığı bir açıklamada  “ Amerikan yetkilileri   geçmişte  Kerkük  meselesi  dahil  olmak  üzere  Kürdlere  çok söz verdiler. Fakat,   bunların  hepsi   laftı ve   hiç biri pratiğe  aktarılmadı”   diyor.  Zaten   Kürdistan  İslami  hareketler    Amerika’ya ve politikalarına  fazla  sıcak bakmıyorlar.   Yıllardan  beri   Amerikan  politikalarını destkleyen    bir çok  Kürd partisinin saflarında   Amerika’ya  karşı    hoşnutsuzluk büyüyor.  Amerika, Kürdler ve Araplar arasında   yapılan  görüşmeler  neticesinden    Kerkük’e  ilişkin   “özel statü”   devre  dışı bırakıldı ve Kerkük     diğer  şehirler gibi    seçimlere  katılacak.   Fakat Kürdistan  milletvekili sayısında ve   yurtdışı    milletvekilleri  sayısında    bir değişiklik olmadı.      Kürdistan’ın    3  şehri  için     toplam  43  milletvekili   kabul  edildi.    Bu  43 milletvekiline   Kerkük, Musul, Diyala ve Bağdat  Kürd milletvekilleri dahil değildir.    Kürd  yönetiminin   Araplar ve Amerikalılarla  vardığı  bu antlaşma   bazı  Kürd  çevrelerince  ve özellikte   muhalefet  tarafından eleştirilmeye başlandı.  Bu  çevrelere  göre   bugün Irak  Parlamentosunda    Kürd  milletvekillerinin  oranı %21 cıvarındadır.  Önümüzdeki   seçimlerden sonra    bu oran  %17  cıvarına  düşecek.   Kürd  milletvekillerinin  oranında  yaşanacak  bu  düşüş   ister istemez   Kürdlerin   hükümet  oluşumunda,   Parlamento Başkanı, Cumhurbaşkanı  seçiminde ve   yasaların    çıkarılması  meselesinde   ağırlığını kaybetmesine ve  bugüne  kadar  sahip oldukları  kilit   konumlarını  yitirmelerine neden olacak.. Kürdistan Başkanı   Mesud  Barzani’de     seçim  Yasasının   kabul edilmesinden sonra  yaptığı  konuşmada  “şimdi bana sorsalar  bu  yasa  sizin  gönlünüze  göre mi?  Hayır  diye cevap veririm.   Bu yasa  tamamiyla  gönlüme göre  değil.  Fakat, bu   mesele  müzakerelerin  neticesidir,  daha fazlası da   elimizden  gelmedi”  diyerek   farklı bir biçimde  var  olan  reel duruma  dikkat çekiyor.(Xebat gazetesi,  11.12.2009)  Bu arada    Beyaz   Saray’ın  basın  sözcüsü   o meşhur     basın açıklamasını   yaptı.  Devam edecek... Aso  Zagrosi        

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.