Ana içeriğe atla

CELLATLAR VE GEREKCELERI !

Kötü seyler basimiza gelmeden önce onlari aklimizdan bile geçirmeyiz. Gazetelerde öldürülenleri okur, tv'de izler yeni cenazaler bekleyisi içine gireriz.Kapimizin önünde cenazeler geçer ama ölüm üzerine hiç düsünmeyiz. Daha dün sekiz Kürt gerillasi barbarca bogazlandilar. Bu dünya'yi zamanindan önce terkeden insanlar görürüz ama çocuklarimizin gelecegi için planlar yapariz. Genelkurmay baskani Büyükanit, Basbakan Erdogan, Mehmet Agar ve bütün devlet yöneticileri, bürokratlari, Milletvekilleri ogullarina gelecek hazirliyorlar ! Peki ogullari öldürülen,ellerinde alinan babalar, anneler ve alinmasini bekleme psikolojisiyle yasayan annelere neden bu hakki tanimiyorlar ? Demeki halklari sigir sürüsü haline getirdiklerinden emin görünüyorlar. Ogullari ellerinde alinan anneler artik türk yöneticilerin yakasina yapismali ve hesap sormalidirlar. Henüz ogullari yanlarinda olan annelerde mutlaka onlarla birlikte hareket etmeli ki sira ogullarina gelmesin ve sürü gözüyla görülmesinler. Bu kirli savasta çocuklarini yitiren bütün annelerin feryadi su cümle ile bitiyor; "Ölüm neden bunca insan arasinda oglumu buldu" diyerek feryad ediyorlar. Bütün dünya biliyor ki, bu savas kandirilmis türklerle Kürtlerin savasidir ve durdurulmasida sürdürülmeside tek kelimeyle Genelkurmay'in ekibine baglidir. Kürtler baris dedikçe türkler tetige basiyor. Özcesi Kürdistan ulusal haklari TC'nin savas gerekçesidir, bundan daha korkunç bir vahset olabilir mi ? Kabadayi türk generalleri Piso'yu animsatiyorlar.Italyan filozoflarindan Seneca, insan öldürmenin gerekçesiyle yasayanlarin ruh halini Piso'yu örnekleyerek söyle diyor; "Roma'nin Süriye valisi Gnaeus Piso yürekli olmakla beraber ruhsal açidan dengesiz bir generaldir. Birgün izin yaptiktan sonra bölügüne dönen bir asker, birlikte izne çiktigi arkadasinin nerede oldugunu bilmedigini söyleyince, Piso askerin yalan söyledigine, arkadasini öldürmüs olduguna ve bu nedenle de idam edilmesi gerektigine kanaat getirir. Zavali asker kimseyi öldürmedigine yeminler ediyor, bir sorusturma baslatmasi için yalvariyordu ama Piso kimseyi dinlemedi ve askerin hiç zaman kayip edilmeden idam edilmesi için emir verir. Ancak görevli yüzbasi, askerin kafasini uçurmak üzere hazirliklarini sördürdügü sirada kayip asker kampin kapilarindan içeri girer. Bunun üzerine bütün ordu alkisa baslar. Tabii içi rahtlayan yüzbasi'da idami iptal eder. Fakat Piso haberi herkes gibi iyi karsilamaz. Alkis seslerini duyan General, alaya alindigini düsünerek daha'da öfkelenir ve bu defa izne birlikte giden iki askerin de idam edilmesini buyurur. Üstelik yüzbasinin da idam edilmesinin akillica olacagina karar verir." Süriye valisinin gerekçesi, askerlerin alkislarini otoriteye baskaldirmak, üstleri tarafindan verilen karari sorgulamak olur. Pers kralin gerekçesi Frat nehrinin atina pusu kurdugunu, cinayet isledigini, dolayisiyla cezalandirilmasi gerektigi yönündeydi. Türk genelkurmay'in gerekçesi ise bölücülük, Kandil bahanesi ile Federal Kürdistan Bölge somutunda Kürdlerin cezalandirilmasidir. Mevcut cografyayi asirlar önce baski ve katliamlarla yöneten feodal, despot krallarla günümüzün cumhuriyet etiketli, isgalci, zorbalari arasinda nitel bir fark kalmamistir.Türklerin Kürtlere göz dagi vermesi, katliam ve jenosidlerden geçirmesi ilk degildir, ancak son çilginlik olabilir diye düsünüyorum. Sömürgeci Iran Molla rejimin basi Ahmedinejat'in Israil'i yoketme arzusu ile TC ve Genelkurmay'in Kürtleri yok etme mantigi, birbirini beslemektedir. Biri digerinden daha çok tehlikeli degildir.Türk yöneticilerin Kürt düsmanligi kitlesel bir nitelik kazanmistir. Bu kitlenin üçte ikisi sokak serserileri ve üçte biri emekli subay ve polislerden olustugu bilinmektedir.Jitem gibi devletin illegal birimleri tarafindan askeri ve ekonomik olarak finanse edilen bu kurumlar, Atatürk Düsünce Dernegi gibi uluslararasi baglantilariyla birlikte Hitlerin sosyal tabanini animsattigi bütün akli selimlerin ortak fikridir.TC öncesini saymazsak, türk sömürge sistem yöneticilerin Kürt katilligi bir asira yaklasiyor. Bu uzun ve kanli tarihin demokratik elestirilerle degismesi imkansiz gibi görünüyor. Kürdistan sendrumuyla yatip kalkan türk yönetimi, kendine uygun irkçi bir toplum sekillendirerek her alanda bir ayirisim ve cephelesme olusturmustur. Bunun bir sonraki asamasi etnik ve toplumsal çatisma oldugu açiktir.Türklerin agirlikli oldugu sehir ve mahalelerde linç salginin yasanmasi planli bir devlet talimati, atilimidir ve ayni siddette Kürtler'den bir karsilik bulmadigi için henüz toplumsal bir felakete dönüsmemistir. Bunun ciddi bir hastalik oldugunu ve engellenmezse sahiplerinin boyunlarina dolanacagini hep birlikte görecegiz. Cünkü çilginlarin vakasi kronik bir aliskanlik oldugu gibi, ruhsal gidalari'da kaos, çatisma ve savas oluyor. Kürtler; Türklerin çeyregi kadar milliyetçilik yapsalar bir iki yilda kurtulacaklardir. Kürtler ya ulusal devletlesme hedefinde birlesecekler yada daglarda kursunlanip, sehirlerde linç edilerek veya kemalistleserek onursuzlastirilacaklardir. Cünkü paranoyaklarin baris arzuladigi görülmemistir. Kendilerini herkesten akilli ve üstün yaratiklar olarak gören bu yöneticiler; fikirleriyle özdeslesmeyen düsünce akimlarina hayat hakki tanimazlar. Konu kürdistan meselesi olunca mevcut düsmanlik katlanarak barbar bir irkçilik histerisine dönüsüyor.Türk cumhuriyetin Kürd Ulusal meselesine bakisinda oldugu gibi sorunlari çözmek degil, inkâr etmek, çift tarafli manipule etmek, ertelemek buda olmazsa bir punduna getirip imha etmektir.Türk, Arap, Pers yöneticilerin kürd toplumunu, siyasetçilerini bu temelde ve defalarca istedikleri biçimde kullandiktan sonra ne hale getirdikleri biliniyor. Aysel Tugluk ve mimarlarinin durumu bundan farkli olmayacaktir. Kuzey Kürdistan direnis liderlerin mezarlari bile bilinmiyor.Türk sömürge sistem yöneticilerin kürd sorununu çözme yaklasimi Piso ve Cyrus'un mantigi gibi daima cezalandirma olmustur. Türk Cumhuriyet tarihi inkâr ve cezalandirma tarihidir. Türk devleti Küzey Kürdistan'i askeri zor, olagan üstü hal mahkemeleriyle yönetmistir. Artik orta çag kanunlariyla yönetememenin kâbusu ile yasiyorlar. Irak sömürgeciligin yikilmasi TC ye agir bir darbe olmustur. Türk devleti eskide oldugu gibi Iran, Süriye sömürgecileriyle birlikte Kürtleri ablukaya alarak imha edememenin kriziyle debeleniyor. Federal Kürdistan'in devletlesmesi TC'nin hesabini alt üst etmistir. Güney Kürdistan'i isgal etme veya geri adim attirma ve istikrarsizlastirma siyasetinden basarili olamayan türkler, ABD, AB, Cin ve benzer dünya devletlerinden saldiri vizesini alamamistir. Aslinda dünya devletleri tc ye verdigi destigin üçte birini Kürtlere verirse, Türk, Pers, Arap isgalcilerin ömrü Saddam'in ömründen fazla olmayacaktir.Siyaset güç, çikar ve itifaklarla birlikte kozlarini iyi degerlendirme meselesidir. Kürtler ulusal kurtulus çikarlarini esas alarak, büyük dünya devletleriyle hertürlü iliski gelistirdikleri ölçüde isgalcilerinden kurtulma yoluna girecektir. Düsmanlarina yamanarak ve bütün dünya devletlerin ulus devlet mevcuttiyetini israrla görmezlikten gelip, "biz ulus devlet istemeyiz" ulus devlet fasizmdir' diye gülünçleserek siyaset yapilamaz. Katillerinden hak, hukuk dileyerek kurtulan uluslara sahit olunmamistir. 90 yillik isgal, irkçi siyasetle kürtlerin omuzunda yasayan türkler, Kürtlerin özgürlesmesiyle tarihin çöplügüne yuvarlanacaklarini iyi biliyorlar. Sirnak, Hakari sinir bölgelerine yüzbinlerce asker yigmanin tek nedeni bu korkudur, diger nedeni güç gösterisiyle halkimizi sindirme ve muhtemelen kandile bir kaç sorti yaparak fasist, irkçi arzularini son bir kez daha yasama retorigidir. Türk cumhuriyet yönetimi kendi sonuna yaklasitigini en iyi bilen kendisidir. Türk isgalcileri tekerlekli sandalye mahkumu,özürlülerin eline bayrak tutusturup kürtlerin aleyhine slogan attirma düzeysizligini yasamaktadir.Tükler son günlerde bütün kurumlariyla,yazar ve aydinlariyla tartistigi en önemli sey mevcut ordu gücünün daha iyi egitilerek, kürt direnisçilerine karsi profesyonel bir savasin yürütülmesi yönündedir. Iste doksan yillik isgal ve jenosit'ten sonra TC ve yazarlarinin geldigi nokta ! Yani savasin durdurulmasi, siddetin son bulmasi için degil, öldürme planlarinin yogunlastirilmasi ve ordunun daha fazla profesyonellestirilmesiyle Kürt sorununu haledeceklerini söylüyorlar. Görünen odur ki; ipler Genelkurmay ve silik iktidarlarin elinde oldugu müddetçe ülke kan aglamaya devam edecektir.Türk hükümetleri, yazar ve entelektüelleri için uyulacak yasalar; biraz daha bellerini bükmek, hazirolda beklemek ve usaklik yapmak için Genelkurmay'a boyun egemektir. Bu insanlar her otamda mevcutturlar. Karsisindakinin sözlerine dikkatle kulak verir ama isitikleri üzerinde sonradan düsünüp tasinmak için degil, söylenene peki demek, istenileni yerine getirmek ve Kürtlere biraz daha hakaret etmek için bunu yaparlar. [email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.