Ana içeriğe atla

Ateş Çemberinden Geçmek

Uluslararasındaki gelişmelere paralel olarak, Kurdistan’ daki gelişmelerin ters yönlü olması, Kurdistan ulusal bağımsızlık davasını önemli oranda hırpalamaktadır. Kurdistan ulusal davasının seyri, politik önderliğinin ikircikli bir adım ileri beş adım geri; tutum ve tavırları, Kurdistan ulusal sorunun çözümünde işaret edilen kapılar, Kurdistan ulusal davasının sürekli kan kaybetmesine, sömürgeci devletlerin, Kurdistan’ da sürdürdüğü asimilasyon politikalarının başarıya ulaşmasına zemin sunmaktadır.

Kurdistan ulusal davasının seyri incelendiğinde, Kurdistan ulusal bağımsızlık davasının başarısızlığında üç temel etmen önemli rol oynamıştır.

Bu önemli etmenlerden biri;

Ulusal davaya önderlik edenlerin, siyasal-ekonomik-sosyal-kültürel ve politik olarak sömürgeci devletlerle kısmen bütünleşmeleri, sömürgeci devletle içiiçe geçen bağları koparacak bir iraden yoksun olmaları ve çözümü sürekli olarak sömürgeci güçlerden gelecek işarete bağlamak sureti ile, Kurdistan ulusal sorununu uluslararası bir sorundan sömürgeci devletin bir iç sorunu boyutuna indirgemek sureti ile izole etmek.

İkincisi ise, Bağımsızlık ve Sömürgeci devletlerin sınırları içersinde çözüm arayışları içersinde olanlar arasında gidip gelme kararsız tutum içersinde olanlar. Bu kesimler duygusal olarak Bağımsız Kurdistan’ dan yanadırlar. Her şart altında, sömürgeci devletin çatısı altında çözüm arayışında değiller. En önemli politik duruşları, sık sık tekrarladıkları ‘’ Günlümüzde bağımsız Kurdistan yatmakta ama uluslararası koşullar bağımsız Kurdistan’ın kurulmasına uygun değildır’’ deyişleri en büyük handikaplarıdır. Bu tutumları ile bir çok kez Bağımsız Kurdistan’ a açılan yollar kapanma riski ile karşı karşıya bırakmıştır

İkinci gruba YNK ve PDK’ nin tutum ve tavırları örnektir.

Üçüncü grub, Bağımsız Kurdistanı savunan kesimler ise kendi içlerin parçalı, dağınık ve örgütsüzdür. İçsel sorunlardan ‘’muzdarip’’ sürekli bölünen, bölündükçe kendine güvenini yitiren, ürkek tutumları ile örgütlü maddi bir güç olmaktan uzaklaşmışlar. Ulusal bağımsızlık davasının bütün sorunlarını, davanın ağırlığını sürekli omuzlarında taşıyan bu grup, başarısızlığın faturasını çok ağır ödemişlerdır. Sömürgeci güçlerin acımasızca yöneldiği, yok etmek için bütün vahşi-hunhar yöntemleri kullandığı, bu grubun örgütsüzlüğünün bedellini, Kurdistan halkı da payına düşeni almaktadır.

Bu açıdan, Dünyanın, dünya jeopolitiğinin yeniden dizayn edilmek istendiği günümüzde, Kurdistan halkına, kendi kaderini tayyin etme, kendi topraklarında bağımsız ve özgür yaşama fırsatını aralamıştır. Bu çok bariz ve açık bir biçimde ortadadır. Sömürgeci güçler içersinde bunun farkında olan TC, Kurdistan halkının, bu koşullardan yararlanmaması için bütün kozlarını harekete geçirerek, gerek ulusal ve gerekse uluslararası alanda geniş çaplı bir atağa geçmiştır.

TC’ nin bu atağını farklı bir şekilde değerlendiren, bu atağı Kürt sorunun ( Kurdistan sorunu) çözümü yönünde atılan bir adım olarak okuyan, yukarda kısaca ifade etmeye çalıştığım 1.ve 2. Grubun, tutum ve davranış ve yönelimleri, TC’ nin planlarını başarıya ulaştırmasına geniş bir manevra alanı sunmaktadır.

TC’ nin Öcalan-Mit aracılığı ile başlattığı girişim, Güney Kurdistan yönetimi ile kurduğu, ekonomik-kültürel sosyal- diplamatik ilişkiler ve Suriye sorununda aldığı insiyatıfın amacı; uluslararası olumlu koşulların bağımsız Bir Kurdistan’ a doğru evrildiği süreci, lehine çevirerek bir kaç kırıntı ( hiç bir yasal dayanak ve güvencesi olmayan bir takım bireysel ve kültürel haklar...vs) ile süreci geçiştirmek sureti, Kurdistan’ ın bağımsızlık yolunu kapatmak asimilasyon sürecini hızlandırmak sureti ile Kurdistan sınırlarını alabildiğince küçültmek.

Türk aydınları, Öcalan-PKK’ nin yoğun bir şekilde propağanda ettikleri ‘’ulus devlet’’in miadını doldurduğu propağandaları, bir çok ulus devletin, Avrupa’ da ( Çek-Slovak, Litvanya, Estonya...vs) Balkanlarda ( Hırvatistan, Bosna-Hersek, Kosova...vs ) Afrika, Asya’ da tarih sahnesine çıkması ile çürümüştür. Türk aydınları ve ÖCALAN-PKK tarafından propağanda edilen, yalan ve manipülasyonun amacın Kurdistan’ın sömürge statüsünün sürdürmek olduğu gerçeği ortadadır. Filistin halkının kendi devletini kurmaları yönündeki Türk laik ve İslamcı kesimlerin ateşli savunmaları, bu kesimin maskesini düşürmektedir.

İmkanlar içersinde imkansızlığı yaşamak, Kurdistan halkının yaşadığı boyutta denk düşmektedir. Kurdistan’ ın Güneyinde yarı-resmi devlet statüsü, Güney-Batı Kurdistan ve Suriye’ nin geleceği masada ve Kurdistan’ın kuzeyinde, Türk devleti çatısı altında yaşama isteminin reddi, uluslararası konjektürel durum, Kurdistan halkına önemli fırsatlar sunarken, Kurdistan politik arenasına hakkim olanların Lozan sürecini hararetle savunmaları, davada tıkanıklığın yaşanmasına neden olmaktadır.

Kurdistan ve diaspora’ da önemli bir Kürt kitlesine sahip olan PKK ve diğer irili ufaklı, Türkiyeci parti ve örgütler, Kurdistan halkının kendilerine sunduğu muazzam destek ve imkanları, liderin sultası ve Türkiye’ nin demokratikleştirilmesi safsafatası uğruna harcatması, Kurdistan ulusal davasını bilinmezliklere sürüklemesi-tüketmesinin açtığı derin tahribatların onarımı için, yeni bir anlayış-politik yapılanmanın Kurdistan sahasına inmesinin sürecini başlatmıştır.

Kurdistan’ın mücadele içersinde çelikleşen yeni kuşağı, Kurdistan ulusal davasının tüm ağırlığını omuzlarında taşıyan, emekçi-yoksul kesimler, köylüler...vs’ lerin çaresizlik çemberi içersinde Öcalan’ ın Kemalizm- Türk İslam çizgisi içersinde dönüp-dolaşan, anlayışına mahkum edilmesi, Sömürgeci devletleri, özellikle Türk devletini rahatlatmaktadır. Kurdistan halkının iradesi, ulusal davası, Kürt halkını pohpohlayarak, sömürgeci sisteme entegre eden Türkiyeci anlayışın, Kurdistan ulusal davasını çocuk oyuncağına dönüştüren; ithal eski Türk solcu-sağcı-islam kadrolarının etkisinden çıkarmak ve Kurdistan ulusal davasını kendi ayakları üzerinde doğrultmak için; Bağımsızlıkçı düşüncenin yeniden Kurdistan politik arenasına inmesi elzemdir.

Kurtuluşun, bağımsızlığın güvencesi, bağımsız bir perspektifte örgütlenmek, kendi plan ve projeleri ile sahaya inmek ve bu doğrultuda bir süreci başlatmaktır. Türkiye’ yi demokratikleştirme senaryosu içersinde Kurdistan sorununu çözmek perpektifi içersinde olan Parti ve Örgütlerle, çözüm arayışı bir yana bırakıp acil bir şekilde terk edip, güç ve enerji kendi bağımsız örgütünü kurma çalışmaları başlatılmalı.

Kurdistan’ın içinde geçtiği süreç ve uluslararası pozisyon, Kurdistan halkına, kendi kaderini tayyin etmesine rağmen, TC’ nin başlattığı çok yönlü hamle, Kurdistan ulusal davasını ateş çemberine sokmaktadır. TC’ nin, Türkiye’lilik çatısını Kurdistan halkına dayatma planlarını boşa çıkarmanın yolu, kendi ulusal ve toplumsal kimliği mücadele alanına inmek gerekir ve koşullar da buna uygundur.

Kürt’ler kendi bağımsız insiyatifini kullanmalı, hiç bir şekilde, Kurdistan halkının kanı ile sulanan, soykırım ve katliamların sembollü olan Türk bayrağının çatısı altında yürümemeli, taşıyanlarla ittifak yapmamalı, Kendi ulusal bayrağı, Kurdistan bayrağı ile alanlarda olmalıdırlar.

Sahte barış süreci, daha doğrusu, Kurdistan halkını sömürgeci Türk devletine-Türkiyeliliğe yamamak isteyen tuzağın açığa çıkarılmasının bir yolu da budur.

30.06.13

Goran Koçgirî

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.