Ana içeriğe atla

Ararat kadar büyük bir aşk : İhsan ve Yaşar Aşkı(4)

Ararat kadar büyük bir aşk : İhsan ve Yaşar Aşkı(4)

Aso Zagrosi

Ferid Paşa’nın hükümeti yıkıldıktan sonra Baku’ya giderek oradaki komünist devrimi destekledi. Ermenilerle yapılan savaşta yaralandı. Daha sonra İhsan Nuri Paşa Çıldır’daki taburun başına getirildi.

En son Siirt’ten Şırnak’a gitti ve orada bir grup cesur Kürd subayı ile birlikte Kürdistan’ın bağımsızlığı için silahlı direnişe geçtiler.

İhsan Nuri Şirnak’a gitmeden önce Yaşar Hanım’a annesi birlikte abisi Dr. Ali Haydar’ın yanına Erzurum’a gitmesini istemişti. Demek ki Siirt’ten ayrılıp Şırnak’a gitmeden önce belli bir planları vardı.

İhsan Nuri Paşa Şirnak’ta olduğu zaman Yaşar Hanım’a yazdığı bir mektupta “ayrılıklarının kendisini çok üzdüğünü ve hemen Siirt’i terk ederek Erzurum’a gitmesini” istiyor.

Yaşar Hanım İhsan Nuri’ye gönderdiği pantolonun cebine bir mektup koyuyor ve ihsan Nuri’nin mektubu bulduğunda sevineceğini düşüyor.

Rumeli halkından olan İsmail Hakkı adında bir subay İhsan Nuri Paşa ile birlikte merkez karargâhta çalışıyordu. Kazım Karabekir’in hemşerisi olduğundan dolayı şimdi o genel komutanın yardımcısıdır.

İsmail Hakkı, İhsan Nuri adına Yaşar Hanım’a bir mektup göndererek görüşmek istiyor. Yaşar Hanım kendisine verdiği cevapta İhsan Nuri’nin Siirt’te olmadığını Şırnak’ta olduğunu söylüyor.

Daha sonra İsmail Hakkı bir yaşlı kadını devreye sokuyor ve kadın Yaşar’ın evine gittiği zaman kapı dışarı ediliyor.

Yaşar Hanım ile annesi Siirt’te görev yapan Dr. Ziya’nın eşini görmeye gidiyorlar. Dr. Ziya’nın eşi kendilerine “siz yeni tabur komutanın eşini görmemişsiniz, gidip görelim diyor” ve birlikte yeni tabur komutanın evine gidiyorlar.

Yeni tabur komutanın evine vardıkları zaman eşi bir hayli üzgün ve Dr. Ziya’nın eşine “iyi yaptın hanım efendileri getirdin” diyor.

Yaşar Hanım atmosferi görünce Tabur Komutanının eşine “bir şeyler mi oldu? Siz niye üzgünsünüz?” diye sorar.

Komutanın eşi “Buyurun oturun, kızım bir şey yok, gamlı ve kederli olmayan insan mı var” diyor

Tam o arada bir askeri yetkili yüksek bir sesle “Hanım Efendi deniliyor ki, İhsan Nuri, Rasim ve Xurşid Beylere idam cezası verilmiş”....

Yaşar Hanım delirmiş bir vaziyette dışarı çıkarak askeri yetkiliye “Ne diyorsun? Kimlere idam cezası verilmiş? Niçin? Niçin?” diye soruyor.

Bu sözü söyleyen asker ortadan kayıp oluyor. Bu arada bir asker devreye girerek “Bu Siirt halkı her gün bir şeyler uyduruyor ve sonrada bakıyorsun temeli yok. Bu mesele de de böyle oldu” diyor.

Orada bulunan bayanlar Yaşar Hanım’ı sakinleştirmeye çalışıyorlar. Fakat, Yaşar Hanım ağlamaya devam ediyor. Yaşar Hanım askerin söylediklerine inanıyordu. Çünkü İhsan Nuri’den dinlediği bazı şeyleri bu askerin söyledikleriyle birleştirdiği zaman söylenenler aklına yatmıştı. Yaşar Hanım’ın tüm dünya da tek umudu İhsan Nuri’ydi, o da elinden uçmuştu..

Yaşar Hanım ile annesi hemen evlerine gittiler. Rasim Bey’in eşi ve bacısı da onlara geldiler. Rasim Bey’in eşi komutanlığın kendi hizmetlerine verdiği askeri aldığını söylüyor. Hepsi birlikte ağlıyorlar. Yaşar Hanım’ın evi tam bir matem hane ye dönmüştü.

Yaşar Hanım’ın da hizmetine verilen Muhammed isminde bir asker ertesi günü geliyor, Yaşar Hanım’a “bizi askeri kışlaya çağırdılar. Bundan sonra bizim yerimize jandarma gelecek, eğer bir kusurum olmuşsa kusuruma bakmayınız” diyor.

Askerler gittikten iki saat sonra iki jandarma subayı Yaşar Hanım’ın evine geliyorlar.

Subaylardan biri Yaşar Hanım’a “ siz bugüne kadar orduya bağlıydınız, bundan sonra jandarmanın gözetimi altında olacaksınız. Askerlerin yerine size iki jandarma göndereceğiz. Kendilerine talimat verilmiştir diğer askerler gibi siz hizmet edecekler” diyor.

O günlerde Yaşar Hanım ağlama dışında bir şey yapmıyordu. Askerde üzgündüler. Yaşar Hanım onlara İhsan Nuri’yi sordu. Onlarda nereye gittiğini bilmediklerini söylüyorlar.

Yaşar Hanım askeri subaya “benim burada kimsem yok, Erzurum’a kardeşimin yanına gitmek istiyorum” diyor.

Subay ise Yaşar Hanım’a “ hepimiz sizin kardeşleriyiz, ne istiyorsanız yaparız, fakat Erzurum’a gitmek için Vali’den izin almanız lazım” diyor.

Asker ve subaylar bahçe dolaşıp kendi aralarında konuşurlarken Yaşar Hanım onları dinliyor. Bir subay “İhsan Nuri Bey çıldırdı, nasıl böyle bir işe kalkıştı?” diyor.

Bir diğer subay “Biz İhsan Beyi tanıyoruz, mücadeleci, cesur ve alim bir adamdır. Bekleyelim hele bu işin altında ne çıkar? Onu tanıdığımız kadarıyla temelsiz işlere kalkışmaz” diyor.
O sıralarda da Dr. Ali Haydar Erzurum’dan sürekli olarak peş peşe telgraf gönderiyor Yaşar Hanımın, annesinin ve İhsan’ın durumunu soruyordu.

Bir gün Dr. Ziya’nın eşi gelip Yaşar Hanım ile birlikte doktora gidiyorlar. İffet Hanım evde kalıyor. Askerler gelip ev de detaylarına kadar bir arama yapıyorlar, fakat bir şey bulmuyorlar.

Yaşar Hanım eve döndükten sonra annesinden yaşanan gelişmeleri öğreniyor. Hemen o esnada annesi Vali’ye giderek Erzurum’a gitmek için izin istiyor.

Vali, Yaşar Hanım’ın annesine “ Hanım Efendi enişteniz niye bu işi yaptı? Biz hepimiz okumuş insanlar olmamıza rağmen bu koltukları zar zor yönetiyoruz. Dağlarda yaşayan cahil Kürdler nasıl bu işleri yönetecekler? diyor.

İffet Hanım ise “Vali Bey biz kadınız bu işlerden anlamayız. Eniştem ne yaptı ve şimdi nerededir bilmiyoruz. Ben şimdi sizin yanınıza kızımı alıp oğlumun yanına Erzurum’a gitmek için izin almaya geldim” diyor.

Vali “Hanım efendi, şimdi olmaz. Siz evinize gidiniz ve benim cevabımı bekleyiniz” diyor.

İffet Hanım “Vali Efendi niçin bekleyeceğiz? Biz bir suç mu işledik? diye soruyor.

Vali: “bende bilmiyorum. Ben devletin bir memuruyum ve devletin talimatları doğrultusunda hareket ediyorum. Şimdilik evinize gidin ve cevabımı bekleyiniz” diyor.

Bir gün Yaşar Hanım evin bahçesinin duvarı arkasında yoldan geçen öğrencilere bakıyordu. Tam öğrenciler evin önüne geldikleri zaman bir öğrenci “biz gün gelecek İhsan Nuri Bey bu şehrin başına geçecek” diyor.

Sürekli kaygı ve korku içinde yaşayan, zamanının büyük bir kesimini ağlama ile geçiren Yaşar Hanım’a öğrencinin söyledikleri büyük bir umut vermişti.

Devam edecek

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.