Ana içeriğe atla

2008 yılı, Kerkuk ve Kürt’ lerin Kader Yılı Olacaktır.

 2008 yılı, sadece Kerkuk-Güney Kurdistan’ ın geleceğinin belirleneceği yıl değil ayni zamanda Tüm Kürt’ lerinde kaderlerinin şekilleneceği yıl olacaktır. 2008 yıllı Güney Kurdistan önderliği ya Bağımsız Birleşik Kurdistan yollunda emin adımlar yürümenin önünü açacak yada bu yola mayınlar serip, ulusal mücadelemizi daha karmaşık ve çetrefilli bir sürece iticektir. Umuyorum ki Mam Celal’ ın bir dönem söylediği ‘’ Bağımsız Kurdistan, şair ve hayalpereslerin rüyasıdır’’ Güney Kurdistan önderliğinin örtülü politikası olmasın.  Kurdistan’ ın güneyi zorlu bir süreçte geçtiği bir gerçek, sömürgeci güçler de bunun farkında, bu süreci kendi lehlerine çevirmek ve tüm Kürt’lerin aydınlığını karartmak için bütün koz ve imkanları ile sahnede oldukları ortada. Sömürgeci güçlerin, Kurdistan’ ın güneyindeki kazanımları asgariye indirmek için Irak merkezi hükümeti ile dirsek teması ile ortak hareket ederken, bütün Kürt’ lerin yurtseverlik his ve sorumluluğu ile hareket etmeleri bir zaruriyettir. Kuşatılmışlığın pençesi içersinde düşe kalka yürüyen güney Kurdistan önderliği ile dayanışma içersinde olmak, kölelik zincirlerinin kırılmasi, Kürt halkının özgürleşmesi için büyük bir sorumluluk altındayız. Kerkuk ve İşgal altındaki Kurdistan topraklarının kaderini belirleyecek 140. referandum maddesinin ertelenmesi, Bağdat merkezi hükümeti ile Güney Kurdistan hükümeti arasındaki temel sorunların çözülememesi, PDK ve YNK iktiadarı hazmetmemelerinden kaynaklanan ikili iktidar, Güney Kurdistan pazarının İran ve Türkiye tarafından istila edilmesi, gelir dağılımındaki dengesizlik, rüşvet ve yolsuzluk 2007 yılının 2008 yılına devrettiği temel ve kader tayın edici sorunlardır. Kerkuk ve 140. maddenin öngürülen süre içersinde uygulanmayacağı açıktı. Allawi, Caferi ve Maliki hükümetleri, Güney Kurdistan önderliğine verdikleri sözleri adetta, kendi öz topraklarınızı kumar masasına yatırmanızın daha çok cezasını çekeceksiniz dercesine yerine getirmediler. Bağdat ve Hewlêr arasında, Pêşmerge, Petrol, Bütçe, 140. madde....vs sorunları çözmek için Nêçîrvan Barzani Başkanlığında bir heyetle Bağdat’ a giden Güney Kurdistan hükümeti temsilcileri, Şii Ayatullah Ali Sistani’ nin fetvalarına sığınmaktan öte gözle görülür bir gelişme kaydedemediler. Güney Kurdistan hükümeti, merkezi hükümetle hiç bir sorununu çözemeden Kurdistan’ a dönmek zorunda kaldılar. Güney Kurdistan hükümetine, Kuzey Kurdistan’ a olan sorumluluğumuzu unutmadan, her alanda yardımcı olmak görevimiz. Bu tartışılmaz, Kürt halkı ve Kurdistan’ ın özgürlük ve bağımsızlığı için bu gereklidır. Ama bunun yanında güney Kurdistan siyasi liderlerinin partizan çıkarlardan kaynaklı iç sorunlara açıl bir çözüm getirmeleri, adil bir gelir dağilimin sağlamaları, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele de ciddi adımlar atmaları ve ulusal çıkarları koruyan ulusal birlik stratejileri oluşturmları, ortak politika ve lobiler oluşturmaları gerekir. Güney Kurdistan önderliği Türkish politikavari bütün kötülük ve başarısızlıkların neden ve kaynaklarını dış düşman politikalarına bağlayarak kendi  görev ve sorumluluklarını örtbas etmemelidirler. Güney Kurdistan ve önderliği bir kuşatma altında olduğu bir realite ama bunun aşılması, tüm Kürt halkı içersinde birlik ve beraberliğin sağlanılması, Kürt halkının kendi kurum ve kuruluşlarını sahiplenmesi için, imkan ve olanaklardan eşit yararlanması gerekir. Ulusal gelirlerde adaletsiz bir dağılım olup rantçılardan oluşan bir tabaka yaratılılırsa, kimse ulusal gelirlerden pay alamayan, ekonomik ve sosyal durumunda bir değişiklik olmayan yoksul-emekçi kesimlerden fedekarlık beklemesin. Ulusal gelir toplum içersinde dengeli ve adaletli bir şekilde dağılımı yapılsin ki, Kürt halkının tüm sınıf ve tabakaları da eşit bir şekilde Kurdistan kazanımları karşısında fedekarlıklarda bulunsun.  Öz itibari ile 1991 bahar Halk Raperînî ( Serhildanê) kölelik zincirlerinin kırılması için bir önadım olurken, 2003 yılıda ( Saddam rejimin yıkılması ) Bağımsız Kurdistan yolunda önemli bir aşama olurken, Güney Kurdistan önderliği bu sürecler içersinde önemli kazanımlara imza atarken, bunun yanında önemli temel stratejik hatalar da yaptılar. 2008 yılı Güney Kurdistan için loduğu kadar diğer Kurdistani parçalar içinde hayati derecede önemli bir yıldır. 2008 yılında yapılacak temel strateji hataların telafisi mümkün olmadığı gibi, karşılığında Kürt halkı büyük bir bedel ödeyecektir. 2008 yılı Şii ve Sunii Araplar açısında da bir toparlanma yılı olacak, bunun anlamı da Kürt halkının kazanımlarının tırpalanması riskinin ortaya çıkma ihtimalının ortaya çıkmasıdır.  Güney Kurdistan önderliği şimdiye kadar sürdürdüğü olayların peşinden sürüklenme politikalarını terk edip, olay ve olguları önceden görme, halk ile paylaşma ve tavır alma politikalarına geçmelidırler. ABD’ nin uslu utangaç müteffiki rollerinden sıyrılıp en az Şii ve Sunii Araplar kadar, çıkarları doğrultusunda  tavır alabilme pozisyonuna gelmelidırler. Bunun için Bağdat’ ta bulunan Kürt siyasal önedrliği ile Hewlêr’ de bulunan Siyasal önderlik, ortak ulusal politikalar üretip, edilgen pasif konumdan çıkmalıdırlar. 2008 yılında; Kerkuk ve 140. Madde, Pêşmerge ( Ordu, bütçe, silah donanımı) Petrol, Maliye ( Bütçe ), Federasyon...vs önemli konular, Kürt halkının ulusal çıkarlarının garantiye alacak temelde çözülme ulaşıp, iç sorunlar ve idari yapılanmalar partizan çıkarlardan ulusal çıkarlar boyutuna ulaştırılmazsa Kürt halkının kazanımları darbelenecektir.

Efendim defalarca yazıldı çizildi,kerkük'le ilğili o kadar çok yazı yazıldı ki aslında arşivlenmesi gerekecek kadar çok yazı var.Daha önce söyledik kazanımlar karalılık ve fedekarlıkla ve bedel ödemeye hazır olmakla korunur dediğimiz gibi bu krizi yönetmede bölgesel kürt yönetimi başarısız oldu ve politika üretemedi.Ayrıca kararlılıkta göstermedi bir kez olsun kerkük teki kürtlere bir gösteri bile düzenletemedi bir kez olsun savaş blöfünü dillendirmedi.Kerkük te kürtlerin gücünü gösterecek ve refrandumun yapılmaması durumunda neler yaşana bileceği hakkında hiç bir eylemlilik örneği göstermedi.referandumu engelleyeme çalışan hiç bir kişi ve gruba tavır almadı,hiç bir tehdit de bulunmadı ve göstermelik olarak hiç bir silahlı çatışma çıkarmadı sadece boş açıklamalar yaptılar.Bu saatten sonra yapılacak çok az şey kaldı en azından bundan sonra bunları yapmalılar ve referandumun yapılmaması durumunda her şeyi göze alacağını açıklamalı Şimdi gelelim ne yapalacağına öncelikle kürt güçleri kerküke yığılmalı ama daha önemlisi şii ve sünniler arasındaki çelişkileri artırmak için şii türbelerine ve sünni camilerine yönelik gizli eylemler yapıp ırakı iç savaşa sürüklemeliyiz.Birbirlerine düşsünler bizi unutsunlar ayrıca gerekirse bagdatta siyasi kriz çıkarıp hükümeti işlevsiz bırakmalıyız. aslında bakarsanız ırakı hükümette yönetmiyor çünkü -alınan kararlar uygulanmıyor oda yarı-referandumu engellemeye çalışan hükümet memurlarına ve siyasi gruplara dişimizi gösterip suikast yapmalıyız yani kısaca kürtler ya güçlerini şimdi gösterirler yada yok olup giderler molla mustafa barzaninin bütün mirası boşa çıkar o her konuda anlaştığı halde bir tek kerkük konusunda anlaşamamış ve savaşa yeniden başlamıştı son olarak kürtler ya bu konuda başarılı olurlar yada goliklerin yanına gider binlerce yıldır yaşadıkları gibi yaşamaya devam ederler

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.