Ana içeriğe atla

1967-68 Hareketi ve Suleyman Muini ve arkadaşları (8)

 

 

Ahmed Tevfik ile daha sonra da beraber olacak Tahir, Ahmed Tevfik ile Molla Mustafa'nın Haci Omran'daki bir görüşmelerinden sözediyor. Ahmed Tevfik Molla Mustafa'yı bekliyor. Bu arada Ahmed yanında bulunan Selim ve Tahir'e „ Benim bu söylediklerim hakikat değil, sadece bir öngörüdür. Benim tanıdığım Molla Mustafa hiç bir zaman Kürdleri teslim etmedi ve Kürd katili değil.“diyor
Ahmed Tevfik eğer böyle bir şey olursa „beni vurun“ temelinde yanında bulunan Selim ve Tahir'e detaylara dair talimat veriyor.
Molla Mustafa ve yanında bir grup Peşmerge ile geliyor. Molla Mustafa, Ahmed Tevfik'e „ İran benden seni istiyor. Buralardan kalma be Xwedêne Barzan!( sanıyorum Molla Mustafa burada abisi Şeyh Ahmed Barzani'nin başına yemin ediyor. Çünkü, Şeyh Ahmed'e Xwedanê Barzan diye hitap ediliyordu-Rojgar) Senden dolayı benim üzerime baskı var.............. Barzan'a git ve orada otur“ diyor.

Ahmed Tevfik ise Molla Mustafa Barzani'ye „Bana izin ver, Avrupa'ya çıkayım, orada okuyacağım.“ diyor. Molla Mustafa, Ahmed Tevfik'in bu istemini kabul etmiyerek kendisine „Oralara gidersen benden uzaklaşırsın, sana olan inanıncım oğlum Lokman'a yoktur“ diyor.(Peyam Kurdistan, jimare 12, r. 24, İlon, 2005, akt Dr. Serdeşti, Ahmed Tevfik Üzerine Çalışması, S. 150)

Sonuçta Ahmed Tevfik, ölümüne bağlı olduğu Devrim Önderi Molla Mustafa Barzani'nin talimatı üzerine Kani Masi'ye gidip yerleşiyor.
İran ve bölgedeki ajanları Ahmed Tevfik'i ortadan kaldırmak için bir dizi plan yapıyorlar. Bunlardan biri Molla Mustafa Barzani adına Esad Xoşewi'ye „en kısa zamanda ve en yakın yerde Ahmed'i İran'a teslim ediniz“ yönündeki mektuptur.. Molla Mustafa ve Ahmed Tevfik en yakın dostlarından biri Molla Mustafa'yı bu plandan haberdar ediyor ve Molla Mustafa planı boşa çıkarıyor.(Detaylar için Dr. Serdeşti, age, sayfa 154)

Bu durum dahi kendi başına İran'ın bölgede sahip olduğu etkiyi açık bir şekilde gösteriyor.
Savak belgelerindede görülüyor ki, İran Güney Kürdistan'da yaşanan gelişmeleri ciddi bir şekilde mercek altına almıştır.

Savak'ın bir raporunda KDP-DK'nin Celal Talabani IKDP kanadıyla , Maocu Tudehciler ve Irak devleti ile ilişki içinde olduğu ve bu yapılanma kurtarılmış bölgelerden İran'a sızarak askeri ve siyasi faaliyetler içine giriyor, deniliyor.
Ayrıca Suleyman Muini'nin bir grup peşmerge ile Doğu Kürdistan içlerinde İran askerleriyle girdiği çatışma, bir askerin yaralanması ve diğer askerin esir alınması meselesini Molla Mustafa Barzani'ye bağlıyorlar. Suleyman Muini'nin Barzani tarafından korunduğunu söylüyorlar. Savak'ın raporunda Molla Mustafa Barzani'nin sınırdan geçişleri engelleme imkanı var, fakat yapmıyor deniliyor.
Yine Savak'ın bu raporunda İran'ın Barzani'yi uyardığını: „Devrimin denetimi altında bulunan kurtarılmış bölgelerdeki İranlıların en kısa zaman tutuklanıp İran'a teslim edilmesi gerekiyor. Eğer bu yapılmasa artık İran Barzani'nin hiç bir sözüne inanmayacak“ deniliyor.(Dr. Serdeşti, Culanewey........ s. 29)

İran, Güney Kürdistan Devrimi'nin tek dışarıya açılan kapısıydı. Bir dizi alanda yardım alınıyordu.. Irak devletinin askeri saldırılarının en yoğun yaşandığı bir dönemdi.
Ve İran'dan bu tip baskılar geliyordu.

Aslında Güney Kürdistan Devrim önderliği bu parçadaki mücadelenin geleceği için tüm Kürdlerin enerjilerini ve çabalarını bu alana kanalize etmesi gerektiğini, Güney Kürdistan Devrimi'nin geleceği netleşmeden diğer parçalarda silahlı mücadelelere girişilmemesi gerektiği yönündeki düşüncelerini defalarca Doğu Kürdleriyle paylaşmışlardı.

Ahmed Tevfik'in Doğu Kürdistan sınırından uzaklaştırılması ve Kani Masi'de zorunlu ikametgaha tabi tutulması, Sadiqi Henciri'nin hiç bir iz bırakılmadan ortadan kayıp olması Suleyman Muini'yi yeni girişimlere sevk etti.
Bu arada Suleyman Muini „Roj“ adlı bir dergi çıkararak Sovyetlere karşı tavır alıyor, Mao Zedung'u savunuyor ve İran Kürdistan'ında Şah rejimine karşı köylü ve emekçilere dayalı silahlı mücadele çağrılarını yapıyordu.(Dr. Serdeşti, Culanewey...... s 26, - Dr. Serdeşti kitabında Roj dergisinden sözediyor, düştüğü dip nottan ise Tişk'den söz ediyor-Rojgar)

Bu arada Suleyman Muini'nin en yakın çalışma arkadaşlarından olan Muneteqimi Qazi Güney Kürdistan Devrimi'nin asayış güçleri tarafından yakalanıyor.. M. Qazi sorguda yardım almak için Irak devleti ile ilişki kurmak amacıyla Hewlêr'e gitmek istediğini söylüyor. Bu olay Molla Mustafa Barzani'nin Suleyman Muine'ye kızgınlığına neden oluyor.. Suleyman Muini bu gelişmeleri duyar duymaz Güney Kürdistan'ı terk edip Doğu Kürdistan'a kaçıyor.(Dr. Serdeşti, Culanewey....s 30)

İbrahim Celal'ın aktardığına göre Güney Kürdistan Devrim önderliği Kürdistan Demokrat Partisi kadolarının önüne 3 seçenek koyuyor:

1)Siyasi faaliyet yürütmeksizin kurtarılmış alanlarda kalıp günlük yaşamınızı idame edebilirsiniz,

2) Yada Devrim bölgesini terkederek Bağdat'a ve diğer Arap şehirlerine giderek ilticaya başvurabilirsiniz,

3) Son seçenek ise İran'a gidin, Irak ve Güney Kürdistan ile tüm ilişkilerinizi koparın...(İbrahim Celal, Xwaruy Kurdistan u Şoreşi Eylul 1961-1975, sayfa 231)

Sonuçta KDP'den bir grup yaklaşık olarak 40-50 Amir Qazi'nin önderliğinde kurtarılmış alanda kalıyor.

Diğer bir grup ise 100 cıvarında silahlı gücüyle Doğu Kürdistan'da silahlı mücadele yürütme inancını taşıyor. Bu ikinci grup 100 cıvarındaki askeri güçlerini iki koldan Mahabad, Serdeşt ve Xani bölgelerine silahlı mücadeleyi hazırlamak için siyasi ve örgütsel faaliyetleri yürütmek amacıyla gönderme kararı alıyor.
Bu ikinci gruptan bir kesimde Güney Kürdistan'da kurtarılmış alanlar dışında ve Celal Talabani kanadının bulunuduğu Bekreco yakınlarında kalacak ve dış ilişkiler sağlayacak, askeri malzeme tedarik edecek vs...(İbrahim Celal, age, s. 232)

Kürdistan Demokrat Partisi'nin Doğu Kürdistan'da silahlı mücadele savunan kanadı hemen mücadeleyi başlatmak niyetinde değildi. Silahlı propaganda grupları göndermek istiyor ve hazırlıklara ciddi önem veriyor.
Mele Aware'nın Abdullah Hasanzade'ye gönderdiği bir mektup'ta bu durum açık bir şekilde görülüyor:

Mele Aware şöyle diyor: „ Bildiğin gibi belli bir dönemden beri silah mücadele ile ilgili söylentiler var. Silahlı mücadele teşkilatsız ve cephe gerisi olmaksızın düşünülemez“ (Dr. Serdeşti, Culanewey..... s. 32)

KDP-DK hazırlıklarını yaparken İran durmuyor. Savak, hem Güney Kürdistan'da, hem Doğu Kürdistan'da ve hemde KDP'nin içine yerleştirdiği ajanları aracılığıyla var olan hazırlıkları yakından takip ediyor.

Bu arada İran devleti Doğu Kürdistan'a 12 bin cıvarında asker gönderiyor ve 1200 cıvarında Çaşı 300 Tumen maaşla silah altına alıyor.

Devam edecek

[email protected]

Rojgar Merdoxi

 

 

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.