Ana içeriğe atla
Submitted by Aso Zagrosi. on 19 July 2009

[b]Aso Zagrosî : Ülkemizin Güney Parçasında 25 temmuz günü Kürdistan Parlamentosu ve Kürdistan Başkanı için seçimler yapılacak. Siz bu seçimleri genel olarak nasıl görüyorsunuz? Kuzey Kürdlerinin sessiz bir şekilde takip ettikleri bu seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
[/b]

[b]Sedat Günçekti:[/b] 25 Temmuz´daki seçim ülkemizin güneyindeki halkımızın hem kendi politik tercihini ifade etmesi, hem de Kürdistan hükümetinin uluslararası düzeydeki meşruiyetinin bir kez daha tescil edilmesi bakımından oldukça önemlidir. Avrupa birliği ülkelerinin seçimi yakından takip ettiğini ve bunun için Kürdistan´a gözlemci heyet gönderdiğini biliyoruz.

Öte yandan Kürdistan yönetimi başkanının da ilk kez atamayla değil de halkın seçimiyle belirlenecek olması da, demokrasi kültürü açısından önemsenmelidir.

Kürdistan´ın kuzey kesimine gelince: Bilindiği üzere kuzey kesimindeki siyasi atmosfer ve ilgi güneydekinden hayli farklı. Daha da önemlisi politikaya damgasını vuran PKK ve çevre örgütlerinin güneyin kazanımları ve ilerlemesine ilişkin politik bir kaygı taşımamalarının yanı sıra, bu seçimlerde kendi yandaşlarının seçime sokulmaması nedeniyle “demokrasi adına“ tepki gösterdikleri de malûm...

Ulusun kaderini ilgilendiren meselelerde ortak bir kaygı ve heyecanın olmaması, ortada parçalar arasında ciddi bir “iletişim“ ve “kardeşlik“ problemi olduğunu gösterir.

[b]Aso Zagrosî: Bu seçimlere Nawşirwan Mustafa'nın bağımsız bir liste olarak katılması, seçim propagandalarının daha çok iç sorunlara kaydırılması hakkında düşünceleriniz nelerdir? Nawşirwan Mustafa'nın çevresinin başarı göstermesi halinde parlamento denklemi, KDP ve YNK balansı nasıl olacak?[/b]
[b]
Sedat Günçekti:[/b] Federe Kürdistan bölgesinde PDK ve YNK gibi iki köklü partinin dışında daha başka parti ve hareketlerin olmasını Kürd politik yaşamı ve demokrasisi adına bir dezevantaj olarak algılanmamalıdır. Nawşirwan Mustafa'nın ve diğerlerinin parlamentodaki politik dengeyi ne ölçüde değiştirebilecek etkiye sahip olabileceği hakkında kesin bir fikre sahip değilim.Ancak halkın gündelik, temel hayati sorunlarının gündeme taşınması,yönetimin ilgisinin bu problemlere çekiliyor olması, bir şeylerin yerine oturmaya başladığının işaretidir.

[b]Aso Zagrosî: Kürdistan Parlamentosunun son anda bir kararla Anayasa'yı referanduma sunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Parlamento'da 30 civarında milletvekili Anayasa oylamasına karşı çıktı. Kürdistan'da bazı siyasal oluşumlar Anayasa'ya reddedeceklerini açık bir şekilde propaganda ettiler. Fakat Irak Yüksek Seçim Kurulu “teknik“ nedenlere dayandırarak Anayasa Referandumunu erteledi. Bu konuda Kürdler ikiye bölünmüş durumda. Bir kesimi, Maliki'nin Jeo Biden'e söylediklerini ve Abdullah Gül'ün Obama'ya açtığı telefon konuşmasına dayanarak bu ertelenmenin “siyasi“ olduğunu söylüyor, diğer bir kesim ise Ağustos'un 11 referandum tarihi olarak verilmesini sebep olarak göstererek “teknik“ nedenlere bağlıyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?[/b]

[b]Sedat Günçekti:[/b] Evet, Kürdistan Anayasasının parlamentoda kabul edilmesi ve referanduma sunulmasıyla ilgili değişik spekülasyon ve haberlerin çıktığına tanık olduk.

Şu kadarını söylebilirim ki, tıpkı Kerkûk referandumu gibi, Kürdistan Anayasası Referandumu’nun da Bağdat ve Ankara yönetimleri tarafından sabote edilmeye çalıştığı ortaya çıktı. Çünkü bu Anayasanın halk kitleleri tarafından da kabul edilmesi Kürdistan´daki federal hükümetin meşruiyeti ve geleceği açısından oldukça önemlidir.

Her iki yönetiminde bu konuda ABD`ye baskı yaptıkları pek çok basın organına yansımış durumdadır. Kürdistan parlamentosundaki “bölünme“ ya da başka bir deyimle Anayasa´ya “muhalefet“ sanıldığı kadar ciddi olsaydı, böyle bir yasa oylamaya dahi sunulmazdı. Demek oluyor ki Anayasa referandumunun ertelenmesi Kürdistan parlamentosundaki tartışmalarla ilgili değildir.

Bu Anayasanın da Kerkûk referandumunun akıbetine uğramaması için Kürdlerin kararlı duruşlarının yanısıra ABD`nin takınacağı tutum da önemlidir. Görülebildiği kadarıyla ABD, tarafları uzlaştırmaya ve gerilime yol açacağını düşündüğü problemleri erteletmeye çalışıyor. Buna “günü kurtarma“ da diyebiliriz...

[b]Aso Zagrosî: Güney Kürdistan'da bir siyasi çevre ve aydınlar mevcut olan Anayasa Taslağının ciddi bir şekilde tartışılmadığını, Anayasanın bazı maddelerinin Kürdleri geriye götüreceğini, örneğin “hiç bir yasanın islam dinine ve Kuran'a aykırı olmayacağı“ yönündeki maddeleri sebep gösteriyorlar. Siz bu Anayasa sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
[/b]

[b]Sedat Günçekti:[/b] Laik ve demokratik olmayan bir Anayasa´ya evet demek ebetteki mümkün değildir. Eğer oradaki aydınlarımız yukarıda belirtilen çerçevede tepki gösteriyorlarsa, ebetteki doğru yapıyorlar. Zira Kürdistan´da yüzyıldan fazla süren bir özgürlük mücadelesi vardır. Akla hayale gelmeyen acılar çekilmiş, bedeller ödenmiştir. Herhalde bunca çileye katlananlar, İslam yasaları ve Kur´anın egemenliği için savaşmamışlardır. Kürdistan anayasası ve yasaları İran gibi, ırak gibi olacaksa, Aydınlar, Kadınlar, sosyalistler, Hıristiyanlar, Êzid´ler, velhasıl demokrasiye inanan herkes ya buna itiraz etmelidir, ya da mezarını kazmalıdır.

[b]Aso Zagrosî: Bir çok Arap şövenist çevreleri ve Türkler kapalı kapılar ardında ve yer yer açık bir şekilde Kürdistan Anayasasına karşı lobi faaliyetlerini yürütüyorlar. Ayrıca farklı nedenlerden dolayı Güney Kürdistan'da azımsanmayacak bir Kürd kitlesi de bu Anayasa'ya karşı. Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani geçenlerde yaptığı bir konuşmada: “Kürdistan Anayasası düşmanlarımızın gözünde dikendir“ demişti. Bu konuşmayı Güney Kürdistan'da Anayasa'ya karşı çıkan kesimlerde üzerlerine aldılar ve Kek Mesud'a sert cevaplar verdiler. Hatta Şerko Bêkes Awine Gazetesinde “düşünce özgürlüğü“ bazında uzun bir makalede yazdı ve imza kampanyaları oldu. Fakat işin ilginç yanı Kürdistan Başkanı'nın yukarıda sözünü ettiğimiz sözlerine verilen cevapların hiç biri Kuzey basınına ve internet sitelerine yansımadı. Ama, Kürdistan Başkanı'nın basın sözcüsü Faysal Debax'ın konuya ilişkin kamuoyuna yaptığı açıklama bir dizi basın ve yayın organına yansıdı. Faysal Debax Kek Mesud'un “Arap şövenistlerini hedef aldığını“ söylüyordu. Sizce Kürdler nasıl kısmen bağımsız bir basına sahip olabilir?

Örneğin uzun süreden beri Güney Kürdistan'da KDP ve YNK basın ve yayın organları dışında kalan Hawlati, Awine, Rojname ve Levîn gazeteleri “bağımsız“ oldukların söylüyorlar. Bu dört gazete Kürdistan Başkanı'nın basın çevreleriyle yaptığı toplantıyı Anayasa'ya karşı olan tutumlarından dolayı boykot ettiler, şimdi ise açık bir şekilde Nawşirwan Mustafa'nın “Goran Listesini“ destekliyorlar. Bağımsız basın böyle mi olur?[/b]

[b]Sedat Günçekti:[/b] Kürd olan her şeye karşı olanlarla, Kürdistani kaygılarla eleştiri ve muhalefet yürütenleri birbirinden ayırmak gerekiyor. Kimin neyi, niçin ve ne adına söylediği önemlidir. Bazılarının sömürgeci, şovenist çevrelerin manilipülatif haberlerine ve bilgilerine itibar etmesi yeni tanık olunan bir şey değildir.

Bağımsız basın kurumlarının ve organlarının yetersiz oluşu Kürdistan´da halen ciddi bir problemdir. Yalnız Kürdlerin de değil, tüm uluslararası haber kuruluşlarının, politikacıların ciddiye alacakları, güvenle enformasyon alacakları saygın bir haber ajansına bile sahip olamayışımız, elbetteki sorgulanmak durumundadır.

Genel olarak söylemem gerekirse, günlük gazeteler ve ajanslar kesinlikle her hangi bir partinin, örgütün ideolojik sözcüsü ve ya yandaşı gibi hareket etmemelidir. Olayları olduğu gibi yansıtmayan bir habercilik doğru ve bağımsız bir kaynak olarak kabul edilemez.

[b]Aso Zagrosî: Mam Celal Irak Devlet Başkanıdır ve uzun bir dönemden beri Kek Mesud'un başkanlığı ve Kürdistan Listesinin kazanması için açık toplantılar yapıyor. Siz bu tutumu doğru buluyor musunuz?[/b]

[b]Sedat Günçekti[/b] : Mam Celal, Irak Devlet Başkanı olduğu gibi, YNK`nin de lideridir. Bu sıfatıyla da Kürdistan seçimlerine ilişkin açıklama yapıp, siyasi kampanya yürütmesi gayet doğaldır.

Mam Celal´in kek Mesud´u Başkan olarak sunmasını da son derece olumlu buluyorum. Şundan dolayı ki; “lider“liğin adeta fetiş haline geldiği, dar grupçuluğun,“particiliğin“ kısır bir gelenek olarak devam ettiği ülkemizde, farklı partilerin yöneticilerinin birbirlerine referans vermeleri, birbirlerinden saygıyla söz etmeleri, sevindiricidir. Darısı diğer partilerin ve “liderlerin“ başına.

[b]Aso Zagrosî: Güneydeki seçimlerle ilgili bir temenniniz ve isteğiniz var mı?
[/b]

[b]Sedat Günçekti:[/b] Dilerim bu seçimler barış, huzur ve güvenlik içinde tamamlanır. Baskısız, hilesiz, özgür demokratik bir seçim, Kürdlerin hem bölgedeki hem de dünyadaki saygınlığını artıracaktır. Halkımıza yeni yöneticileriyle ülkenin refahı ve özgürlüğü için daha da ilerleme sağlamasını diliyorum.

[b]Aso Zagrosî: Newroz.Com okuyucularına ve Kürd kamuoyuna bir mesajınız var mı?
[/b]
[b]
Sedat Günçekti:[/b] Kürdlerin önemli gündemlerle ilgili bilgilendirilmeleri ve fikirlerini ifade etmeleri Kürd politikasına sadece katkı sunar. Bu çabanızdan dolayı sizi kutluyorum.

Newroz.Com okuyucularına ve bütün Kürdistanlı kardeşlerime diyeceğim; Kürdistan´ın doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi fark etmez ,Kürdün bugünü ve yarını ortaktır.
Güneyde kazanılan kuzeyde de kazanılmış demektir. Kuzeyde kaybedilen de güneyde kaybedilmiş demektir. Bu bakımdan birbirimize rakip ve düşman olarak bakmamalıyız. Bağımsız ve özgür bir vatan toprağının onuru ve gururu hepimizin olsun...

[b]Aso Zagrosî: Bize zamanınızı ayırdığınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyoruz
[/b]
[b]
Sedat Günçekti:[/b] Ben teşekkür ederim.

sedat güncekti kardeşim, anladığım kadarıyla bugün kurdistanda halkın ayağa kalkışını kendi zaferin olarak görüyor ve sanki senin sayende bunun olduğunu saniyorsun.Oysaki gençlerimiz canlarını feda ederken sen ve senin gibi düsünenler onlara saldirmaktan baska bir is yapmiyorlar.Ben bagimsiz bir kürt olmakla beraber kürt örgütlerinin icinde en begendigim ve kürtleri özgürlüklerine kavusturacagina inandigim parti KCK veya DTP yada PKK dir.Sizler avrupada kendi koltuklarinizi isitirken ve bilgisayarlarin basinda rahat yazi yazarken bu diger insanlarimiz gece gündüz tanka topa karşı göğüslerini siper ediyorlar.Ellinizi vicdanınıza koyup yazın yada elestirin.O kadar yigit isenin gelinde bir seferligine türkiyede fasist dediginiz devlete karsi bir eylem ,yürüyüs veya aciklama yapin. Herkes kendi koltugunda oturarak yigit kesilebilir.Yigit meydanda belli olur.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.