Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 1 July 2009

PKK tarihinde Zeynep Kınacı kişiligi önemli bir yere sahip oldugunu dü$ünüyorum. Kürt halkına karşı yürütülen acımasız kirli bir savaşın içinde, Kürt halkinin içinden genç bir kız gönülden PKKye katılmaya karar veriyor. Bir süre PKKnin teorisi ve pratigi hakkında bilinçlendikten sonra, eskiyi aşan farklı bir savaş biçimini gerekli görüyor ve başarılı biçimde pratikleştiriyor. Zilan artık bütün Kürt özgürlük savaşcılarına emr eden örnek komutan durumundadır.

Bugün böylesi degerli fedailerin sayesinde Kürt sorununda belirli bir gelişme kaydedilmiş ve ciddi bir çözüm ve bariş imkan dahiline girmiştir. Ama görüldügü gibi Türk tarafında hala çözümsüzlügü dayatan unsurlar var.

PKK ve özgürlük hareketi terörist olarak görülüyorsa burda esas teröristin kim oldugunu bilimsel objektif biçimde sorgulamak gerekir. Zilan gerçeginin El-Kaide vb. Terör örgütlerinin savaşcılıgıyla hiç bir alakası yoktur.

El-Kaide ve benzeri terör örgütleri, inanilmaz vahşi bicimde suçsuz sivilleri hedef aliyor. Zilan ise büyük bir cesaret örnegi sergileyerek Türk terör devletinin soykirim politikilarini uygulayan askeri polisi hedef alıyor.

Bu noktada önemli bir konuya deginmek gerekiyor: El-Kaide'nin savaşı kime hizmet ediyor, kime zarar veriyor? En çok Müslümanlara zarar veriyor, en çok Müslümanları öldürüyor. El-Kaide'nin savaşı en çok Islam'in düşmanlarina yarıyor. Bu yüzden bunların Müslümanlıgından şüphe etmek gerekiyor.

Islam ugruna savaşmak isteyenler bunu dogru biçimde yapmali, teröristler gibi sahtekarca degil. Islami mücadelede en önemli ilke tüm işlerde asla ve asla kutsal Islama ve Msülümanlara zarar vermemek, tam tersine tamamen Islama hizmet etmek olmali. El Kaide teröristlerinin savaşı dine hizmet etmemektedir, her açıdan çok zarar vermektedir.

Islam sadece kaba güç degil, tam tersine, güzel sözdür. Müslümanların öncüsü Muhammed, insanları kaba güçle degil, güzel söz, davranış ve eylemle kazanıyordu. Insanlara daha iyi bir yaşam perspektifi sunarak desteklerini kazanıyordu.

Islam dini adına mücadele edenler Muhammed'i örnek almalı ve Kur'an'ı kanun olarak temel almalı. Muhammed dünyayı degiştirmek için önce yıllarca Kur'an'ı ögrenmek ve ögretmek zorundaydı. Uzun bir ideolojik mücadeleden sonra, dinde reform ve devrim yapmak isteyince kafirlerin saldırısına ugradı ve hicret etti. Zamanla güçlendi, geri döndü ve Mekke'yi her türlü şirkten temizledi. Gericilik ve kötülük aşıldı, barış ve adalet egemen kılındı. Insanlar Islam'ın üstünlügünü gördü ve çogunlukla gönüllü biçimde Müslüman olmaya karar verdi.

Daha sonra bilindigi gibi Islam tüm dünyaya yayıldı, olumlu gelişmelere yol açıldı. Aynı zamanda olumsuz gelişmelere de yol açıldı. Islam'daki bölünmeler, Sunni- Şia kavgası özünde günümüze kadar süren bir iktidar kavgasıdır ve artık son bulması gerektigi açıktır.

Özellikle Irak'ta meydana gelen bombalı saldırılar dehşet vericidir. Hiç bir sınır tanimadan cami'lere, Müslümanların ibadet ettigi sırada saldırı yapılıyor. Müslümanların ibadeti sırasında cami'de bomba patlatanlar asla Müslüman olamazlar. Islam'a inanan ve Muhammed'in izinde yürüyen bir Müslümanın bunu yapması mümkün degildir. Bu ancak bizzat şeytan işi olabilir, Iblis'in dostu olanların yapabilecegi birşeydir. Çünkü sadece onlar böyle bir vahşeti yapabilecek kadar Islam'dan ve Müslümanlardan nefret ediyorlar.

Islam dünyasında Osmanlı'nın yıkılışından beri bir boşluk var. Bir öncülük eksikligi var ve bu yüzden böyle kendini bilmez teröristler diş güçlerin hizmetinde Müslümanları terörize edebiliyorlar. Boşlugun El-Kaide vb. teröristler tarafindan doldurulmasinin önüne geçebilmek gerekiyor ve bunun için dini bir otoriteye, bir dini liderlige ihtiyac var oldugunu düşünüyorum.

Yıllar önce Türk Islam hareketinden gelen Recep Tayyip Erdogan, Türkiyede çok tartışılan ve eleştirilen bir konuşmasında, Islam aleminin Türk Müslümanlarının yeniden ayaga kalmasını bekledigini belirtmişti. Bana göre haklıydı fakat eksikti. Islam dünyasındaki boşlugu doldurabilmek için Türkiye'nin Kürt sorununda bir gelişme kaydetmesi, Kürtlerle barışması ve desteklerini kazanmasi gerekiyor. Türkiye'de Kürt sorunun çözümü temelinde gelişecek demokratikleşme, degişim ve gelişmeler, giderek devrime dönüşebilir. Türkiye ve Kürdistan kalkınabilir, diger halklar ve ülkeler için eskisi gibi öncü ve örnek olabilir.

Bilindigi gibi Türkiye'de her türlü degişimi ve gelişmeyi en çok engelleyen ırkcılıktır, Kemalizm'dir. Kemalizm sadece Kürt halki için degil Türk halki için de büyük bir sorundur, tüm Islam dünyası için bir sorundur ve aşılması gerektigi açıktır. El-Kaide vb. Terör örgütleri Islam'a çok bagliysalar Müslümanları cami'de namaz kılarken öldürmek yerine, Kemalizm'e ve Islam dünyasındaki benzer işbirlikci rejimlere karşı savaşırsalar daha iyi olur diye düşünüyorum.

Tabiki Sunni-Şia kavgasının son bulması ve Türklerin Kemalizmi aşabilmesi kolay degil ve belki de gerçekleşmeyebilir. Bu durumda alternatif Kürt ulusal birligini daha fazla güçlendirmek, ulusal kurtuluş ve bagımsızlık mücadelesini daha fazla derinleştirmek ve zaferle sonuçlandirmak için gerekeni yapmaktır. Kürtler alternatifsiz degildir ve farkli alternatifler üzerinde durmalidir.
Selam ve saygılar

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.