Ana içeriğe atla

Tercuman´dan Aktarma “Tarihi Fırsat“! BÜLENT KUŞOĞLU [email protected] SON günlerde yaratılan havayı nasıl değerlendiriyorsunuz? İmralı'daki, “Bebek Katili“ olmaktan çıktı, barış havarisi ve yarı resmi ya da dolaylı devlet muhatabı oldu. Herkes “Tarihi Fırsat“ı değerlendirmek ve kaçırmamak gayretinde... Barış için, ülke birliği ve bütünlüğü için bir fırsat ve bunda devlet kararı varsa, bizim de buna karşı çıkmamız olmaz. Fakat, kafamdaki bazı soru ve ünlem işaretli cümleleri de bir sınıflama ya da sıralamaya tabi tutmadan paylaşmak istiyorum. - Bu “Tarihi Fırsat“ı yaratan kim? ABD. Irak'tan asker çekişi yapıyorlar, İran, Pakistan ve Afganistan coğrafyalarına ağırlık vermeleri gerekiyor ve bizim desteğimiz olmadan bu işte zorlanırlar. O nedenle Barzani ve Talabani ikna edildi, PKK köşeye sıkıştırıldı, İmralı'daki dolaylı muhatap alındı ve yıl sonuna kadar “Kürt Açılımı“ tamamlanacak. Af, tazminatlar, iş olanakları, Kürtçe eğitim siyasallaşma, Kürt Üniversitesi gündemde. Bizim değil de başkalarının çıkarları böyle gerektirdiği için bu işe girişilmiş olmuyor mu? PKK'nın zafer havası - SORUN İngiltere ve İspanya'daki gibi karşılıklı mutabakat, toplumun ortak arzusu ile değil de, bir başka devletin araya girmesi ve tarafları zorlaması ile çözülmeye çalışılınca kısa bir süre sonra bazı sorunlar ortaya çıkmaz mı? Devlet kararı deniyor ama devlet kuruluşları arasında Cumhuriyet tarihinin en şiddetli kavgası varken bu karar nasıl uygulanır şüphe ediyorum. PKK ve onun siyasi temsilcileri yıllar süren bir mücadelenin sonunda bir zafer kazandıklarını her fırsatta söyleyip bunun karşılığında her fırsatta daha fazla şey istemeyecekler mi? Türkiye, tarihinin en uzun ve şiddetli ekonomik krizlerinden birini yaşarken ve ekonomi yönetilmezken bu “Tarihi Fırsat“ nasıl değerlendirilecek? - PKK kesin bir yenilgi havasında değil de zafer havasında olduğu için daha sonraki aşama bağımsızlık talebi olmayacak mı? - PKK şiddeti bıraksa dahi bu işin getirisi olduğunu fark eden başka gruplar ortaya çıkıp şiddeti devam ettirmeyecekler mi? Gerçek ayrımcılık başlayacak - KÜRTÇE eğitim ve Kürt kültürel haklarının tüm bölgelerde kullanımı, bundan sonra gerçek bir Türk-Kürt ayrımcılığı yaratmayacak mı? - Gelecek yıl ya da üç yıl sonra bir Türk, Diyarbakır veya Şırnak'ta; veya bir Kürt bugün olduğu kadar rahat bir şekilde İzmir veya İstanbul'da yatırım yapabilecek, ihale alabilecek mi? - Biz gerçekten “Tarihi“ bir fırsat mı kullanıyoruz, yoksa gerçek anlamda bir bölünmeye doğru adımlar mı atıyoruz? Neyse bazılarına saçma gelen bu cümleleri fazla artırmayayım. Kısaca, henüz toplumun tümüne ve Doğu ve Güneydoğu dışındaki bölgelerinin pek dışına sirayet etmemiş bir “Kürt Meselesi“nin tüm Anadolu'nun sorunu haline getirilmesinden korkuyorum. Ayrımcılığın derinleşmesinden bir Kürt'ün Sakarya'daki çiftliğinde rahat oturamamasından, İzmir'de valilik, 1. Ordu'da Orgenerallik, Ankara'dan milletvekilliği yapamamasından korkuyorum. İki toplumlu bir yapıyı teşvik etmenin, bir anlamda getirmenin yeni sorunlar doğurmasından korkuyorum. Toplum, özellikle Kürt olduklarını iddia edenler, bu “Tarihi Fırsat“ı içlerine sindirdiler mi?

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.