Ana içeriğe atla

Merhaba Aso Zagrosî, Kürtçe yazacaktım fakat Türkçe yazdığına göre Kürtçe bilmeyecebileceğini düşünerek Türkçe yazıyorum. Sımko hakkında kısa birkaç not tutmuştum. Sorularına cevap olabilir diye aktarıyorum: "Mihemed Resul Hawar 25.02.1996'da Stockholm'de bir konferans verdi. Onun konuşmasından sonra Sımko'nun çalışmalarıyla ilgili birkaç soru sordum. Yanımda oturan kişi Sımko'nun torunuymuş. Ben sorular sorduktan sonra benimle konuşmasıyla Sımko'nun torunu olduğunu öğrendim, daha önce tanımıyordum. Sözünü ettiğiniz anı kitaplarının Güney Kürtçesiyle olanlarını okumuştum. Türk ve İran yöneticilerinin Sımko'ya yaptıklarından haberdardım. Sımko'nun oğlu Xusro'nun akıbetini merak ediyordum. O gün, sormam üzerine torununun verdiği bilgiye göre, Sımko'nun oğlu Xusro Türkiye'de kalmış. Bir Turk subayı onu evlatlık olarak yanına alıp askeri okullarda okutmuş. Xusro Turkiye'de subay olmuş, fakat sonra bu mesleği bırakıp İstanbul'da öğretmenlik yapmış. Halen de Türkiye’de imiş, yaşlı ve hasta imiş." Ben Türkiye'ye gidemiyordum. Ama mektup ya da telefonla onunla ilişki kurmak istiyordum. Adres veya telefonunu istedim, torunu "sonra veririm” dedi. Israr ettim ama vermek istemiyordu. Belli ki Xusro'ya zarar gelebilir diye çekiniyordu. (Dünyada bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden birini yaşamış olan Xusro'nun kaybedeceği bir şey kalmamıştı ama bunu torununa söylemedim. İnsanların korkusunu anlıyordum.) Xusro'yu unutmadım. Yıllar sonra Türkiye'ye gittiğimde görüşürüm ümidiyle torunundan Xusro'yu sordum. Çoktan ölmüş olduğunu söyledi. Ne yazık ki böylece ben ona ulaşıp merak ettiklerimi soramadım. Selamlarımla. Malmîsanij

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.