بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

KÜRTLERE KIRMIZI KART!

Daha önce, 'bir Türk dünyaya bedeldir', 'Türk ordusu dünyanın en güçlü ordusudur', 'Sen hiç Osmanlı tokadı yedin mi?' şeklinde böbürlenerek dünyaya kafa tutan Türkiye, şimdi açık bir şekilde yalnızları oynuyor. Artık dünya ne bir milyon Ermeni'yi katleden Osmanlı'nın torunlarını, ne de 3 günde Rumları evlerine hapseden KIbrıs 'Karaoğlanlarını' takıyor.

Biz Kürtlerin son zamanlarda 'kardeşleşme' provaları yaptığımız Türkiye'de bu nedenle ilginç şeyler oluyor. Kürtler, iyilikten, kardeşlikten, güzellikten, sağ duyudan söz ettikçe Türk sistemi ve yönetim erki giderek sertleşiyor, hırçınlaşıyor ve insanca yaşama yakın olan ne varsa tepip geçiyor.

Bu sadece son zamanlarda mı oluyor, hayır sözün gelimi öyle söyledim. Oysa herkes çok iyi biliyor ki, Türk yönetim tarihi 'kılıç kalkan' tarihidir. Talan, işgal ve boyun eğdirme tarihidir. Bu tarih içinde birileriyle ortak bir yaşam düşünülmemiştir. Hele Türklerin en büyük cefasını çeken Kürtlerle ortaklık hiç mi hiç düşünülmemiştir. Tarihin en belirgin örneğini verecek olursak, 'ben de ortağım' diyen Ermeniler sayıları az olduğu için katlima uğratılmış, sürgüne tabi tutulmuş, Kürtlere ise sayıları fazla oldukları için böyle bir katliam mümkün görülmemiş, ama her isyanda çocuk, kadın, genç yaşlı demeden anası
ağlatılmıştır.

Yakın tarih olduğu için pkk öncülüğünde verilen 'ortaklık' mücadelesi sırasında ise Kürtlere yaşatılanları anlatmaya sanırım gerek yoktur.

Ama, Türkiye sahasında şu sıralar tarih boyunca süren bir insanlık dramı maçının
uzatmaları oynanıyor. Maçın oyuncuları ise tabiki Türkler ile Kürtler. Başta Lazlar,
Çerkez ve Boınaklar olmak üzere diğer azınlıklar kendilerini bu maçın dışında tutuyor.

Ancak bu maç, geçmişte de olduğu gibi halen hakemsiz olarak sürüyor. Türk devlet yetkilileri hem oyuncu, hem de hakem rölünü sürdürüyor. AB ve ABD'nin maçın uzatmalarında hakemlik yapma isteklerine karşı ise devlet ayak diretiyor.

Mersin'deki bayrağın yere düşmesini fırsat bilen devlet, çekinmeden bir hakem edasıyla Kürtlere kırmızı kartını gösterdi. Önce Genel Kurmay açıklama yaptı, ardından da yürüyüşler için Valiliklerce düşmeye basıldı. Kürtleri kınamak için, korucular başta olmak üzere tüm memurlar, öğrenciler, askerler ve polisler zırhlı araçlarla tribünlere taşındı.

KIsacası, ırak'ta Bağımsız Kürdistan ihtimali, AB'nin demokratikleşme yönündeki
baskıları, ABD'nin ise önce Irak'a girişi, ardından da lran ve Suriye'ye müdahale etme söylentileri Türkiye'yi çılgına çevirmiş durumda.

Bu nedenle oyunculuğunun yanı sıra hakemliği de tehlikeye giren Türkiye, belki de son kez can havliyle cebindeki 'kırmızı' kartı, yani ay yıldızlı bayrağı hakem edasıyla sağa sola sallamakta, Kürtleri oyun dışı etmeye çalışmakta.

Ancak öyle görünüyorki, Türkiye'nin sahte hakemliği ve sahte oyunculuğu çok açık bir şekilde su yüzüne çıktı. Bu oyunun bir hakeme ihtiyaç duyduğu giderek kendisini dayatmakta.

Türkiye'nin de, kendisinin, geldiğimiz aşamada hem oyuncu, hem hakem
olunamayacağını anlayacağı günler uzak değil aslında..

25 Mart 2005

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.