Ana içeriğe atla

KRAL SYRUS VE TÜRK GENERALLERI !

Türk generalleri kandil bahanesiyle Kürdlere ve FKB devletine savas ilan ederek, Kral Cyrus gibi sinira asker yigma paranoyasinin ilk asamasini yasiyorlar. Paranoyak hastaligin son asamasi çaresiz bir çilginlik oldugu bilinir. Paranoya çok çesitlidir fakat kendi basina pek tehlikeli sayilmaz, ancak bir takintiya dönüstümü tedavisi zorlasir.TC'nin Kürdistan takintisi canli bir örnektir. Güç sahibi bütün diktatörler kendilerinden olmayanlar için potansiyel tehlikedirler. Denetimlerindeki güçle ne zaman ve nerede hangi nesneyi cezalandiracaklari veya kimi bogazlayacaklari bilinmez.TC'nin Kürd Gerillalarini bahane ederek bes bin Kürd köyünü harita'da silmesi on binlerce kürdü öldürmesi ve milyonlarcasini göçe zorlamasi ile Süriye devlet baskani Hafiz Esat'in bir grup emel militani için bir sehri yerle bir etmesi ve Saddam'in Pesmergeleri etkisiz hale getirmek için Enfal jenosidi ve Halepçe katliamini yaptirmasi ayni ruh hastaligin farkli kisi ve mecralarda yansimasi degilmidir ? Türk genelkurmay'i kendisi gibi düsünmeyen herkesten süphelenmesi, düsman görmesi istisnasiz bütün konusmalarinda savas tamtamlari çalmasi,karsitlarini sindirmesi ve etkisizlestirmek için terör estirmesi elbette diktatör paranoyakligin son asamasi oluyor. Bu tip hasta yöneticiler herhangi bir devletle savasa tutulmazlarsada, terörist olarak adlandiracaklari insanlara veya vatandaslarina ayni siddetle saldirir ve denetimlerindeki cografya'yi, köyleri, daglari suursuzca bombalar ve ormanlari atese vererek cezalandirirlar. Cumhuriyet bayramlarinda çalismayan veya çalistiramadiklari tanklari cezalandiran Türk generalleri; "bu tank cezalidir" diyerek yazi astiklari bilinir. Birakalim insanlari, nesneleri yani çalismayan tanklari bile cezalandiran bir gelenegin kafa yapisina, merhametine esir düsmüs Kürtlere tanri sabir versin. Asirlar önceki totaliter ve dengesiz yöneticilerle 21.yy daki bu yöneticilerin davranis birligi içinde olmasi ayni salginin günümüze tasirilmasi olmuyor mu ? Nesnelerle, canlilara yaklasim veya duyulan öfkeyle ilgili örneklere merakli olan SENECA, Heredot'un tarihten hikayeler adli yapitindan Roma dönemin Süriye valisiyle, Pers krali Cyrus'un kisa hikayelerini'de aktarir. Rivayete göre "Pers imparatorlügün büyük kurucusu ve Pers krali Cyrus'un çok sevdigi, beyaz bir ati varmis. Cyrus savasa giderken Illede ona binmek istermis. Kral Cyrus I.Ö. 539 yilinin baharinda topraklarini genisletmek amaciyla Asurlara savas açar ve Frat Irmaginin kenarina kurulmus, Asur'un baskenti Babil'e dogru büyük bir orduyla (türkler gibi) yola çikar. Yolculuk Diyale Irmagina varana kadar iyi gider. Zagros daglarinda dogup Dicle'ye kadar uzanan bu Irmak yazin bile azgin olmasiyla ün yapmisti. Bu bahar vaktinde su yagmurlariyla iyice kabarmis, azginlasmistir. Irmagin kahve rengi, köpüklü sulari gürleyerek akar. Generaller taarruzu ertelemeyi önerirler ama Cyrus buna razi olmaz ve Irmagin hemen geçilmesini emreder. Sallar hazirlanirken Cyrus'un sevdigi beyaz ati birden bire Irmaga dalip yüzerek karsiya geçmek ister. Ancak akintiya kapilip, dalgalarla bogusarak can verir." Firat nehiri; Cruesus'a toz yuturan,Yunanlilara korku salan bir savasçinin atini almaya cüret etmisti. Kral bagirip lanetler okumaya baslar ve öfkesinin doruga çiktigi anda, bu cüretkârlgini Diyale Irmagina ödetecigini ve Irmagi cezalandiracagini söyler; Asurlulari bozguna ugratma hayalleri suya düsen Cyrus, "topraklarini genisletme arzusunu bir kenara birakip ordusunu ikiye ayirarak, adamlarina kazmaya baslamalarini emreder. Askerler bütün bir yaz boyunca kazmayi sürdürerek Irmagin her iki kiyisinda 180 er kanal açarak Firat Irmagini cezalandirip, Diyale Irmaginin sulari 360 kanaldan ayri yönlere akitarak üfkesini dindirir." Böylece Firat nehiri binlerce insani Kral Cyrus'un üfkesinde kurtarmisti. Acaba Firat nehiri türk yöneticilerin öfkesini-de üstüne çekerek insanlarimizin bogazlanmasini, veya Hezil Cayi; halkimizi ve direnisçilerini türk saldirganligini engelleyerek koruyacak mi !Bütün diktatörlerin jisofrenik olduklarina inananlardanim. Cünkü ne zaman, nereye ve ne yapmak istedikleri bilinmez. Geceleri herkesin kendileriyle ugrastigi kabusuyla bogusurlar. Sabahlari degisik felaket senaryolariyla uyanirlar. Türk Genelkurmay baskani Yasar Büyükanit ve ekibinin farkli oldugunu zanetmiyorum. Türk generallerin sürekli ortami germesi Kürdlere karsi savas naralari atmasi içte sindirme, dista sinir ötesi isgal paranoyasidir. Askerlerin ölmesi türk generalleri için sadece irkçilik ve pazarlik malzemesidir. Bu pazarligin bir tarafi, aktörleri Türk Genelkurmay baskani Y.Büyükanit, Cümhurbaskani Ahmet Necdet Sezer, Deniz Baykal ve Yargitay dürtlüsünden somutlasan irkçi kemalist ekibin basini çektigi ve CHP ile iktidari hedefledigi çizgidir. Mevctu çizgi ile orduyu yöneten ve organize eden, asil savas ve iktidar rantini yiyen General ve subaylarin sayisi iki bin kisiden fazla degildir. Ayrica sözkonusu çizginin temsilcileri hükümeten bütün partilere ve sivil örgütlerden illegal örgüt ve çetelere kadar karar merkezlerini kontrol altina almis gibiler.Pazarligin diger bir tarafinda ise türk islam irkçi ideolojisiyle Kürdistan düsmanligindan kemalistlerle yarisan AKP hükümeti ve basbakan R.T. Erdogan'dir. Basbakan Erdogan, Genelkurmay'in dediklerini tamamiyla yaparak tam tekmil hizmete hazir oldugunu belirtmistir, ancak tam güvenlerine nail olmamistir henüz. Basbakan, daha dün yani 08 06 2007 Tarihindeki basin açiklamasinda Genelkurmay baskanin belirtigi su cümleyi; "Ben kendi adima söylüyorum bir asker olarak BARZANI ile görüsmeyecegim." sözünü aynen tekrarlarken, "kabile lideri" sifatini kullanmayi'da ihmal etmeyen Basbakan, her köseye sikistiginda Baskan BARZAN'iye seviyesizce saldirmasi düsündürücüdür. Sonuç olarak türk devlet cephesi bir bütün olarak mevcut pazarlik santajiyla Güney ve Kuzey Kürdlerini birbirine kirdirmayi veya en azinda düsman etmeyi çok denediler ancak bu defa basaramadilar.Güney Kürdistan Hükümeti Ulusal Birlik viziyonunu yakalayarak her Kürd'ün sempatisine laik olmasi önemli bir basaridir.Türk devlet yöneticileri ABD yi Kürdlere saldirtma politikasinda ayni santaj yöntemlerini deneyerek atmadiklari takla birakmadilar ve halen bir sonuç almis degiller, çünkü isgalci, katliamci ve suçlu olanlar kendileridir. Mevcut santaj ve yalanlarla ABD, AB yi inandiramayan ve Kürdistan'in hakli davasina karsi çaresiz kalan Generaller cumhuriyeti, linç partilerini organize ederek irkçilik gibi çag disi yöntemlerle iç kamuoyu üzerinde etkinliklerini bir zaman daha sürdürerek Kürdlerin sabriyla oynamaya çalisacaklardir. Kral Cyrus'un hayalleri Firat'a Nehrine düstü. TC ordusu'da 21.yy havadan köprüler atarak Hezil çayi'yi geçme hayalleri mütlaka Hezil suyuna düsmeye mahkum olacaktir. Zira sartlar ve dengeler degismistir ve hiç bir sey istedikleri gibi gitmeyecektir. Bu güne kadar Kürtleri birbirine kirdirmayi basari zaneden TC'nin artik basaramamasi, Federal Kürdistan Bölge Baskani Sayin Mesud BARZANI, Federal Irak Cumhurbaskani Sayin Celal TALABANI ve halkimizin devletlesme arzusu özgülünde sürdürülen Ulusal Birlik Siyasetinin bir basarisi olarak okunacaktir. Kürt Ulusu'da bütün uluslar gibi ulusal devletlesme hakini her parçada elde edecektir. Kürdler artik katilleriyle basbasa birakilamaz. Cünkü bu paranoyak diktalara göre hiç bir olay spontane degildir, istekleri gibi olmayan her sey tehlikelidir ve kendileri için gizli güçler daima mevcuttur. Kürdistan özgürlük mücadelesinin sürekli gizli güçlerle iliskilendirilmesinin kaynagi bu hastaliktir.Gerçek demokrasiyle yönetilmeyen totaliter devlet yöneticilerin paranoyasi karmasik, dengesiz bir ruhsal psikoz üzerine kuruludür. Bu mantigin tip dilinde son asamasi çilgin bir ruh hastaligi olarak açiklanir. Bu tipler hastaliklarinin farkinda olmadiklari için tedavide kabul etmezler, tedavilerinin tek yolu kendilerinden daha güçlü bir bir güce toslamalaridir.Türk sömürgeci yöneticileri Hitler ve Saddam örneginde oldugu gibi etkisiz hale getirilmezlerse yeni felaketlere hazirlanacaklardir. Cünkü herkesin kendileriyle ugrastiklari hastaligiyla yasiyorlar. Bu tip yöneticilerin toplumla barisik olmamalari bir çok özelliklerinden sadece biridir. Saltanatlarini sürdürme ugruna milyonlari birbirine bogazlatma ve bulunduklari cografyayi ceheneme çevirmekten tereddüt etmezler ve hangi ülkenin yönetim kademesinde bulunuyorlarsa o cografya'da yasayanlarin mutlulugundan ve refahindan söz edilemiyor. Kendilerini ortak aklin kesfi ve mücadelesiyle önemli ölçüde söz konusu argümanlardan arindiran bati toplumlari, ekonomi siyaset, hukuk ve toplumsal refahta önemli asamalar kaydettiler. Türkiye gibi osmanlinin enkâzi üzerine kurulan devletler, demokratik toplumlara sekilsel benzeme biçimini kopyalayarak klasik sömürgecilikle ebediyen yasayacagini zanedip, demokratik toplumsal kalkinma ve baris içinde bir arada yasama firsatini dinamitlemistir.Türk genelkurmay'i, Baykal, Sezer ve kizil elmaci,gruplarla cumhuriyet mitinglerini organize ettigi herkesin ortak görüsü biçiminde anlatiliyor. TC yöneticileri ve Genelkurmay'i Cumhuriyet mitingleriyle bulunduklari seviyeyi ele vermeleri ilginç gelismelere gebedir. Görünen odur ki, Genelkurmay; CHP kualisiyonu ve bir kaç yüz subay kadrosuyla ülkeyi bir zaman daha devlet rantini paylasarak yönetecektir. [email protected] 

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.