Ana içeriğe atla

Ermeni Kirimina dogru yaklasim

 Tarihi bilgileri ince eleyip sıkı dokumak gerekli. Ne resmi Türk tarih söylemcileri gibi, ne de milliyetçi Ermeni tarih söylemcileri gibi davranmak gerekir. Hele Kürtler üzerinde konu ele alındığında daha dikkatli olmak gerekir.Bu anlayışla geçmişte birbirini boğazlayan halkları bir araya getirmek mümkün değildir. Bu coğrafyada her millet kendine vatan yaratmaya çalıştı. Yüz yılın başında Ermeniler bir nebze toprağa ve devlete sahip oldularsa, bu Hıristiyan olmaları ve diğer halklara göre erken dönemde milliyetçi olmaları nedeniyledir. Biraz da coğrafik yerleşimlerinin bölgenin jeostratejik pozisyonu bakımından milletlerarası güçlerin işlerine uygun düşen konumları yüzündedir.O süreçte yaşanan katliamlara gelince, tarihin bir dönemini kesintiye uğratmak ve hep Türk devletleri ile yaşanan 1877'lerde başlayan 1915, 1920 vs. devam eden olayları anımsatmak; tarihin bir dönemini yada olayların bir yanını göstermek ve; en önemlisi Kürtlerin üzerinden atlamak ve onları kendi mağduriyeti için arkalamak, pek ikna edici olmasa gerek. Soy kırım bir suç olarak yirminci yüzyılda milletlerarası terminolijiye girdi. Lakin Ermeni ve Kürtlerin kendi aralarında yaşanan olaylar 1800'lerde Rusların Kafkasya'ya müdahalesi ile başlar. Yüz yıl boyunca da aralıksız devam eder. Bu zamanın, o günkü hafızalardaki akıcılığı ile bu süreci hiç yaşamamış günümüz insanının algılayışı bir olabilir mi? Elbette olamaz. O günün halkların bu coğrafyadaki yerleşimi ile bu günkü yerleşimi aynı durumda mı dır? Değildir, değişmiştir. Peki Rus-Ermeni-Gürcü ittifakı neticesinde Kafkasya'da sürülen ve ortadan kaldırılan Müslüman halklar, bu gün nerede yaşıyorlar? Kaldı ki bu nüfusun ekserisi Kürtdü. Ermeni tarihçiler, Ermenilerin, Ruslarla işbirliği yapıp Sünni Kürtleri yaşadıkları Kafkas topraklardan atarken, onların Hanlık ve Paşalıklarını ( Gence, Mervan, Şoregöl) yıkarken Kürtlere neler yaptıklarını niçin anlatmazlar? O zaman Sünni Kürt kırımı yapılmadı mı? Elbette yapıldı. Kafkas Kürdistan’ı ortadan kaldırıldı. Evet Kafkasya’daki Kürt Yezidi ve Alevilerine dokunulmadı, Bu Ermenilerin hüsnüniyetlerinden değil, Alevi ve Yezidi Kürtlerin Osmanlı ve İran (Kaçarlar)devletine karşı muhalif duruşlarındandı. Yezidi ve Alevi Kürtlerin bu pozisyonunu önceden tespitini yapan, Ermeni ve Ruslar da bu çelişkiden faydalanmak istediler. Kürt kimliklerine farklı politikalar uyguladılar. Bu politikayı günümüzde sürdürmenin şartları kalmış mı dır? Elbette ki hayır.Antolia'da ki kırımlara gelince, bölgelere göre farklılık arz eder. Hepsinden de Türk devlet yönetimleri sorumludur. Nasıl ki Dersim Kürtleri Ermenileri korumuştur, ünlü Pan-İslamist Said-i Kurdi de Ermenileri korumuştur. Kaldı ki bir kısım Kürtler de bizzat Türk devlet yönetiminin öncülüğündeki bu katliamlarda ikinci derecede yer de almışlardır. Kürtlerin milli bir hesaplaşması kimse ile yoktur. Bu katliamcı Kürtler de Türk yönetimlerince kullanılmışlardır. Fakat aynı dönemde benzeri katliamları Ermenilerin de Kürtlere yapmış olması bu olayları ayrıca tırmandırmıştır. Yani olaylar ana unsurları bakımından çıkarılmış, arada Kürtler ve yerli Ermeniler telef olmuş, bu savaşı kaybeden Ermeniler de Antolia topraklarından olmuştur.Bu tarihin arkalanması gerekir. Haklılar haklılıklarını kirletmiş, kirliler de bu hengameden karlı çıkmışlardır. Trajik ve kirli edebiyat bizim gibi mazlum halkların edebiyatı ve savunusu olamaz. Mazlumlar birbirinin de haklarını gözetlemelidir. Diğer yandan Kürtlere gelince, küçük emperyalist Ermeni tehdidi ve baskısı nedeniyle Türklerin kucağına itilmişlerdir. Bir yerde özgürlüklerinden olmuşlardır. Kaderlerini bu dönem büyük ölçüde Ermeni meselesi nedeniyle Türklere teslim etmişler.Her ne şekilde olursa olsun Kürtler adına, bu katliamlarda yer alan sırtı sıvazlanacak ve korunacak kimse yoktur. Bu gün bilinçlenmiş olan Kürt milleti, bu katliamcıları lanetle anmaktadır. Aynı tavrı, Ermeni kardeşlerimizden de görmek isteriz. Onların Kafkas Kürtlerine özür borcu bulunmaktadır. Hep kendi acılarını hatırlatan Ermeni kardeşlerimiz, Biz Kürtlere de yaşattıkları acıları hissetmedikçe bu tarih doğru ele alınamaz. Ne Şerif Paşa ve Nubar Paşa gibi sorunları milletlerarası heyetlere bırakan ne de günümüzdeki duygusal aydınlar gibi meseleye bakılmasına taraftarım.Bu gün yaşanan coğrafyada mazlum kalmış tek bir millet kalmıştır. O da Kürtler..Haklı ve haksız savaşın ne olduğunu her kes biliyor. Haklılar dayanışma zeminini bu tarih üzerine değil, günümüzde yaşanan zeminler üzerinde düşünmelidir. Bu gün her zamankinden çok Kürtlerin dayanışmaya ihtiyacı var. Tıpkı hakları gasp edilen ve soykırıma uğrayan Antolia Ermenileri ve bu gün Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan’da yaşamak zorunda bırakılan hala sürgün yaşayan Kafkas Kürtleri gibi.. ***Teknik aksaklılıklarına rağmen daha önce yayınlanan "Ermeni-Kürt Kırımı" yazımı okumanızı tavsiye ediyorum  

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.