Ana içeriğe atla

Barak OBAMA DÖNEMI

ABD’de yapılan genel seçim sonucu siyah derili birinin ilk defa, ABD gibi dünya imparatorluğun baskanı olarak seçilmesi önemlidir. Sürekli aşağlanan bir halkın, altmış yıl önce restorant, kahve vb. yerlerde beyazlarla yan yana ve rahat oturamayanların hikayesinin kolay degişmeyeceğini biliyorum. Ama kendilerine bakış açıların değiseceği zorunda kalınması güzel bir baslangıçtır. Bazıları ABD çıkarlarının esas oldugunu, beyaz veya siyah birinin seçilmesi fark etmiyor diyorlar. Bende diyorum ki; madem fark etmiyor, bundan sonrada siyahlar yönetsin ! Barack OBAMA, 20 ocak 2009'da George W. BUSH’tan ABD başkanlık statüsünü devr- alarak göreve basladı. OBAMA bundan böyle MacGyvers’in ulusu olarak tanımlanan geçmişin efendi ırkının vizyonunu düzeltme çabasıyla yönetecek. Takriben 1600 lerde kafileler halinde Amerika’ya köle olarak getirilen siyah derili insanlar, üç asır boyunca beyazlara hizmet etmekten ve asağılık ihtiyaçlarını görmekten başka vasıfları olmadığı biliniyordu. Demek ki; eşit koşullarda yapılacak yarışmalarda, kendilerini üstün ırk zanedenler, aşağıladıkları ırkların, ezilenlerin hizmetinde hiç çıkmayacaklardır. Barack Obama dönemi; Siyah derili halkların pskolojisini etkiledi. Bu durum öz güvenlerini kazanmalarına dolayısıyla Martin Luhter King ve Sankaraların önemini daha iyi kavramalarına yarayabilir.Thomas SANKARA, Afrika daki sömürgecilere karşı verdiği mücadeleden dolayı arkadaşlarıyla birlikte 1987'de katl edilmisti. Afrika halkı öndersiz kaldı. Burkina Faso dogumlu Sankara, bütün bir Afrikanın idolu olmustu. Sankara’nın öldürülmesi ABD’de insan hakları için mücadele eden bir heyet tarafından arastırma konusu olmustu. Fakat arastırma saibeli bir sekilde sonlanmıstı. Obama hükümeti dünya çevresinde devriye gezmeye devam edecegine göre bu olayı’da aydınlatması vizyonu açısında önemli olacaktir. Dilerim Obama, siyah derilerinden dolayı amansız asagılanan ve avlanan Afrikalılar’ın hikayesini Amerika’nın büyük devlet çıkarlarına basamak yapmayacaktır. Amerika büyük bir emperyalist devlettir. Cıkarları’da büyüktür. Sayın Barack OBAMA’nın bu büyük çıkarları katlayacağından süphem yok, Dolayısıyla ABD’nin büyük stratejik hedeflerinden bir değişim olmayacaktır. Bu dönemde mevcut hedeflere daha güller yüzlü bir siyasetle gitmeleri muhtemeldir. Zaten böylesi bir vizyona ihtiyaçlarıda yok degildir. Dolayısıyla yıllardır uluslar arası insan hak, hukukuna tecavüzden sınır tanımayan, kendi halklarını ırk ve inanç manyagı yapan, Kürt katliamlarıyla stres atan, gerici, sömürgeci bölge devletlerin hizaya sokulmasından vaz geçmeyecekler. Kürtlerin Güney Kuzey, Dogu ve batı bölgelerinde devletlesmelerinde veya federasyonlasmalarına destek olmaları ABD’nin zararına olmadıgı biliniyor. Cünkü Kürtlerin her dört parçada, özgürlesmesi ABD’nin çıkarlarılada örtüşüyor. Güney Kürdistan ABD’nin iyi bir müttefikidir. Ortadoğunun demokratiklesmesi, Kürtlerin özgürlügüyle mümkündür. Zira kürtler ortadoğunun en dinamik, demokratik ve değişim güçleridir. Özetlersek; Kürtlerin devletlesmesi sömürgeci, despot müslüman bölge devletlerin dışında hiç bir devletin zararına olmayacaktır.Sonuçta sayın BUSH la uygulanamayanlar, sayın OBAMA ve dıs işleri bakanı, Hillari Cilinton’un demokrat parti kimliklerine uygun, demokratik şiddet biçimde uygulanacaktır. Türk, Iran, Süriye sömürgecileri, Bush’a küfür edip OBAMA’yı överek bosuna heveslenmesinler. Merkez ile baglantısızların çelişkisi devam edecek, merkez sana benzemeyeceğine göre, seni seninle veya baska türlü dönüstürecektir. Yirmiden fazla devletçiklere sahip Arap totaliter, kraliyet mafyaları, Yahudi düsmanlığıyla kitleleri uyutan Molla rejimi ve Kemalist çete, mafya devleti mevcut konumlarıyla zorunlu ve köklü dönüşümlere mecburlar. OBAMA yönetimi bu kirli sicile sahip devletlerin insanlık dışı politikalarına uygun davranırsa ABD’nin sicilini temize çıkaramaz.Ortadogunun istikrarsızlık ve terör üretmesinin tek kaynağı bu terorist devletlerin varlığıdır. Dolayısıyla Türk, İran, Süriye gibi anti demokratik ve kitlesesel şiddetin oldugu gerici, diktatör devletlerle ve mevcut halerinin devamından yana bir politikanın orta-doğu çıkarlarına ve dünya dengelerine denk düsmeyeceği biliniyor.Sayın Bush’la ilgili’de bir iki şey belirtmeliyim. George W.BUSH’un baskanlığında uygulanan ABD’nin ortadoğu siyaseti bir yanıyla olumlu oldu. Hedef ve çıkarları ne olursa olsun, SADDAM gibi bir gangesterin azınlık suni iktidarına son verilmesi, Güney Kürdistan ve müslüman olmayan etnisitelerin ve Arap şii’lerin özgürleşmesi için tarihi bir baslangıç oldu. Bölgenin diğer kabadayı devletleri olan Türk, İran, Süriye diktatörleri içinde önemli bir korku ve ders niteliğinde olmuştur. Ayrıca tarihi boyunca emsalleriyle değil, zayıf ve savunmasız halkları katletmekle ünlenen TC ordusunun başına çuval geçirilmesinin BUSH yönetimi dönemine deng gelmesi; Osmanlı, Türk işgal geleneğinden çekmiş bütün halkların sempatiyle karşılaması değerlidir. Dünya’yı yöneten sermayenin nitelik değiştirmeyecegini bilmek için stratejist olmak gerekmiyor. Bundan sonrada ABD ve AB’nin direkt veya indirekt yardımı olmadan ortadoğu halklarının kendi zalim yöneticilerinden kurtulacağına ve ortadoğu’da bütün halkların yararına kalıcı bir barışın tesis edileceğine inanmıyorum. Filistin için timsah göz yaşlarını döken Türk, Pers ve Arapların; Israil’in Filistin halkına yaptığını, kat be kat ve en beterini Kürtlere uyguladılar.Aslında Israil devleti; Türk, Pers ve Arap devletleriyle karşılaştırıldığında, ortadoğu’nun en demokratik devleti olmaktadır. Bu gerçek Israil yönetiminin uyguladığı siddeti haklı çıkaramaz. Siz hiç Kürtlerin katliamlarını protesto eden Filistin örgütlerine rastadınız mı? Genel olarak Pers, Türk, Arap müslüman örgütlerine rastladınız mı? Ama Filistinlilerin özgürlügü için sehit düsen onlarca Kürt Gerilla’nın olduğunu biliyorsunuz ! Hatta Pers, Arap ve Türklerin insanlaşmaları için şehit düşen Kürtlerin hadi hesabı yoktur. Kürtler; herkes için kolay mücadele eden konumlarıyla kendilerini basitleştirmişlerdir. Dolayısıyla etnik kimliklerini öz dinamiklerini bayraklaştırmayarak, ulusal kurtuluşlarını geciktirmişler... Ortadoğunun üçüncü kalabalık nufusuna sahip Kürtler ve Fransa’nın cografik büyüklüğüne sahip Kürdistan’ın, dorte üçü sömürge altındadır. Bu işin birinci derece sorumlusu Ingiliz, Fransız ve Alman devletleri olduğu biliniyor. AB Kürtlere iliskin hukuksuzluğuna son vermelidir. Devletleşen uluslara verdikleri desteği Kürtlerede vermeliler. Ortadoğu’da 50 milyonun üzerinde olan Kürtler; işgalci, katil müslüman devletlerden kurtulmaları için yardımcı olmalılar. ABD, burjuva demokrasi ve hukukunun olduğu emperyalist bir ülke olmasına rağmen AB emperyalistlerinden daha az riyakârdır. Bu tip ülkeler koydukları kanunların işlerlik kazanmasını önemserler. Toplumsal yaşam, etnik ve inanç farklarına ve birey haklarına’da önem verdikleri bilinir. Obama kendi iktidarına umut bağlayan milyonlarca insanı hayal kırıklığına uğratmamalıdır. Özellikle onuru zedelenmiş, daima aşağlamış ve Kürtler gibi sömürgeci, işgalcilerin istilasına defalarca uğramış ve köle muamelesini görmüş zenci halkların sahşında emsallerinin de sempatisini kazanacak bir barış siyasetini izleme ihtimali hiç şüphesiz ABD halkının vizyonu içinde önemli olacaktır.Ermeni ve Kürt halkına jenosit uygulamış, jenosit suçu işlemiş, işgal, inkâr ve sömürgeciliği bir asıra vardırmış, Kürdistan cografyasını, Kürtlere mezar etmiş Türk, İran ve Süriye devletlerin, işgaline son verilmelidir. Kürtler özgürleşmeden kalıcı bir barışın olmayacağı herkesin ortak görüşüdür. Kürdistan ı işgal eden bu asalak devletler, kürtlerin ensesinde düşmedikleri müddetçe, sadece Israil Filistin sorununun çözümüyle ortadoğuya barış gelmeyecektir. ABD, TC’ye tanıdığı imtiyaza son vermelidir. Ermeni jenosidini tanımalıdır. Kürtlere uygulanan ve zamana yaydırılmış jenosidin araştırılması ABD ve AB’nin müdahalesine bağlı olduğu gözardı edilmemelidir.[email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.