Ana içeriğe atla
Submitted by Hasan H. YILDIRIM on 22 April 2012

Mesud Barzani, Türkiye’yi ziyaret etti. Üst düzey görüşmelerde bulundu. Buraya kadar normal. Sizi bilmem ama bana göre bu görüşmelerde bir anormalik var.

Mesud Barzani’nin Türk tarafa güvenceler verdiği söyleniyor. Türk tarafın yorumlarına bakılırsa Türkleri rahatlatan bir görüşme olduğu anlaşılıyor.

Kürdistan meselesi konusunda Türkleri rahatlatan șey Kürd milleti için ferlaket demektir.

Mesut Barzani Türk tarafına ne güvenceler verdi de Türk tarafınırahatlattı?` Bu açıklanmıyor, Kürd milletinden gizleniyor.

Türk tarafı görüşmelerde ne aldıklarını açıkladılar. Kürd milletinin felaketi üzeri kurulu bir yaptırım paketini Güney Kürd önderliğin önüne koydu. Ev ödevi olarak.

Bildiğiniz gibi Türk yöneticileri geçmiște Güney Kürdistan yöneticileri hakkında hiç de olumlu konușmuyorlardı. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Mesud Barzani için “bir aşiret reyisiyle görüșmem” demiști. Bunu diyen Erdoğan yoluna kırmızı halılar döșeyerek karșıladı onu. Soruyorum, ne değiști de Türk Bașbakanı,“Görüșmem!” dediği Barzani’yle görüștü?

Bu sorunun cevabı,“Barzani Türk tarafınırahatlattı” sözünde gizli.

*

Yukarda sormuștum, tekrar soruyorum: Mesut Barzani Türk tarafına ne güvenceler verdi de Türk tarafı bu kadar rahatladı?

Bu sorunun cevabınıBarzani’nin vermesi gerekiyor.

Kürd kamuoyu kendisinden doyurucu bir açıklama bekliyor.

Çünkü Türk tarafın iddiaları yabana atılır cinsten değil.

Barzani’nin ne güvenceler verdiğini bilmesek de bu konuda elimizde fikir yürütecek bazıbulgular var.

İddiya göre; “Türk hükümeti kendi Kürt sorunun “çözümünü” Barzani’ye ihale etmeye çalışıyor.”

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi EDAM’ın başkanı eski diplomat Sinan Ülgen, “Esad sonrası dönemde Suriyeli Kürtler, Irak Kürt Yönetimi’nin desteğiyle bağımsızlık olmasa bile belirli ölçüde özerklik elde ederse, bu bölgedeki diğer Kürtlerin ayrılıkçı eğilimlerini körükleyebilir. Bu önemli bir risktir. Ama Barzani Türkiye’ye gelmeden önce bu korkuları yatıştıran bir dizi açıklamada bulundu.” diyor.

Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Başkanı Burhan Galyun’un; “ Suriye Kürdistanı diye bir şey yoktur ve federal çözüm bir hayaldir” dediği bir zeminde Mesud Barzani’nin Güney-Batı Kürdistan sorununu köleliğin bir bașka türü olan “vatandaşlık” düzeyinde ele alması Türk egemenlik sisteminin zeminidir.

Kuzey ve Doğu Kürdleri TC ve İran devlet vatandaşıdır ve problem ortadadır. Daha önce Güney Kürdleri de Irak devlet vatandaşlarıydı. Ama buna rağmen yıllarca silahlı mücadele verildi, enfaller, Halepçeler yaşandı. Vatandaşlık sorunu çözmek için yeterli değilmiș demek!

PKK sorununu bir tarafa bırakıyorum.

Saçından tırnağına kadar çağın en modern silahlarına sahib sömürgecilerimizin inkar ve imha politikalarının tüm hızıyla sürdüğü günümüz koşullarında; “Silah çağının geride kaldığı” genellemesi, sömürgecilerimizin empozesi olarak algılanmalıdır.

Bunu Kürdistan’ın diğer parçalarına dayatan Mesud Barzani’ye biri; “Be kardeşim, madem öyle, o halde niye Irak merkezi hükümetine ile sorun yaratıyorsunuz? Peşmerge kuvvetlerini niye dağıtmıyorsunuz?” diye sorarsa, ne cevap vereceğini merak ediyorum.

“Biz bașkayız, silah bize helal, size haram!” diye mi cevap verecek?

Bunlar hayati sorular ve mutlaka cevap verilmesi gerekiyor.

*

Bunlar dıșarıyansıyanlar. Birde kapalı kapılar ardında konuşulanlar var, tabii olarak. Kapalıkapılar ardında konușulanların daha vahim șeyler olduğundan kuşkum yoktur.

Bir ara Güneyli siyasal güçlerden bayağı umutlanmıştım. Fakat huylu huyundan vazgeçmiyor. Güneyli siyasal güçlerin Kürdistan’ın diğer parçalarına ilişkin bir gönül bağı bile olmadığı aslında çoktan açığa çıkmış bir gerçeklikti. Fakat bunu kabullenemiyorduk, ama işin aslı bu.

Güneyliler için önemli olan “Kürdistanî xuman”(Bizim Kürdistan) dedikleri Kürdistan bölgesidir.

Büyük sorunları olsada önemli mevziler elde ettiler. Petrol denizi üzerine oturmuşlar. Türklerden öğrenmiş olacaklar ki, “devlet malı deniz yemeyen domuz!” hesabı köşeyi dönmeyen parti yöneticisi yok gibi.

Yönetici elitin ele geçirdiği imkanları Kürdistan’ın diğer parçalarıyla paylaşmaya hiç niyeti yok. Bunun da ötesinde, öteki parçalar için risk almayacakları gibi, çıkarlarıgereği sömürgeci devletlerin “kırmızı çizgileri” konusunda da kendilerinden istenen hassasiyeti göstereceklerdir.

Bir bașka ifadeyle Güney Kürdistan’ın siyasal önderliği Lozan sisteminin içine çekilmiştir.

Doğru olan “güneyliler bizide kurtaracak” vehmine kapılmadan diğer parçalardaki siyasal güçlerin, bir an önce derlenip toparlanmaları, kendi bașlarının çaresine bakmalarıdır.

*

Ne demişti Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan?

“Düşünmeseniz Kürd sorunu diye bir sorun olmaz!”

Düne kadar Kürdistan sorununu çözecek tek kiși diye alkıșlanan Türk bașbakanı’nın Kürdlere bakıșıbu. Varın geriye kalan Türk devlet adamlarının durumunu siz düșünün.

Bu açık gerçeği göz ardıederek Türklere, sömürgeci sistemi meșrulaștıracak güvenceler vermenin vebali büyük olacaktır!

Kuşkum budur!

Uyarım da budur!

21 Nisan 2012

Selamlar Hasan Guney konusunda kusku duymakta haklisin cunku senin tahminlerin esyanin tabiatina pek uygun. esyanin tabiati dedim bunu bekledigimiz, hulya ettigimiz gibi degil oldugu gibi tabiati gordugumuzde birinci rahatlamayi becermis olacagiz guney kurdistanin oyle uzun uzadiya sosyal analizini yapmak gerekmiyor orda yukarida sozunu ettigim tabiati belirleyen neler var? bana kizan cok olur ama ben soyliyeyeim koylulukten kendi dogaligi icinde degil feci bir  ani etki ile kopup acaip sehirlere yigilan kurd kitlesi bu kitle uc vakte kadar bizim gonullerimizden gecen turde bir seyler uretmemez bu kaba saba bir gozlem ve haliyle kaba saba yanlis yani cok olacak bir yuzeysel tahlil isi ince ayar yapsan da cikacak sey bence cok farkli olmaz-bu da benim spekulatif ongorum hemen kuzeyin tabiatina geciyorum bugun rojeva da bir anket sonucu var birazdan asacagim bir de ali kizil adli bir kurdun TARTISMA yaratacak bir yazisi ben -TARTISMA yaratacak- ibaresini koydum mu yaziyi  begenmissim demektir yaziyi begenmem, o yazida soylenenlerle ayni fikirde olmak anlaminda da gelmiyor ayni fikirde olmak aslinda beni fazla heyecanlandirmaz guzel, iy,i begenilen yazi insani tartismaya sevketen dusunduren yazidir. simdi senin tedirgin yazin ali kizilin GERCEKCI olmaya ozen gosteren yazisi ve su sozunu ettigim anket sonuclari onumue dusunce beni ister istemez refleksiyon yapmaya zorlamis oluyorsunuz bu cok iyi buralarda bir konu acilidiginda tersinden veya duzunden fikir belirtip tartisan cok az tartismanin (yani kendi fikrinde inatla israr eden degil, karsi tarafin soyledikleri uzerine kafa yoran bir tartisma kastettigim) artmasi lazim aksi halde kurdistan da benim odak kesim olarak dusundugum yeni nesilin okuyan ve uretime dogru meyl etmis kusaklarinin kafasinin ici bir sure daha klasik siyasi gruplarin ivir ziviri ile dolacak veya bu klasik siyasetten bikmis kusaklar bu adamlarin su an icin temsilciligini yaptigi kurdistan siyasetinden uzaklasacaklar bu acidan analiz asamasindan daha onemli kurdistan da zihinsel CONCENT i bilim sanat ve cagdas perspektifte olsuturacak bir ortak dinamige ihtiyac var bu dinamik ortada olsa ne barzani ne talabani hatta apo da sahipszi bosatan girmis kipti gibi davranamazlar bugun icin toplumu cekip cevirme ve zihinsel concenti olusturma aparati onlarin elinde bu aparat siyasi guc aparati degil ele gecirmesi cok cok daha kolay elde tutmasi ise cok caba isteyen kaliteli olmasi cok cok daha fazla caba isteyen bir mekanizma burdan orgutlenme yetenegi olan kurdlere su gunlerde isitilan kurdistan kongresin 21 yuzyilda artik sadece siyasi fokuslu olmaktan cikarip kurdistan da zihinsel CONCENTI olusturacak bir yapida olusturulmasi onerilir (zaten siyasi derlerin basini birileri coktan tutmus vaziyette) okulu, ekolu hatta ciddiye alinir gundelik gazatesi olmayan parcalanmis kurdistanin (buyuk kurdistan terimini kullanmamaya ozen gosteriyorum bizim hak hukumuzu gaspetmis cevrelerin, bizim temel haklarimiza emperyal, itici  sus vermek icin sectikleri bir terim bu "buyuk kurdistan".buyugu kucugu yok,  kurdistan kurdistandir,  onu en iyi anlatan sifat parcalanmis olmasi) bu zihinsel concent konusuna yeniden yeniden donecegim senin tedirgin uyarici yazini okuyunca hem keyfinin kacirmaman hem de tartismayi devam ettirmek acisindan yazayim dedim. dip Not: Guneylilerin (Barzani nin) Tc ile olan iliskilerinde yapmak zorunda oldugu seyler ile yapmasi illa gerekmedigi halde yaptigi seyleri dikkatlice ayirmamiz gerek. Guneylileri guneyde olusturacaklari kulturel atmosferde munasip bir yola girembilseler, hurmetler HeK

Benim sorunum, Mesut Barzani'nin Türkiye'ye ne verdigi ve karsiliginda ne aldigi degildir. Kaldiramayacagi taahudler altina girmesidir. Hasan Hüseyin'in dedigi gibi, "Türkleri rahatlatan sey Kürtler için felaket demektir". Tarihimizde zaten hep böyle olmadi mi? Barzani'nin, tarihi hatalar yapmasini engelleyecek bir güç dengesi güneyde yoktur. YNK sus-pus, Gorran "silahsiz" ve iktidar ortagi degil. Her sey Kak Mesut'un aklina ve yetenegine kalmistir. Kürdistan kamuoyunu bilgilendirme diye bir kaygisi yoktur onun. Asil mesele Suriye Kürdistan'idir. KDP ve Kürdistan Federe Devleti ne yapacak? Suriye Kürtleri kendi kaderine birakilirsa bu bir ihanet olacaktir. Eger Barzani bu meselede Türk devletinin istedigi "karismama", yardim yapmama taahudunde bulunmussa bu büyük bir hata olacaktir. Herkesin; Iran'in, Türkiye'nin ve basini Saudi Arabistan'in çektigi Arap blokunun Suriye'de ölümüne bir çatisma içinde oldugu bir süreçte Suriye Kürtlerini korumak görevi öncelikle güney Kürdistan Federe Devletine düsmektedir. Bunu yaparken O, sonderece ihtiyatli olmak zorundadir. Ortadogunun kadim "kurtlar sofrasinda" çatismaya girmek güney Kürdistan'a pahaliya mal olabilir. Bu bakima son derece hesapli olmak ve dogrudan çatisma içine girmeden bir yol bulmak gerekiyor. PKK simdiden Suriye Kürtleri üzerinde terör estiriyor. Örgütlenmelerini ve hak talep etmelerini engellemeye çalisiyor. Bundan dolayi, güneyli siyasi güçler, Suriye Kürtlerine örgütlenme imkanlarini vermelidirler. Bu hadisede Türk devletinin istedigi taahutler altina girilemez. Türk çapulcularina biraz daha fazla petrol verilmeli ama Suriye Kürtlerinden vaz geçilmemelidir. Suriye Kürdistan'i, güneyin Ak Denize açilmasinin kapisi olabilir. Bu alanda orta ve uzun vadeli hesaplar simdiden yapilmalidir. Iran, kendisine 10 milyar dolara mal olacak 5 bin km'lik bir boru hatini dösemeyi düsünüyorken ve bunun savasini veriyorken, Güney Kürdistan Ak deniz'e açilmayi düsünmemezlik yapamaz. Bi silavën germî... MM

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.