Ana içeriğe atla
Submitted by Hasan H. YILDIRIM on 4 April 2011

Kürd milleti bir taraftan sömürgeci sistem, diğer yandan sistemin olmuş ve olmaya aday Kürd odakları tarafından rehin alınmıştır.

İster sistem, ister Kürdler adına siyaset ediyorum diyen kimi çevrelerin ortak hedefi Kürd milletini Türk egemenlik sistemi içinde eritmeye odaklanmıştır. Bunu görmek gerekir. Türk sistemi politika ve uygulamalariyla çırılçıplak olarak ortadadır. Resmi politıkası Kürdleri inkar ve imha edilmesi üzerine oturtulmuştur. Aslında kişisel, ailesel, çevresel çıkarlar temelinde değilde, Kürd milleti çıkarı açısından meseleye bakıldığında kimi Kürd politik çevrelerinde Türk sisteminden pek faklı olmadıkları görülür.

Kimi Kürd çevreleri ihanetin başını çekerken, kimide yalakalıkta terfi etmektedir. Kürd katillerinden “kardeş” keşfetmektedirler. “Ortak yaşam” öngörmektedirler. Bunu yaparlarken Kürdler adına konuştukları pozuna bürünüyorlar. Terbiyetsizlik ediyorlar.

Kürd millet bireyi olarak Türk diye bir kardeşim yok. Türk ile kan davam var. Türk'ü düşman bildim. Kii onlar da zaten Kürdleri düşman olarak görmektedir. Her Kürd Türk egemenlik sistemi için potansiyel bir tehlike olarak görülüyor. Sadece neslini inkar eden, kendini Türk ilan eden, Kürdlere karşı Türklerin safında savaşanların sırtını sıvazliyor. Onları sevdiğinden değil. Kullanmalarından çıkarı olduğu için. Bunların çoğunluğunun akibetide korkunç olduğu belgeler söylemektedir. “Milletine ihanet edenler yarın bizede eder” mantığı ile bu kesim kullanıldıktan sonra icablarına bakıldığının sayısız örnekleri vardır.

Düşman korkunç ve kurnaz. Şakası yok. Kürd'ün varlığını kendi yok oluşu olarak görmektedir. Bu nedenle Kürdleri tarihte yok etmek olarak sistemlerini oluşturmuş. Değişeceğide yok.

Bunca deneyime rağmen Kürd millet düşmanı Türk şahsında “kardeş” keşfetmek “ortak yaşam” öngörmek kendi idam fermanını imzalamak demektir.

O halde mesele açık. Türk “kardeş” değil, düşman.

Demek ki, seçeneğimiz belli.

Nedir bu?

Türk egemenlik sisteminden toptan kopuş.

Kürd milletini kurtuluşa taşıyacak seçenek budur. Bunun dışında baş vurulacak her yol ve yöntem Türk egemenlik sistemini meşrulaştıran yaklaşımlardır.

Bu temelde İmralı patentli BDP'nin şu an baş vurduğu komik eylem değerlendirildiğinde Türk egemenlik sistemini meşrulaştırma eylemi olduğu açıktır.

Taraflar net olarak bellidir. Ya Kürdlerden, ya Türklerden yanasınız. Orta bir yol yoktur.

Kürd milletini tarihte yok etmeyi önüne koyan, insanı ve tabiatıyla Kürd-Kürdistan'ı tarumar eden, soykırım uygulayan, inkarı dayatıp insanlarımızı zorla asimilasyondan geçiren, ülkesinden zorla koparıp sömürgeci ülkeye göç ettirerek milli bünyemizi bozan, her türlü insanlık uygulamayı üzerimizde uygulayan bir sistem sahiplerini Kürdlere “kardeş” tayin edenler Kürd milli politıkası temsilcileri olamazlar.

Türk egemenlik sistemini topyekün hedeflemeyen bir yapılanmaya Kürd siyasal gücü denilemez. Türk devletini, bir bütün olarak kurumlarını, sembollerini “bizimdir” diyen yapılanmalar Kürd siyasal gücü olamaz.

Bu siyasal yapıların yaptığı Kürd milletini Türk sömürgeci sistemi içinde eritmektir. Bunun adı yurtseverlik olamaz. Bu yaklaşımın ihanet odağı ve yalaka Kürdlerin zoruna gittiğinide biliyorum. Daha esnek olmak gerekir diyen çevrelerin olduğunuda. Sorun kişisel bir mesele değil. Eşyayı kendi ismiyle ifade etmek kaçınılmazdır. Kişisel bir çıkar olsa lanet olsun der işin içinde çıkabilirsiniz. Fakat sorun bir milletin sorunudur. Ortada bir millete ihanet ediliyorsa bunu dile getirmek, bu suçu işleyenleri teşhir etmek milli bir görev ollmanın ötesinde insani bir görevdir.

Şu an İmralı patentli yapılanmaların üst kademesinde yer alanlar ve Türk devletinin sınırlarına saygılıyız diyen diğer Kürd çevreleri neye hizmet ettiklerini bilmiyorlar mı? Bal gibi biliyorlar. Bilmeyen birileri varsa şamar oğlanına çevrilmiş zavalı Kürdistan halkıdır.

Bu çevrelerin Kürd milletine hizmet etme diye bir dertleri yoktur. Varsa yoksa bireysel, ailesel ve çevresel çıkarlarıdır. Bunun için Kürd milli haklarını toptan satışa çıkarmışlardır.

Türk egemenlik sistemin en alt veya en üst bir kurumundan bir mevki sahibi olmak için bireyi olduğu milletin hiçbir hakkına sahiplenmeyen ve hatta karşı çıkan, Kürdlerin millet olmadan doğan haklarından vazgeçerek bu hakları gasbeden Türk sistemini kabul eden ve sembollerini Kürdlerindirde diyen Kürd siyasi çevrelerin niyeti ne olursa olsun düşünsel ve eylemsel duruşlariyla düşmana hizmet etmektedirler.

İmralı güdümündeki odakların niteliği ve Türk devletinin sınırlarına saygılıyız diyen tüm çevreler bu kategori içindedirler.

Bir bütün olarak bu çevreler derin bir ihaneti yaşıyorlar ve Kürd milletine yaşatıyorlar. Kürd olarak Türk sistemin hukukunu Kürdlere dayatıyorlar. Bunu yaparlarken izledikleri ince siyasetle Kürdleri dağa çıkararak, sokağa dökerek milli dinamiklerini yok ediyorlar. Kürdlerin Türk sistemine duydukları kin ve nefreti boşa çıkarıyorlar.

Dikkat edin İmralı patentli BDP'nin son günlerde başlatığı komik eyleminin sivil ittiasızlıkla ne alakası var? Kürd milletinin hangi temel hakkı ileri sörülüyor? Hiçbirisi. Bu eylemlerin amacı Türk sistemine karşı kin ve nefretle dolu Kürdlerin enerjisini boşa çıkarmaya endekslidir. Yanısıra iş yapıyorum havasını empoze edilerek Haziranda yapılması düşünülen seçimlerde birkaç vekili Türk meclisine göndermek, birkaç il ve kazada belediye başkanını seçtirebilmektir. Bunun Kürd millet haklarıyla bir alakası yoktur.

Türk meclisi Kürd millet iradesini gasbeden sistemin temel kurumlarından biridir. Oraya gidip ve hele o ırkçı andı içmek hainliktir. Kürd-Kürdistan yurtseverliğini boşa çıkarmaktır. Türk sistemini meşrulaştırmaktır. Bu siyasetin temsilcilerini Kürd siyasi çevresi olarak adlandırmak akıl almaz bir yanılgıdır.

Bizim gibi ezen-ezilen, sömürgeci-sömürge ilişkisi içinde olan dünyada sayısız örnek var. Ve hiçbirisi şu an Kürd millet potansiyeli üzerinde egemenliğini kurmuş yapılar gibi davranmamışlardır. Bunun en bariz örnekleri İrlanda ve Bask partilerin tutumudur. Seçimlere katılırlar. Kendi temsilcilerini seçerler. Fakat İngiltere ve İspanya parlementosuna göndemezler. Onları oraya gönderip kraliçe ve krala bağlılık yeminleri ettirmezler. Bunu ihanet sayarlar.

Peki İmralı patentli partilerin bugüne kadar yaptıklarını nasıl okumalıyız? Siyaset yapıyorlar deyip geçiştirebilir miyiz? Doğru siyaset yapıyorlarda, ama kimin siyasetini? Türk meclisinde olmayan namus ve şerefleri üzerine Türk devletine bağlılığını ilan etmek kimin siyaseti? Atatürk ilkelerine bağlılığnı deklere etmek kimin siyaseti? Türkiye'nin birlik ve beraberliğini koruyacağını ifade etmek kimin siyaseti?

Bu Kürd siyaseti değil, Türk sistem siyasetidir.

Bu ihanet değilde nedir?

Şu an var olan diğer legal Kürd partilerin gerçi o güçleri yok, ama velevki seçildiler. Diğerlerinden farklı mı davranacaklar? Hiç sanmiyorum. Onlarda aynı yolun yolcusudurlar.

Fakat Kürd milletin ve politik güçlerin önünde başka bir yolda var. Bu yol Türk sistemini toptan rededen ve önünü Kürd dünyasını inşa eden yoldur. Bu yol tutulmadan Kürdlerin kurtuluşu mümkün değildir.

Aslında bunu uygulamanın ortamı var. Newroz katılımına bakıldığında bunu gerçekleştirmenin kitle açısında bir sıkıntısı yok. Eksik olan bu kitleyi Kürdlerin millet olmadan doğan hakları temelinde yönlendirmektir. Dikkat edin. Ayaklandırmak demiyorum. Halkımız zaten ayaktadır. Mesele onu kendi kurtuluşu için yönlendirebilmektir. İşte eksik olanda budur.

Bu, şu an Türk sisteminin olmuş İmralı patentli odaklardan beklenemez. Onların görevi ayağa kalkmış Kürd halk kitlelerini barajlamaktır. Onlar Türk sistemin sigortası görevini görüyorlar.

Şu an Kürd millet hakları temelinde bir çağrı yapılsa milyonlar sokağa dökülür. İstenecek tek bir hedef olmalı.

Kürdler için bir statüko!

Türk egemenlik sistemi dünyanın bu koşullarında bir soykırım göze alamayacağına göre Kürdler için bir statüko elde etmek mümkün. Ama Kürd kitlesini rehin almış İmralı odaklı siyaset bunu engelemektedir.

Bu görülmeden ve aşılmadan Kürdler daha çok ağır bedel öderler.

3 Nisan 2011

Merhaba BDP nin eylemleri sivil itaatsizlik sayilir mi? bu soruya makul bir cevap icin simdi sivil itaatsizlik eylemi (SIE) nin ne olup olmadigina birilerinin karar vermis olmasi gerek. bu terimi modern zamanlarda  (antik tarihi karistirmazsak) ilk ortaya atan olarak bilinen amerikali bir vatandas (adini hatirlamiyorum ancak wiki den civil disobedience yazarak bulunabilir-ben usendim dogrusu. isim den cok adamin yaptigi ve tarifi onemli oldugu icn de cok acil bilgi degil). bu eylem bicimini US-mexica savasinda , yani 1800 lerin sonlarinda formule etmis.  burda cerceve belli: bir devlet var US siz de bu devletin icinde bir bireysiniz (bu SIEyi ilk gundeme tasiyan kisi oluyor) devletin genel yasalarini taniyorsunuz ancak bireysel ozgurluklerinizi kisitlayan bazi yasalarini benimsemiyor ve bu tavirinizi da yasanin size dayattigi mecburiyeti yerine getirmeyerek (ancak oteki yasalara da uyarak)  gosteriyorsunuz. bizim amerikali mexica savasina bir birey olarak katilmak istemedigi icin sanirim vergi vermeyi redderek hem eylemini yapmis hem de formulsayonunda devlet gibi bireyin ZIHINSEL ozgurluklerini denetlemeye kalkan yapilara karsi bireyin (civil burda bireyle temsil edilmekte olan uygar-ligin simgesi) zihinsel serbestisini savunuyor filan. tabbi bu adini kolay unutacagimiz kadar meshur olamayan aamerikali ile degil SIE Gandi ile meshur bir yontem oldu. dolaysiyla Gandi nin SIE cercevesine de bakmak ogretici olabilir. gene hafizaya guvenerek yaziyorum-detaylar icin net kaynaklarindan guvenilir olanlara bakilabilir (daha detay icin ugrasan da zaten benim bu yuzeysel yazimi okumasi da gerekmez-bu tur kisler burya kadar yaziyi okumus ise  kendisi bize bilgi ve perspektif veren bir iki satir yazsa ne guzel olur) efendim Gandiji ne bileyim GB nin hindistandaki tahakkumunun en onemlisi olarak zihinsel tahhakume fokuslanmis ve SIE lerini hindlilerin bu ZIHINSEL tahakkumu kirmaya davet ederek kurgulamis mesela  GB de uretilen ve geleneksel Hind el tezgahlarini tarumar eden tekstil urunlerini almama kampanyasi daha sonra tuzunu kendin ureterek onemli bir yasaya (ama can alici bir ekonomik mekanzimaya degil) karsi cikma egzersizi olarak tuz uretimi isini de SIE olarak orgutlemistir. bu da GB nin koydugu kurallari hice saymayi ogreten sembolik bir SIE dir. dikkat edilirse tuz uretmeye kalkanlari tutuklamaya gelen somurge polisine direnilmemis. yani fiziki direnc gosterilmemis. sadece inatla tuz uretmek icin caba sarfedilmis vs vs. burda beliren genel cizgi ne? birey uzerinde tahhakum kurmak isteyen bir yapinin (bu orneklerimizde devlet, ancak bal gibi  bir orgut te olabilir) bireyin saglikli gelisimi icin elzem olan ZIHINSEL alanlarini savunma amacli  siddet icermeyen ve bu ana eksen disindaki diger yasalarla problemli olmayan eylem bicimi. bu kriterlere bakarsak sokakta abdo serbest kalsin,  ya ozgurluk ya ozgurluk  vs vs diyerek her hangi bir temel zhinsel baskiyi hedeflememis hic bir eylemi ciddi bir SIE saymak dogru olmaz. bunlar izinsiz gosteri  korsan miting vs sayilir faydalari olabilir vs ancak BDP nin hakkini yememek lazim son gunlerde  bebelere her sabah tekrar etirilen irkci fasist vahsi turk andina karsi  bir eylem baslatmaya yeltendiler (daha once galiba yasal yollardan bu andin iptaline basvurmuslardi) iste bu  tam da bomba gibi bir SIE olabilecek mevzudur her sey bir yana ise once cocuklarimizin ZHNINI, ahlakini, bicimlenmesini, ve gelecegini korumakla baslamak da cok onemli. BDP bu isi surdursun ben bu bir yakasini abdo melunan kaptirmis bu partiye destek olmaya varim. bir SI bireyi olarak tabi-arkamda asiret veya grubum veya buna oy verin ulan dedigimde oy verecek sakritim filan yok-olacagi da yok bir birey olarak benim destegimi isterlerse bu tur TEMEL mevzularda sivil veya kombatant eylemler yapsinlar ben varim demek ki neysmi BDP de SIE yapabilyormus bir de abdo  DIKTeleriniATOR etmeseler, kurdlere  farkli kapilar acabilecek bir orgute donusebilecekler. bu cenaha da lazim bir SIE  hurmetler HeK

HeK merhaba, yıllardır tartışıyoruz sanırım birbirlerimize söz geçiremiyoruz dönüp dolaşıp başa dönüyoruz nasıl mı? sorun ne biliyor musun? esası bir yana bırakıyoruz işin varyantlariyla uğraşıyoruz hani diyoruz ya "yaparlarsa, ederlerse, sürdürürlerse" hiç düşündünmü niye herşeye kuşku ile bakıyoruz ve SA SA SA ile kelime ve cümleyi bitiriyoruz bunun üzerinde biraz düşün demekki çekincelerimiz var doğrudur BDP veya ismi her neyse dönemsel olarak hitap ettiği ayağa kaldırmak için senin, benim, onun savunabileceği hedefler belirler, sloganlarda atar ve biz niye, niçin sorusunu sormadan heyecana geliriz bu heyecan bitmeden onlar o sayfayı kapatır, dediklerini unutmuşluğa bırakır artık yeni bir sayfa açılmıştır yeni hedef ve ona uygun söylemler önümüze konulur bu kez aynı heyecanı bir kez daha yaşarız ve sürüp gider aslında aklı selim düşünürsek her seyretiğimizde heyecana geldiğimiz filim aynıdır ama az gider uz gideriz bir hedef yakaladığımız oolmaz kurku böyle kurulmuş niye diye sorman gerekmiyor bunu bende, başkasıda ve sende defalarca yazdık kürt enerjisini boşa çıkarmak BDP veya ismi bir başka parti veya kurum olabilir İmralıdan gelen talimatlara bağlı kaldıkça aynı filmi seyretmeye devam edeceğiz birileri bu oyunu bozabilir mi BDP bu işi yapabilir mi? ben emin değilim yapabilirSE kötü mü olur? elbette olmaz bu şu demektir yapılan İmralıdan gelen talimata göre değil, sahada odan aktörlerin bağımsız insiyatifi ile olmuş demektir her samimi Kürdün istemi budur bu olurSA, böyle davranırlarSa tıpkı senin gibi benimde desteğimi alır sorun burada değil tüm mesele SE SE SE SA SA SA takılmış yeni gençliği tanımam umut onlarda ama eski kuşak ve şu an BDT ve benzeri kurumların başında olanların çoğunu şahsen tanırım kimiylese hak hukukum var bir zamanlar kalbi aklına gelecek en ileri hedef için atan insanlarken bugün emrine girdikleri merkez tarafından içleri boşaltılmış durumdalar bir yetkileri olmadığı gibi bağımsız bir tavır koyma şanslarınıda yitirmişlerdir o ekipten SE SE SE SA SA SA beklemek hayale kapılmak olur ha birde geçerken şunu söyleyeyim bana göre bu ekip için "yaparlarSa, ederlerSE, sürdürürlerSE" demek bile onlara bir neyi açılan kradi olur bence onlar bunu hak etmiyor kendimden geçtim galiba destan oldu galiba hütmetler

Turk egemen mantiginin yasalarinda yaptigi kucuk bir takim degisikliklerdeki guvenirlik demokrasi hazmi acisindan henuz kendini kanitlamis degil, bunun en bariz ornegi gundemde olan KCK davalari diyebiliriz Ergenekon ve benzeri pislik ve cirkefligin dunyaca tescillenmis bir anlayisini Turkiye lehine kirmada bu gun AKP  temizleyici olmaya calisiyor - ne kadar samimiler test babinda da olsa o halde  bu bize ne kadar fayda getirir esasen bu temizlenme asamasinda biz ne kadar bundan nasiplenebiliriz - siyasi becerisi gosterebiliriz akil, Turk egemen mantigina bunu kavramasinda ve donusmesinde kolaylik olarak Sivil Itaatsizlik Eylemlerinin gundelik aktivitede her daim kendisini hissettirmesini elzem kiliyor unutmayalimki gerillaya yonelik halen askeri bir yumusama soz konusu bile degil, operasyonlar suruyor, iklim kosullarindan oturu taraflar kollamada eller tetikten cekilmis degil burada taraf olarak kendisini hesaba aldiran kitle ve dagdaki guce yaslanan anlaminda bir tek BDP varligi goze carpmakta iste bu baglamda bizlerin bu degisimde kendimizi durusumuzu gozden gecirip ezber mantigi bozmamiz gerekmekte Kurd tarafina kazandirmada bilgi, fikir varsa guc babinda yardimci olmamiz gerekiyor ne kadar kimi nasil etkileyebiliyorsak, bu PKK ci tukakaci yok bilmem imralici deme yanlisina kapilmadan birer berfin gibi birbirimize yanasarak kartopu olusturup  gittikce akip buyuyen CIG gibi karsi tarafin hesaplarini altimiza alip kendi varligimizi gostermek durumundayiz her laf acildiginda 40 yil suren savasmi olurmus diyen neredeyse ezber haline gelmis bu tarz retorik konusmalar artik hic bir anlam ifade etmiyor kendi varligimizi su an icin inisiyatif almis Sivil itaatsizlik Eylemlerine gecmis yogun kitleye katilimla  hem bir anlamda sizler cok yoruldunuz, hic yaninizda olamadik ama simdi amac birliginde bir sozde bizden olsun bir omuzda bizden olsun katkisini sunabilmek icin buyrun size destek demeliyiz ve mutlak suretle kitlelerle bulusmaliyiz daha gec kalmadan  yarindan tezi yok  

selamlar bir kere her seyin otesinde tartismak iyidir ikincisi bizim burda tartistigimiz gibi tartismak cok iyidir ucuncusu bugun BDP liler tum ekip o melunun dogum gunu partisinde idi bu onlarin artik alt mi ustmu hangi siniri ise onu gosteriyor bir insan samimi olarak bir manyaga lider olarak baglaniyorsa bu belli acilardan problemli, ancak anlasilmasi gereken bir durumdur bir insan sirf isini yolunda yurutmek icin bunu yapiyorsa bu felaket ve hosgorulmeyecek bir durumdur bu ikisini nasil ayioracagiz? tahminle mi? buna teokratik disiplinler bile yol vermiyor (rahmetli peder, kimsenin muslumanligi veya kafirligi hakkinda soz bize dusmez bunlari kestirme yetisine kullar degil allah sahiptir-o degerlendirecek biz degil-der durudu. bu mesaji teokratik dunyanin dar ortamindan daga genis dunyaya cikartirsak, abdo ya denize duseinin yilana sarildigi gibi sarilan ile, yilana sarilmayi kitabina uygun oldugu icin yapani ayirmak kolay degil, gerekli de degil). bunlari niye yaziyorum bu adama kafayi-ruhu teslim etmis insanlar nihayetinde bizim gelecek planlari yaptigimiz sokaklari caddeleri yamaclari dolduracak insanlar dogada her sey kendini tekrar eder gibi gorunur ama daha derinde mutlaka bir degisim vardir bunu gormek icin illa darwin yetenegine sahip olmamiz gerekmiyor dogadakine benzzer degisim de sosyal, siyasal, kulturel hayatta da var ve bu ilk bakista kendini tekrar eder gibi gorunen periodik olaylarin ardinda kaliyor kolay gorulmuyor olabilir amam degisim asil olandir tekrar ise mecburiyet bu degsimin icinde ona kanal olabilmek icin de hayata sahip cikmak lazim hayata saygi duymak lazim bu sebeple BDP yi vahsi turk and ina karsi cikmaya getiren her ne ise burdaki duruslarai ne kadar guvenilir uzun vadeli olmazsa bile bu tavir diger seylerden bagimsiz olarak dogru bir tavirdir bu eylem dogru bir eylemdir eylemlerin yonledigi problem hepimizin problemi oldugu icin eylem de hepimizin eylemei olmak zorunda baslatanin kim oldugundan bagimsiz bir durum bu. ustelik bugun ogrendim ne yazik ki veya ne ala ki bu vahsi and a kendini tek kurd hareketi olarak sunan Abdoist taifa degil mazlum der  start vermis 2009 da mazlum der kimin orgutu bilmem dindar olduklarini bilirim baska konulrda nokta virgulden baska ortak noktamiz olmazsa bile sirf bu eylemi baslatmis olabildikleri icin tepeden tirnaga takdiri hak ediyorlar simdi cok cok cok cok gecikmis olarak BDP bu hayirli eyleme destek veriyorsa bizlerinde gene cok cok cok geciklmis olarak o eyleme sahip cikmamiz gerek abdoist melaneti bizim taktik ve stratejilerimizden cok hayat curutecek

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.