Skip to main content

KUZEY KÜRT SIYASETCILERIN SIYASETSIZLIGI.

"Avrupa oyaliyor, içe dönelim, Ankara'yi dikkate alalim diyor DTP'nin dis iliskiler sorumlusu ve Genel Baskan yardimcisi Tuncer Bakirhan. Anlasilan odur ki, Ankara'nin bir asra yakin inkar ve imha siyaseti DTP yöneticilerine bir sey anlatamamis. DTP yöneticileri gibi kendi tabaniyla bu kadar rahat eylenebilen baska bir parti herhalde yoktur.Tabii kendileriylede oynayanlar var. Birilerin gölgesi altinda özgürlük mücadelesi verilemez. DTP yönetimi bu basçavuslardan arinmadikça yapacagi kongreler daha öncekilerden farkli olmayacaktir. Türkiye partisi olma hevesi linç salginina bir faydasi olmamisti. Kürt siyaset kadrolari, liderleri ne zaman Ankara ile basbasa kaldilarsa sonlari idam, degisik ölüm yöntemleri ve sürgün olmustur. Ispat yakin tarihimizdir. Avrupa'da çesitli temaslardan bulunan Bakirhan, " kürt sorunun çözümü Avrupa degil, çözüm yeri Türkiyedir. Dedikten sonra söyle buyuruyor;" meclis baskani'ni, Disisler Bakani, AKP milletvekillerini ve muhalefet partilerle görüsmeyi, Avrupa'da her hangi bir üst düzey yetkili ile görüsmeye tercih ederim,"diyor.! Bu siyaset tarziyla Kürtlerin ayaklarinin altina muz kabugu konuluyor.

Kürdistan'in Parçalanarak sömürgelestirilmesinde dolayisiyla Türk, Arap, Acem isgalcilerini basimiza müsalat eden emperyalist devletler elbette suçludur, dolayisiyla yakalarina sarilmak yanlis degildir. Fakat gelinen asamada bu sahanin yolu, yöntemi ve diplomasi siyaseti edabina uygun olmalidir. Oysa bunlarin hiç biri olmadi. Nedenleri basta Bakirhan olmak üzere hepimizce biliniyor, tekrar etmeninde bir faydasi yok artik. Elebtte Kürdistan'in toplumsal demokratik istem ve Ulusal ayriliginin net bir programla dünya devletlerin gündemine götürülmemesi önemli bir kayip nedenidir. Kürt milletinin siyasi, etnisite, dil, kültür, cografi vs.ayrilik ve ayricaliginin temsili istikrarlica yapilmadigi müddetçe sonuç alinamaz. Kürdistan'in devlet hakkinin mesrulugunu savunmazsan mevcut platformlarda belirtmezsen ciddiye alinmazsin. Artik bu gerçekler bazi devlet temsilcileri tarafindan bile anlatiliyor. Bagimsizliga, Federasiyon'a karsi çikan DTP yöneticileri Avrupa'da ne istiyebilir? Varlik nedenlerini inkar eden bir hareketi kim dikkate alacak ?

Herseyden önce Kürtlerle Türklerin kardeslik palavrasi terk edilmeli, halklarin birbirleriyle barisik yasamasi için illede kardes olmalari gerekmiyor. Türklerin kardeslik kavrami kirlidir, tarih boyunca inkar ve imha siyaseti olmustur. Bu kocaman kardeslik yalanlariyla hangi sorun çözüldü? Türklerin her seyi var, kürtlerin hiç bir hakki yok. Kendini kandirmakla, kürt milletine ve dünya'ya yalan söylemekle sorun dahada çözümsüzlestiriliyor. Böyle kardeslik olurmu? Türk tv.programlarinda gerillalar sahsinda kürtlere karsi kin kusuyorlar, türk irkçiligi ayuka çikariliyor. Kürt sorununda fasisti, Solcusu, Islamcisi, liberali aynilasmistir. Bu katillerle neyin kardesligi savunuluyor? Her Ulus kendi bayragi altinda safa girerek, kendi dilini tarihini, kültürünü ve siyaset felsefesini, bilimsel sosyolojik gerçegiyle bütünleserek var olmustur. Kürt ulusunun bu tarihsel ayricaliklarini bayraklastirmayan siyaset temsilcileri ne adina muhatap alinacaklar? Bir çok Avrupali akademisiyen, siyasetçi, diplomat; "kuzey kürt temsilcilerin ne istedigi belli degildir" derken bu gerçegi vurguluyorlar.

Irlanda ve Bask milletinin özgürlük temsilcileri ulusal misyonlarindan ayrilmadilar. Ingiliz, Ispanya partileriyiz demediler. Ulusal temsillerini, Milletsel varliklarini her platformda saygin ve israrla savundular. DTP yöneticileri; "Biz türkiye partisiyiz" dedikçe türk irkçiligi daha bir azginlasti. Daha çok türk medyasi ve siyasetçilerin provokatif soru ve hakaretlerine maruz kaldilar. Kürt siyasetçilerin bu edilgen anti kürtçü politikalari halkimizi rencide etti, özgürlük ve bagimsizlik inançlarini epey zedeledi. Sömürge ve isgal altinda olan bütün uluslarin felsefesi kurtulus siyasetidir. Bütün Dünya uluslari bu yolu izledi. Ulusal taleplerden israrli davranmasan, degil Avrupa, düsmanin bile seni ciddiye almaz. Bunlar sonuçtur. Milli misaki sinirlarini savunma siyasetin mayasi 1999'da atildi, maliyeti agir oldu. Kürt Ulusal devletlesme hedefinden yesillikler korunsun, icazetli esbaskanlar bollassin derekesine düsüldü. Baris güvercinligi devlet siyasetine yatma olarak anlasilinca elbette muhatap alinamazsin.

Kürt milletin kurtulus hedefi sasirtildi, program her defasinda sil bastan alindi. Bu siyasetçiler; halkimiza zaman kayip ettirmekten, devlete sirin görünmekten baska bir islevleri olmadi. Mevcut siyasetle en ufak bir sonuç alinmamistir ve alinacagina'da kimse inanmiyor. Eger türk devletinin kürt düsmanligi sinirlara dayanmissa ve bu kadar cesaretli bir hale gelmisse halkimiz adina savunulan bu kisiliksiz politikalarin payi tayin edicidir. Kürt Ulusal Direnisin caydirici gücü amacindan saptirildi. Ulusal kurtulus davasi esir siyasetine endekslendi. Mevcut yanlislara karsi çikmaya çalisanlar ihanetçi olarak damgalandilar, köse baslari inançsiz, dalkavukçu, siyaset üretemeyen çikar çevrelerince tutuldu.
Onbinlerin kani, milyonlarin emegiyle elde edilen kazanimlar, mücadele araçlariyla olusan miras tüketilmenin esigine getirildi. Ulusal kafalar sakatlandi, Linç manzaralarina ragmen isgal altinda olmanin verdigi haklilikla kürtçülük öfkesi ve ulusal siyaseti örgütlenilmedi. Bütün bu geri saymalar tc'yi dahada saldirganlastirdi. Mahkum edilmesi gerekenler mazlum pozusuyonuna dösürüldü. Sömürgeci,TC Isgal cenderesinde tutugu Kürtleri ve savunma güçlerini ABD, AB devletlerine sikayet edecek etaba getirildi. Isgalcilerin isgal altinda tutugu bir ulusu dünya devletlerine sikayet etme asamasina gelindi. Ve özcesi yüzbinlerin gücünü arkasina alan sözüm ona lider ve siyasetçilerin kürtlere maliyeti bu olmustur. Suçu disinizda arayarak kendinizi temize çikaramazsiniz. Suç çevrenizde degil ulusal olmayan yanlis siyasetinizdedir.Türkler kürt parano'yasina tutulmus, sizde kariyer, baskanlik paranoya'sina tutulmussunuz.

Kürdistan'da yükselen Ulusal öfke; Ulusal bir örgütlenme siyasetine dönüstürülseydi sonuç böyle olmayacakti. Kaçirilan tarihi firsatlar sonucu insiyatif düsman cephesine geçmistir.Yeniden insiyatifin el degistirmesinin yolu; bütün kürdistan ulusal güçleriyle demokratik, barisik ve ulusal birlik siyasetini esas almaktir. Kürt ulusu kendisine dayatilan kemalist, teslimiyet projesini kabul etmeyecektir. Kuzey Kürdistan özel olarak türk isgali altindadir ve elbette kalici çözümün yolu Türk Isgalin Son Bulmasidir. Fakat Kürdistan genel olarak uluslararasi bir sömürge oldugunda dünyanin büyük devletlerini'de yakinen ilgilendirmektedir.Türk sömürgecilgin kaliciligina onay veren emperyalist devletler mevcut durumun sürdürülmesi için bu güne kadar TC'yi maddi, manevi, diplomatik ve askeri olarak her türlü destegi sunmus ve sunmaya devam etmektedirler. Dolayisiyla sömürge kürdistan'in boyutu çok taraflidir. Kürtler adina siyaset yapan, Bakirhan'in bu gerçekleri bilmezlikten gelmesi düsündürücüdür.

Kürdistan'nin bütün parçalarinin özgürlesmesi Kürt siyasetçilerin isgalcilerine karsi açik tavir almakla birlikte degisen dünya kosullarina uygun olarak kürt sorunun çözümünden yana olan devletlerle stratejik itifak gelistirmekle olur. Kürdistan'in bir asra yaklasan sömürge statüsünden pay sahibi olan emperyalist devletlerin oyalama siyasetleri, kuzey kürt siyasetçilerin siyasetsizligi ve istikrarsizligiyla yakinen alakalidir. Bakirhan'in dosyasinda kürt ulusal özgürlügün temsili, birlikte yasayamamanin nedenleri açiklanmiyor. Kürdistan ulusal ayrilik hakkini savunmayanlarin sikayet hakki olabilir mi? Ulusal kurtulus davayi kisilere endeksleme mantigiyla olumlu sonuç alinamaz, ama tersi olur. Eski siyasetlere oynayan devletler bile kayip ettiler. Geçmis itibariyla Ortadogu ve Kürdistan'da söz sahibi olan Rusya, Fransa ve benzerleri Saddam atina oynayinca eski çikarlarindan oldular. Cikarlar yeni mütefiklerle birlikte el degistirmistir. Federal Irak, Lübnan ve Filistin'de sürdürülen çatisma ve kargasa bu degismenin rant kavgasidir. Eski politikalara ve klasik sömürgelere oynayanlar bir daha kazanamayacaklardir.

Yillardir siyasetle ugrasan bu siyasetçilerimiz yeni bir bulusmus gibi eski devlet argümanlarini yeniden kürtlerin gündemine tasimalari siyasi cahilik degilse planlidir. Içte agir bir inkar yasayan ve uluslararasi sömürge statüsüne sahip kürdistan için, 'bu bizim iç meselemizdir' biçiminde tahlillerde bulunanlar AB tarafindan nasil muhatap alinacaklar?. Kürtler'in Avrupa devletleriyle diplomatik iliski gelistirme çabalari, Bakirhan'nin isaret ettigi sömürgeci siyasetçilerle görüsmeye engel degildir. Ancak bu siyaset tarzi Bakirhan'dan çok türk devletin resmi tezleri oldugu bütün siyaset camiasi tarafindan bilinmiyor degildir. Kürtleri dünya devletleriyle iliskisizlestirmek TC siyasetidir. Bakirhan'nin olumlayarak bahs ettigi türk siyasetçileri, özellikle Basbakan, Disisleri Bakani ve muhalefet liderleri küzey kürtlerini elde etmis rahatligiyla bütün enerjilerini Güney Kürdistan'i özellikle Kerkuk'u karistirmakla meskuldürler. Bu kürt düsmanlariyla simdiye kadar hangi sorun çözüldü ?

M.Kobal Aryali 11 02 2007

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.