Skip to main content
Submitted by Rojgar Merdoxi on 7 October 2010


Bu arada KDP önderlerinden ve İkinci Kongre'de Merkez Komitesine seçilen Sadiqi Henceri Azer hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboluyor!!!!
Sadiqi Henciri Azer Olayı, bir yandan genel olarak KDP(İran) kadro ve taraftarları arasında paniğe neden olurken, diğer yandan ve özellikle daha önce ilişkileri „Komitey Saxkeri“ ile birleşme meselesinde kopan Suleyman Muini ve Ahmed Tevfik arasındaki köprüler tümden koptu.
Bilindiği gibi Ahmed Tevfik'e rağmen Suleyman Muini ve Sadiqi Henciri ekibi „Komitey Saxker“in merkez üyelerini KDP'ye geri almışlardı.
Bu arada Sadiqi Henciri Azer hiç bir iz bırakmadan ortadan kaybolmasından sonra Suleyman Muini Ahmed Tevfik'i bu olayın sorumlusu olarak lanse etti.

Suleyman Muini olayı hakkında var olan bilgileri aktarmadan önce Sadiqi Henciri Azer hakkında bazı bilgileri vermekten yarar var. Çünkü bu Kürd şahsiyeti hakkında da Kuzey Kürdistan'da hiç bir bilgi yok. KDP 2.Kongresinde divanda bulunan, merkeze seçilen ve bazı kaynaklara göre „2.Kongre'nin ideologu“ olan Sadiqi Henciri Azer Kimdir?

Sadiqi Henceri 1924 yılında Doğu Kürdistan'ın Mehabad şehrinde dünyaya gözlerini açıyor. Babasının ismi Heme Resul ve annesinin ismi Ayşedir. Sadiqi Henciri ilk ve orta dereceli eğitimini yaptıktan sonra öğretmen olarak işe başlıyor. 1945 yılında Milli Eğitim Müdürlüğünde görevlendiriliyor ve okullarda dersler veriyor. Kürdistan Demokrat Partisi kurulduğunda Sadiqi Henciri partiye üye oluyor. Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti döneminde Sadiqi Henciri öğrenci örgütlenmesinde sorumlu ve „Kovari Kurdistan“ adlı dergide de önemli rolü vardı. Bazen de bu dergiye makalelerde yazardı.
Sadiqi Henciri, Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti döneminde de „Marksist ve Leninisti“. Sadiqi Henciri „Kürdistan Matbaa“sının çalışanlarını greve teşfik ettiğinden dolayı Heme Huseyinxani Seyfi Qazi tarafından işten atılıyor.(Dr. Serdeşti, Le Yadi Çil Saley Şunewinkirdini Sadiqi Henciri da, Dimane 07.09.2006)
Sadiqi Henciri, Cumhuriyetin yıkılmasından sonra Tahran'a gidiyor ve bu şehrin yakınında bir köyde öğretmenliğe başlıyor. Sadiqi Henciri 1949 yılında Tudeh Partisine üye oluyor. Aynı dönemde Sadiqi Henciri Tahran'daki Yüksek Öğretim Kurulunda memur olarak bir iş buluyor ve Tahran'a taşınıyor. Ayni dönemlerde Ahmed Tevfik, Qani Biluryan, Rehimi Sultanyan, Aziz Yusufi, Abdullah Eyubiyan vb. Genç kadroların önderliğinde Kürdistan Demokrat Partisi yeniden oluşturuyor.. 1951 yazında Tahran'da Tudeh ve KDP arasında bir antlaşma yapılıyor. KDP, Tudeh'in „Kürdistan Komitesi“ haline geliyor. Dr. Qasimlo dahil KDP tarihi ile ilgilenen tüm araştırmacılar sözkonusu toplantıda „Tudeh ve KDP arasında örgütsel birlik sağlandığını“ yazıyorlar. Bu örgütsel birliğin ilginç yanı KDP kendi ismini parti olarak koruyor, fakat örgütsel olarak Tudeh'in merkezine bağlanıyor. Dr. Serdeşti'ye göre bu birleşme olayında Sadiqi Henciri ve Sarmeddini Sadiq Weziri önemli rol oynuyorlar.

Qani Biluryan Anılarında Güney Kürdistan'da bulunduğu bir sırada Ahmed Tevfik'in Esad Xudayar aracılığı ile kendisine „en kısa zamanda Tebriz dön... Parti Kurdistan Gazetesini çıkarma kararı aldı“ diye yazıyor. (Esad Xudayar'ın ilginç bir yaşamı var. KDP'nin eski kadrolarındandır. Ahmed Tevfik'in talimatı ile Savak'ın içine giriyor. Daha sonra Güney Kürdistan'da öldürülüyor. İmkan bulursam onun kısa yaşamı üzerine durmak istiyorum) Biluryan Doğu Kürdistan'a geri dönüyor. KDP, „Azerbeycan Demokratik Fırkası“ ile anlaşarak onların matbaasında merkezi yayın organları olan „Kurdistan Gazetesini“ çıkarma kararı alıyor.
1954 yılında Sadiqi Henciri ve Dr. Abdulrahman Qasimlo Tahran'dan Tebriz'e geliyorlar.. Bu ikili Kurdistan gazetesinin Farsça yazılarını yazıyorlar. Bu süreçte Kürdistan Gazetesinin 5 sayısı çıkıyor. Daha sonra matbaa Savak tarafından deşifre edilince tutuklanmalar başlıyor.. Aziz Yusufi o dönem tutuklanıyor. Matbaanın polis tarafından ortaya çıkarılmasından sonra Kurdistan Gazetesinin yayın hayatı da duruyor.

Savak ajanları Tudeh'e ciddi darbeler vurmuş ve örgütün bir dizi yönetici kadrosu polisle birlikte çalışıyor.

1955 yılının ilkbaharında KDP yöneticileri Tahran'da Sadiqi Henciri'nin evinde genel durumu değerlendirmek amacıyla bir toplantı yapıyorlar. Bu konuda Qani Biluryan şöyle yazıyor: „Ben arkadaşlardan toplantı için Tahran'a gelmelerini istedim. Suleymani Muini, Haşim Heqtalep, Hemed Emini Ratibi, Abdullah İshaki ve Eshad Xudayar Tahran'a geldiler. Abdulrahman Qasimlo ve Sadiqi Henciri'de bu toplantıya katıldılar. Sadiqi Henciri Tudeh Partisinden kopmuştu ve bize çok ciddi bir şekilde yardım ediyordu.. Abdullah İshaki ve Haşim Heqtaleb Kürdistan'daki hareket içinde Ahmed Tevfik ve Qadir Şerif kod isimleriyle çok ünlü olmuşlardı. Bu toplantı 1955 ilkbaharında yapıldı.“.(Qani Biluryan, Alakok, beserhatekani siyasi jiyanim, Stockholm 1997, s 155)

Bu toplantıda KDP iki önemli karar alıyor:

1)Tudeh ile olan örgütsel birliğe son veriyorlar. Gerekçe olarak polisin Tudeh üzerinden KDP'ye darbe vurması olayı gündeme getiriyor. Dr. Qasimlo'dan Tudeh ile olan örgütsel ilişkilerini kesmesini istiyorlar. Qasimlo'da kabul ediyor.

2)İkinci nokta ise Tudeh'in askeri darbe karşısındaki pasif tutumunun eleştirisiydi.. KDP bu toplantıda Tudeh'i eleştiriyor. Biri Tudeh yönetimine ve diğeri ise Sovyetler Birliği Komunist Partisi'ne olmak üzere iki mektup yazıyor. Bu mektupları yurtdışına çıkarmak için Dr. Qasımlo'ya veriyor..

Biluryan Dr. Qasimlo'nun mektupları Bağdat'ta bulunan Tudeh Sekreteri Radminiş'e verdiğini iddia ediyor. Dr. Qasimlo ise mektupları yurtdışına çıkardığını, yurtdışında bulunan Tudeh yöneticilerine ve SBKP'ye ulaştırdığını yazıyor.
Hamid Gewheri'nin aktardığına Dr. Qasimlo'nun „Tekoşer“in 27.sayısının ekine yazdığı makalede:

Bizim o dönemler Tudeh ile uzun bir süreden beri temaslarımız vardı. Biz güçlü bir şekilde Tudeh'in düşüncelerinden etkilenmiştik. Bize göre Tudeh'in ülke içindeki teşkilatının faaliyetleri yanlıştı. Bize göre Tudeh'in dışarıda olan Radminiş ve İskender gibi kadroları daha iyiler. Bundan dolayı Kürdistan Komitesi dışarıdakilerle ilişki kurma kararı aldı. Ben bu konuda görev aldım. Önce Irak'a ve oradan yurtdışına çıktım. Dışarıda ben hem Tudeh Partisi'yle ve hem de Sovyetlerle ilişki kurdum. Bu ilişki 34 yıl önce yani 1955 yılında oldu. Onlarla uzun uzun konuştum. Onlarda bana istemleriniz doğru ve yerindedir, tatbik edeceğiz. Sen ülkeye dön ve arkadaşlarına söyle dediler“ diyor.(Hamid Gewheri, Hizbi Demokrati Kurdistan, beşi çarem, http://hamedgohary.kurdblogger.com)

KDP tarihini yazan veya o dönemler KDP içinde önemli pozisyonlarda bulunan ve hatta 1955 baharıda Sadiqi Henciri'nin evinde yapılan toplantıya katılan kadroların bir çoğu bu toplantının KDP'nin Tudeh'e karşı örgütsel bağımsızlığını ilan ettiği toplantı olarak görüyorlar. Daha sonraki süreçte KDP'ye ulusal ve milliyetçi hattın hakim olduğu biliniyor.
Tudeh yöneticilerinden Hikmetcu uzun süre Sadiqi Henciri'nin Tahran'daki evinde kalmıştı. Hikmetcu Romanya'ya gittikten sonra Tudeh'in yakalanan kadroların verdiği bilgilere dayanan polis Sadiqi Henciri'nin evini basıyor ve gözaltına alıyorlar. Bu baskın 14 Eylül 1955 yılında yapılıyor. Sadiqi Henciri belli bir süre tutuklu kaldıktan sonra kefalet karşılığında serbest bırakılıyor. Dr. Serdeşti, Savak belgelerine dayanarak Sadiqi Henciri'nin „ 1957 ve 1959 yılları arasında KDP için çalıştığını“ yazıyor.

Devam edecek

[email protected]

Rojgar Merdoxi

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.