Eşyayı ismiyle çağırmak ahlaki bir kuraldır. Kimi işine gelmediği için bundan özelikle kaçınır. Kimi de karşı taraftan çekindiği için ezop dilini kullanır. Bazen ne demek anaşılsada çoğu zaman dedikleri karanbole yazılır. Kişi kendi çekincelerini sorgulayacağına anlaşılmamazlığının faturasını bir başkasına çıkarır. Mesele zevahiri kurtarmaksa o yapılır.
Türk egemenlik sistem sahiplerine dansöz demek dansözlere hakarettir. Adamların ar perdesi yırtılmış. Tipik Türk dansözlerine taş çıkaracak kadar kıvırırlar. Kendileri bunun farkında. Fakat farkında olmayanlarda var. Bunun başını Türkiyeci Kürd politik çevreleri ve aydınları çekiyor.
Kimi Kürd siyasi ve aydın çevreleri, düşmanlarımıza öylesine sevdalılar ki, şaşırmamak elden değil. Anlattığı hikayeler öylesine yavan ki, düşmanı bile kendilerine güldürecek kıvamdadır.
Tarihlerinde öğrenme diye bir dertleri yoktur. Türk, Arap ve Farsiler Kürd milletine karşı ne kadar canavarlık yapsada onlarda dost ve kardeş keşfetmek yaşam tarzları olur. Türk, Arap ve Farsilere Kürd katili demekten kaçınırlar. Milletinin acılarını dile getireceklerine düşmanın hassasiyetlerini dillendirmeyi vazife bilirler.
Şunu bilmezler mi? Türk, Arap ve Farisiler için “en iyi Kürt ölü Kürt” olduğunu. Bilmemeleri mümkün olmadığına göre millet katilinde dost ve kardeş yaratmaya ne demeli?
Şu açık. Kendi söylemleri. Türk egemenlik sistem sahiplerine göre “sözde vatandaşız”. Dahası “potansiyel düşmanız”. Öyle gördükleri içindir ki, kim Kürd katlederse elinize sağlık anlayışları olmaktadır.
2010 yılı içinde İran Mola rejimi Türkiye'nin “sözde vatandaşı” olan 20 Kürd öldürdü. Öldürülenlerin tamanı sınır boylarında yaşayan köylüler. Hayvanlarını otlatırlarken sürüleri İran tarafına geçtiklerinde onları geri getirmek için sürülerinin peşine düştüklerinde İran Mola rejiminin sınır muhafızları tarafından açılan ateş sonucu öldürülmüşlerdir. Öldürülenlerin hepsi sivil insanlardır.
İran Mola rejimi “sözde vatandaş”larını öldürdüğünde Türk egemenlik sistem sahipleri bırak İran Mola rejiminden özür dilemeyi ve tazminat talebinde bulunmayı tek bir protestoda bile bulunmamışlardır. Olayları görmemezlikten gelmişlerdir.
Bu olup bitenler dünyanın gözü önünde cerayan etmiştir. Bu konuyu ele alan Türkiye kökenli Yahudilere ait “Hastürk” sitesinin şu soruları sormasına neden olmuştur. Bu sorular yerinde sorulardır. Olduğu gibi aşağıya alıyorum.
“1 - İran öldürdüğü 20 Türk vatandaşına tazminat verecek mi?
2 - Hükümet İran'dan özür ve tazminat talebinde bulundu mu?
3 - Bu olay Türkiyeyle İran arasındaki ilişkilerin gerilmesine sebep oldu mu?
4 - Bu konuyu araştırmak için Türkiyede, İranda veya BM nezdinde araştırma komisyonları kuruldu mu?
5- Ölen vatandaşlar şehit midirler?
6- Bütün bu soruların cevabı hayır ise neden hayır?“
Evet bütün bu soruların cevabı hayırdır. Nedeni bellidir. “En iyi Kürt ölü Kürtür” onlara göre. Bu nedenle kim Kürd öldürürse kendi hanelerine bir zafer olarak yazıldığına inanırlar.
Fakat aynı Türkler Mavi Marmara operasyonu sonucu İsrail askeri tarafından öldürülen 9 vatandaşları için dünyayı ayağa kaldırdılar. İşi BM taşıdılar.
Erdoğan, “Biz katile katil deriz” dedi. Katil dediği İsrail. Bununlada kalmadı. “Kendilerinden hesap soracağız“ dedi.
Erdoğan'ın katil algısı farklı.
Sudan diktatörü Ömer'in BM tarafından soykırımcılıkla suçlamasına karşın Erdoğan; “Müslümanlar soykırım yapmaz” dedi.
Hergün Yahudi yerleşim birimlere roket fırlatarak masum sivil insanları katleden Hamas'a katil diyemiyor.
Hariri'yi katleden Hizbullah'a katil demiyor. Hatta Harriri cinayetinin sorumlularını açıklayacak olan raporun bir sene geciktirilmesi için BM başvurmakya çalıştı.
Bunları bir tarafa bırakalım.
Türk egemenlik sistemi başkalarına katil diyeceklerine bir aynaya baksınlar.
Milyonlarca Ermeni, Asuri-Suryani, Yunan ve Kürd'ü soykırımlardan geçirdiler. Bu insanların torunlarından özür dilemeyi, tazminat ödemeyi düşünüyorlar mı?
Bu bir yana yakın tarihimizde 17 bin faili devlet cinayeti var. Kendi itirafları. Kalorifer kazanlarında yakma, asit kuyularında canlı canlı atılarak eritmek gibi bir canavarlık icraatcılarıdır.
İşte insanlık suçu işlemiş bir devlet. Bu suçu işleyen devletin sorumlularından hesap sorma düşünülüyor mu?
Türk Cumhurbaşkanının “eskiyi kurcalamayı bırakın, geleceğe bakın” diyerek unutulmaya bırakıldığı biliniyor.
Peki Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “katile katil deriz” ikiyüzlülüğüne ne demeli?
Aynaya bakarsa kendilerinin katil oğlu katil olduklarını görür. Dedeleri de, babaları da, kendileride katildirler.
Toplum olarak katil sürüleridir. Çocuklarını Kürd öldürmek için askere davulu zurnalı “en büyük asker bizim asker” diyerek uğurlayan bir toplum katil bir toplumdur. Varlığını Kürd'ü öldürme üzerine kurmuş bir toplum katil bir toplumdur.
Türk toplumu kuduz bir toplumdur.
Kimsenin zoruna gitmesin.
Kuduza kuduz deriz!
16 Aralık 2010
Bu bir yana yakın tarihimizde