Mahkemenin  kararından sonra   Şükri ve Nuri beyleri   idam etmek  için  hücrelere  atıyorlar.
O  sıralarda   aslen Mardinli   olan   Osman adlı  biri   hapishaneye bakıyor. Osman,    Osman  Sebri'ye   amcasıyla  görüşmeye  izin veriyor.
Osman Sebri oğleden sonra saat ikiden dokuza kadar amcası Şükri ile birlikte kalıyor. Bu arada Şükri oğlu Qadir'de geliyor ve babasını görüyor.
Şükri oğluna vasiyetnamesini yazıp veriyor. Qadir ağlayarak kendisini babasının kucağına atıyor. Bu arada Osman Sebri'de ağlıyor.
Fakat, Şükri Bey Osman Sebri'ye kızıyor ve „kadın gibi ağlamamasını“ istiyor.
Şükri ağa ailesi ve çocuklarının geleceği için vasiyetnamesini oğlu Qadir'e verdikten sonra, Osman Sebri'ye dönüyor:
„Benim intikamım ve amacıma gelince Osman benim benim oğlum ve davamı sürdürecek olandır“ diyor.
Osman  Sebri: „Bele  ezbeni“  diyor.
Şükri  ağa    güler bir  yüzle  Osman'a   „Boşuna  sana  umudumu bağlamaıştım.  Ben  senin   ailenin  en zor  durumda olduğu anların adamı  olduğununa  inanıyordum.   Erkek ol!!   doğru ol!!  iyi  ol!!  Allah  her zaman senin  yanında  olacak.“
Şükri Ağa biraz nefes aldıktan sonra Osman'a:
„Senin önünde iki görev var: birincisi, intikamımı almaktır. İkincisi ise, gitmek istediğim yolun yolcusu değildim, o yolda gidemedim. Senin bu yolu alman lazım. İlk günden itibaren ortaya çıktı ki senin o büyük ve şerefli yolun adamısın. Önceleri seni iyi tanımamıştım, sonra fark ettim ki Allah bizim ailenin çırasının senin başının üzerine yakmış. Eğer sen iyilikten ayrılmasan, milletinin umudu olursun“ diyor.
Şükri Ağa, Osman Sebri'ye uzun uzun nasihatlardan bulunduktan sonra, Osman Sebri „intikamını kimden alacağım“ diye bir soru soruyor.
Şükri ağa biraz düşündükten sonr 3 kişinin ismini veriyor.
Fakat daha sonra vazgeçiyor ve şöyle diyor:
„Hayır, ikisini bırak. Yalnızca Osman Paşa'nın oğlu Bedir Paşa öldürülmeli ve halk bilmeli ki Haydar Ağa'nın ailesi kanını yerden bırakmaz. Şunu iyi bilmelisin eğer sen onu başkalarının eliyle öldürtürsen, yabancının eliyle ölmüş olur. Eğer sen onu kaleşce öldürürsen, kaleşçe öldürülmüş olur. Mertçe ona doğru git, vurmadan önce ona seslen , söyle nasıl ölmek istiyorsun ve öyle vur“ diyor.
Ayrıca Şükri Ağa Osman Sebri'ye onu ödürdükten sonra bir tepeye çık ve yönünü Diyarbekir'e ver „ Amca senin intikamını aldım“ diye seslen „ bende rahat bir şekilde başımı koyup uyuyayım“ diyor.
Daha sonra  Şükri  ve Nuri ağaları  idam  ediyorlar.  İkiside  Diyarbekir'de  toprağa veriliyorlar.
Burada  dikkat edilmesi gereken  husus     Bedir Paşa'nın  öldürülmesi  olayı  Şükri  Ağa'nın  Osman  Sebri'ye  yaptığı  vasiyettir.
Bu davada mahkum olan 14 kişinin her birini Anadolu'daki bir hapishanesine gönderiyorlar.
Osman Sebri'yi   Denizli'ye.
Necmedin'i   Antalya'ya vs... 
Osman Sebri anılarında Denizli'ye olan yolculuğunu geniş geniş anlatıyor.
Osman Sebri 73 gün Adana zindanında kalıyor. Osman Sebri burada Hüseyin Hilmi Atik'i tanıyor. Bu Hüseyin Hilmi Şeyh Said'in arkadaşı ve aynı zamanda Bingol Kaymakamı mış. Şeyh idam daha sonra cezası 15 yıla indiriliyor. Kendisi Kürd değil, Çerkezmiş. Osman Sebri'ye göre: „bir Kürdten daha fazla Kürdçülük yapıyordu. Ben ülkemi sevme derslerinin ilkini ondan aldım“ diyor. Osman Sebri burada Hanili Salih Bey'in oğlu Hasan'ı da tanıyor. Hasan Bege Behri'nin yeğenide oradaymış..
Daha sonra bunları Adana'dan Konya'ya götürüyorlar. Konya cezaevine 4 Mirdesi, Cemile Çeto'nun 3 oğlu ve iki Silvanlı birlikte götürüyor.
Osman Sebri bu süreçte hiç Hüseyin Hilmi Atik'i unutmuyor. Onun söylemiyle „ ilk defa Kürd olmuyup, Kürd ve Kürdistanı bu kadar seven bir insan ile karşılaşıyordu“(ilginç olan Hüseyin Hilmi on yıl sonra Suriye'ye sığınıyor. O dönem Fransızlar Osman Sebri'yi sürgüne göndermişler. Osman Sebri dündüğü zaman Hilmi vefat etmişti. Yani birbirlerini görmüyorlar.)
Osman  Sebri   3  ay  Konya   zindanında  kalıyor.
Bu cezaevinde  Kürdlerde var.  Mesela    Haymanan   Rişvan  aşiretinden  iki ağa ve  Haymanan  Canbegi  aşiret  reisi de  oradaydı.
Osman Sebri,   o dönemler  Ankara'da  milletvekili olan    dayısı   Haci  Bekir  Bey'e   bir  telgraf  çekiyor.   Bu telgrafta    yanında  bulunduğu   3 kişi ile  Konya'da  kalmak istediğini   ve bu konuda  yardımcı  olmasını  istiyor.  Yoksa  daha sonra  her biri  bir yerlere  atılacak. 
Cezaevindeki Kürdler arasındada sorunlar var. Kör Hüseyin Paşa'nın yeğeni Haydar da orda.. Haydar Cemile Çeto'nun oğlu Felemez'in parasını çalıyor. Aslında Felemez'de Kör Hüseyin Paşa'nın kızıyla evli....
Osman Sebri, Haymanan Kürd ağalarını parayı almak için Haydar'ın üzerine sürüyor. (mesele uzun, geçiyorum)
Bu sefer Osman Sebri Denizli'ye gönderiliyor. Osman Sebri bir yıl ve altı ay Denizli zindanında kalıyor.
O dönemler Denizli zindanında bir hayli Kürd var. Bunlardan biri de Seidi Vartoyidir. Cezası az kaldığından Valinin evi ve bahçesinde de çalışıyormuş. Aslında o dönem Denizli Valisi, Xalid adlı bir Kürd. Saidi Vartoyi'nin tavsiyesi üzerine Vali Osman Sebri'ye gazete gönderiyor. Bazen de Vali'nin oğlu Ali getiriyormuş. Fakat, vali istemiyormuş kimseler onun Kürd olduğunu bilsin..
Bu arada Osman Sebri'nin dayısı Haci Bedir Bey Osman Sebri'ye bir telgraf çekiyor ve şöyle diyor: „ Sen, Zeynel ve Necmedin'in Mersin zindanında bir araya gelmesi konusunda bakanlık izin verdi. Bunun için gereken girişimlerden bulun“...
Osman Sebri Denizli'de kaldığı süre içinde kendisine bir çevre oluşturuyor. Bu çevreyi kendi emeği ile oluşturuyor. Eğer Mersin'e giderse dayısı Haci Bedir'in evi de orada , daha rahat edebilir.
Fakat, Denizli'de bazı bürokratik aksiliklerin yanı sıra Osman Sebri amcası oğlu Necmedin ile aynı cezaevinde kalmak istemiyor. Dayısı Haci Bedir Beye bir mektup yazıyor ve Denizli'de kalmak istediğini bildiriyor.
Fazla uzatmadan 1928 yılında Denizli'de 48 Kürd tutuklu serbest bırakılıyor. Fakat hepsinin yol paraları yok. Bu sefer Kürdler Osman Sebri'nin önerisi üzerine trenin 1. yada 2. kompartımanına binceklerine paralarını diğer Kürdlerle paylaşarak 3. komportiman ile yolculuk yapıyorlar.
Bu arada Haci Bedir Bey ölüyor. Evleri Mersindedir. Osman Sebri biletini Mersin'e kesiyor ve gidip Haci Bedir Bey'in eşine başsağlığı diliyor. Mersinde iki gün kalıyor. Daha sonra Adana'ya gelip tren ile Urfa'ya geçmek istiyor. Osman Sebri, Adana'da tren'e bindiği zaman, bakıyorki, Denizli'deki diğer arkadaşlarıda 3.komportumana binmişler. Hemen onların yanına gidiyor. Bu arada Şeyh Emin Osman Sebri'ye: „ Qedri Cemil Paşa ile eşide trendeler ve sürgünden dönüyorlar. Ben ona senden söz ettim seninle tanışmak istiyor.“ diyor.
Devam edecek.
Aso Zagrosi