Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 13 May 2010

Burkay'ın anıları ve çifte standart

TKSP ve PSK eski genel sekreteri, siyasetçi ve edebiyatçı Kemal Burkay'ın yayınlanan anılarının 2.cildi merkezinde tartışmalar sürüyor.
Kemal Burkay'ın anılarında ileri sürdüğü görüşlere karşı eski ’yol arkadaşları' görüşlerini yazdılar.

Kemal Burkay da cevabi yazılarla bunlara cevap vermeye başladı. Yazdıklarından pişman olmadığını açıkladı.

Kemal Burkay'ın eleştirilmesi PSK çevrelerinde bir öfke yaratmış.
PSK sitesinde ve ilgili yerlerde Kemal Burkay'ın yazdıkları sahipleniliyor.
PSK de ayrıca bir bildiri ile bu tutumu resmileştirdi.

İbrahim Aksoy'un navkurd'da yayınlanan ’kemal burkay geliyor' başlıklı yazıdan sonra PSK bir bildiri yayınladı.

Bu bildiri bir çok açıdan çok ilginçtir.

Çünkü, PSK'de yer alan eski Kürd kadro ve emekçileri çok somut örneklerle Burkay'ın iddialarına karşı çıktılar.

Cahit Mervan PSK çevresiyle polemiklerinde kendisinin 1991 yılında PSK'den istifa ederken, şu anda genel sekreter olan Mesud Tek'e verdiği istifa mektubunu açıklamalarını istedi.

PSK'nin hazin açıklamasında bu ’karşıt iddialar'ın seviyesi ’çok düşük' bulunmuş!

’Ama ne yazık ki yaşanan bu değil. Ortada henüz düzeyli, kapsamlı bir inceleme ve eleştiri yok. Ama tepki gösterenler (ki bunların çoğu bir dönem partimizde çalışıp, sonra şu veya bu nedenle örgüt dışına düşenlerdir ve içlerinde o dönem yönetici konumunda olanlar da var) genellikle kitapta bazı eleştirilere uğrayanlar, kendileri ve yakınları hakkında yazılanları beğenmeyenlerdir. Tepkilerinin dil ve üslup olarak düzeyi ise, bazı istisnalar dışında oldukça düşük.'

PSK'nin elinde belli ki bir de ’seviye ölçme' cetveli gibi alet edavatlar da var.
Ama bu alet edavatlar onların ’seviyesizlik'lerini ölçemiyor.

Yıllar önce PSK yayınlarında Kemal Burkay takma isimlerle bir çok Kürd şahsiyetini karalayan, çamur atan yazılar yazdı.

Bu ’seviye' aletleri o zaman ortaya çıkmadı.

Takma isimle ’MahmudÄ• MÄ•rkusÄ­' başlıkla bir yazıyla merhum Mahmud Baksi'ye hakaret ettiğinde bu ’seviye' ölçücülerinden ses seda çıkmadı.
PSK yayınlarında Mahmud Baksi, Ferda Çetin ve Cahit Mervan için yazılan ’Kağnı gölgesinde yürüyen itler' başlıklı yazı yayınlandığında da kimse yazısını filan PSK sitesinden veya yayın organından çekmediler.
İbrahim Aksoy'un yazısındaki üslup eleştirilebilir.

Ama oradaki iddialar önemlidir.

Zira Güney Kürdistan'da PSK saflarında kurşuna dizme olayı bir vakıadır.
Bir kişi ölmüştür, bir kaç kişi yaralanmıştır.

Bu olay o zaman Medya Güneşi gazetesinde de yer almıştı. Benim arşivimde bulunuyor.

Bu olayda yer alanlardan birisi -aklımda yanlış kalmadıysa- Güney'de hapse atıldı.

1994 yılında Safin Dızayi ile bir görüşmemde bana ’kanunları uygulamalarının' tepkiyle karşılandığını söylemişti.

Yani, PSK işlenen bir cinayetin fail veya faillerinin cezalandırılmasından rahatsız olmuştu.

Bu olayda yer alan kişiler ismen de şahsen de Kürdler tarafından biliniyor.
İbrahim Aksoy'un yazısından sonra Mehmet Bayrak ’Navkurd' sitesinden yazılarını çekti, Rıza Çolpan da hemşehrilik duygularıyla Kemal Burkay'a sahip çıktı.

Demokraside, düşünce ve ifade özgürlüğünde çifte standart yoktur.
Yukarıda verdiğim örneklerde Mehmet Bayrak ile Rıza Çolpan aynı duyarlılığı gösterselerdi bu tutumlarının bir anlamı olabilirdi.

Ama ’kağnı gölgesinde itler' diye birilerine küfür ve hakarete şapka çıkarıp İbrahim Aksoy'un üslubu sert açıklamasına komplocu bir anlayışla, reddiyecilikle cevap vermek oportünizmdir.

Oportünizm nedir?

TKSP'nin eski kadrolarından İhsan Aksoy'un Lekolin.com'da yayınlanan röportajındaki şu açıklamalar oportünizmi anlamamıza yardımcı olabilir.
“öyle de olur, böyle de olur“ gibi kendine güvenmeyen ikili ve net olmayan bir yol benimsedi.Bağımsızlık mı? Olur da olmaz da? Silahlı mücadele mi? Olur da olmaz da .Türkiye devrimci hareketiyle birlikte örgütlenme mi? Olur da olmaz da.'

Kemal Burkay'ın anıları bir yana..

Kendisi zaten fikir beyan edenleri, kendisini eleştirenleri, maskesini aralayanları ’yeni müşteriler' olarak tanımlayarak çok hafif bir tutum sergiliyor.

PSK çevrelerindeki ’yanlışta ısrar', kendi küfürüne alkış tutumu üzerinde durulması gereken, eleştirilmesi gereken bir tavırdır.

7 Mayıs 2010
Yaşar KARADOĞAN

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.