Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 27 February 2009

[b]Saat 23:00'e[/b] geliyor ve yarin cok islerim var, yatmaya gitsem iyi olur ama en iyisi Michael Rubin'in Free Kürdistan'daki yazilarini okuyayim bakalim Güney'deki yolsuzluklar neymis?

Michael Rubin aktarilan ilk yazinin hemen basinda sunlari yaziyor:„ ... Irak Kürdistanı gündeme geldiğinde yöneticilerinin güvenirsizliği yüzünden uzun vadeli bir Amerika - Kürt ittifakı akılcı olmayacaktır. Yöneticileri bir demokrasi işaret ışığı olacağına daha otokratik modelleri kopyalama eğilimindedir. Irak Kürdistan lideri Mesud Barzani bölgesel bir Nelson Mandela olacağına yeni bir Yaser Arafat olma yolunda ilerlemektedir. Müttefikliğe uygun olduğu konusunda abartılı söylemlerine rağmen Irak Kürdistan'ının hareketleri güvenilir olmadıklarını göstermektedir.“

Ben simdi 4 sayfralik bu yazilari böyle bir bir alinti yapip elestirmek istemiyorum ama Rubin'in hemen yazisinin basinda Barzani'nin demokrat degilde otokratik oldugunu yazmasi beni elbette düsündürdü, cünkü ben Güney ile ilgili bu konularda baska seylerde okumus, Güney'in ABD icin vazgecilmez stratejik bir partner oldugunu ögrenmistim. Eger ABD iste Baskan Barzani, Nelson Mandela degilde Arafat gibi oluyor, demokrat degil otokratiktir, bu nedenle ABD Kürdleri desteklemesin diyorsa bence cok yanlis düsünüyor. Insallah bu yazi Baskan Barzani'nin eline gecmis ve geregi görülmüstür.

Kürdlerin demokrasi tecrübesi 1991'den beri vardir. Yani asagi yukari 18 yil. Bu bence cok uzun degil. Benim Güney'e umudum zaten gelecek icindir. Biz yabanci egemenligine son verelimde, olsunda bizde otoktasi olsun, biz onunlada basa cikmayi elbette ögrenecegiz. Zaten Güney Kürdistan geri kalmis, medeniyetli kanunlardan, hak-hukuktan uzak bir bölge. Orasi 18 yilda veya bir günde güllük gülüstanlik olmaz!

Otokrasi: egemenlik kullanımında sınırlama ve denetimin olmadığı, iktidarın kendinden başka hesap vereceği muhatabının bulunmadığı, yönetimin kişi ya da grubun elinde toplandığı yönetim şekli. ( autos kendi, kratos erk) hükümdarın, tüm siyasal erki elinde bulundurduğu yönetim biçimi. (Internet) Zaten Güney'de cogu yerlerde orman kanunlarinin halen hüküm sürdügünü biliyoruz. Bunu simdilik inkar eden, Güney'in dört dörtlük oldugunu savunan kimse yoktur. Hanife bu yazilari okur ve belki bir cevap verir ama ben en iyisi simdilik yatmaya gideyim.

Ayrica Barzani'nin kontosunda 2 milyar, Talabani'nin 400 bin milyon oldugu zaten biliniyor. Ne yapalim Bill Gates'inde 70 milyari vardir. Ya diger dünya zenginlerinin? Tabii onlarin sözde kazanilmis para, Talabani ve Barzani'nin ise halkin parasidir.

Dogrusu benim bu tür seylere artik aklim ermiyor. Bu heriflerde vicdan denilen birsey yok mu? Sipan'in saat ücreti 7,50 Euro. Bazen düsünüyorumda Sipan herhalde hakli. Mirxas bir idealist, insanin genelde iyi olduguna inaniyor. Bilim, teknoloji, demokrasi ve egitimin gelisimiyle, insanlarinda gelisecegini, yolsuzluga, sömürüye karsi direnecegini düsünüyor.

Ben ise su an bu satirlari karalarken hic birsey artik düsünmüyorum. Düsündügüm tek sey yataga düsmek, yatmak ve yarin isime gücüme bakmak. Nasilsa besinci bölümü bitirdim, simdi altinci bölümü yaziyorum, bakalim dördüncü bölüme kim ne diyecek? Nedense Isa ve „Okuyucu“dan baska kimse simdiye kadar birsey yazmadi. Kimbilir belki cogu hikayenin sonunu bekliyor ama bu hikaye sonlanacaga hic benzemiyor. Smile ...

Isa bana kelime hazinene dikkat etsen iyi olur demisti. Belki hakli ama „Okuyucu“ bu konuda bence daha hakli, cünkü sadece laf olsun diye baska kelime kullanmayi bende dogru bulmuyorum. Ayrica ben öyle yazmaliyim ki, siradan herkes benim bu yazdiklarimi okuyunca anlasin. Arada bir yabanci veya Almanca/Ingilizce kelimeler kullaniyorum ama bunuda yazinin tuzu biberi olsun diye bilincli yapiyorum. Asil önemli olan bu yaziyi okuyan birisi sözlükle okumamasidir. Bilmem yanlis mi düsünüyorum? Sipan'in „hayatta sade ve yalin olma!“ teorisi sanirim güzel birsey! Böyle giderse eger sigarayi ve kahveyide birakirim herhalde, tamamen bir dervis olurum ...

En iyisi yatmadan evveli bir sigara daha iceyim, yarin baska bir gündür; gün dogmadan neler dogar degil mi Kardesler ... hepinize iyi geceler ve tatli rüyalar diliyorum ...

[b]Persembe, 26. Subat 2009 – 9:18[/b]

Her sabah uyandigimda ise baslamadan önce bir gün önce yazdiklarimi okur ve düzeltirim ama yinede yazi hatalarim oluyor. Insan, ya da ben anlasilan hatalardan kurtulmuyor. Islerimin yogunlugundan artik aksama birseyler yazarim.

[b]Saat 18: 36[/b]

Depresyon, sizi uzun süre umutsuz ve üzgün hissettiren bir ruhsal dengesizlik sürecidir.Umutsuzluk, keder ve düsük enerji krizlerinin yani sira depresyon; isinizde, yasam seklinizde, yasamdan zevk alisinizda, sizde ve sevdiklerinizle iliskilerinizde ciddi anlamda etkiler birakabilir. 80 milyon Almanin yasadigi Almanya'da 4 milyon depressif insan vardir. Bunlardan biride Mirxas'ti. Isterseniz bir yanlisimi düzeltiyim. Mirxas manic-deprsiftir. Yani uzmanlarin bi-polar dedikleri cift uclu bir hastaliktir.

Depresyon diger medikal durumlar gibi kimyasal ve biyolojik kosullar iceriyormus. Yani bilim insanlarinin dedigi gibi, icten gelen (endogen) ve distan gelen (exogen) depresyonlar vardir. Icten gelenler beyinden kaynaklaniyor, yani biyolojiktir, distan gelenler cevreden kaynaklaniyormus. Mirxas'in depresyonlari daha cok beyninden kaynaklaniyor yani endogendir. Buna birde dünyada olup bitenler, cevrede katilinca, yani dis etkenler adam artik birsey yapamaz olmus.

Depresyon, normalin ötesinde gidip gelen ya da gecici diyebilinecek üzüntü ve umutsuzluk halleridir.

Bunalimli ruh hali yani. Yasamsal faaliyetlerden haz almama ya da alamama: Depresyonda kisi kendini üzüntülü, boslukta, hissediyor. İstek kaybının yanı sıra, daha önceki yasantilarinda aldigi zevki su anda almaz. Kisinin uykuları bozulmustur. Eskisi kadar dinlendirici bir uyku uyuyamaz. Geceleri uykudan uyanabilir. Uykuya dalmakta zorlanabiliyormus. Sabahları alistigi saatten erken kalkabilir. Genel bir durgunluk hali sikca gözleniyormus. Bu davranislarina da tabii yansiyor. Ama bazen tam tersi kisi sinirli huzursuz ve aceleci olur.

Depresif kisi kendini yorgun, bitkin hisseder. Degersizlik, sucluluk düsünceleri vardir. Veya normalde kendini suclamayacagi seylerle kendini suclar. Ortada büyük bir hata yokken kendini günahkar hisseder. Unutkanlik, sikilganlik seklinde ortaya cikan dikkat daginikligi da görülebilir.

Yemegi ocakta unutmak. Bir is yaparken aklına baska seyler geldigi icin o isi yapmakta zorlanmak vs. „Ölsem de kurtulsam!“ seklinde ölüm düsünceleri olabilir. İntihar düsünceleri olabilir... Bütün bunlarin sonucu kisi isyerinde calismakta, normalde rahatlikla yaptigi isleri yapmakta zorlanir veya yapamaz.

Mani ise depresyonun tam tersi bir tablodur. Kisi cok canli hareketli disa dönük bir ruh hali icindedir. Kendini her zaman oldugundan daha yetenekli, daha basarili bulur. Cok enerjiktir. Yorulmak bilmez, uyku gereksinimi azalmistir. Konusma miktari cok artmistir. Manik tablonun depresyonla ortak noktalarindan biri. İkisinde de dikkat daginikligi vardir. Bu kadar canli ve enerjik bir insanin dikkati de daginik olunca ortaya daldan dala atlayan, fikirlerin havada ucustugu bir konusma ve düsünme sekli cıkar.

Genel olarak kisinin etkinligi artmistir. Eglencelere katilmak isteyebilir. Örnegin Mirxas'in kontosunda 200 Euro birikmis, Mirxas manik olmus ve gitmis, bütün parasini para automatindan cekmis ve dilencilere dagitmis.

Manik insan, gercekten de insanlara iyilik yapmak isteyebilir. Sanirim bir iki sene önce söyle bir haber cikmisti, belki siz de hatirlarsiniz, bir Japon milyarder, bir kuleye cikarak oradan asagı yüklü bir miktarda para atmisti.

Bir kiside tek basina manik bir tablo veya tek basina depresif bir tablo bulunabiliyormus veya bunlarin ikisi bir arada olabiliyormus.

Manik depresif hastalik bir veya birkac gün içinde olan degisiklikleri göstermez. Bu bahsedilen tablolar haftalar icinde olusur. Mirxas'ta mani cok sik olmaz. Senede bir veya iki kez ücer dörder haftaligina oluyormus. Ben onu tabii yeni tanidim, manik olarak daha hic tanimadim. Yukarida yazdigim bilgilerin cogunu Mirxas bana anlatti, gerisini internette okudum. Saat odur 19:00 geliyor ... ben bu aksam artik birsey yazmiyacagim, Sipan benzinlikte olsaydi oraya gidecegim ama o bugün calismiyor. Artik baska zaman ... Ben simdi ilkin forumlara bakacagim, ondan sonra Kürdistan Post ve Kurdish Aspect'te bir göz atacagim ... ondan sonra yatmaya gidecegim, cünkü yarin erken uyanmam lazim. Dogrusu forumlarada canim hic bakmak istemiyorlar ya! Günlerdir ayni kisiler, ayni konular ve bitmek bilmeyen kisisel didismeler, hakaret ve küfürler. Sipan: „Kürdlerden adam olmaz Alan!“ deyince bende ona Kürdlere laf yok diyordum. Onlardan „adam“ olur hemde bal gibi ama forumlara her göz attigimda maalesef Sipan'a bazen hak vermek geliyor icimden. Ah! Su gelecek 30-40 yil bir saniyede hizli gecse!

Devam edecek ...

hikaye guzel guzel giderken isin icine MR nin alintisini e o tartistigin konuyu sokman bence iyi olmamis. illa bu konular olsun diyorsan bu isi cok daha yumusak daha ustaca yaman gerekir ki gene de literature icin yuk olur. bence sen ilk uc parcadaki kisler arasindan iliskilere geri don. br kurd yazarinin illa her kurd siyasi meselesini hikayesine sokusturmasi gerekiyor mu? acik sozlu direk elestiri yaabilecek alman arkadaslarina bu parcalari okutup onlarin gorusunu de alman iyi olabilir. ne de olsa bizden bir hayli farkli bakis acilari var-bu da isine yarayabilir. daha onceki parcalarda dilaoglar vard burda yok oldu. hic olmazsa kisiyi kendi kendisi ile konustur. yada ic konusma yapsin. direk malumat verir gibi bazi seyleri aciklaman yazmaya calistigini sandigim tarza uygun dusmemis. okuyuzu olarak bu parcayi digerlerini okudugum gibi okumadm. okurken hic zevk almadim bu son parcadan. ic konusmalari cok iyi yapiyorsun ki bu senin yazmaya calistigin hikayeyey de cok uygun. ders verir gibi degil, kendin kendine dusunur gibi yazman daha iyi oluyor. bugunluk bu kadar. kolay gelsin okuyucun

Merhaba, yaptigin elestirin cok yerinde ve sözkonusu altinci bölümü dedigin gibi degistirecegim ama benim böyle yapmamin nedeni bu hikaye daha cok bir günlük gibi olsun istedim. Belli bir süre Sipan, Necla, Mirxas ve Songül ile benim aramda olanlari bir günlük tutuyormusum gibi aktarmak, bellegimize kazimak istedim fakat sen haklisin; ya tümüyle günlük olur, ya da tümüyle hikaye olur ... Sanatta orta yol ölümdür. Bunun bilincindeyim ... Yapici elestirin icin cok, cok tesekkür ediyorum ... Yedinci bölümde söyledigin noktalara daha dikkat ederim .. Selam ve sevgiler

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.