Tarihsel anlamda sadece cografyada yasayan halklar icin degil insanlik acisindandan da oldukca önemli olan bir konuda tarihsel gercekler oldukca bilgi kirliliginin egemen oldugu bir konuda yapilirken kesin ak ve karalarla aciklanamaz.
1915 takilmak sistamatik olarak yapilan bir jenosidi aciklamaya yetmez 1915 baslangic degil bir sonuctur. Bu sonuc tarihsel olarak aciklanamadigi gibi aciklanamamasinin nedenleri ciddi anlamda tartisilmak zorundadir. Bu zorunluluk veya konunun tartislmamasi anlamindaki mutakabat tesadufu olmadigi gibi sadece T.C ve osmanlilylada aciklanamaz. Hele hele ITC tiyle hic aciklanamaz.
Osmanlida uluslasma ve milli dusunceler espirisi her nekadar ITC ille doruga ciksada sorun sistamatik olarak 1800 lerin basindan itibaren uygulamadadir. Bu uygulma bir ermeni kiyami olmaktan cok mezapotamya halklarina yönelik bir uygulamadir.
1639 kastri sirinle olusturulan Kurdistan tampon bölgesi bir statuko olmakla baraber 1800 lerde baslayan statukonun statukosuslastirilmasi eylemi anlamindada okunmalidir. Söz konusu eylem yani statukosuszlastirma birden olusmadi veya osmanli birden cok boyutlu dusunen ve uygulamar yapan (hasta adam) cok guclu adam olmadi olma sansina da sahip degildi.
Alman emperyal iliskiler silsilesi bu anlamda osmanlinin can simidi akilhocasi ve suc ortagi olarak tarihe mal edilmeden veya en azindan bu iliskiler silsilesi aciklaiga kavusturulmadan 1915 aciklanmaz.
1800 lerde baslayip 1950 lere dek devam eden söz konusu bu surec emperyalizm sömurgecilik ve statukoculuk diye tabir edecegimiz bir dönemin toprak,pazar,hammadde ulusal devlet vs ler surecinin iz dusumleridir. Bu iz dusumlerde israrla Alman ve Turk ittifaki devam ederken Ermeni iki yuzlulugude bir okadar devam etmektedir. Surece butun taraflardan daha az donanim ve bilincle taraf olan Kurtler en mazlum halk olmakla bareber zalimlerle kurumsal ve devletsel olmadigi icin iliskileri söz konusu degil ama bir halk olarak ve bu halkin o gunku en buyuk kurkumlarindan olan asiretler duzeyinde yardim ve yatakligi göz ardi edilemez. Bu sorumluluk isbirlikcilik veya geri kalmislikla aciklanan surec olarak dusunulumez. Bu surec Kurtlerin suclulugunu degil sorumluluk anlaminda uzerine duseni yapmadigi veya yapamadigi anlaminda okunmalidir.
Hamidiye alaylarini ne kucumsmek nede buyutmek Kurtler acisindan bir anlam ifade etmemlidir. Hamidiye alaylarinin kurulma gerkcesi ne olursa olsun bunun musebibi kurtler degil osmanli ve dolayisiyla T.C dir. Derken bir cok hamidiye pasasinin sonradan Kurt ayaklanmalarinda yer almasi Kurtlerin karin agrisi olarak görulsede öyle algilanmamalidir. Cunku 1639 la olusan statukonun yeniden olusumu anlaminda bir cok beylik tarfindan algilandigi göz ardi edilemez.
Hamidiye alaylari yari özerk yapilanmalardir. Dikkat edilirse yari özerk deyimi tesadufu degil bilncli bir deyim olarak dusunulurse olaylar daha iyi anlasilir sanirim. Yari özerk yapilar bugun Kurtlere suc kapisi alman ve osmanlinin torunlarina sucsuzluk olarak dönmemelidir. Bunun yagene yolu MEZAPOTAMYA KIYAMLARININ SORUMLULUGU ALMAN EMPERYALIZMINDEN BAGIMSIZ OLARAK TARTISILDIGI VEYA OKUNDUGUNDA BIZE YÖNELIK BIR SUC SILAHI OLARAK DÖNUSECEGI GERCEGI UNUTULMAMALIDIR.
Selam ve sevgiler